TTTT TTTT TU MÜ %Gğmğ ı E[S DE goOîğ;:;wALTDNJ . eçr YVÜMERHABAİ: İZLERİ SAG VE Si 4A AKARTAN .| ııı&c&"siı'mnn Kay TI VAY ., BİZ LERİ GÖRE. LiİM SONU GÜZEL OLMALLI. |. BENDE SO- NUNU TA — MAMLA- 100 KAHRAMAN KIZ liçesine hakaret edeceksiniz, bu hicabı krala ve zevcime değil, centilmene du- yurmamak istiyorum. Bunun için de sayfiyeme çekiliyorum... On Üçüncü Lai hidetinden çılgin bir hale gelerek bağırdı: — Hayır! Sizin sayfiyenize peok çok ziyaretçiler gelip gidiyor. Burada kalacaksımız, madam. Derhal dairenize gidin ve emrim olmadıkça dışarıya çık mayın! Mağrur İspanyol güzeli tekrar ©- nun sözünü kesti: — Elveda, Sir! Fazla dinlememe vekarım müsait değil, Fakat, Avus. turya hanedanına mensup bir kadının Fransa sarayında ne küstahca muame le gördüğünü duyunca, bütün A hayrete düşecektir. Ha a On Üçünecü Lei, bu tehdide mükabe le etmeğe vakit bulamadan, kraliçe dı- şarırıya çıktı. Gaston, Si'tün vücudiy le titriyordu. On Üçüncü Lui asabi- yetle odada dolaşıyordu. Birdenbire, âmirane bir tavırla: ş d — Kardimal içeriye gelsin! b Dedü ve kardeğine dönerek ilâve et. — Şimdi konuşaltrm, kardeşim! * Bu esnâada içeriye gireh kardinı! bir nazarda prensin hâleti ruhiyesini anlıyarak müdahale etti: — Sir, prense, bana nisin hidet bu- yurduklarını sormamâ müsaade eder- misiniz? Gaston cevap verdi: — İtiraf edeyim ki, kardina! cen&p ları, saraya, size — kareı hiddet içirde geldim Ve kardeşinin bir jest yaptığını gö 1ünce İlâve etti: —— Sizin Ornanonuz tcin Asam Biy) Riştiyö gizli bir tebesalimle miırıl. ü— — Ha göyle! Mükemel bir yola gelma!... Kral da, firara pek benziyen bu ge- rilemeden memnun bir vaziyette gor- du: — Eh! Şu halde, bu büyük hiddeti. nizin hakiki sebebini anlatın. Gaston cevap verdi — Sir ,ben tahkire uğradım ve hâ- Jâ, intikamrm alınmış değildir. Ben, si- zin kardesiniz. dördüncü Hanrinin oğ. Tu ben, en bayağı burjuanın bile elde e. debileceği tarziye veya tamiratı elde etmiz değilim. *Ön üçünecü Lui kirpiklerini kırpı- yar ve ddaklarmı ısırarak kardinale yan gözle bakrvordu. Gastön devam etti: — Eğer maresalm cdevlet aleyhine do'anlar çevirdiğini bilmiz olsavrlrm, antı ilk evvel ben tevkif ederdim. Moş. ru hiddetime, Orn: nn tevkifi sebe. bivet vermiyeceğini siz d* takdir eder- siniz. Rişliv5 nazikâne bir tavırla: —- Prens harzretleri, maksatlarımı acıkca izah etmek Jütfunda bulunur lar mı? — Evet, Gaston, cünkü görüyorum ki, zavallı kardinale boguboşuna kızı. Yarsun! — Görüyorsunuz Sir, lütfen sövle Vin kardinal; Trankavel adımda kir eskrim mua'limi aleyhine İti defa si"â vette bulunduğum doğru değil mi? Bu adam szlerimi, jestleri ve hareket'e. rivle büvük bir suç islemietir. Cünkü, benim kim olduğumu pek alâ biliyor. du, On üçüncü Lui bağırarak sordu: — Bu doğru mu, kardinal? — Bvet, Sir Prena Hbezretlerinin mesru ti"*vetleriyle ciddi bir şekilde DEFİNENİN SAHİ- Bi OLAN MÜFSSE: S/ZE ŞU DERDİ — ARTIK ZENGİN DA Ş KAYNAMA —at L'Aıa:..gğxı'lînçlYOR 4 TOPDAL DEBA İLE FA- KABASTI ORMANLAR- DA YALMIZ KALDILAR. ŞİNDİ . FPENALIKLAR! CEZASIN/ ÇEKİYOR - KAHRAMAN KİZ ——— —— — eh Gaston bağırdı — Halbbuki Trankavel halâ yaka. lanmamıştır. Rişliyö krala dönerek: — Sir, dedi. İcap eden emirler ve- rilmiş ve tertibat —almmıştır. Eğer Trankavel henüz yakalanmamışsa, o- nun insan olmayıp hakiki bir iplia ol- duğuna zahip olacağım.. — Görüyorsun ki, Gaston, kardi- nal, senin intikamını almak için elin- den gelen her şeyi yanıyor. Gaston halâ küskün tavrmı muha. faza ederek eevap verdi: — Evet, Sir, Bunun için de kendi- Bine müteşektririm. Rişlivö, tebeasilmle devam etti: — Monsenyör, eğer prens cenapla- rı dün, Kurto sokağında bulunsaydı. Tar Gaston, dehşet içinde — ürperorek kardina'in söztlinü kesti: — Kurta sokağıda mı? — Evet, monsenyör, Orada bulun- «-vdmız. Altı kadar ölüyle bir o kadar da yaralı saymış olurdunuz. Bu, Tran kavelin eseridir.. Kendisini yakalamak tizere gönderdiğim muhafrılarımı işte 'bu hale getirdi. Kral, tecessüsle bağırdı — Olur şey değil. Şu halde dediN- nİz gibi, bu Trankavel Insan değil, Ib. Şlisin ta kondisidir... — Bu adam korkunctur, Sir. Fa- kat elimize geçmekte gecikmiyocektir. Prens cenapları tatmin oldular mı? Gaston, artık bu defa, tamamiyle barışmış zibi bir tavır takmarak: — Çok teşekkür ederim, kardinal, dedi. Bu teferrüattaı katiyen haber- dar değildim!... Demek kendi muhafız. larmızı oraya gönderdiniz.. Bu hase- ketinizden son derece meminunum, ben de size mukabil bir hizmette bulunmak (ruset d & Rişliyö hayretle sordu: — Bana mı? On üçüncü Lui gülümsiyerek: — Söyle bakalım, dedi, kardinale nasıl bir hizmette bulundun ? — Sir malyetime mensup dört asil zade, yeni kardinali kurtardılar. Rişliyö, tâşekkür etmekten ziyade, heyecanını gizlemek için eğildi ve ür- perdi. — Sir, bu bana, majostelerini siya- retimdeki asıl — sebebi hatırlatıyor. Meovztu bahsettiğim büyük — cesareti gösterenler dört Anjeli asilzadedir ve onları mükâfatlandırmak için, kendile- rini krala takdim edeceğime söz ver” dim. — Pok alâ! Şu hade onları içeri 8- lm... Gaston kaprya koşarken, kral dâ kardinale dönerek alçak sesle ilâve et- ti: — Kardeşim, sizin kardeşinizi kuf tarmak'a, size hakikater hizmette mi Kardinal dehşet içinde kekeledi —. Sir, majesteleri herhalde akıllar rma getirmezler ki ben., kendi kardesi me karşı.. Böyle Bür şey.. — Susun kardinal. Bu çok sevdi ğim astl insanın tehdide maruz kaldr ğmuı bir daha duymryayım. Bu esaada Dük d'Anju içeriye £“ rörek: f — Sir, dedi, işte mevzmu bahsettİ- ğim asilzadeler: dö Büsven, dö Font” ray, dö Liverdan ve dö Şever.. — Eğef lütfen müsaade oderseniz, mescleyi İ zat kendileri anlatacaklardır. Bu sadakat teminatı üzertne, ĞÖt gövelye ürperdiler. Kardinalin sert bt kışt önünde de sarardıklarını hissetti” ler. Henüz gençtiler ve suikastın Annaisin menfaati namma kabul leri bu işte kendilerini birer haydit