19 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

19 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fa Ş SİN DEĞİLMİ... HAYDI %vumuz!.s DÜŞTE BiZİDE RTIK KAÇMIYACAK- NENİN BULUNDUĞU PESİ | KaFİLESİ ' MUgAYI | ORMANDA | ARADI... ;Nİ.HAYE-T... MERHABA MUĞ WOŞ GELDİN?. 0/ (NE OLDUN » | BİRDEN; KONUŞABİLSE, ŞAPKA NEREDEN .qı.nıâı-y 2 10S KAHRA Montaryol da: — Hayır! diye cevap verdi, Trankavel, meşum bir haberi öğren mek üzere bulunan bir adam tavriyle onun gözleri içine baktı. Möntaryol bir an durdu, sonra birdenbire şöyle dedi: — Üstad, sabahın altısından beri buradayım, Her şeyi öğreneteksiniz.. Size yemin ediyorum... Fakat bürada değil... — Pek alâ, şu halde gidelim! — Henüz değil! (Montaryol sırasiy- le, soldaki ve sağdaki kapıları göster- di) Orada kim var, biliyor musunuz? FRaskas! Ya şurada?.. Şurada da Kor- rinyan! Trankavel boğuk bir sesle: — Raskas! Korinyan! Diye bağırdı ve ürperdi. - Moöntar- Yolun içine girmiş olan korkunç düşün- ceonun — da kafasına inmişti: * Yalnız 'Annais, henim bugün buraya geleceği- mi biliyc du. Kardinale kim haber ver- tü?... Yarabim, kim haber verdi?...,, Fakat bu düşünce hemen ayni za- manda söndü ve çıkmış olduğu zulmet ler içinde kayboldu. Kardinal haber- dar edilmişti. İşte bu kadar, üst tara- fiyle meşgul olmak istemiyordu. O za- man, bir nevi sevinç bile duydu: Annais kardinalin buraya casus göndereceğini öğrenerek gelmekteri imtina - etmişti. Montaryol gelmiye:ek! demişti. Derin bir nefes aldi ve gülümsedi. Sonra devam etti: — Bu iki casus orada ne yapryor- lar, — Sizin tevkifinizi bekliyorlar. Tu- zak hazırlanmıştır. Sizin, Parise, ya Sen Deni ve yahut da Monmartr kapı- sından geçeceğinizi biliyorlar. Yalnız, kardinalin, casuslardan çekinerek onla- TT ayrı ayrı mi kullandığını, yoksa her ikisinin de bana yalan mı söylediklerini bir türlü anlıyamadım. Raskas, tuzağın Sen Deni kapısında hazırlandığını söy- MAN KIZ lıyor, rahip de Monmartr kapısında olduğunu iddia ediyor. : — Yani Raskas Monmartr kapısın- dan, Korinyan da Sen Deni kapısından geçme mi tavsiye ediyor. — Evet. Ve muhakkak olan bir şey varsa, her ik kapının sizin için tehlikeli oluşudur. — Doğru, kalfa! Zaten biraz evvel oradan çıktığım zaman, Parisin bütün kapılarının kapalı olduğunu ve yalnız ikisinin açık bulunduğunu duydum, Galiba Molüsün hakkı var ve ben bu iş- te kemiklerimi kırdıracağım, Kardinal müthiş bir adam. Fakat bizim de mu- kabele edecek vasıtalarımız yok değil yal Mortaryol başını salladı. Vaziyet ona korkunç görünüyordu. Ve bunda hakkt vardı. — Trankavelin etrafında, yollar daralryor, mahreçler kapanıyor- du... Bir müdet sonra bir tek mahreç kalacaktı: Darağacına çıkan mahreç! XXI İK! TRANKAVELİN TEVKİFİ Trankavel devam etti: — Hakkın var, Buradan çıkmadan evvel bu iki casustan kurtulmamız lâ- zım. Âyrı ayrı ve beraber olarak, şim- diye kadar, onları iki üç defa affettim, bu kadarı kâfi... Ne dersin, kalfa? — Sizin fikrinize iştirak ediyorum, üstad! — Pek alâ hangisini alıyorsun? — Hepsi bir. — Şu halde, sen sola git. Ben de sa- ğa gidiyorum. Onları buraya getirelim. Bol bol yer var. Onların da kılıçları var, bizimkiler d ebellerimizde... rimizde... Bunun üzerine, biri Korinyana, di- ğeri de Raskasa doğru yürüdüler, Ca- ye sakindiler. Fakat — yürüyüşle-inde korkunç bir şey vardı. Onlara ölüm re- fakat ediyordu. Montaryol soldaki kapıya yaklaştı- BAK Miki KEN. DİSİNE BİRMÜ, TEMLEKE ŞAP- KASI AL- —. MIS ! f Ka g No. 14 Az—ı !' v ş Ü z « e — AGABA ŞAPKAYI —- n:nn':n ALDI ? ; ÇOK MERAK — — EDİ YO - RUM/ KAHRAMAN KIİ> 105 Montaryol daha müthiş bir sesle tek rar etti; — İzah etl. Yoksal.. Raskas — güçlükle mırıldandı: — Bir saniye!, Takatım kalmadı.. Ve bunun :lizerine, küçük casusun içine garip bir ümitsizlik girdi. Tran- kaveli yakalamağa gelmişken, onu kur- taratzaktı. Bütün istikbali mahvolacak- tı. İçinde şöyle bir düşünce belirdi: — Onu kurtarmak!. Hayır! Bin ke- re hayır!. Bu düşünce.. Evet.. Kendi- mi kurtarıp, zaferimi sağlama bağla- Aklına gelen bu yeni düşünceyle doğruldu ve Montaryola şöyle dedi: — Beni dinleyin! Trankavel öğleye doğru Paristen çıkarak buraya gele- cek.. — Bunu nereden biliyorsun? Ve Montaryol titremeğe başladı ve onun da içinde şu korkunç düşünce belirdi: — AlLaba bu Ânnais?... Evet, evet, öylel... Trankaveli düşman zannediyor. Bu randevuyu uydurdu.. Ve Kardinali haberdar etti! Raskas devam ediyordu: — Bünüu nereden bildiğim — şayanı ehemmiyet değil, Fakat inanın bana Kardinalin her şeyden haberi var (evet tam düşündüğüm gibi... Ah! ne alçak- hık!) sizden daha büyük bir küvvetle çarpışıyorsunuz. — Size — söylüyorum mhvaolacaksınız. Şimd'lik siz beni ya- kalamış buluruyorsunuz. Benim haya- tıma dokunmayın, ben de Trankavelin hayatını kurtarırım. — Şu halde anlat, — Kardinal, Trankavelin Sen Deni kapısından gireceğini biliyor (Montar- yol ürperdi. Bu Trankavelin sözleriy- le mütabıktı) onu burada bekleyin ve Sen Deni kapısından geçmemesini söy- leyin.. Monmartr kapısından geçsin.. O zaman kurtulur... Montaryol kılıcını kımına — yerleş- tirdi. Odaya bir nazar atfetti ve bir pencere bulunduğunu gördü. Raskas son derece kati bir sesle: — Gitmiyeceğim, dedi. Trankavelin kaprdan geçişini görmek istiyorum. Bana teşekkür edeceksiniz. Her şey tenevvür etmişti. Zaten Montaryol, göz kulak olmağ a karar vermişti. Birdenbire çıktı. Raskas çılgın bir sevinç nidasmı güç zaptetti. Kapı- yı kilitledi. Fakat en küçük bir gürül- tü karşısında bile kapıyı açryor ve tek- rar kapıyordu. ÂAnnais, bilâhare, bu kparyı sıra ile açık ve kapalı bulmuş- tu. : ! i Raskas sevinç içinde mırıldanıyor- du: — Trankavel Monmartr kaexs:n- dan, benim — kapımdan geçecek. Trankaveli yakaladım. Âyni zamanda Glello kalfasını da yakalamış olurum. Bir taşla iki kuş.. Abdal Korinyan da hava alacak. Kardinal ne diyecek ? Montaryol da şöyle düşünüyordu. — Geldiğime ne iyi etmişim... Cü- cenin doğruyu söylediği besbelli. Kor- kusundan Kardinalin bütün plânlarını ifşa etti. Monmartr kapısından geçer ve onları mükemmelen atlatırız... | Bunun üzerine, Motaryol gülmeğe başladı. Bir müddet böylece geçti. Bir- denbire, Montaryol, bulunduğu odaya doğru, birisinin geldiğini duydu., Der- hal saklandı. Filhakika kapı açıldı ve birisi içeriye girdi. Düello kalfası kapı- yı kapattı ve yeni gelen adam dehşet içinde başını çevirdi. Bu, Korinyandı., Montaryol korkunç bir kahkaha ile: — Merhaba rahip... Safa geldin... Beni takdis etmek için tam zamanında gelmişsin... Korinyan dehşetinden kurtularak, ayni şekilde istihza ile mukabele et- mek istedi:

Bu sayıdan diğer sayfalar: