“AKŞAM POSTASI Sahibi ve Neşriget - Müdürü -. Hasan:»Rasim Us « İDARE EVİ : İttanbul Ankara ceddesi esin Vwtasey ktanbet SK Te y Yazı işleri tele Bu bel kemiği tutmaz .. Yazarı: Şekip Gündüz H ABEŞ ülkesinde İtalyan hâki- miyetini « bile - hükmen tanımak — temayillleri lotler Caemiyeti Nazırı Eden'in Pariste Fransa harici- ye nazırı ile yaptığı temas, iki büyük demokrat devletin, Milletler Cemiyeti içinde başka ve Milletler cemiyeli dı- kararmda olduklarını bilemeyiz - ne derece - tahmine müsaittir. Milletler Cemiyetl prensiplerine &a- dık kalmak şaztiyle Habeş meselesini İtalyanın “istediği” veya | kabul edebileceği” bir şekilde hallet- | meye imkân yoktur. Zaten Milletler | Cemiyetinin bugünkü — şartları içinde mahpus kalarak ne bu “mesele" yi, ne d6 herhangi bir dünya meselesini hal- edilemez. Habeş meselesi... Bu Habeş meselesi, belki tek başı- na mütelea edilince, Üüzerinde daha fazla ısrar etmeyi hatalı gibi göstere- bilir. Hattâ 10 milyon Afrikalının, kurunuvustal zihniyetli bir takım de- | rebeyleri ile idare edilmesindense İ- talyan devleti tarafımdan idare edi- mesinde daha ileri; daha medent, da- hâ muasır bir. mand da- aranabilir. Fakat Habeş meselesini, biribirini ( 486 kovalıyan dünya hâdiselerinin resmet- tiği muvazi hatlara bakarak, tek ba- şına mütalea etmek ve bir karara bağ- lamak sıyasa âleminde dünya'mikya - sında bir cinayet işlemek demek ola- caktır. Zira Habeş meselesini İtalya- ya mülâyim gelecek bir karara bağ- lamak yarın Çin meselesini Japonya- ya mülâyim gelecek bir karara bağ- lamak zaruretini doğuracaktır. Belki öbür gün Sudetlerin ve Avusturyanın Almanyaya mülâyim gelecek bir ka- rara bağlanmasını icab ettirecektir. » Velhasıl bir çorap söküğüdür gidecek- tir. Demek istiyoruz ki, Habeş mesele- si bugünkü dünya sıyasa nizammın bir “prensip mesele,, sidir. Bu “pren- gp mesele,, nin alacağı nihaf gekil, yarın mümasil hâdiselerde taktid edi- Jecek bir “klişe formül" olacaktır. Sıyasa dünyası, hak ve insanlık ni- zamından nekadar inhirafa hazır bir halde buülünürsa — buülünsun, böyle bir “klişe formü),, yaparken mutlaka ak- Jmı başma toplamağa, son derece dik- katli, Sabırlı, ceszür davranmağa ve ortaya kötü bir misal atmamak için Ççalışmağa meoburdur. Aksi takdirde, kendisinden zayıf olanı haklıryabilecek | bir kuvvet toplıyan herhangi bir dev- letin, ikide bir tahaddüs eden had te- zatlar arasından bir gedik bulup bir tarafa saldırırken; — Ben yapacağımı yapayım da; onlar varsınlar gürültü etsinler, pro- testo ede görsünler. Yarın nasıl olsa y istediğimi kabul edeceklerdir. Kanaatine saplanması bir moda ha- ' Hini alıran yandı dünya... Ve hiç şüphe etmemelidir; bu yana- cak 'a içinde en fazla kavrulup kül olmak tehlikesine maruz buluna- cak devlet, sanıldığı gibi, şu veya bu “ktücük Avrupa devteti,, olmtyacaktır. ) Bu sıyasa haleti ruhiyesi büyük dev- | letleri, büyük müstemleke devletleri- | ni tehdit etmektedir. j Ktiçilelik bir devletin eti ne, budu ) ne ki ihtirası davet etasin? Hem farzımuhal ihtirası da - Hi ortaya daha yenisi çıktığı için bir as f H ötekinin yakasını salverdik. İ| haktında hemen her gün şikâyet ğ ji mektupları alıyoruz. Bunlar bilhas- © ozaman percın büsler Fatihten Beyasıda kadar altı | kuruş alırlar: Sulfanahmede kadar bazı memleketlerde kuvvetlenmiğ gi- | bi gözüküyor. Bununla beraber Mil- | könseyinin “yüzüncü || toplantısına gelirken, İngiliz hariciye | şinda yine başka bir sıyasa gütmek İi “gimdilik (P gerken sol tarafı tamamen — husüust 5£ otomobillerle kaplıdır. Yol esasen H dar olduğundan yukardan bir ota - H büs gelip de karşısına bir tramvay H çıkacak olursa, münakalât dakika- #i laroa inkıtan uğruyor. letmek imkânı da kolaylıkla tasavvur |j .. * ! yot edilmelktedir. 6 kilometre olan ğ 15 kilometre tutan meselâ Bakır - g köy - Sirkeci hattı da aynij parayla Vet etse bile — külçük devletlerde Gene otobüs meselesi i Evvelce sık sık tramvay derdin - | Yeni işlemeye başlıyan otobüsler B sa şunlardan şikâyet ediyorlar: “Şişli - Patih hattında işliyön oto- B giderseniş vereceğiniz para yedi bu- Çuk kuruştur. Halbuki Beyanıt - E- bukukan olmasa |X Mtitönü arası altı kuruştur. Fatih « Sultanahmet ile Beyazıt - Eminönü hattı ayni uzunlukla olduklarına göre neden - aralarında fiat farkı var?,, “Beyoğlu ile İstanbul ciheti ara- İi sındâ düç ofobüs servisi var. Bunlar 1 ayrı ayrı şahıslara ait olduğu için ! - bilhassa gece seyrilsefer memurla- rı ortadan çekildikten sonra - Emi- nörtündeki müşterileri kaçırmamak için Birkeciye gelince cehennemi bir | yarıştır başlıyor. Bu cihet tanzim H edilmeli ve muhtemel bir. faclamın & önü alınmalıdır.., “Bankalar caddesinin yukarı gi - Bu arada Tramvay Şirketinin Be- giktaş - Taksim hattında işlettiği p- tobüslerin pahalılığından da şikâ - bu yol 15 kuruşa gidilir, Halbuki gidilebiliyor. Üstelik şirketin ara - baları mazotla işler. Mazotum tene- milli hisler o kadar inkişaf ha- lindedir ki, bu devletler eti yenmez kuşlara döndüler. Bugün Çek ordusu ile harbe girişerek küçücük bir Çe- koslovakyayı yutmak, İngiltere ile harbi kabul edip Birmanyayı veya Fransayla bözüşüp Hindiçiniyi yut- mağa kalkışmaktan mutlaka daha güçtür, Zira küçücük Çekoslovakya, en ufak tecavüzü derhal silâhla karşı- lıyacaktır. fakat koca İngiltere, koca Fransa mutlaka mütecavize; — Vazgeç canım... Gel anlaşalım, Diyecek derecede pelteleşmiş gö- zükmektedir. a ÜU İngiltereyle Fransanın, Hollanda - nin, Belçikanın, İrlandanm, yani ce- nubi Amerika Lâtin devletçiklerinin, izlerinden yürüyerek İtalya kralımın Habeşistan imparatorluğu — sıfatmı resmileştirecekler mi? Belli olmaz. Sıyasa dünyasında ar- tık her şeye alıştık, Fakat büyük de- mokrat devletler, Victar Emanüelin Majeste emperiyalliğini kabul etmele- ri dünyanın her — tarafında Parisle Londranm Roma - Berlin mihverine bliat etmeleri süretinde tefsir edile - cektir. Ve dünya bir kere bu tefsire kal- kışmaya görsün, artık ey İngiltere sen dinlediğin kadar — 45,000, 55,000 ve 155,000 tonluk kruvazör, diretnot, sü- per ve süper süper diretnot yaptır. Bakalım — imparatorluğunun kirılan bel kemiği perçin tutar mı? Şekip GÜNDÜZ. | aracanın bovu , Kİi Hatıralarını anlatan CEYMS NOBODİ Entellicens Servisin en meşhur casuslarından S cnsus’?a*x'a TEFRİKA »o0:. 17 Şimdiye kadar bu gibi işlerde hiç çalışmadım; zabıta ve casusluk meselelerinin tamamile cahiliyim Gayet saf bir tavırla sordum? »— Bol boldan maksadnız nedir? Ya- ni aşağı yukarı ne kadar para verecek- siniz?, Yüzüme dikkatle baktı ve kelimeler de düra dura şunlatı söyledi: — Bize teslim edeceğin ve suçlu ol- duğu anlaşılacak her — milliyetperver Belçikalıya mukabil sana bin mark var. Tabil bu adamın “Serbest Belçikaya,, mensup olması şart; yoksa herhangi bir Belçikalıdan bahsetmiyorumi. Bergamın ba teklifi bende öyle bir mefret uyandırdı ki az kaldı herifin yü- zünü tokatlıyacaktım. Bereket versin gabuük kerklimi topladım ve rolüme de- vam ederek sordum; — Tabif parayı “iş,, tamam olduk- tan sonra vereceksiniz?, Gülmeğe başladı: —— Bizim bir tediye usulümüz var ki fevkalâdedir. İki tarafın da bu —usulle aldanmasına imkân yoktur. Senin yapa- cağın işle uğraşan herkese biz bu usul- le para veririz, Bak nasıl?, Çekmesini açarak içeriden bin mark lık bir banknot çıkardı ve devam etti: — Bin markı alır ve şimidi benim yaptığım gibi makasla ortasından İkiye böleriz. Bir parçası bizde kalır, öteki parçasını hizmetimizdeki memura ve- ririz. Eğer ihbar ettiği adam suçlu çı- karsa paranın diğer yarısını da alır. Bir iş beceremezse paranın yarısı hiç bir işine yaramaz., Bu usul memurlarımızı çok çalışma. Ka teşvik eder. Ne kadar çok çalışırlar. sa o kadar çok kazanacaklarını bildik- leri için fazla gayret gösterirler. Mese- Vâ bize Filip Bak'ı ihbay eden memuru- muz, ilçin bin mark aldı, ayrıca iki bin mark ta ullılln kazandı. ÇM ayni dı o teıııln eti. “Vasütüden mükâfatikrıa 'artik İyice ikna edilmiş görünmeğe çâlışıyordum ; — Hiç fena iş değil! diye söylendim. *“Kara Şeytan,, tasdik etti: —- Tabil.. Böyle para kazanmağı kim istemez!. — Herk- ister. Ben de isterim. Yıl» nız sizden bir ticam olacak.. — Nedir o?. — Şimdiye kadar ben bu gibi işler; de hiç çalışmadım.. Zabıta ve casusluk meselelerinin tamamiyle cahiliyim. Boş vakitlerimde buraya gelip çalışma u- sullerini öğrenmeme müsaade ederseniz sanırım ki çok yakında size tam mâna- siyle faydalı olabilirim. Meselâ “Serbest Belçika,, meselesine dair -sizde eğer dosya mevcut İse onu tetkik etmem, tabil çok faytdalı olur.. Bergam sevinçle masaya bir yumruk vurdu? — Bravo arkadaş! Sen yavaş yavaş gözüme girmeğe başlıyorsun, - Adam olacağın anlaşılıyor. Şimdi müavinim komiser Pinkof ile maiyetimden Muller ve Rotokiye seni tanıtıp maksadını söyliyeceğim. .Sana istediğin her mlü- matı onlar verirler. Durdu, aklına bir şey gelmiş gibi dü- şündü ve: — Peki amma, dedi, ndden burada yerleşmiyorsun? Sana bir masa ayırırız. Istediğin gibi dosyaları tetkik edersin. İtiraz ettim: — Doğru olmaz. Çünkü hizmetinize girdiğim derhal belli olur ve faydalı iş görmem imkânı kalmar, Halbuki Sen Teoenton b aü 3 AA Üü — Üa ll — e SÜ İ | Jü hapishanesinde kalırsam mahpus- lart söyletmek filân suretiyle de ayrıca iş görebilirim, Belçikalı olduğum için mahpuslar benden çekinmezler ve ko- layca açılırlar. , “Kara Şeytan,, ın memnuniyeti son dereceyi buldu; — Hay yaşayasın! Sen Belçikalısın amma Alman olmağa lâyıkumn !, « — E, bu gidişle bir gün o şerefe de nail olacağız! Zaten geçenlerde bir Al- man âlimi Belçikanın, eseki Cermanya- nn bir parçası olduğunu isbat etmedi “mi?, — Bravo! Bravo!., Senin damarların- pda muhakkak Alman kanı var, o ka- dar zekisin?.. Başımla selâm vermekle iktifa ettim ve artık oyun epey uzun sürdüğü için müsaade almak Üzere ayağı kalk- tımm.. — Saat sekize geliyor, nazarı dikka- ti celbetmemem için mutad zaman da Sen Jildeki işimin başında bulunmalı- yım. Müsaadenizle gideyim.. — Aferin., Sen mahir olduğun ka- dah ihtiyatlısm da... Bir mükâfatı hak- ettin. Çekmesiniden bin marklık bir bank- not çıkararak uzattı: — AL Bu bir başlangoç.. Talihin açık olsun.. . Parayı cebime atıp teşekkür ettikten- sonra Bergami selâmlıyarak drşarı çık- tım ve doğru Sen Jil yolunu tuttum. Merkez Bankası önünden geçerken Lui Brili aşağı yukarı dolaşırken buldum. Yanından geçerken hiç ona bakmadan: — Merak ıuıqlı. dedim. İşler yo- lunda, . ©O da ayni şekilde cevap v:ı'di —Bravot.. — 5 Hıpîüınqe ıellwaı zaman yarım saat kadar geç hldıııtm. Bııgır&'yı na özür diledikten sonra hemen kantini açtım.. Arkadaşlarımın mahpus bulunduğu kata memur gardiyan geldiği zaman be- ni işle meşgul buldu. Ben belli etmeden kolundaki sepete bakmış, içeride açıl- mış bir kutu sardalye görünce geniş bir nefes almıştım. Hilem muvaffak ol- muş, kimse farkına varmamıştı. — - Gardiyan hiddetliydi: ” — Bü ne reralet? . Ben hiç oralı olmadım: — Hayrola yâhu? Ne var?. — Deaha ne olacak? Sen mahpusları zehirlemek mi istiyorsun?. — Mahpusları zehirlemek mi istiyor- muşüum Sen çıldırdın mı Allah aşktına?, Sardalye kutusunu sepetten | çıkarıp burnuma dayarken devam etti; — Hele şunu bir kokla bakalım da o zaman ne idemek istediğimi anlarsın!. (Devamı var) Maliyede terfiter Ankara 26 (Telefonla) — İstanbul evrakı matbua memuru Hulüsi, Zon- guldak tahsilât kontrol memuru Se - lim, İzmir muamele vergisi hesap mü- dülkadir varidat kontrol memurluğu- na, Hocapaşa maliye Şubesi icra me- müuru Selim Jevazım müdürlüğüne naklen terfi edilmişlerdir. Ho eeei 27 İKİNCİKÂNUN — 1938 PERŞEMBE Hieri> 1356 — Zilkade: 25 “İTAT Sabah Ölle Antadi Aksam Yatu — aetf 5/52 12,27 15,02 17,17 18,53 5,84 LüzuümMlu Telefonlar gae ie ııııc'ı un:.ımııoxm Kattti Tesibir. Gekuliy, Beke Te rr gekahen, Desla — ,, ı.: x Hayamdi yazgın kulesi: TINM Caleta yangın kaletli ı—_ıııAııııı Kadıkür: 60700, Reyeltar #060İ. Taksi ötomobili istemek Içi Meyağla cihrti; 4MEL Bebek cibetlr 96 » T01. MÜY köy eibeti: 4d17, Deniz yolları 'l_- _'Ullı ll"lt mı u eui K30 a Toşbata mtmnüi Malkar ” Karabiğnya: Eal ve Cuma günleri sant 19 da TWf v aef Eredk kar; Gelibolu, Cınıılkıle, Edremit, Ayvir lık, Dikili ve İzmire gider. Karadeniz poslası: Cuma günü seer yok” tur. Satış vo münakasalar — * 713 adet yün kola çuvalı yarın 10 da İnhisarlar idaresinin Cibali Jabrikt” sında pazarlıkla satılacaktır. * Nümünesi mucibince 200 paket saff muşamba kapsulu pazarlıkla satın alıne caktır. Pazarlık yarın saat 14 de İnhistf” lar idaresinin Kabataştaki Levazım ı& sinde yapılacaktır. Kongreler * Diş tabipleri cemiyeti senelik kongrt” sini yarın saat 18 de cemiyetin Cajalol Ruzmamede şunlar. vardır: 1 — İdaff heyeti Taporu; 2 — Veme raporu; 8 ” İdare heyeti intihabatı, Müzeler lı—ııı.— « Rizama, Yünün eserleri vi Mütro ve sarmıçlar, ıı-ııvı-ııig Bün anal 10 dan 16 ya kadar #07 ! ! —ıııııı—ıııl’ı ıııılııı::.:: a ST —_—_ı——.»—.—ı ’ Bani 8 de Karya, # de Azkarı 1315 de DU gee v Şeanın, 16,30 öx Takişelie, 17310 4a AnkAfk bresi, 20 de AğaŞasanı, eli Bu trenlerden sant 9 da karekel eden « Geliti gekartesi, Çarşamba ve cutaa far arasında isyan çıklı. * 13 yaşıda bir çocuk 1İ ,..mw"ı desini bıçakla yaraladı. Sinemalar y Tet eli RADIKÖY — Süreyyal Prograsami tir. Hala; Biulzmemiştir. ÜRKÜDAR- ııııııılıımıı- KATCÖRÜL BNU TEK TÜ Pazartesi (Kadıköy . Süreyya kırköy) çarşamba: (Üsküdar) da OTELLO 4 perde 1 tablo ŞENTADKRANI TURAN nıııılş Sanatkâr Naşid ve ıı-ııııııııll"'. $ Rüşen birlikte- Okuyucu Semiba / | varyetesi Dalgalar arasında perde SERZANRRASI | a VAT yePTütemtr AT "i_ A 0 yeni Müsiyem va Sumarar Bir -? ç Bazı mnesseıv teftiş ediliy Ankaradan şehrimize Fv vekâleti teftiş heyeti rejsi ÜSÜ man İstanbulda M'l'ıNl tetkikatla meşguldür. isi, dün de ticaret odasında ' sanayi birliğinde tetkiklerde muştur.