22 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ae e Tn BE a S e — Hümi XX Ha — g G h n Dre DŞ geee ikezbir Mız, "e Fo HB SİNDE g öb îıîî:w (ÖKT Tn eeei BW.Y-YULBUSAHNE |8 eX WEVAM EDER. K VECANIM, . ç!KACAI:. V ile Glt j ıılıı e KORKMA NA.KEMİKLE, sâvo..cw RİM KIRILA 118 KAHRAMAN RTZ ye daldı. Şale onâ bakıyordu. Genç ka- dm şöyle düşünüyordu: — Het şey kayboldu mu? Hayır, mademki kardinal hakikati öğrenemi- yecek. Her şeye yeniden başlamak lâ- - Zim, işte bu kadar... Şüleye göz utuyla baktt ve ürper- di Şüphesiz, son bir mücadele, kuv- vetli olan ihtirasiyle, henüz narin olan aşkını çarpıştırryordu ve gene şüphes siz, ihtiras aşkı, aşk realitesini körkut- tü. Ve artık, içinde, komediden başka bir şey kalmadı. — EKont, size bir cevap vereceğimi söylemiştim.., — Madam.... — Bu akşam, saat onda, hburada.. hizmetçim Marin sizi içeriye alacak. Bu akşam, könt, size cevabımı verece- ğim. Z Şale, sendelediğini hissetti. Gözle- rini kapadı. Ve gözlerini açtığı zaman, düşesin kapıdan — kaybolduğunu ve, kendisine, bir zevk ve şehvet cenneti vaadeden tebessümlerden birisini atfet- tiğini gördü.... XXIT ŞALENİN MUKADDERATI Sen Priyakın, Şevrözün ikametgüâ- hından ayrıldıktan sonra, — kardinalin huzuruna çıktığı malümdüur. Şaleye ver diği sözü tuttu ve onlara vaadettiği ra- poru kardinale yaptı. Bilâhare, bu hu- susta yapıları istlevapta, Sen Priyak, filhakika, kont dö Şaleyi, âlicenap bir kurtarmak istediğini iddia et- mişti. Fakat bize öyle geliyor ki, ve hakikat şüphesiz budur ki, o, sadece Annaisi ele geçirdiğini kardinalden sak- lamak istemişti. Sen Priyak, kardinalin ikametgâ- hında, tekrar şahsi elbisesini giydi. Ka_r dinalin atına gelince, bu ata hâlâ ihti- vardı. Baş seyisten, akşama ka- dar bundan istifade etmesine müs_aade wyerilmesini rica etti; bunun Üzerine, baş seyis bu güzel hayvan bakkında, esasen emir aldığını söyledi: Kardinal, atı, takimiyle beraber Sen Priyaka he« diye etmişti. Sen Priyak, bu güzel hayvana atla- dr ve müthiş bir sevinç içinde tıkanarak, Sentantuan kapısını geçti ve Vensen Şatosuna geldi. O zaman devlet hapis hanesi olan bu şatonun arkasında, sefil bir han vardı. Örada, korkunç biyikli ve daha körkünç kılıçir bir düzüne ka«- dar haydut, gürültü, patırdı yapryor, içki içiyorlardı. Bunlar, Sen Priyakın adamlarıydı. ; Sen Priyak, atından iİnmeden: — Hadi bakalım! Diye bağırdı. Bunun üÜzerine hay- dutların hepsi, atlarma doğrü koştuler, Yalnız ikisi iybe kilitlenmiş bir sa- lona girdiler. Annais bu salondaydı. Haydutlarım, kendisini kaldırmak Üzere — yaptıkları harekete, genç kıiz, Âmirane bir el hare ketiyle mukabele etti ve kendiliğinden onların önünde yürüdü. Dışarıya çı- kinca, kendisine gösterilen ata atladı. Haydutlar önun etrafını aldılar, Sen Priyak başa geçti, elini kaldırdı ve ka- file yola koyuldu. ! Sen nehrinin sağ kıyısı bir müddet takip edildikten sonra, doğru Senart or- manına gidildi. i Sen Priyak, Annaisi görmek için bir tek defa bile başınır çevirmedi. Genç kızın bakışlarından hiç birisi de, onun Üzerinde durmadı. 1 Esirenin truhu mevecut değildi. Ga- lip ise, korkuyordu. * Ormanın ötesinde, Sen nehri İayı- larında, Esyol köyü vardır. “"Köyün birkaç yüz metre ilerisinde de, sırtını ormana çevirmiş murabba şekilde bir ev yükseliyordu. Bu ev sağ- lamdı. ve — loş bir hali vardı; kapı demirdendi ve müsaadesiz içeriye girmek ve yahut da dışarrya çıkmak is- tiyenleri bu işten vaz yecirecek mah'yet teydi. Evin, seyrek pencereleri de dar- dı ve üzerlerinde demir çubuklar vardı. Maamafih, otrada ne muhafız, ne de bek KAHRAMAN KİL Be - arem Çi vardı.. Hiç kimsenin içine girmediği bu evi, küçük bir kızcağızın yardımiyle bir kadın muhafaza ediyordu. Bu garip binanın, memlekette, bir i&mi — vardı. Esyol halkı, ğgöz kırparak, buna, esrar- enğgiz bir tavırla: Riş « Liyes, derlerdi. Bu garip isim, bir kelime oyunun- dan başlca bir şey değildi: Ey, — Rişli- yöye sitti!... Kardinal, ara sıra, öraya gelir, iki üç gün kapanırdı ve halk, bu nadir zamanlarda, kardinalin yalnız bulunmadığını biliyordu. Hatta, © zaman meşhur olan Maryon Dölorm'- un bile, bir defa orada göründüğü söy- keniyordu. Sen Priyak, Annaisi işte buraya yö- türüyordu. Büu hareketi, cüretin şah eseriydi. Sen Priyak öraya gelinec: ' G« Kardinâlir emri! demiş ve alçak sesle talimat vermiş- H. Bu herhalde, bu nevi sergüzeştle- rin birincisi değildi, çünkü oradaki ka- 'din hiç hayret etmedi ve Annaisi yuka- rıdaki odaların birisine götürdü, Hay- dutlar tekrar Paris yölünüu tüttular. Sen Priyak orada kaldı. Anınais, girmiş olduğu bu odada, bir saat müddetle, hep ayni yerde hare- ketsiz kaldı. Tam bu sirada kapı açıl- dı ve, hemen, tekrar kapandı... Genç kiz başını kaldırarak ürperdi. Sen Priyak karşısında durüyordu!.... Sen Priyak, genç kızın önünde eğil- di. Bu, ne nezaketin tevlit ettiği hür- met, ne de aşkın tevlit ettiği tavatudu. Sen Ptiyak, ona bakmağa tsesaret ede- medi. Fakat, sonuna kadar muhafaza ettiği bu eğilmiş vaziyette, Annaisi ve bilhassa ellerini gözeliyordu. , — Sen Priyak orada durduğu müddet- çe, genç kız bir tek hareket yapmadı, fakat gözleri odayı süzdü. Eğer orada bir silâh bulunsaydı, Sen Priyak mah- volmuştu... Genç kız, ipek yastıklı kol- tuklardan; tüvalet masasından; kenâr- larında işlemeli melekler bulunan bü- yük bir aynadan ve, nihayet, etrafında birkaç nakışlr sütun bulunan geniş bir karyoladan başka bir şey görmedi: Ve Zaman, genç kızın gözleri halmın nıı; tini süsliyen gül resimlerinden bifis ) daldı. Hem öyle daldı ki, gözlel'i”j dan ayırdığı zaman yalnız o!dui“ş; farketti. Sen Priyakın çıkıp gittiği * saat olmuştu... yk e zaman, Sen Priyakın, M evvel, kendisine söylediği sözleri ”:: lar gibi oldu.. Cümleler toplandı: çi rulan tehditlerin en bariz noktaları * | nine nakşedildi. gekit gün, fazla değil... Beni sekiz güf ’ğg.ı göreceksiniz, daha evvel değile “ Cu ismimi kabul ederseniz, servete Ve Vogı — kama nail olacaksınız... Rişliyö “w,.ı " lecek... Aksi takdirde, sizi ölü ğim... Fakat ondan evvel sizi M Etm..; — Öldürmeden evvel Ahladı ki, katil kelimesindef Öyçi körkunç olan bu İkitci ve daha körkunç bit tehdit vardi | çe — 'Tam bu esnada, gözleri, vir yı' gümüş içinde patlıyan küçük ı',,ııı! mek mMmasaâst getiren kadıma Ve kıldı. g€t Bu mat bakişta urdenb!re;*'w parladı. Annais bir sışrayıştâ “g?' yanımma vardı ve İki kadmnını bir M reket yapmalarına meydan . ı_!w dan, silâhı kavradı... Silâhi.. ge g... Bu bıçak, Sen Priyakın € '_,,ı:* bince, yemekteti sönra, derhâh ! lecekti. İki kadım hayret Ve rinden dona kalmışlardı. —— çi Namusunu kürtaracak olan wp”' sayesinde, bütün kuvvetini — ” Annais geriliyerek bağırdı: ; — Katil içinl..« ' ı ; 1 “Ayil günün üküarir Vaf? ud # 'doğru, düşes dö Şevröz, költ ; Genç kızin vücudunu ati

Bu sayıdan diğer sayfalar: