PANE Gg 2 Dış Siyasa Lehistanla Belçika Cenevreden çekiliyor Yazan: Şekip Gündüz TALYADAN © Sönra, Avrupa | nın bütün gazetelöri hep bu mevzu ü- devletlerinden bazılarının âz| zerinde işlemektedir. Aölletler Cemiyetinden çekilmeleri bek Deutsche Allgemeine Zeitung'un lenebilir mi? 8on nüshalarından birinde şöyle satır- Dün, İstanbul gazetelerinden biri, | lar okunabiliyor. Lehistanda bir gazetenin yazdığı dört “Delbos'un Belgradı ziyareti Sto- beş sütırdan ve Belçikuda döndüğü| yadinoviçin sıyasasındak! ana hâtları sanılan bazı rivayetlerden ve bunları | değiştirememiştir. Eğer bu hâdiseye kimbilir nasıl bir temayülle istismara | Delbos'un Rumanyadan bir karşılıklı kalkışmış bir Belgrad guzetesinden| yardım paktı Koparamadığını ilâve €- bahseden bir ajans telgrafınm Ustü- | dersek Fransa hariciye nazırının 86- ne şöyle bir serlerha koymuştu: yahatinden elde ettiği siyasi kazanci- i İtalyanın çekilişinden sonra Le - | nm zavallılığı meydana çıkar. Müşte- histan ve Belçika da Çenevreyi terke- | rek emniyet politikası artık Avrupa diyor.,, nın cenubu şarkisinde tutunamaz. Bu Ajans, ayni tel Yazısı bu gazete) mıntakanın sıyasa vaziyeti İlalyanm ve her. tarafa olduğu gibi bize de bik) Milletler “Cemiyetinden" “çekilişinden dirmiş Olduğu için bu İstanbul gazete- | Sonra bir kat daha değişmiztir., sinin o yazıdan bu mamayı nasıl çıka-İ- Biz de Avrupanın bu © pürçâsi üze- rabildiğie doğrusu aki) erdiremedik, izans imparatoru” Jâkabını taktığı İslanbul valisinin he zamana kadar bu mevkide kalacağını sordu - Biz Bizans tebeası mıyız ? Yazun: zat Türkiyede niçin bir Büyük Millet neden bir kürsü bulunduğunu. hu kür. | <GEME, bir beyit, bir kıta ile Kef 19 BİRİNCİKANUN - 1081, re KE a mA a e Semai kahvelel SMAN Cemal Kaygılı'nım 8 betine de, yazılarına da # yılırım, Gerçi okunması dalma Er değildir; bazan bütün bir pars çin yazdığını anlıyamazsmız, 48 ği de'pek belli'değildiri Pukak o lüklerden yılmamak, e» zır; çünkü en ummadığın ve e yy SI P-- Nizameltin Nazif y— 2 Meclisi mevcut öldüuğunu, bu mecliste gok güzel, harikülâde şir, çektiğiniz sıkıntıları un Meselâ birdenbire gözleriniz şöyle bir şey çıkar: şünün Türkiyede en mukaddes min - ber addedildiğini bilmiyor mu? önün! > en | PeXi ama, vskidenberine yapıtmış: | melas? ; E fir? Bu lokantalar ötedenberi gayet E Demek oluyor ki bir İstanbul gaze- İİ temiz herke? ederlerken b i e e NM a vr Milletler Cemiyetinin Lehistanı ve Lehistan Milletler. cemlyetini dü- sündüren taraflarr'olmadığı iddia edi- lemez. Fakat içinde bulunduğu coğra- fi, siyasi ve iktısadi şartların bu dev- leti her suretle milletler cemiyetine bağladığı meydandadır. Eğer Leh! milletinin yüksek menfaatleri “Mület- | ler Cemiyeti çerçevesi İçinde tatmin edilemezse Leh milletinin bu menfa- atlere bir başka kanâldan ulaştırılabi- leceğini sanmak - gelim ve birtaraf düşünenler için - imkânsızdır. Biribi- rine düşman iki büyük ve kuvvetli | * devletin akm 'yolları üzerinde bulu » nan Lehistan öyle bir deniz içinde- dir ki, teknesini selâmete ulaştırmak için tek taraflı kararlardan dalma çekinmesi ve Lodosu kolladığı kadar, Poyraz da düşünmesi lâzımdır. Şahsi temayülleri ne olursa olsun, Leh milleti namma giriştikleri işler- de daima hakikatleri görmüş ve Teh iktidar mevkiini düşündüren-.bütün zorluklara rağmen, dalma müfrit ha- rekellerden ve unüü ahengi bozacak jestlerden gekinmiş olan Varşovadaki devlet adamlarını böyle bir yola sa- pacakları söylenemez, Belçikaya gelince bu küçük devlet, Mille'ler Cemiyetinden çıktığı anda n€ olur? İki ihtimalden biri: 1 — Ya tek başyma kasr. 2 — Yahut da Milletler Cemiyetine düşman olan komşusunun tesiri altı- na girer. e Bunun bir üçüncü tarafı yoktur. E- ğer Berlinle Londfanm Milletler Ce miyeti çerçevesi dışmda bir anlaşma yapabilecekleri tasavvur eğilebilirse, yani muhal, ve garib bir faraziye pe- ş koğup hayal kurulursa, Belçika, böyle bir hatasından sonra dahi, müs- tgkil bir devlet halinde kalabilir. Fa- kat böyle bir ihtimal varid değilse « ki değildir - Belçika evvelâ Flâman- ları, sonra da kendini kaybediverir. İtalya krallık hahedanı ile yakm bir sihriyet kurmuş olan Belçika kral lik hanedanının Belçikanm, umumi hafları Ytalyaya #leyfitar bir dış 8s yasa takib etmesinden hususi bir 18- trap duymadığı söylenemez. Bu ga-| yet tabii ve insani bir cihettir. Fakat sıyasa hâdiselerinin bü nevi devlet geflerine böyle azablar tahmil etti - Zi çok görülmüştür. Devlet şefleri a- rasındaki gıhriyetlerin devletlerin -sı- |ğ yasalirmi biribirine. bağlıyan sey'& millet menfaatleri arasındaki akraba- uklardır. Kral aileleri ve hattâ siyasi | 8 göre, bunların eskidenberi temizliğe Şi * ii Jdkay? olduklarını kabul etmek lâ- manasız şeydir. Faşist İtalyanın; . “... Aman Almanya orta A saldırmasin!,, A Diye titrediğini ve Almanyanın; “e Aman Japonya Çindeki menfa- atlerimizi, siyasi prestijimizi srfmme |8 indirmesi z Diye telâşe düştüğünü görmüyor teşinin reyi beb dahi Gi ve bu yok lar da vok değildir. Fareza Almanya» “Belçika ve Lehistan Cenev - terkediyor,, şeklinde bir baplik ji ida devamlı surette galışan- rindeyiz. İtelyanm Milletler Cemiye- tnden çekilişi acaba bizim ve Balkan- li müttefiklerimizin vaziyeti üzerinde çok mu müessir oldu? Böyle (olabileceğini sanmıyoruz. Dünyada insani ahengin tecasiist için bu ahengin her yerden evvel Av- rupa devletleri arasında teessüsünü temenni eden medeni insanlardan ol- duğumuz için »İtalyatın Cenevreden ayrılışmı sevinçle karşılamamışızdır. Fakat italya Cen&vreden ayrıldı diye ayrıca 'mâteni tütmıya da lüzum gör- memişizdir. İtalyanım milletler cemtiyetinden çe- kilişini İtalyanm menfaatleri bakı- mmdan doğru ve yanlış bulmak İtal- yan milletini temsil eden gazetecinin işidir. Türk gazetecisi. ise, Milletler Cemiyeti hakkında, sanırız ki arcak Şöyle düşünürse, Türk milletinin te- mayüllerini ifade etmiş olur; “Cenevredeki teşekkül Hatay işin- de Fransanm oyun bozanlik yapması- na âlet olmamalıdır. Böyle bir bare- ket, elrafmda İtimatsızlık uyandmr- md İYenlüre İlk hakki kazandır. muş olabilir...” | Şekip Gündüz Anlaşılamıyan bir nokta Sirkeci civarında mide bulandırıcı iğrenç sebebler dolayısiyle bir müd- biraz etrafı düşünmek itiyadında nmaktadır. İzah edelim: olarak yıkamaları, kokmuş ve'ekşi- ların içine meyva, şeker ve sudan H salandırılan lokantaların cem kor- kum olmadan temizliğe riayete lü- ce kapatma yoluna gidilmiştir. | birdir. det kapatılmalarına Tüsum görülen İğ Lokantalar hâdisesi üzerinde birçok 8 yazıldı, çizildi, Fakat hâlâ bir nokta İl olanların kafasında kocaman bir is- © tifham halinde kıvrihp kalmış bu- & Lokantaların yemek kapldrun gir gi kef suyu ile değil, akar sw ile temiz şi | zim de bir Bizans vatandaşı olmağa İ miş yemek #atmamaları, komposto- & başka bir şey, meselâ inek Koyma- Hi maları mecburiyeti belediyenin ye- H mi çıkardığı bir nizam değildir, Wei karar senelerdenbepi mevcuttur ve eseten lokantaların temiz iş yap-ti maları için böyle bir kararı bekle. ji meleri lâzım olmamak gerektir. Ce- ğunu yazıyor. Adı gizli tutulan bu Bilmiyorsa söyliyelim: ka saylavın böyle bir harekete kalkışma» | Oo Bu kürsü mukaddestir, zira halkm Yasemin girdi suya, “İs, sı gösteriyor ki bu vatandaş, Üstün- | mümeesllleri, oradan, halkın her ar- İster ki tenin yuya; ( ik idağ'm İstanbulda valilik, belediye Te- | zusunu, her dielğini, her isteğini ak- Ol tenini yumadan. , isliği ve parti başkanlığı salâhiyetle- | settirebilirler ve bunun için orâda top Su boğuldu kokuya, # b rini halkın zararına olarak kullandığı | Janmışlardır; Bu medis mukaddestir, Amâ bu parçanm, vükrelemezii a kannatindedir. sira hürriyet ve medeniyet dininin bü | gt ve soru ilehiç birilişiği yokmu A Bir saylavn, herharizi bir mesele | en mukaddes minberi onun içindedir, | çıkar? siz bir'arı gibi o bahçede. fe, Uzerinde, doru sandığı her sözü SÖY- | Ve yine bunun içindir ki saylav diğer | alacağınız çiçeği arayın. Osman Sn " lemesini ve halkm menfaatine &Ygun | vatandaşlardan farklı bir takım salâ- | mal Kaygılı daima örticalen söyÜNÜ | kı sandığı her harekete kalkışmasını £& | hiyetlere malik bulunur. Yoksa bildi: | yazan adamdir; büyük bir tenkid 9” | yet tabii görenlerdeniz Fakat bir| gi kötülüğü yutkunup yutmak için de- | sası olduğu halde onu iye di saylavın her şeyi daima ve mutlaka| il $1 kullanmaz, kaleminin ucuna p8 #5 Üy Gazeteci düne kadar vazifesini yap- açıkça yapmasını da; gizli kapaklı içi , di Ew ei ere ği EE, mamış mıdır? Meçhul saylav eğer gar | yiden en manasıza kadar ber v tabii vaziyetin en bellibeşir şartı ola- e aözün toplandığı yerdir. Doğrufi 5 i rak gözönünde tutarız. diyeceğimiz olmaz; fakat bilhassa bir | perişanlığın da ayrı bir tadı, 49” ie Acaba Tan gazetesi bu saylâvın 4-| saylav için affedilemiyecek, mazur | zevki var. Şi dın niçin yazmamıştır? görülemiyeck böyle bir noksanı yok*| © Fakat itiraf edeyim ki e , Acaba, aradan yirmi dört saat £09- | sa, yani memleketin her tarafında Gi- | semaf Kahveleri ve Meydan Sef İöe tiği hdlde o saylav neden ortaya Si- | kan gazetelerin neşriyâtmı dikketle| (1) ağir küçük kitabını, elime SÖ © kıp; i v takib ediyorsa, kendini şöyle bir Yok | geçmez okuyamadım; ilk sayfa)! ta — Bu sözleri ben söyledim. Bu tâk- | tasm, hakikati gizlediğini, doğruyu | gm Osman Cemel Kaygılı bir İZİ riri ben verdim. söylemediğini derhal anlıyacaktır. ağzı takınmız: “Zaten kendisi (Pİ, W Diye efkârrumumiyeye kendini ta -| © Bununla beraber, bu menilekette bü | yi fprahim) ile Beraber o devirdi | nıtmamıştır? güne kadar gizlenmiş bir hakikat Var | #aramın üstadları olar Baylnurtii SE, Te Biz burada vali Üstündağ müdafa- İ sü bunda gazeteciden çok saylav ka- ni, Erzurumlu Emrah ve aya kalkışacak değiliz. Zira ortada- bahatli ve mücrimdir. . Zira gazeteci | -.. Bap golrğen bapka, buirlaf birtakım , mes'uliyetleri yüklenerek | da bir saz sairini edebiyat i konuşan bir adamdır, ispat edemiyece- | & koydetmediği gibi böyle bir gi ği, delillerini bulamadığı seyi YaZIP» | den tam bir anlayışla ve bilişİk “ ortaya atamaz. Lâkin saylav? O SAY- | gedene de tesadüf olunmuyor.” Si rimes'uldür, O her şeyi söyliyebilir. | böyle devam edecek korkusu i€ Elverir ki yanık kokusunu almış bü- tabı kapadım ve günlerce luneun. Onu, hiç kimse sözlerini ispa» | sıdığım halde açmağa cesaret ©“ ta davet etmez. İspat ederse davasını |: dim. Haksizmışım: meğer Osm Kazahır; etmezse; mal Kaygılı o âlim tavrmı “bir — Yühulmışsın birader efendi! sonra-bırakıyor ve bizim. sevdiP Derler, mesele kapanır. Osman Cemal, hayatı sevdiği İG" Fakat yalin, dolan ve doğru olmi- | zamanlar yaşsmış olan geylerin yanı söylemesine karşı duracak bir İ düğüne inanamıyan, onları yad o kuyvet'de yok değildir ki adma; rek yaşatmak istiyen şair Osm” 4 Matbuat ve efkâr umumiye, mal oluyor. Meydan şairlerin”, Denir. Bu cihet dahi böylece ma- | kadar muhabbetle bühsediyor, © # lim ola. rın herhangi bir manisine, ayal kadar güzellik veriyor. O kada” Acaba meçhul saylay bu selâhiyet- | mısramı bile bilmediğimiz Gir, ten gafil midir? rahim'in büyük bir sair © | Hattâ daha ileriye giderek şunu da | niyoruz. Osman Cemal Kaygı! * if) söyliyelim; os onların adlarını kğ bu Bir gazeteci duyduğunu tahkik e | bir zevk'vermek için kâfi: “P dip çilesi yahut ll halk tara- | lü Zil İzzet, Hattaneli Çarkei pi fından bildirileni bildirir. Gazeteci | Arnavudun Mehmet, Otakçılar 5 yazmamışsa bir meseleyi bildirmemiş- | vat, Erzincanlı Ayrancı wİ ge bu mesel ya yoktur, yahut.da ken- Böyle devam ediyor ve biz her 4 #| disine bildirilmemiştir. kudukça içimizde bir ! Saylav ayni zamanda hâlktan değil yandığını duyuyoruz. z l midir? Neden gazeteciyi ikaz etme- Ama Osman Cemal'in e 4 miştir? yumluk değil, tadımlık”, AN Bu bakımdan da mes'uliyet ve ka- | tiyor. Çabucak bitiyor ama. bahat yine döner dolaşır sayıl sayla- | dına eriyor: bizde o şairleri vın hissesine düşer. şiirlerini aramak arzusunu U. | Türkiyede, hür Türk matbuatı bu-| Yor. Ç | güne kadar hiçbir geriliğe göz yum- Nurullah ATAY mamiştır, Meçhul saylav temiz Türk (1) Eminönü Halkevi dl efkârrumumiyesinin mimessilleri kar | dan, 75 Kuruş, şısında işlediği veya namma işlenildi- | Hamiş Bay M. Hızal'n. — ğini iddia edebileceği bu hatayı tas- | niz mektubda “Sanğat, adi l hih etmeye koşmalıdır. kelimelerin böyle “g” ile Wi Ni i kit ilan bir adamın çrki 1 em MARE İİ er br bastan garyarızm ği Bu sene memleketi» | diğini söylüyorsunuz. Yoksa mize gelen göçmen- pe şuan “e ği NX elime! p ler on beş bini büldü| öye sch sesler mi çikeryo Romanya ve Bulgaristandan mem-| Öyle ise talâffuzumuz iyi değik leketimize yapılan göçmen nakliyatı | metler,. —N. A. sona örmek üzeredir. Nâzım vapuru, Kösteneede topla - nan 1500 kişilik bir kafileyi getirmek > m İİ üzere son defa olarak hareket etmi- ÜN : tir. VA | Pp ” 19 A ki meseleler bir taraftan adliyeye inti- kal etmiştir, bir tarsftan idari tahki- kat başlamış bulunuyor. Bu işin esası müfettişlerin raporlarından anlağıla- cak ve Türk hâkiminin kanaati vatan- daşlarla devlet mümessili arasında tahaddüs eden bu münakaşada haklı | ! > olan tarafı bize gösterecektir. Esasen “bir devlet “devlet mü - İ measili kaldıkça Mer türlü müdafaa ve yardimdas müstağni olduğuna,, ka ni bulunanlardanız. Ustündağın müdafaa edilmeye en u- fak bir ihtiyacmı sezmek, Üstündağ- dan Kemalist devlet mümessili #rfatı- nm derhal nez'edilmesini istemekle e İstanbul valisine “Bizans impara- toru,, demeye dili varan meçhul say- lav bütün İstanbullulara nasıl bir hakaret savurduğunu farkedemeğiği meydanda, Bu saym salav, İstanbulda yaşı- yanların temiz, dürüst ve kıvamı tam birer Kemalist devlet vatandaşı olduk- larını unutmak hatasma düşmüştür. Bu zata İstanbul valisine “Bizans imparatoru, İâkabmı veremiyeceğini burada açıkça bildiririz. Valinin bir Bizans İmparatoru olabilmesi için bi- tahammül etmiş bulunmamızı kabul elmek icab eder. Tekrar ediyoruz: Bu saylav meydana çıkmalı ve böy- le bir hakarete İstanbullular muhatap tutulamıyacağını açikça söylemelidir. Bir saylav söylediklerinden mes'ul tutulmaz, fakat hiçbir saylavda bir Türk vatandaş yığınma hakaret et- mek hakkı tanınmamıştır. Hiç kimse. yi böyle bir çüretinde özürlü ve haklı bulamayız. İstanbullu hür ve medeni bir devlet vatandaşıdır. Haklarını ve valandaş - Uk salâhiyetlerini, söz,dil ve yazı hürriyetini büyük bir kıskançlıkla daima muhafaza etmiştir. Ne bir Bi- Zans İmpartoruna tahammül etmiştir. Ne de bir Eyiib imparatoruna taham- mülü olabilir? | Yine bu saylava atfen Tan refiki- ! miz tarafından Türk matbüatına sav- l rülan büyük hakaretin dahi derhal İ kazınması lâzımdır, İ | Bay saylav bakın ne buyurmuş? i “ — Bu kabâhet - gazetecilere aittir. Bu kafile ile beraber bu ene içinde memleketimize gelmiş olan ırkdaşla- Onlar halkia dalma temas halinde j rımızin yekünu on beş bini bulacaktır. PAZAR y dirler, Halkın dileklerini aksettirme- j mekle büyük bir hataişlemişlerdir.,, | Önümüzdeki sene - içinde bu miktar BİRİNCİKANUN — ei Bu sözü hir sayley #öyliyebilir mi? | yirmi bine çıkarılacaktır. ; Hieri: 1956 — Şevval? " Saylav dediğimiz vatandaş bir gazete | . Nakliyat Mayıs içinde başlıyacak a van e ciden daha çok halkın adamı değil ve İkinciteşrine kader devam edecek- tniğir? Olmamalı mıdır? Ababa bu tir. Bu işe dört vapur ayrılacaktır. sair v» . “iii pe ii Vakit Sabah Öğle İkindi Alsa: ! İ*ya 5,51 1211 14,31 10,43 İ öiklikmlkikninle Kir : : z ği ELİAS LEİCA SELİ ES İZ