ERKEK - KIZ ) ( Ben r Sw Konan Çinili — Melokzad Çini (Terelime ve tklibas hakkı mahfnsdur) — Numara 58 — ana bir mektup yazmıştım Buna kızdığını Sonradan öğrendim Sktubumdan başkalarına bahset- &sine ben de kızdım ve bu hatasını Bir tin Nin Yaz gecesiydi. Yezıhancden eve «n sonra yemek yemiş ve biraz & hava ihtiyaciyle gezmiye çıkmış. Ündü, saat on buçuk suları.da eve Malay zaman bitişik evin sahibi Meiy sesini duydum. Bana sesleni- ie Anneniz bizde, isterseniz siz de Bu da “. Fakat içeriye girip te sarışın kızı R ezsiniz. Odada annem, pansi- sâhibi kadın ve onun erkek karde- n Örtülü yaşlı bir kadın da vardı ta #/Bözlerim yaşlı kadından başka- ni Üy ordu . Mae girdiğim zaman, önce bir ya- ti e, duymuş, herkesi şöyle başla tm, ,, Plâyıvermiştim. Sosyete haya- Mai İYi bilen ve anlayan er sahibi —A A Önce sarışın kızı tanıttı: Yür in Benan hanım. Mağ, dm, elini sıktım, Madam bu “ ve kadını da göstererek: e hanım dedi. Sina <a hürmetle elini öptüm, bir e oturdum.. ük kazın mahcup bir tavrı var- Vw imize çekingen mazarlarla ba- biri v dak O, hiş konuşmuyor, sade ba- pg vde susuyordu, Odada bulunan- e Derin bir süküt Mayra ben bozdum. Sarışın kı- & y N Benan, hanım, - dedim. - İzmirde O, Ümsiniz? Süz Ban, ağır ağır yukarıya kaldırdı. Yüüyee gelmekten korkuyormuş gibi "vap akmadan, gözleri yerde ce- — : &. Me, İzmirin köylerinden birin- İ < miden çok uzak mıdır”. Mar, Kirk kilometre kadar içe- — tp m Beülm de tanıdığım mek- Sen bir kız var. Nuran. Bil — mz Mustnız?, a &. Çok ete tanıyorum. Arkadaşım - ya Yİ görüşürüz. dedi. Ned hin başka mevzulara dökül- > Siz Sonra; a bir he iş Yapıyorsunuz. Zanneder- < €ye gidiyorsunuz., Ma bir avukatla beraber çalışı: Va #emda hukuk imtihanı vere- Nü sün Demek avukat ole- Kl NO Me ve gülümsedi. Her sö- ” eketi bir mâna taşıyan bu Ni benle çok temiz bir intiba Min Genç kırlara ve kadınlara We ka, ipliği buna da yapmak he- biz Bu harketin bende haline geldiğini görü- b çap yenede, boş bir saatim- Mayer pi” boşuna gidecek şekil İle ee yazim. Bunu Muz tay erdim, Mektubumda ken- Ap beklediğimi de ilâve et- a ma “ne olur ne olmazI,,, di. Yalnız mektup- Weti pek te istemiyerek kabul | Börünce nasıl sevindiğimi tasav- | açıkça yüzüne vurmak istedim dı. Bu ne münasebetsizlik diye söylen- di. Birdenbire şaşaladım ve kızdım. Ke- keleyerek; — Ben fena bir şey yazmadım ki, kızmıya hakkı olsun, dedim. Bunu asabi bir tonla söylediğim için kızdığımı anlamıştı. Bu bahsi bir daha açmadı. Fakat ben | Bınana bu mânasız hareke İçin çök | kızmıştım. ve bu hatasını yüzüne vur- mak için derhal bir mektup daha yaz- dım. Bunda mektubu sadece şahsına yazdığımı, bundan bir başkasına bah- setmekte veya bunu bir başkasına oku- masında mâna olmadığını teessüfle bil- | dirdim. Bu mektubu, ertesi gün” benden okumak için İstediği bir romanın âra- sına koyarak verdim, O günden sonra Benanın bana karşı hareketi tamamen değişmişti, Beni, mânalı bakışlarla sü- züyor ve konuşurken mütemadiyen is- tihza eder gibi görünüyordu. Onun bu tarzı hareketi gücüme gidiyor ve be- nimle alay ettiğini sanarak Içzıyordum. Şimdiye kadar rastladığım, konuştu- ğum kızlar ve kadınların böyle bir ha- reketiyle karşılaşmamıştım. Onun bu hali bana çok dokunuyordu. Âdeta izzetinefsimi gıcıklamıştı, İ- çimde bir kin uyanmağa başlamıştı. O- nun gururunu kirmak, müstehz! nazar- larından kurtulmak için kurnazlıkla tuzağıma düşürmeği taraslardım. Onu elde ettikten sonra kız olduğumu söylemiyerek kendisiyle alay ettiğimi bu işi sırf gururunu kırmak için yap- tığımı söyliyecektim, Yavaş yavaş ve büyük bir soğukkanlılıkla bu plânın İ tatbikine koyuldum, İ © Günlerden bir gün Benan ile annesi Iı ne verdiğim bir sözü tuttum. Onları İ müzeye götürecek ve İstanbulun müh- telif semtlerini gezdirecektim. Benan, ilk defa İstanbula gelmişti. Kendisi (0...) İz muallim mektebinden 1932 se- nesinde mezun olmuştu, Mezun olduğu mektebin bulunduğu vilâyette doğmuş, büyümüş bir kızdı. Istanbul radyosu 18, İstanbul könservatuvarı talebesi kon seri, Fransız tiyalrosundan naklen, 19 E konomi: İş Bankasından Nejat, 19,390 Kon ferans: Beyoğlu halkevi namına, Zingal orman şirketi umumi müdürü Tevfik Ali (Ağaç sevgisi), 19,55 Borsa boberleri, 20 Klâsik Türk musikisi, Okuyan Nuri Halik, Keman Reşat, Kemençe Kemal Niyazi, Tan bur Dörrü Turan, Kanun Vecihe, Nisfiye Salâhaddin Candan, Ut Sedat, 20,390 Hava raporu, 20,33 Ömer Rıza torafından arap- ça söyler 20,45 Radife ve arkadaşları tara fından Türk musikisi ve halk şarkıları (saat ayarı), 21,15 Muzaffer İlker ve arka- daşları tarafından Türk musikisi ve balk şarkıları, 21,50 orkestra, 1 — Rossini: Semiramis, Ouverlure, 2 — Delibes: Lakme, Fantasle. 3 — Brahms: Poris danses Hongrolses 4 — Giinka: Valse fantasie. 22,45 ajans haberleri, 23, plâkla sololar, opera ve operet parçaları, 23,20 san haber ler ve ertesi günün programı, 23,30 son. BÜKREŞ: 18,15 Plâk, 19,15 operet ylâkları, 20,05 keman ve piyano © konseri, 20,45 radyo orkestrasının konseri, 22,45 Rumen hava ları, BUDAPEŞTE: 18,30 caz, 20 radyo orkesirası, 21 şar- kılar, 21,30 plâk, 2230 sigan orkestrası, 23, 40 radyo orkestrası, BERLİN: 19 balalayka orkestrası, 20,10 (o plâkla Fransız müziği, 21 müzik, 22 radyo orkes trası, 23.40 bafif müzik. ROMA: 10,30 orkestra, 21,30 (o hafif müzik, 22 şarkılı konser, 24,15 cazbant, Taksimdeki a — aaa Istanbul konuşuyor bdesthaneler kaldırılmalıdır Ortaya bir de su deposunun duvarı çıktı HABERCİ| Taksimdeki yeni bina ve sular İstanbulun toplantılar, geçit resim- leri için kullanılan ve oraya dikilmiş olan Cumhuriyet âbidesile bir kat da- ha şereflenen Taksim meydanını hepi- miz biliriz. Mili bayramlarda, bellibaşlı günle- rimizde hepimiz orada toplanır, milit duygularımızı, heyecanlarmızı izhar ederiz. Memleketimize gelen ecnebi devlet adamları, askeri heyetler, büyük mi - safirler bu &bideye Türk milleti adi- na saygı çelengi koyarlar. Fakat bütün bunlar, senelerdenberi Taksim meydancığınm bir az olsun düzeltilebilmesi için kâfi birer sebeb olamamışlardır. Bir geçit resmi veya herhangi bü- yük bir merasim yapılacak biçimli bir-meydana hâlâ malik olamıyan İs- tanbul belediyesi bu küçücük yerin bile - genişletilmesine değil - sadece temizletilmesine dahi muvaffak ola - madı. Bu meydancıkta en fazla şikâyet e- dilen nokta, hiç şüphesiz biri paralı ve nispeten dilzgün, diğeri de parasız ve berbadım ber'badı iki apteshanenin bu- Tumuşudur. Dünyanın hangi tarafmda acaba böyle acaip manzaralar görülür? Tabii ki, hiçbir tarafımda. Yabancı memle - ketler gazetelerinde sık sık garaipten olan şeylerden bahsederler ve burla- rm resmini koyarlar. İstanbulun şe- ref meydanı diyeceğimiz Taksimin ha- Tini görecek olsalar artık kimbilir ne- İer yazmazlar, Bundan aylarca evvel, bu iki aptes- hanenin buradan kaldırılacağına ve Sıraservilere yeni bir apteshane ya- pılacağına dair gazetelerde belediye havadisleri çıktı. Hattâ bu hâberler- de o kadar ileri gidildi ki, yerin is- timlâk edildiği ve (pek yakında) in- Şaata başlanacağı bile yazıldı. Gaze - telerin belediye işlerile uğraşan mu- harrirleri tabif ki, bu havadisi mu - hayyilelerinden yaratmadılar, beledi- yenin alâkadar makamlarından aldik- ları hağeri gazetelerine verdiler. O balde bu işe karar verilmişti, Sonra neden vazgeçildi, veyahut vazgeçil - İ medi de kararm tatbiki tehir edildi? Şehre ait olan ve bütün vatandaş - ların ortadan silinmesini istediği bu çirkin manzaranın orada kalmasını icab ettirecek sebeb hakkında neden halka hiçbir malümat verilmesine lü- zum görülmedi? idaresinin yaptırdığı bina,., e Taksim meydanındaki apteshmeler gibi, ortaya, - yukarda resmini gör - düğünüz - belediye sular idaresi tara- fından meydanı güzelleştirmek kas- tı ile yaptırılan su tesisatmn, aptes- hanelerin yanma raslıyan duvarı çik- tı, Sıvaları dilşmtiş, pis bir renk almış, kısım kısım yosun bağlamış olan bu duvarın manzarası, az bir masrafla sıvanmak, bir boya sürülmek süretile ortadan kalkabileceği halde, bu basit işi yapmak dahi kimsenin aklından geçmemiş ve bu kötü hal günden güne daha berbatlaşarak devam etmiştir. Bir okuyucumuz gönderdiği mektup ta su deposunun üstüne, yeni yapılan ve biraz ötede bulunan bina gibi mu- vakkat bir kat Hive edilebileceğini, buraya yapılacag masrafın da sık sik vukubulan merasimlerde seyirci halktan alımacak ücretle kapatılabi - leceğini ileri sürüyor, ki bize pek ma- kul göründü. Şehir pliânmm tatbikatma başlan- dıktan şonra şüphesiz ki, bu çirkin- likler ortadan kalkacaktır, Ama, şe - hir plânmın tahakkuku İçin seneler ister. Bizim de, bu hale dala seneler- ce dayanmamığı İstemek de herhalde doğru olmasa gerek! Belki, belediye parası olmadığımı İleri sürerek bunu yapamadığını söy- Tiyecektir. Belki de belediye haklıdır. Fakat, bu sıralarda hükümet İstan - bulun imarı için elden gelen yardımı yapıyor. Bu paralardan ayrılacak u- fak bir miktar İle, istenilen temizliğin yapılabilmesi işten bile değildir. Artık ne yapıp yapıp bu çirkinlikle. ri ortadan kaldırmalıdır. Zira zama» nı gelmiş değil, çoktan geçmiş bulunm- yor. HABERC? Moda ropörtajları Bone ve eliisesi inodeli... ceket koyu renkli yünlü kumaştandır. Ön tarafında, fötrden yapılmış ve ku- maşın üzerine yapıştırılmış resimler vardır, Bu yesimler, işleme ls yapıla- Bir çöcuk bilir, Ceket, Kküçüldlerin çok hoşuma gidecek biçimdedir Kün vengi astraganla süsü ve TAİ rengi yünlü kumaştan güsel bir. marlo