Fransız Hariciye Na-| Çin - Japon zırı Ankaraya geliyor Bey- Baştaratı 1 incide kati surette ıubıc edeceği bu nizam nameyi, Sancak dahilinde neşredil- mek üzore, konsoy adına olarak, der hal mandater devlete tebliğ edecek- tir. Diğer taraftan, komite, konsey tarafından 29 mayıs 1937 tarihinde kabul edilmiş olan raporun bir taraf tan ajanların ve memurların tayi- nine ve diğor taraftan ilk seçim ta- rihine dalr bulunan 8 ve 9 numara- 1t fıkralarında münderiç — kararlar ittihaz odecektir. Zira, 15 nisan 1938 tarihini lüzumu kadar tehir edecek- Ür. Koleklerim, — kendilerine yaptı- ğim bu teklifleri kabule mütemayil oldukları takdirde, kendilerine tev- dia müsaraat edecek — olduğum ka- rar suretini kabul edebileceklerdir., Necmeddin Sadakın izahatı Ündeden sonra söz alan Necmed- din Sadak raportöre — ve Türkiya - Fransa arasındaki ihtilâfi halliçin mesal sarfedenlere teşekkür ettik- ten sonra demiştir ki: “— Geğen cuma günü konsey hu- zurundaki benayatımda, hatırmızda kaldığı gibi Sancak meselesinin muh telif safhalarına ait İleri sürmeyi lü zumlu göreceğimiz her türlü taleple ri bu müzakerelerde dermeyan et- mek hakkını mahfuz tuttuğumuzu söylemiştim. Bu son üç gün içinde yaptığırmız husust konuşmalarda hü- kümetim bu nokta üzerine büyük ve haklı bir ohemmiyet atfettiğini tek- rar etmekten ve nazarı dikkat! cel- betmekten hall kalmadım. Ümlt ederim ki, bu sahada bilâha- ra memnuniyete şayan ve ameli hal Büretleri kaydetmek — mümkün ola- cektir. Bugün şunu kaydetmekle iktifa e- Giyorum ki, lüzumunda meseleyi kon sey huzurunda tekrar açacağım, Muhterem İsveç delegesinin rapo- runa gelince, bu raporun konsey ta- rafından kabulünde mutabıkim.,, Frensız delegesinin fikri Necmeddin Sadaktan sonra Fransız delegesi de Tessan söz almış ve getek raportör ve gerek İngiltere ve İsviçre hükümetlerine teşekkür ettikten sonra demiştir ki; “— Şimdi yapdacak olan müzakere- lerden çıkacak kararlar bu suretle ihtiva edecekleri otoriteden öyle parlak bir hakkaniyet mahiyeti istiare edecektir ki, bundan sonra bunlara itiraz etmek kimsenin aklından geçmiyecektir. “Anlaşmanın Milletler Cemiyeti saye- sinde mümkün olduğunu müşahade ve tesbit etmekle seviniyoruz. Bu ciheti, kayit ve işaret etmek bilhassa memnü- niyet verici bir cihettir. Zira, cemiyetin aleyhinde bulunan- lar onun muvaffakryetsizliklerini yegân 'yegân saymak için hiç bir fırsatı kaybet memektedirler. Türkiye, meseleyi, konseye vermek- le, Cenevre müessesesine olan — bütün inanını muhafaza ettiğini isbat etmiş - tir. Kendisine bixiın tarafımızdan da, ee- şim nizamnamesi hakkında yaptığı şi- kâyetlerin tetkikine, bizden beklemek- te halkı olduğu anlayış ruh ve fikrini isbat etmeyi bileceğimizi memnuniyetle tem'n ederim. Bu hattı, hareketi ittihaz ederken, Şarkta yalnız Fransa —Türkiye müna- sebetlerinin değil, ayni zamanda ve bilhassa Suriyenin bizzat istikbalinin merbut olduğu politik istikrar için çalı- şacağımıza kat'iyyen kani bulunuyo- vuz., Ingiliz deleges'nin söyledikleri Ingilteer deleğesi Lord Cranbourn, İngiltere hükümetinin meselede takip edilecek prosedur hakkında bir anlaş- ma hastl olduğunu memnuniyetle öğ - renmiş bulunduğunu söylemiş ve ta- portör hakkında yapılan medhüsenaya iştirak ettikten sonra raportör taralın- dan ihtilâfı bal için teklif edilen usul pek te kullarıslan bir usul olmamakla beraber, bilhassa alâkadar iki aza tara- fından kabul edilmiş olduğuna göre, me seledeki alâkası daha ziyade büvasıta olan bir milletin mümessili sıfatiyle, müştereken kabul edilmiş olan b upro- sedut hakkında teferrüata dair mülâha- za serdine lüzum görmediğini bildir- miş ve demiştir ki: “— Buna binaen, hükümetimin hem Milletler Cemiyeti azası sfatiyle ve hem de Fransa ve Türkiye — hükümetlerine karşı sıkı ve samimi dostluğu sebebile meselenin hallini kolaylaştırmak — İçin tamamen müzaheret edeceğine konse- ye temin ile iktifa edeceğim. Teklif edilen usulün, meselenin ev- velce Milletler Cemiyeti - tarafın'tlan mes'ut bir surette kabul edilmiş olan anlaşmanın ruh ve münderecatına üuy- gun olarak, halline imkân verecceğini samimi sürette Ümit ederim.,, Bugünkü konsey ruğmanesinde yalnız Hatay meselesi olduğu için müzakere- nin hitamında celse nihayetlendirildi. Raportörün talebi üzerine, bu su- retle intihabat nizamnamesinde lâzım gelen tadiliâtı yapmıya memur komis- yon beş Gevletin delegeleri ile hemen ilk içtimamı yaptı. Reisliğe, İsveç murahhası intihap o- lunarak Fransa delegesinin teklifi ve Türkiyenin muvafakati üzerine komiş- yonün 23 şubatta çalışmıya başlamasına karar verildi. Fransız Hariciye Nazırı Ankaraya geliyor Paris, 31 (Hususi) — “Ocuvro ga- zetesi,, Delbosun mart iptidalarında Ankarayı ziyareti esnasında dostluk muahedesini imza etmesi muhtemel olduğunu yazıyor. Asiler bir Ingiliz gemisini batırdı DE- Baştarafı 1 incide Fakat sahih mikdar henüz malüm de- Bildir, Hastahaneler ağzına kadar dolmuş- tur, Tahlisiye işleriyle megğul olanlar, Gdün harab halde bulunan binalarm en İıvoqll müşahit de öldü ? Londra: 1 (A.A.) — Amirallık dai- Tesi cumartesi günü Cebelüttarıka ha- Teket etmiş olan Elymlon admdaki in giliz vapurunun torpillenmiş olduğunu teyid etmektedir. Ademi müdahale komitesi tarafım- dan tayin edilmiş olan İsveçli tarassut zabiti ile ingiliz kaptanım ve karısınm diğer bir zabitin, ikinel çarkçının ve müretebattan yedi kişinin kaybolduk- ları tasrih edilmektedir. 18 yaşındakiler askere alınıyor San Sebastiyen: 31 (A. A.) — Röy tor: Franko 1919 yılmın ilk Üç ayında doğanları #ilâh altma çağırmıştır. Amerikadan selâm Vaşington; 31 (A. A.) — Kongre- nin altmış azası bugün Barselonada toplanmış olan İspanyol Cortes mecli- si azalarına selâmlarını bildiren bir mesaj göndermişlerdir. Salamanka, 1 (ALA.) — General Franko, dün saat 19,30 da yeni kabine azasınıin tayinlerine mütcallik olan ka- rarnameyi imzalamıştır. Yeni kabine, yarın saat 16 da toplanacaktır. Bir müzayede düellosu! Prag, 1 (A.A.) — Bohemyada Stec- kende bir “müzayede düellosu,, yapıl- maktadır. Çekleri Südet memleketini “Çekleştirmekle itbam eden Almanlar milletdaşlarına ait hiçbir binanın Çek - lerine eline geçmesine müsaade etmeme ğe karâr vermişlerdir. Üç gündenberi müzayedeye çıkarılar 80.000 koron 'değerinde küçük bir çift- liğin kıymeti 180.000 korona kadar çıkmıştır, Çek Almanları Partisinin resmi orga- nr olan (Zeit) gazetesinin başmuharriri ile büyük bir çok şirketinin mümeessili durmadan çiftliğin kıymetini arttırmak- tadırlar. Almanlar Benes ve Hodzaya telgraf- lar göndererek bu işe müdahale etme -« lerini istemişlerdir. harbi Baştarafı 1 incide kleri bildiriliyor. Çin Hler Vuhu üzerine taarruslarını da tekrarlamışlardır. Çia yareleri dün Suenson üzerine bir hücum yap- r, Japon mevzilerini bombardı- müan etmişler, ve bu mevklin şimalin de nohri geçmek teşebbüsünde bulu- nan 300 kadar Japonu öÜldürmüşler. dir. Japonların bu mevkideki vazi- )Ul ri sıkışıktır. Şanghaydan takvi- ye kıtaatı beklemaktedirler. Çinliler Mingkuang'dak! Japon hücumlarını süngü hücumlarile dur- durmuşlardır. Japonlar bu muhare- bede 1000 Ülü vermişlerdir. Maama- fih bu harp Çinlilerin de telefat ver melerine sebebiyet vermiştir. Demir yolunum cenup kısmındak! — Japon mevzilerine Çinliler, sık sık ve Ja- ponlara rahatsızlık verecek şekilde baskınlar yapmaktadırlar. Şanghaydan hareket etmiş — olan Japon sefiri Tokyoya varmıştır. Ge- ne Şanghayda Amerikan tebeasın- dan Allisiyona atılan Tokat için Ja- pon hükümetinin verdiği — tarziyeyi Amerika hükümeti — kabul etmiştir. —Japonlar — bu mesela 1- çin bu hüdiszeden mesul krtanm ku- mandanile yirmi neferi harp divanı- na sevkedeceklerdir. Japonya için Londradan esya al- maya gelen Japon bandıralı Haruna Maru vapuruna iiman amelesi eşya yüklemekten Imtlina etmişlerdir. Tokyoda tevkiller Tokyo; 1 (A. A.) — Ekserisi üniver Bite profesörü olmak üzere komünist oldukları iddia edilen on beşi müteca- viz şahıs bu sabah zabrta tarafmdan yapılan bir baskın neticesinde tevkif edilmiştir. Kurtuluş cinayeti B.. » DA EBuştaratı 1 incide vam eden sıkı takibat neticesinde İhsan isminde biri zannaltına alımnmıştır. Sait, bir kaç sene evvel İhsanm babasını öl- dürmüş, hapse girip çıkmıştır. Bun- dan sonra, Rizeden İstanbula gelen Sa- it bürada hırsızlık yapmış, bu yüzdün hapisaneye girmiştir. Sait bapisanede Rizeli Halim ve Se- fer isminde iki kişi ile ahbap olmuş, on- lara bir aralık şöyle demiştir * — Ben Sökmen oğullarından birisini öldürdüm. Hapiste yatıp çıktım, Öldür- düğüm adamın oğlu İhsan peşimde dolaşıyor, beni vurmasından korkuyo- TUM . Müddeiumumillik ve zabırta tarafın- dan yapılan tahkikat sırasında Saidin bu sözleri öğrenilmiş, bunun üzerine İh san yakalanmıştır. İhsan evvelâ cina- yetten haberdar olmadığını, bunu 13 yaşında Mehmet isminde bir çocuğun yapmış olacağını söylemiştir , Dün öğleden sonza İhsanla Mehmet ismindeki çocuk Kurtuluşa götürülmüş- lerdir. Mehmet orala cesedin bulundu- ğu yeri göstermiş, cinayeti kendisinin işlediğini söylemiştir. Fakat biraz son- ra bu ifadesini değiştirmiş, kurşunu boz paltolu biz adamın sıktığını söylemiştir. Bundan sonra ikisi de emniyet mü- dürlüğüne getirilmişler ve tekrar sor- guya çekilmişlerdir. İhsan cinayeti kendisinin işlediğini itiraf etmiş, taban- cayı ne yaptığını söylememiştir. şehri Işgal et Cinayetin 13 yaşında bir çocuğa yük- Tetilmesi İhsanın kendisini bu işten sı- yırmak ve bu suretle idamdan kurtul- mak istemesi yüzündendir. Tahkikat e- hemmiyetle devam etmektedir. DIŞARDA: * Dün Tahran postanesinde bir yangın çıkmış ise do itfaiyenin gayreti sayosin- de iki saat içinde söndürülmüştür. Hasa- rat pek mühim değildir. * Kâğıt fiyatının ve diğer — masarifin yükselmesi sebebile, 1 şubattan — itibaren Paris garetelerinin ekserisi fiyatlarını 40 santimten $0 santime çıkaracaklardır. * Fransız hariciye nazırı — Delbos, dün akşam Cenevfeden Parise dönmüştür. * İran hükâümeti, şeker imali hakkın- da tetkikatta bulunmak üzere — Avrupaya bir heyet göndermeğe karar — vermiştir. Heyet Tahrandan hareket etmiştir. * Mısırda bütün partilere measup elli- den fazla parlamenfta arası İngiltere büyük elçisine bir multıra vermişlerdir. Muh- tırada Arapların Filişlindeki — haklarına —.. FTABER — /Alişam Bostüsi : dit Bu İngiliz bahriyelileri, bir hayır mü essesesinin dağıttığı malzeme ile, HW”, Tn kadınlar gibi, boş saatlorinde fıkaraya süveterler örüyorlar. Tuhaf meşgale değil mi? Da A EAYET ÜSS Dt LNG H0T ÇAM AĞN Balkan tütüncül map> Haztaratı 1 Iocide 'Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan arasıriıda, dünya tütüncülüğünün re- kabetine karşt müttehit bir cepihe almak zaruretiyle kurulması mukarrer olan bu ofis, Bulgar murahhaslarının salâhiyet- sizlik iddia etmeleri yüzünden kurula - mamıştır. Bulgar murahhaslarının kongrede müşahit sıfatı almaları ve Üç mamleket arasında milif birer tütün könseyi ku- rulması karşısında müstenkif vaziyette kalmaları salâhiyet noksanından ziyade Bulgar tütüncülüğünde bir tahdide ta- raftar görünmemelerinden ileri gelmek- tedir. Öğrendiğimize göre, Bulgarlar bil- hassa Almanya ile iktısadi münasebetle rini inkişaf ettirmek suretiyle tütünle. n bu memleketi emin bir mahreç haline sokmak fikrindedirler. Bunun içindir ki tütün istihsalâtinı azaltmak istemiyorlar, Halbuki, Türk, Bulgar ve Yunan tü- tünleri dünya pazarlarında ayni tehli- keye maruz bulunuyorlar, Maliyeti ucuz hatılan ve her sene istihsalâtı artan Vir- jinya ve Japon tütünleri, bu üç mem - leket tütünlerinin dünya cigara imalâtın daki mevkilerini işgale başlamıştır. Di- ğer taraftan gene bu üç memleketin müşterisi olan Almanya, İtalya, Roman- ya ve Çekoslovakya gibi ithalâtçı mem- ketler, son senelerde yerli tütün yetiş- tirmek içine ehemmiyet vermeğe baş- damışlardır. Bu memlekeilerde seneden seneye İstihsalât artmakta pliduğundan İLe YN E b & l FamMa Knılıçt Fcndaı bir kısmtnı gfınıyar.tumı—. rlayet edilmesi istenmekte ve alınan şid- det tedbirleri protesto olunmaktadır. * Hudut münakalâtını tanzim eden Fran sız - İsviçre anlaşması dün imza edilmiş- tir, :ııı'ı'laıul D İi Bıymlıan Nt YEN kraliçeyi selâmlı l SUBAT —P .. « BB ugu Balkanlardan ve bizden aldıkları vt cakları tütün miktdarı da bittabi "ı* cen azalacaktır. Başka bir tehlike de bir çok yeıiı"M Türk, Yunan ve Bulgar tütünleri ' tesinde tütün yetiştirilmeğe bal siyle tezahür etmektedir. Bütün bu ciddi vaziyetler hqîj üç memleket tütüncülüğünün müt bir çephe teşkil ederek muşt:rtk::’, faatlerin icabını beraberce yap! B" lâzın iken Bulgauıtmm münferid et mak istemesi, şüphesiz ki bu memlek tütüncül ün lehine olmıyacaktır: Zaten vaziyetin nezaket ve ciddi 'Ö ni idrak eden Türk ve Yunan muvl"“" ları iki memleket arasında ı;utl'uıv’ mutahık..kalarak bir Türk — Y tütüncülüğü milli konseyi kurulmak karar vermişlerdir. Kongrenin bu kararı, iki hılkw de arzedilmiş bulunmaktadır, İki lekette istihsalâtın, ihracat vuî)':; dahilt ihtiyaç nisbetinde tahdidir ld' cinslerinin ıslâhı, — işletme ıuU:”J tanzimi, standardizasyon için mü9” y tedbirler almması, ihracat teşkilâtf rulması mevzularında yapılan bit “* mühim işler bulunduğundan ) Yunan tütün konseylerinin ıüf'*"ı' rulması kararlaştırılmıştır. Bu İŞ? (, formaliteler kısa bir zamanda Ü';,I cek ve teşekkül nihayet bir iki 4Y y faaliyete geçecektir. Bu]gın'ttlı" iği takdirde bu konseye dahi b * Resmi ııaıisdk)eu yada turizm harekeli l de memlekete, 1936 dan y den yüzde 25 fazlasile, ** gelmiştir,