4€s erzakı yağma etmesine delâlet et mişsiniz! — Evet. Ben bu büyük cürmü işle- dim. Sizi tehdit mi ettiler? — Hayıt! — Ya bu ihanetin sebebi nedir? — Bilmiyorum! — Siz kalkınız yüzbaşı (Fuy)! Ma- nastırın kapısınt kırmışsınız, — Erzakı yağma etmişsiniz! —- — Evet! — Cüret ettiğiniz işin Çin kanunla- rına göre en büyük cezayı müstelzim olduğunu biliyor musunuz? — Tamamile! . — Pekâlâ. Müddeiumumi! tddianız nedir? Uzun kavisin en başında oturan kü- Çük başlı, göz yerine alnımın ortasında iki kırmızı delik taşıyan adam, ayağa kalktı. Boyu ancak omuzlarının hizası- na kadar görünebiliyordu. Fakat sağ elini havaya kaldırınca orada bir adam bir insan olduğunu herkea farketti. Umulmayan, o dakikaya kadar ora- da işitilmiyen ve beyaz sakallı rahibi olduğu yerde sarsarak küçük, tahta iskemlenin üstüne' yığan bir sesle: — Hadite açıkça önünüzdedir. Mu- kaddes kanunların hükmü yerine gçe tirilmelidir. Dir sürü yağmacıya (Da- fay - Lama) nın — erzak ambarlarını açan, ülkemizin sahiplerini gece uyku- larından uyandıran ve mensup olduğu ulu sarayın yollarını o saraydan aldığı mumla aydınlatarak, büyük — (Buda) nın aleyhine en şeni bir casus gibi ha- tTeket eden şu mülevves ihtiyarla . şu eşkiya reisinin kellelerinin kesilme ni ve bu suretle tepemizde bize bakan, vereceğiniz hükmü bekliyen sahibimiz ve hamimiz büyük (Buda) nm tatmin edilmesini isterim!. yi d . Ertesi sabah, güneş ufukta kâğıt bir - $61 — 1. C. B. Ö: Yazısını gönderdiğiniz genç, samtm! bir yatlır. Hükümlerinde, kararlarında biraz acelecidir. Anl hareketleri vardır. Çabuk kazar, çabük sükünet bulur. İşleri kısalt- masını ve az zamanda çok İş — yapmasını bilir, bu, kendini yormak istememesinden veya bununla beraber zekâsındandır. Bazı eszantrik halleri de vardır. Siz onu naza- ran daha normol şeraittesiniz; bundun do- layı işi idare etmek daha farla size düşü- yor. Bilhassa alâkalı — olduğunuz bir işte müşkülleri önliyecek bir kabiliyettesiniz. Faalsiniz. Ameli işlere de kabBiliyetiniz çok iyidir, sıhhatiniz de mükemmeldir. Her i- kinizde alle duygusu kuvvetlidir. O, sire nazaran daha inatçıdır. Fakat güzellikle dalma yola getirilebilir. Onu kendinizi - dare ediliyor göstererek istediğiniz kibi idere edebilirsiniz. Diter bir yazısını daha Rönderirseniz daha etraflı bir tahli) yapa- bilirim. Bu yazdığım hakkındaki mülalca- nızı da beklemekteyim. -l 4 Kurtuluş - Ner, BİT: Yaşımzı 25-30 olarak tahmin ediyorum. Yazınızdan mühim bir sıkınlıdan ve mese- lâ bir hastalıktan henüz — kurtulduğunuzu zannediyorum. Hastalığınız, — sizi çok üz- müş ve yormuş olacaklır. Bu itibarla simir- leriniz normal vaziyette değildir. Sükü- mnete, istirahate, tayıf düştüğünüzü tahmin etmekte olduğüm için kıvvetlenmeğe ih- tiyacınız vardır. Tamamen — iadel üâfiyet ettiğiniz zaman tekrur müracaalinizi rica ederim. Yazınıza nazaran — pek kisa bir zamanda sıhhatiniz eskisinden daha mü- kemmel bir dereceye gelecektir. —363 - Ankara M. T. T.: Ne şişmansınız, ne.de — zayıfsınız, orta bünyedesiniz, bu orta bünye şimdiki halde şişmanlamağa değil — inceli olmağa daha yakın görünüyor. Ahlâkan tamamen hırçın değilsiniz, fakat inotçılığınız muhakkaklır. kafalarını birer meşe kütüğüne dayadı fener gibi sallanmağa başladığı daki- | lar ve enselerine on beşer okkalık, kes kada, kışlanın avlusunda rahi» (Li - | kin birer kılıç indirdiler. . Yang - Su) ile vüi haşı (Nu - Fuy) un Tlkhan TARUS — — 25 KARRAMAN RIİIZ nim ve birinci Korinyanın ir düşmanı Var, 34 duşman kım olabılır?, XLII BUHRAN xrrankavelin, Verdürle beraber, düşes dö Şevrözün ikametgâhı avlusundan çıktıklarını- söylemiştik. Trankavelin içinde büyük bir endişe vardı. Nihayet Bel Fecrronyer lokantasına geldiler. Büyük salona girince, düelle üstadı, matmaze| Rozun, ber zamanki sakin halile müşterilerin iyi —ağırlanmasına” nezaret ettiğini gördü ve hemen, Mo- lüsün garip ifşaatını batırladı. Genç kızı selâmladı. Ve şüphesiz bu selâmın içinde, bazı hassas kadınların nazarla- rından kaçmayan bir hal vardı. Şüphe- siz, Trankavelin ba selâmında yeni bir jest vardı. Rozun yanaklarını gayet hafif bir pembelik sardı, Fakat bu der- hal zail aldu. Genç kız, ona doğru yü- rüdü. Trankavel, onun ösünde büyük bir hürmetle eğildi. Roz, biran, düşünceli bir vaziyette, bu büyük bürmetin neden ileri geldi- ğini kendi kendine sordu. Fakat, san- ki imkânsız olan bir rüyayı kafasından gıkarmak istiyormuş gibi, güzel ve va- kur başını sallayarak: — Gelin, mösyö, dedi. Kont dö Mo- lüs sizi bekliyor. Ve genç kız, Trankaveli, arka taraf- taki tenha ve küçük bir salona götür. dü, Kont orada yapayalnızdı. Biran Molüsle Roz yanyana bulun- dular ve Trankavel bundan daha gü- zel ve asil bir çiftin tahayyül edilemi- yeceğini, kendi kendine söyledi Sonra Roz çekilip gitti. Trankavel dostunun gözleri iç'ne bakarak samimi bir şefkatle mırıldan- d! — Evet, ö cidden. sizin gibi bir in- san tarâfından sevilmeğe lâyiktir.. ve dernal ilave etti; — Fakat Montaryol nerede? O ne- Cevap arı veren Profesör Sanerk jra olo | ve Grafomeltr milüte assısı UVALAN Giülkâile — Kalâkteri- b nizi; meziyet ve kusurlarmızı; sizi hayrete düşürecek kadar vazıh ve sarih olarak hususiyetlerinizi; tut- tuğunuz veya düşündüğünüz işte mu- vaffak olup olmıyacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızı size söyliyebilirim. Bana- bir gazeteden, bir kitaptan ve- ya aklınızdan yazacağınız dört satır- lik yazıyı; son aylardaki imzalarınız. dan ikisini gönderiniz. — A A e A Hele zekânız — itimadınız. mükemmeledir. Çabuk samimileşen — bir yaradılıştasınız. Dirsekten bileğe kadar olan uzunlujta, sol el ile yazılmış bir yazıyı da gönderirseniz istediğiniz gibi bir tahlile imkân vermiş- olursunuz. Hatırşinas bir ayı Bundan beş sene evvel Sibiryadan Londradaki bir sirke getirtilen Bruni admdaki ayının birdenbire hastalan- dığını, yemek yememeye başladığını gören sirk müdürlüğü hemen bir bay- tar getirterek ayıyı muayene ettirmiş, hayvanın apandisit ameliyatından do- Jayı hastanede bulunan mürebbisin - den ayrıldığı için kederinden hasta'an dığı anlaşılmış. Bunun Üzerine, haki- katli ayı hemen bir taksiye bindirile- Tek hastaneye götürülmüş. Bütün has. tane doktorlarınım ve hastabakıcıları- nın hayretten büyüyen gözleri önün- de, ayı, büyük bir şefkatle kocaman kollarını mürebbisinin boynuna do - lamış; odayı neşe ve sevinç homur- tu'arma boğmuş! Şimdi ayı sık sık hastanedeki mll- rebbisini ziyaret etmekte ve ancak o günler iştiha ile yemek yiyebilmek - teymiş... YÇAN KARRAMAN RİL 1!5’ — Matmazel dö Lespar bu mektubu ua —— ——— —— rede?.. — Onu madam dö Şevrözün evine götürmek istemedim. Esasen Düşes evini terketmiştir. Matmazel dö Les- par da, Düşesin evinde kardinalir adim ları tarafından araştırmalar yapılaca « ğinı pekâlâ anladı ve buraya geldi, Şimdi ise, Kurto sokağındaki ikamet- gâhındadır. Montaryolu orada kapının önünde bıraktım. — Fakat ikametgâhında arbede vuku bulmuştu! Bina altüst olmuş bir vazi- yettedir. — Matmazel dö Lespar öyle istedi. Benim bu husustaki düşüncelerimi bi- lirsiniz. İnsanlara yapılacak en büyük iyilik, arzularının inkişaf etmesine ma- ni olmamaktır.. Trankavel ürpererek: ü — Fakat, dedi. Kurto sokağı şimdi tehlikeli bir yer olmuştur.. Molüs devam etti: —l.ııınıımırmlımmhuıdmıA mani olnı_nık ve mümkünse man'ler- le tehlikeleri bertaraf etmek lâzımır. Manileri bertaraf etmek için Matmazel Roz bazı tedbirler aldı, Trankavel hayretle; — Yatl. Dedi ve Molüs, hep aynı sakin ha- lile devam etti.. — Matmazel Roz, oraya birçok adamlarla beraber bir de kadın gön- derdi. Aadamlar, evi intizama soktu- lar, gayet sadık, zeki cesur olan hiz. metçi kadın da, zemin kata yerleşti. Tehlikelere gelince, emrinize âmade « yim, Trankavel, — Kont, ben Kurto sokağına gidi- yorum!, Molüs ona bir mektup uzatarak: — Evvelâ şunu ökuyun.. Dedi ve Trankavel de heyecan için- de titriyerek bağırdı: — Mektup! burada, bu masanın Üzerinde yazdı ve size vermem için bana bıraktı. Trankavel mektubu süratle okudu ve titremeğe başladı.. Bu felaketti. Za- wallı düello Üstadı oturdu, çünkü ba- cakları tutmuyordu, daha büyük bir dikkatle, mektubu bir daha okudu son- ra, kahkahalarla gülmeğe başlayarak göyle dedi; — Hiç olmazsa ondan bir hatıra ka- zanmış öoldüm. Elini sürmüş olduğu bu kâğıt, son nefsime kadar göğsümde saklı kalacaktır. Ondan daha fazla ne istiyebilirdim ki?.. Okuyun, Molüs.. Kont Annaisin mektubunu aldı ve okudu. İşte bu mektubun metni: *“Mösyö Trankavel, ğ “Sizin sadakat ve mertliğinizin hatı- rasının içimde daima kalacağını temin etmeden, size elveda dememe imkân yoktur. Size çok büyük bir kıymet ver- diğim için, mert ve kahraman kılıcını- zın ücile bana defalarca gösterdiğiniz merbutiyetten niçin mahrum kalmam lâzım geldiğini sizden saklamama im- kân yokzur. Benim tarafınıdan çağrılan dört cesur, mert ve kahraman genç, mukadderatımı, tehlikelerimi, mücade- Jemi taksim etmek Üzere Parise geldi- Jer; ben onlarla beraber mücadele edip zaler kazanmak veya mahvolmak mec- buriyetindeyim. Mösyö Trankavel. Buna söz verdim. Bu dört alicenap genç, benim için, top raklarını, akrabalarımı, parlak istikbal- ,lerini terkettiler. Buna mukabil ben onlara, mukaddes vazifem bittiği ana kadar, onlarla beraber, yalnız onlarla beraber olacağıma söz verdim. Beni müdafaa etmenize bir türlü tahammül edemediklerini, bundan büyük bir ız- tırap duyduklarını gördüm, keşfettim, biliyorum. Uzun müddet sizi, benim düşmanım zannettiler ve o zaman size korkunç bir rakip nazarile baktılar. Fakat benim düşmanım olmadığınız! öğrendikleri gün, siz onların oldunuz. Onlardan başka birisinin YAf dımımı bizzat benim arzu ettiğimi Ü şünmeleri beni cidden mütecessir yor. Siz, yüksek bir kalbe maliksinifi mösyö Trankavel, Bunun için size veda dememi kabul edecek ve anm hatıratının intikamını almak için bAY kalarına karşı taahhüde girmiş old“ı! ma müteessir olacaksınız. Her ne 0":: sa olsun, şuna tamamile emin olun Ü. sadakatiniz. hususundaki — ti , kendim için büyük biz şeref adde0if? | rum ve bunü hiçbir zaman unu! « cağım. Elveda, mösyö Trankavelw Bu mektubun altında, imza olartk | sadece iki harf vardı. Trankavel, çok acı bir tavırlâ du: — Buna ne dersiniz Kont? f..': Molüs de sakin tavrile cevap ——— k Vi . di? — Mahcüp ve soğuk '&;T ezilen bir ruhun m.ıhıııludür.oıw_ g gösterdiğiniz sadakat, bu gPS baj mzmmmw»:f;_. ği adamlara karşı çok müşkül PY . — yim ki zavallı Trankavel Mat âö Lesparın bü dört kişiden bİSİE . korkunç bir tebessümle gülümset —— oldu?.. Bir şey mi vukubuldu? — Hiçbir şey. Devam ediğe f—’ — Onu fena bir mevkie nüz. Bu fena vaziyetten kurtul” j'!ı tiyor. Bunda haklıdır. Bu karmi — —— şık işin içinde ne yıpıuw’ X — Ah Kont bana böyle F’ı: a lemeniz için, hiç olmazsa #izif # diğinizi söylememeniz mei nizi beni myerime Matmazel çe Matmazel dö Lesparin yed':’, Siz de aynı şekilde hareket diniz? ziyette bırakmıştır. Şunu da Jğ'ı