7 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

7 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B s İ.NEMATA pek uey lerim : Siz elbej B lıı—l:ı.i:ıd ık:â'ılılı bir defa, Tce gördüğümün yüz - Pık..m'ül filim wyrı—luıışıln'ı’xdlr. Tağtacn ÇATzdaki bu büyük - farka MA kükei â?""'"o * SİZ, İsterseniz bu- —'u.ı(,y M ik deyin . iddia ediyorum: ıq_,,“wn;nııe un örkestrasını gör. ni Z kendinizi hiç bir şey Yök fi n.." Süyabilirsiniz, İnsan o kü- he karşı seyroderken büyük bir &- İıu. buı:ı::". olduğunu anlıyor, k—,"r.( n daha harikulâde bir Vür, Hlahilmesine imkân vermi. hu *nı'î.'.“;':,’"" ki şimdiye kadar A- niştm n beyin zevkine va- Nn * Artık hidayete erdim: 'Do, Cer'ı * La Fontaine, Danicl €n bi ulnkn Kİbi modern âle- Bibi he’ Şhlrlerinden biri. On- Büyta tora, Milletin her sınıftan her W lm_:ıııbı ediyor. Diyebili. 2N ©Y, İnsanların anlaşı .hıcm:""" birçok siyasilerden ıı'p Tok Iu,,,:;'“" relslerinden daha &diyor, İnsanlar arasın- ik zll:ır.l;: menfaatlar de. Yo Üstün bir şey, :g”. ğ K hatıralar yaratıyor. sılııyn ey ""nıo'ım"" Sülün'ü, yani Mic. :ı. Asyannı SEV - York'taki insan YN zeyki ” Röbeğindeki insan da ıv.,..ı u © söyrediyor, Eı_“"n ';:clk örkestra filmi, Valt ık’_mlüı esörlerinden ayrı 3""'0!:. ©ce bir ibda değil; on- 'ı.m“_ıhlr de tenkid kuvveti var. Boi : Dön - Guljote'si Orta . ürle no 147 MAlyo romanlarına nis - Ha Fot © Walt Disney'in Orkestra' a M""lk Musikiye, hiç olmaz. Odur. nin Vilhelm Tell'ine nis- ;" _h'ıılye romanlarının R ml"l:ılııı: (ııl:nı. onlara derecede olursu 0. "ll:ııııım.-',-ı batırlama - N en müessir yerinde Ş:'hq:?:’i'nek kabil doğildir. Çün- bi Inda bir l:nıııl. © romanların et. ıııı'"'* kuııq."nık hava yaratmış ve "rlem İster İnden sonra gelen ne - & R lılsı-ııııııımı kabul ettirmiş. ._.";ı “J Müsiki de Rossini'nin tayltln ldir; fakat Mickey'nin açılış” mı nasıl çal - ©€re seyredin, katiyen daha Rossini'nin o ese n dinleycmezsiniz. Valt ntik musikinin gülünç Tmağını basmış, onu far- © İmkân kalmıyor. Palir, 6 d" *ort tenkidde haklı mı? SAt he y Cervantos gibi haksız. G hak, (APalım? Don Cüljote, bü. n, yarkina rağmen, sanatle *':::rı ruhla tahlil edici ulüde surette birleş. Ku ;:::: ve belki moödern A . _: Tin Ork k sanat eseridir. Mic- day © *Strası da 6 neviden bir —: Rüzej mı'.'hırlknllıle mi? o ka. n Cevah, u—'ı:ıı:ııı-î"uk ancak za - A Nurullah ATAÇ Meğ, m._ıgmrnkle vamuklu €lere ait resimden ta30_ bin lira SAS1 ed'lemedi Tasın İtha nn GĞt kararnamlesiniri tatbikr es ;“h,“iu”am’u TMaddelere ait güm- alik ı'erlnin tahakkukunda bir yan- '::'5 Ve renkli pamuklu men- &:%ı z san f's_un tahsil edilmiştir. una un,y'"l'?'lxm aylardan - sonra ;:hıgk idiğı için tahsil edilemiyen - 1 vasati bir hesapla a bi 1 eaniu X0 Karej Sİğin fark Ötünag tarifenin Si ee Sikli c Ş“ü edîh"" hesaplarını — birer birer İla €k kanunun diğer bir madde- hi almması irab eden resim W tesbite başlamıştır. Şimdi: ü şlamıştır. Ş ye %*îhu €dilen kısımlara göre güm- İt Sararnamenin tatbikmdan- %uu;ıal_ “d’lm bu mallardan resim T'Uıik iki Yüz bin lirayı MA — varan gümrükler 877 maddesine &Eki d bulmuştur. E'ğ___ e vam eden ve hayli çok olan ümelelerle bu miktarın bir mis- np öneilmektsdir. —!w Mensucat üzerine iş yapan :_'“Jh fashij Bümrük Haresinin bu yan- 'ıîu—' ih etmek üzere harekte geçe- :'!l;ı ':'*"" alınmış resimlerden mü- Üğyuyç D kendilerinden isteneceti- — A tedisa düşmüşlerdir. Bun- P. Hekim göziyle spor sahalarımız Tribünleri stadyomlara muhtacız 1-Spor sahaları yağmurdan ka barınabileceğimiz hale sokulmalıdır Bir spor meraklısı için bu sahalarda, bir manevra askeri gibi yağmur altın- da saatlerce ıslanmak mukadderdir 2-Stadyomlarda sabit ilâç dolap- Basit gibi görü- nen birihmal | yüzünden bir çok Sporcu “Vazife kurbanı,, Etiketi ile dünyaya gözlerini | kapayabilir | Bl' hafta devamlı ve şiddetli bir yağmur kamçısı altında ve Ça- mur deryası içinde oynanan heyecanlı (Fener - Galatasaray) maçını seyretmek arzusu muhakeme ve irademe galebe ça- Imca erkenden Şeref stadına koşmuş, bu süretle (Beşiktaş - İstanbulspor) karşı- laşmasını görmek - fırsatını da kaçırma- mMiştım. Tribünün üstü kapalı olan kısmında yer k sızdı; binaenal va zife hasebile tabiatin bütün zıd unsurla- rımı yenmek mecburiyelinde kalan bir manevra askeri gibi en aşağı 5 mütemadiyen ıslanmaktan başka çare yoktu. Oyun sahasının taç çizgisine ya- kın bir yerinde bir iskemlede oturarak maçı bütün inceliklerj ile takip eden ve klübünün zafer arzusu — gözlerinde oku- nan genç bir bayan başından ayakları- na kadar şellaf bir parşömen kâğıdına bürünmüştü ve bence binlerce spor me- raklısı arasında bu seyirciden daha akıl- | Dsr da yoktu. Stadlarımız hiç olmazsa çadır bezinden tentelere kavuşuncaya kadar kapt önlerinde klüplerin menfaa- tine olmak üzere satddacak olan bu kâ- Bıtların istihkar edilmez bir kâr getire- ceklerini sanıyorum. İngilterede ve bilhassa İskoç; durucu karlı havalarda yüz bin * rasında bir futbol maçını görmek zevki- ni tatmış olan mahdut vatandaşlarımız, seyircilerin stadyamlarda — kiraladıkları küçük mangallarda ellerini rsıtarak tat- lt bir heyecanla oyunu takip ettiklerini elbet hatırlarlar. Biz, sahalarımızda ültra modem sıh- hat çargleri arıyacak kadar hulyaperest ve insafsız değiliz. Ancak bu yağmurlu lar kararnamenin sarih olduğunu, ken- dilerinden bir fark istenemiyeceğini, kendilerinin ithal ettikleri malları ver- dikleri gümrkk res nazarı itiba- ra alarak sattıklarını, yeniden bir fark verdikleri takdirde ziyan edeceklerini söylemektedirler. Ithalât tüccarları, bu iş için Mmüşte- rek bir jilşazda bulunmuıya karar ver- mişlerse de bugüne kadar müracaat ct- memişlerdir. Gümrükte ayrılan hir heyet gümrük resimleri noksan alınmış iihalât beyan- nameleri üzerinde tetkiklerine devam et mektedir. Yazan: Dr. Rasim ADASAL ve fırtınalı günlerde kalın paltolarına ve kürklerine bürünerek elleri ve ayakları çilte fanilâlı eldivenler ve şosgnlar içinde olduğu halde oyun seyreden bizim gibi spor çılgınları yanında iliklerine kadar ıslanan ve etleri mosmor kesilen insanla- rı da hatırlamak lâzımdir; ve aldanmı- yorsam seyirti ço ünu da daha ziya- de bunlar teşkil etmektedir. Harap Çırağan sarayınm dev iskeleti, yüksek pencerelerinin pervazları altında sütunlarının diplerinde sığı- naklar arıyan yarı çıplaklara ye cılız ya- pılılara nekadar acıdım!... Bunların için- de on yaşlarında çocuklar ve hem de öksüren ve aksıran çocuklar vardı. Ger- çi muvakkat bir zaman için en acı istı- rapları bile unmutturan kuvvetli heyecan bunlara yağmuru, rüzgâri ve ıslak etle- tinin ürper unutturmuştu. Fakat evlerine dönünce oynak yerlerinde had ramatizma sızıları veyahut da göğüsle- rinde bir zatürree veya zatülcenbe ha- Tonton amca düello yapıyor ları ve çantaları bulundurulmalı! bercilik eden tahammülsüz batmalar du- yacak olanlar, Şeref stadındaki bu heye- canlı maçı bütün ömürlerince unutmıya- caklardır. Herhalde sırayla en mühim lik maçlarına sahne olan ve memleketin en kuvvetli bir şampiyon takımına antren- man sahasını teşkil eden Şeref stadyo- munu hiç olmazsa yağmur yağarken ve hattâ kızgın vaz güneşi ortalığı kavurur- ken barmabileceğimiz bir hale sokmak alâkadarlara düşen içtimaf ve beledi bir vaziledir. Esasen bunun için sarfedile- ara da, bebrat havalar yüzünden a kadar gelmekten korkan &a. yısız müşteriler tarafından ziyadesile ödenecektir. İlk maçta İstanbulsporun sol açığı, ikinci mühim maçta da yirmi iki oyun- cunün muhakkak ki(en kahramanı olan Galatasarayın beki Salim hatırr sayılır birer kaza geçirdiler. Birincisinin kalp nahiyesi, daha atlet ve sert bir oyuncu- n e çarpışarak eski bir sedye üstünde baygın ve bitkin bir halde yatı- yordu. İkincisi de fevkalâde adali cehdi- ne inzımam eden ıslaklıkla soğuğun bir- denbire tetlid ettiği kuvvetli bir refleks ile zangır zangır titriyor ve bir türlü kı gelemiyordu. tanın bir kenarında parası muka- gee Devamı U innide Dr. Rasim ADASAL palı eati Tarih diyoc ki: Dîvrlşln kellesi gidiyor ! Eski devirlerde, Avrupada. av da- vetleri teşrifat sırasına gemcişti. Kral lar, Cumhurreisleri, İmpratorlar bir- birlerini ziyaret ettikleri saman, ziya- fetlerden, mulat — merasimlerden sonra av eğlenceleri de tretip ederlerdi, On beşinci Lwi, ava çok düşkündü, Avusturya imparatoru — Fransua — Jozef ihtiyarlığına vağmen, sön samanların da bile ovlanmaktarn geri kalmamıştır. Fransa Cumhurreisleri, av mevsimi geldiği zaman, av eğlenceleri tertip edere ler; muharrirleri, şairleri, nazırları, me« busları, âyan azalarını, mahkeme reisle- rini çağırırlardı. Hele, Almanyada, Fran sada, İngilterede yapılan eski şato eğlen- lerinin başında av partileri en mühim yeri tutardı. 'Türklerde avcılık, çok eski bir maziye maliktir. Osman oğullarının hüküm sür- dükleri devirlerde de avcılığa ehemmiyet yerilmiştir. Padişahlar arasında av me- raklıları vardı. Avcı Mehmet, bunların en başında gelir. O sabâahleyin ava çıkar, akşama kadar kırlarda, ormanlarda dola şır dürürdü. Mısırlı prens Halim, Petresburg sefiri Rüstem, Mısırlı prens Osman, Keçeci zade İzzet Fuat paşalarla Neşet elendi de mutlakiyet devrinin meşhur avcıların dandı. Bunlar, zaman zaman kafile ha- linde ava çıkarlar, çok defa Tİneboluya giderek ayı avlarlardı. Büyük Türk kahramanı Timur da av. lanmayı pek sever, her gün ava çıkardı. 'Tarih onun bu mreakımnı gösteren birçok garip, tuhaf hikâyeler kaydeder. Bunlardan bir tane anlatayım: 'Timur bir sabah ava gitmek üzere, at la sarayından çıktı. Kapının önünde saç sakal birbirine karışmış bir derviş göre dü. O gün akşama kadar bir av bulamadı. Ufak bir serçe bile vuramadı. Dönerken, sabahleyin gördüğü derviş aklıma geldi. Kendi kendine şu hükmü verdi: — Uğursuzluk ondan.. Yüzünü göre düm, kısmetim kapandı, bir ava rastla- madım. | Sonra nedimlerinden birini çağırdı: — Şehri arayın, dedi, sabah rastladı- Bım dervişi bulun; başını kesin!.. Dervişi aramaya çıkanlar, onu şehrin bir köşesinde, bir duvar dibine sinmiş, lokma ederken buldular, Timurun ira- desini bildirdiler. Devriş: , — Peki, dedi. İradeye diyeceğim yok. Ancak ölmeden evvel hükümdarı göre mek, birkaç söz söylemek isterim. Mer« t buyursunlar, beni huzurlarına ka- etsinler.. Devrişin ricasını Timura — söyledtnğ İzin verdi, devrişi karşısına çıkardılar, Timur sordu: — Ne istiyorsun?. — Sabahleyin ilk gördüğünüz yüz, be- nim yüzümmüş!. Bugün avda bir şey vuramayınca.. Bu. nun benim uğursuzluğumdan - ileri gel. diğine hükmetmişsiniz. — Evet.. — Olabilir. Fakat burada mühim bit nokta var, Bende bu sabah en evvel sizin (Lütjen sayfayı çeviriniz), Hüseyin Rüştü TIRPAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: