z an*Rasim Uss İDARE EVİ: istanbul Ankara caddesi Pasin katana» beranbat BA, Telgraf üremi banal HADRR “Yazı işleri telefonu :;23872” 2 : 24370 «: 20339 idare 5. Ispanya hâdiseleri ve Fransa Yazan : Şekip Gündüz SPANYA dahili barbinin de- vammndan ve ademi müdahale prensiplerine saplanıp kalışından do- Zan neticeler Fransada mutedil parti- leri de sol cenah müfritleri gibi düşün- meye zorlamış bulunuyor. Düne kadar İspanya hâdisesini “mevziileştirmek” için “ademi müda hele,, prensiplerine azami taraftarlık etmiş olan radikallerden birçoğu bu- güp eski düşüncelerini doğru bulma- | mağa başlamışlardır. Zira İspanya hâdisesinin bir “sağ - sol” harbinden |: bir krallık veya sol cumhuriyetçilik mücadelesinden bambaşka olan mana- sına akıl erdirmişlerdir. Radikal ve | vü) etti, Paramı başka yerde boz Rdurdum, tam olarak verdim. ğ! toplantmn zabıtnamesine bir göz 'ği gezdirmek Fransız parlâmentosunun ve Fransa iç sryasa âleminin mutedil /âi simaları arasmda “İspanya işlerine |ii müdahale” temayüllerinin neden ve | ne derece artmış ve yayılmış olduğu: | nu anlamıya kâfidir. Bahsettiğimiz toplantıda söz alan radikal ve radikal sosyalist partisi (8 #zasmdan Albert Bayet demiştir ki: (İİ “. Partimiz sol partilerle birleşip İğ bir halk cephesi kurmakla komünist- (5 legmiş addedilemez. Biz fikir ve vic- dan hürriyetlerini kabul etmiş ve bu hürriyetlere sadık kalmakta devam ve ısrar etmiş insanlarız. Bununla bers- Değil mi? Bazı memurlar ve “ Eshabı mesalih ,, ii Bir arkadaşimız anlattı: - “Bu sabah İstanbulun en büyük İbosfahanelerinden birine ilki mektup vermek ioab etti, risinde de dört memur... Mektup kas- hi Mana bakan adam gözlüklü, altmışı- fi İni aşmış... Sıram gelince ben de laş- B râ için İki pul istedim vebir elli ği kuruşluk uzattım. On iki Turuş a5 Jması ve otuz sekiz kurş iade etmesi B Hdzımdı. İhtiyar gayet “yok dedik ya!” diyo emirlerini tek» iirarladılar. Bendeki hayret, tahmin edeceğiniz gibi sinirlenmeye tahav. — Sunu kalmamıştır? — Ne biliyorsunuz? Sizin tasife- niz silngeri buraya koymaktır. Verdi. Tslaktı, mlları mektupları- 'ber bizi sol partilerle anlaştıran se- lü bepleri sadece sıyasada aramak doğ- | ru olmaz. Size, inandığım bir hakika- (8 ti burada tekrarlamakla hususi bir ları içine almmış olacaktır. Bir Fran- sa vatandaşı sıfatiyle faşizmin kat'i surette İspanyada yerleşip kalmasma razı olabilir miyiz? Bu suale toplantıda bulunanlarm hepsi bir ağızdan; , miştir: sızlaşacaktır. Halbuki Avrupada bir harbi kabul ettiğimiz anda şimali Af- rikadaki kuvvetlerimizi nakledememe- miz, harbe girerken mağlüb olmayı kabul etmiş olmakla birdir. Düne ka- dar Avrupada harbederken şimale ve garka karşı cephe tutuyor, Atlas de- nizinden, Akdenizden ve Pirene hudut- larımızdan emin bulunuyorduk. Eğer yarın bir harpte memleketimizin dört tarafında da birer cephe kurmak teh- Hkesiyle karşılaşırsak bu hal “con- mağlübiyetin kötü müjdecisidir. Şim- di, hazır firsat varken yarının bu bü- yük tehlikesini ortadan kaldırmamız icab etmez mi? Fransa faşizmin kar- şısında mütemadiyen gerilemiştir. Her gerileyişimiz Alman ve İtalyan faşiz- mini bir kat daha şımartmıştır. “Ren” gayriaskeri ymıntakasının işgali, Ha- Diye haykırarak mukubele etmiş- lerdir. Hatib sözlerine şöyle devam et- ime kızmış olmalıydı: — Siz inşallah buraya müdür 0 « İn da, işleri daha iyi çevirin... Hani bir lâf vardır: ölmelimi, öl dürmeli mâ diye... Siz gelin de buna başlıyalım ve ittifaklarımızın çözülen bağlarmı yeniden sıkalım. Almanya ile İtalyanın Burgos'a yardım ettiği günlerde bizim Valansı tek başma or- tada bırakmamız doğru olamaz, Orta Avrupada bizimle alay edilmesine, bi- addedilmemize tahammiil etmemiz doğru olamaz. İngiltere ve Amerika ile birleşelim, anlaşalım, İs- panyaya karşı vaziyetimizi değiştire- lim. Orta Avrupa da tekrar bize gele- zim hakir cektir. Evet, Fransa akıllanmağa başlıyor. Faşizmin Mayorkada ve Pirenede bu- Tunabilmesi bu Fransanm bir hatasıy- dr. Fakat Alman ve İtalyan faşizmin Parise ulaşmasından evvel aklını ba- şma toplamsı kendisi için olduğu ka- dar dünya için de az kâr sayılamaz. Şekip GÜNDÜZ Girdim, Postaha- E nede beş müşteri var. Masaların ge- Hatıralarını anlatan CEYMS NOBODİ Eptellicens Servisin en meşhur casuslarından TEFRİKA xo: 22 Işgal altında bulunan bir memlekette düşmanın casusluk merkezi içine girip Kara şeytana Yeni bir oyan Yüzbaşı Bergam ertesi sabah yazıha- nesine indiği zaman beni masa başında galışırken buldu. Telefon rehberini aç- mış, Alöst civarındaki bütün fotoğraf- çıların adreslerini bir kenara kaydet- mekle meşguldüm. Memnunane baktı, gülümsedi ve yazıhanesine yürüdü. — Bugün maşallah hiddetli değil.di- © —Ne 0? Geri mi geldi? Neş'elenme- İ| sinin sırrını şimdi anlıyorum, — Biz bulmadık ki, .Geri yolladılar. — Geri mi yolladılar?. — Evet. Geri yolladılar ve yüzbaşı, bu sebeple dünden daha hiddetli, Me- selede hakikaten hiddetlenmiyecek gi- bi değil, buraya hiçbir yabancı giremez, kapıda nöbetçiler var, İçeriye nasıl gi- rip çıkabilmişler? Akıl, sır grdirmenin imkân: yok.. — Her halde bu işler büyü vasrtasiyle yapılmış da değii!.. — Tabit.. Fakat, gelde sen bu işin içinden çık bakalım!,. 'Tam bu sırada yüzbaşı Bergam'ın ©- dasından ulumuya benzer garip bir hay- kırış işitildi. Boğazlanan bir hayvan sadasına benziyen bu haykırış ikimizi 'de yerinden sıçrattı, yazıhaneye koştuk, Fakat biz daha içeriye girmiştik ki Ka- ra Şeytan dışarı fırladı. Gözleri yerinden oynamış, faltaşı gibi açılmıştı. Yüzü karma karışıktı. E- inde bumburuşuk bir halde büyükçe bir kâğıt tutuyordu. Ürkerek masasının arkasına geçen Pinkofa doğru ilerledi ve sordu? — Ne katlar zamandanberi buradası- nız? — Bir saat kadar oluyor yüzbaşı.. — Buraya ilk gelen siz misiniz?. — Evet. Her zamanki gibi. — Sizden sonra buraya kimler gel di?. — Kimse gelmedi efendim. Kara Şeytan, masaya bir yumruk indirerek bağırdı: Z — Yalan söylüyorsun! Buraya biri- sinin geldiği muhakkak.. Çalışma oda- mın kapısının iç tarafına bu kâğıt kenidi kendine yapışmıyacağına göre buraya her balde birisi geldi. . Elindeki kâğıdı açtı ve Pinkofa w- zattı. Bu kâğıdın üzerinde, Belçikayı temsil eden bir genç kadıri resmi vardı. Resmin altında kocaman harflerle şu cümle yazılmıştı: patılmıştır! Bu cümlenin altında da Almanca şu kıt'a yazılmıştı ; Belgenland is veel te klein; Belgenland moet grooter zyn; Belgenland is veel te klein; Hy moet zyn van 266 tot sün Rhyn! (*) Hayretten dona kaldım. İşgal altında bulunan bir memlekette, düşmanın ca- suşluk merkezi içine kadar girip böyle kâğıt yapıştırmak cür'etlerin en bü- yüğü idi. Pinkof da haykırdı: — Vay canına! Bu işi nasıl yapabil- mişler?. Kara Şeytan köpürdü; Tonton amca. nın pastası kâğıt yapıştırmak cüretlerin en büyüğü idi — Ben senden bunu sorüyörüm ya? Pinkof kızdı: — Ben ne bileyim?. Geceleyin bura da nöbet beklemek benim vasilem mi? Mantık kuvvetli idi, fakat Kara Şeytanı şaşırtmadı: — Mes'uliyeti başkalarma oatmağa çalışmayınız. Bu işten mes'ul olan siz- siniz.. Buranın inzibatını sizin temin et- meniz lâzım. — Müsaade ederseniz izah, « — Müsaade etmiyorum, beni dinle. yeceksinl, — Fakat « — Sana susmanı emrediyorum. Pinkofun sabrı taştı; — Ben de sana kafam: ağırtma, diye emrediyorum. Anladın mı? Artık çok olmağa başladm!. . Yüzbaşı Bergâmi bu söz çileden çı- karmağa kâfi geldi. Elini tabancasının kılıfına uzattı, Ben araya girmek üze- re atıldım. Fakat müdahaleye meydan kalmadı. Yüzbaşı sarsıldı, havada bir istinatgâh ararmış gibi ellerini salladı ve yere düşüverdi, Üstüne eğildim. Yakasını gevşettim. Doktor çağırmak üzere ayağa kalkaca- ğım sırada o kendine geldi, Elini tekrar tabanca kılıfına uzattı. Açtı. Kılıf boş- tul. Afişi Kara Şeytanm oda kapısına yapıştıran adam ayni zamanda onun tabancasını alıp götürmüştü. Kara Şey- tanı az kaldı bir kalb sektesiyle öbür dünyaya götürecek olan bu oyuna doğ- rusu diyecek yoktu. Şimtii Pinkof ve ben, Kara Şeytanın ne yapacğın: incrak etmekteydik, Fekat o, artık sülkünet bulmuştu. Kalktı, bir koltuğa oturdu Ve; — Demek bana ilân: harp ediyorlar, Pekâlâ,, bakalım kim zararlı çıkacak?, Pinkofa döndü: — Dört numaralı emrin yerinç geti- rilmesi için icap edenlere talimat veri- BİZ, Elini uzattı; — Bana darılmadın ya Pinkof?. — Hayır yüzbaşım.. — Mersi.. Kapıyı açtı ve odasma girdi * Pinkof, Mayer ile Duyzberg ve Plan- kı çağırdı; — Şimdi Kültür sokak 149 numara- daki mektebe gidip direktör Mis Kavel ile muavini Mis Vilkinsi tevkif edecek- siniz. Mayet cevap verdi: — Peki efendim. . — Sonra ikisini de turaya getiriniz. Isticvaplarını bizzat yüzbaşı Bergam yapacak, . Bu hölise 5 ağustos 1915 de cereyan etti, Yazihanesine kadar cesurane gelip kendisini maskara eden vatanperverle- re Kara Şeytan iki kadından intikam almak suretiyle mukabele ediyordu. Benim için işin feci tarafı iki zavalkı kadın lehinde bir harekette bulunmak imkânma malik olamayışımdı. Sür'atle Bokemana haber verebilsem bile onla- rın bir şey yapabilmeleri şüpheliyi. (Devamı var) (8) Türkçesi: | malıdır!, « 1 ŞUBAT — 1938 SALI Hicr!: 1358 — Zilkade: 80 Güneyin doğuya Güneşin bati 713 17,3 Hamisin iptidası Bah Öğe iiedi Akşam Yeis 5,19, 12,28 15,08 17,23 1857 Lüzumlu Telefonier " İtina özü: BAZ, mara gen, Üretime içini Gezi , Erenler, deh, Barear, Kemah İçimi Telefon Ehabere De ynagm Örmek kâfir, Basat Hitniyenlz 22713 , Denir. 28.. 2 aze Pesen nane imes bnntni yazgı ı m, Kürt Birkez Beyoğtm: 44514 » bataskeiz BASTA, Salar Mneesii w. Meynğims KETE, ant, Cih; 30083 varemmziyek STOR. y ei eller « Keriiy: Marsel? ili Hermahal, SEZTA Madi: 0U7N0. Meyeğiei © pa Taksi otomobili istemek !€ Meynğim ethem: AGORA Beteir deli 55 - JO Met eleme GDRT, Deniz yolları tanbul nemini ATAN, Karali 4234 ll e . vi Pazar, Sah, Perembe, Cusd i ear. ye haze çıblanuslan kalkar ve Tekirdağ, Mürefte, garıny iskeltlerine uğryarık Karakaya ve” Akdeniz postası: Çarşamba günleri di denize sefer yapılmaz. anat 8,32 da Tophane riklimemelan MA Karadeniz postası: Yarın saat 18 ee reket edecek olan vapur; Akçabey» li, Zonguldak, Filşos, Bartın ve AMS ya uğrayarak Gideye gidecektir. Münakasa iönlari * Teş bin aded şise kapsülü yarın iğ 15 de Kabataşla İnbisarlar levazını £ de pazarlıkla satın alınacaktır. j Geçen senenin © ünand? neler oldu * Kaş şiddetle devam etmektedir. m ra treni 15 #aat eahhürlie şehrimis€ miştir, * Sıhhiye vekâleti hazır ilâçların şeklinde hatalar gördüğü için bu gib ların satılması hakkında yeni bir # name tenzim ötmektedir. Türe ve İni emerieri emmesi ye çen aaa g0 en Gü Se nee Çe ia” Toon Kime ber ma saki de Ave açtır. ? Memleket dışıdeniz sefer! Bemçden ektpeedi Ber Ebm Birkasiğen var ve Avrupadan peel sat 7,25 de Bİ vasalak eder Envamsiyaarl 2040 ön kar. VA20 da, diem pastam ber gün maa Br de 3135 de gelir, ANADOLU HLATTI “üre güm hareket eden gimemdileriee. Sant & de Kenya 0 dn Ankars.ik İve Same, 1430 da Egkireir, İHD m. Mrym adar meler elek Tiyatrolar TEVEMAŞI e KISA Bast 20, SÖRTUK © 3 perde Yazan: Mah PELET üçün tatildi e#rCORET, #9 YEK erç : Bu gece (Bakırköy - MütiYt 0 gece (Üsküdar ee â 'TELLO 4 perde 7 tw - ŞEHZADENASI YUNAN sera” z Hakkı Resen gecesi ö Naşit Ertuğrul Sadi Tek radyo 24 taklitli komedi 3 perde © © rerüsü 1 perde L. e Şrmzannmaşı . za” SENİ Protese ZATİ SUNG çk din gine 2 TayyareleriMi Filistine sef9* yapacakla” Devlet Havayolları ve iğ ket içinde yapılmakta ©”. beşistana tecaviz, İspanyada Alman ve İtalyan müdahalesi hep demokra- simizin hataları, ihmelleri yüzünden mümkün olabilmiştir. Bu hatalı hare- ketlerimiz yüzünden orta Avrupayıda elden kaçırmak Üzereyiz. Orta Avrupa Fransanın kuvvetinden ve kabiliyetle- rinden şüphe etmeye başlamıştır. Yıl- | lardanberi ve hâlâ bizim verdiğimiz | para İle yaşıyan devletler burnumuza | gülmektedirler, Bu ne büyük ayıptır!