m 2 B AYRAMI Hataydaki Fransız hatası karşısında doğan bassa- siyotimizden kâybetmiyerek geçirdik. Hatay, bayrani günlerinde Türk evle- rinin büyük azabı ve hiddeti oldu. Bu- nunla beraber yine bizzat halkın si- yasi terbiyesi ve şuuru bu hiddete frer'vurdu; enufak bir taşkınlık gö- rüimedi. Bayram geçti. Şimdi bütün zekâmı- zı we enerjimizi Hatay davamızın Üze- rinde teksif etmiş bulunuyoruz. Neşe ve eğlence yorgunluklarmdan ayrıla- rak tekrar günlük hâdiselerin içine girec halk, zerre: kadar endişe duy- mamaktadır, bu halkım Hatay davası- ni tlaka istediğimiz şekilde helle- debileceğimize inanmakta olduğunu Kayılelmek, unutulmaması icab eden bir vazifedir. Hatay davasını nasıl haleldeceğiz? Fra'sa bu garib inadında ısrar eder- se Fransaya karşı harb mi açacağız? Hatay meselesini tetkik ödenler a- rasında hatırlarma böyle bir sual ge - İenler de yok değildir. Evet... Fransa meşru yollardan gidilerek tanıtılmış bir hakkı, medeni dünyanm umumi kabulüne mazhar olmuş bir hakkı or- tadan kaldırmak tarafına giderse, ta- ahhüt ettiği bir işi yapmamakta 1s- rar ederse he ölacak? Onu nasıl z0r- | lıyacağız? i Biz ortada bir harbi zaruri kılecek | sebebler görmemekteyiz. Harb, ko- suşma yolları ile uzlaşamamış taraf. larm baş vurdukları vasrtadır. Belki en basit meselelerin hallinde bile, bazan, bu vasıtayı kullanmak bir | zaruret olur. Fakat Hatay meselesin- | de harbin oyhıyab'leceği en ufak bir « rol yoktur. Zira bu dava medeni dün- | ya muvacehesinde halledilmiş ve ta- i karrlir, edep, ar dünyanın tam, e ılmuştur. Har. | bedip de kiminle kozumuzu - paylaşa- cağız? Fransanın -yıllardanberi Suri- | yede ve Hatayda bulunuşu da yine bu medeni dünyanm bir milsaadesine ve tasvibine dayanmakta değil midir? | Hattâ bizzat Fransaya bütün siyasi | hayatı ve manasmı veren muahedeler | manzumesi bütün kuvvetini bu mede- hİ âlemin umumi kabulünden almaz mı? Fransa Hataya taallük eden böynel- Yüilel vesikanın emrettiği işleri gür. memekle medeni Âlemin umumi Kka- bulüne maz#er bir siyasi vesikayı bü? tün ehemmiyetinden tecrid etmiş ol mak hatasına düşmektedir. Bu hata- da ısrar etmekle Fransa bugünkü | dünyada kendisine siyasi bir bünye; veren bütlin diğer munhedeleri de bo- zulmak ve esaslarına riayet edilme- mek gibi bir hastalık aşılamış olur, Binaenaleyh Hataydaki son hareketi- le Fransa Hataydan, Hataym bakla. rmı korumakta en ufak bir terediüd göstermiyecek olan Türkiyeden örce ve doğrudan doğruya medeni dünya- ya karşı kötü ir cephe almış bulun. makta ve kendi oturduğu dalı deste relemektedir. Hataydaki fena Fransız hareketi - nin karşısında biz medeni dünyanm bir mümessili sıfatiyle üzerimize dü- şen vazifeyi ifada tereddüd etmiyece- ğiz. Bununla beraber şunuda osla unutmamalıdır ki, biz bu vazfeyi | böyle bir vazife deruhte edebilecek | herhangi bir diğer medeni devletten çok daha başka türlü, çok daha ateş- | li ve fedaküz bir şekilde başarırız. Zi- | ra hiz Hataydan bahsederken sesieri- ! miş milli bönyemizin pek başka, çok hassas bir takım. tellerini de ihüzaz ettirir. Biz. Hâtaylının damarlarında kendi kanımızm dolaştığını bilen bir ağabey hayecunından da kudret nla- rak 'bu işi büsarırız. Hataylı'u hâdiseler ctrafında İza- hat arıyaa Türk notasının Parise teb- liğ edildiği tu günlerde Fransa hari- siye hazıcı Delbos , Orta Avrupada mühim bir siyasi gezintiye çıkmış bu- Tunmaktadır. İngiliz kralının has mü- şavirlerinler lurd Halifeks'ın Berlin- de yaptığı temasları müteakip Fran | Vakit Sabah Öğle Dündi Akşa:ı Zatsc lı &iz Başvehili Chautempe ile birbkte Dış Siyasa Fransa israr ederse ne yapacağız ? Yazan: Şekip Gündüz Londraya gittikten sonra şimdi Var- şovayı bovlan.ış bulunan Delbos, âca- ba orta Avrupadaki Fransız dostluk- larını ne dercee sağlam bulabilecek? Varşova istasyonunda yapılan kar- gılamanm pek soğuk bir tarzda cere- yan ettiği ve Leh hükümetinin ancak teşrifat -kaldelerine riayet etmekle iktifa ettiği söyleniyor. Delkos halk tarafından alkışlanma- mıştır. Delbos'nun geçtiği yollarda kimse “yaşasın Fransa!” diye bağır- mamışı.r. Velhasıl Delbos'a fazlı e- hemmiyet verilen, uğrunda her tehli- ke göz al'van bir dost muamelesi ya- pılmağıış, 6 sadece mutad siyasi mora- Mya Devam: 4 üncüde Şekip GUNDUZ Doğru Değil mi? Kızılayın kaybettiği para ! Bizde gazetecinin resmen tatili yoktur; gazete hergün çıktığına göre gazetecinin de hergün çalış- ması icap eder. Yalnız dini bay- ramlarda — yani Şeker ve Kur ban bayramlarında — gazetelerin yerlerini “Kızılay,a bırakmaları teamüldendir, Maksat, bir gelir temin etmesini mümkün kılmak. dolayısile Kızılay cemiyetine yar- dım etmektir. Bu İş için kanuni bir mecbüriyet olmadığı cihetle gazeteler bayramdan evvel, bay- ram günleri intişar etmiyecekle- rine dair imza verip Kızılaya yar- dımda bulunacaklarını böylece I& ahhüt ederler, Sonra bu Kızılay gağötekilim” #izrve Haskr'” ileri morcut gazeteler arasindan Biri-| ne bir nevi münakass ile ihale e- dilir, Kızılay cemiyetinin ileri sürdüğü şudur: Kızılay gazetesini (o çıkarmağı dernhte eden gazete İğarehrnesi, “Kızılay,.da kendi gazetesinin reklamını kat'iyyen yapmıyacak ve çıkardığı gazete, kendi gazete- #ine kat'iyyeon benzemiyecektir. En sene de vaziyet, aynen yu karıda anlattığımız — gekilde ol- muş, yalnız bahsettiğimiz şart ye- rine getirilmemiştir. Flivaki “Kr mültezimi olan © gazete reklâmını açıkça yapma ştır. “Kızılayı, ile kendi yazote- si arasında bir isim farkından bar ka bir fark olmamasına dikkat etmiştir. Şimdi soruyoruz: Kızılay cemiyeti reklâm şartı nın Yerine getirilip getirilmediği- mi neden kontrole lüzüm görme miştir? Bu şart, comiyetçe bu (o kadar ehemmiyetsiz görülüyor idiyse bu nokta diğer gazete idarçhanele- rine yazılan teklitlerde niçin tas- rih edilmemiştir? Bunun ne ehem miveti var, dememeniz için izah edelim: “Kızlar, gazetesinin “ İstan- bulda mevcut yedi gazetenin mec muu kadar satılması mantıkan &- cap eder (hakikatte böyle değil- dir ya!) binaenaleyh böyle bir ga zetede kendi reklâmını yapabil- mek serbestisi bahasına “Kızı ar,in baskı ve yazı işlerini dahr ncuza taahhüt etmek istiyecek mazetelerin bülunmayacağından “emivet nasıl emin olabilmiştir? Tizılav cemivetj elli altmız bir -wat bedeli hile olsa o hivle bi “ernnetan müstağni midir? bu İş için şartlardan biri de — am ie —— — | öğrendiyse bunu o namzeğdin acemi» Ta PAZARTESİ BİRİNCİKANUN — 1687 Hicri: 1356 — Şevval: 3 Güneşin doğuya Güneşin batışı Ta 1041 542 1706 14,38 1641 1519 5,246 epik iklnn ze lek İYİMİ m nr ii Frahsâ Vo İngiltera — Acaba kime karşi? Tiyatroya dair: TAL (#) antkomünist adı verilen bu ittifak ri Şehir tiyatrosunda Aynı adamlar Aynı aktörler Görmekten şikâyet eden tiyatro seyircileri Eski bir dest relin “La Nouvel şöyle dedi: Ki eiiiermesemesemimenisemeilpikii le, piyesinde “Tiyatronuza gel o ; iJonano Lejeu - omjyorum. - afla. Yazan : nd) rolündersali le eğ Munsin ebe $0k ğilKeşei sbleri varı Gö Tr * görmek” şerütlat ceülerde bir gün Ertuğrul İİ Kazandım.Bü be- gelâlm.. Geldiği- me, geleceğima pişman oldum. | vel& piyes piyes deği, frengi yüz den bozulan bir evlenme mesele Aktörler aktör değil. Baş rolü ! oynayan çocuk 0 gece ilk defa role gıkıyormu?.. Şöyle bir teyziaata güz gezdirecek (o oldum.. Birader.. eski tanıdıklardan bir kimseye rastlama- dım.. Bu me iş!.. Içimden bir | hayli sana kifrettim.. Acemi berbere traş çitirecek benden başka kimse bule- yaadın mt diye?,, Dostumu sahiden izdüğüm anlatı- sından belliydi. Söylediklerine ke- Mince, #eY&ili okuyucularım, o sâkin İ bu kelimeleri guru bamye kadar bi- le İpe SAPA dizihir aüdetmeyin. Bakın niçig olduğunu “arzede- yim: Geçenlerde dedigi le böyi “ hiz va sene avret Bekiz on e — pi de muhaklrak teendüfen yanıldı- | a tn. içeri girdi.. Frengi pi- yes a beğenmediği piyes çok iyi Kir 108, hattd bir müsabakada ken eye içinde birinciliği kazanmış, tün dünyada hemen hor lisana ter cüme Adilmiş, bizde de oynandıktan sonra Dek ziyade rağbet görmüş, çok oynanızış, halkevleri tarafından bü- ; tüm Anadoluda oyuansın diye tahot- triTeiş bir eserdir, Temsilde bahsettiği aktöre gelin- eo bizim Talhtr kastediyor.. o Evet Talât © piyeste ilk defa Yol aldı...Bir genç sanatkârın herhangi o viyesto bir başlangıç yapmasından daba ta bil ne olabilir, Bibet başlıyacaktı.. Başladı ve başardı, Asıl — tuhafı bu i başlansıç öyle herhangi bir müpte- | dinin beslangını gibi de değildi, U- zun zaman prova edilmiş, hiç bir ye- rinde aksamamış bir o başlamıştı. Dostum eğer yeni bir sanatkâr nam zetinin sahnede başrolü oynadığını tiğinden değil de, otrafta birdenbire bayret uyandıran, dün yokken bu- E'ii ortaya çekiveren bir gencin he- men yarattığı alâka havasından an- lamıstır. Dostum bilkeydi Xi dünya- da böyle sanatkâr doğuran gebe go- celer he kadar azılır, ve böyle bir xe ccde orada hazır bulunmak zevki ne Vüyüktür, simdi telehhüf cdsceğine kendi Kenrinini tahrik ederdi. Ben hayatımân bir çok (defalar böyle İlk tozahürlere sahit oldnm. Hatta en £on 12 birinelteşrin o 1981 tarihinde (Comedie (o Françafse) de Edviye Feyillere'in François de Cu- “ie Beli Gi Ye 1 e İz nim buğün bile hatırladıkça heyecandan (Kalbimi kabartan ve taşıran bir hâdisedir, Çünkü pek muvaffâkiyetli bir baş- langıç yapan bu kız (Comedije Fran- çaise)i bile kendisine dar gördü. O- rada kalmadı. Çıktr.. Bulvar tiyatro larında, ve sinemada oynamaya baş Tadı,. Bugün İstanbulumuza ogelen Fransız filimlerinin birçoğunda bu isme rastlıyoruz. Bdvig Feuillere'in Comedis Françaisedeki başlangıcı bir Türk için bu kadar alâka uyandı rıyorsa, Talâtm başlangıcı herhan- gi bir Türk için bundan daha. azmı alâkaya lâyıktır?.. Kaldı ki Talâtın o taribtenberi sahnede hizmeti Ma- demotsel!e Edyige Feuillereinkiy - den çok dahe verimli ve faydalı ol- muştur, Böyle en mesut hâdiseleri tüyatromuzun zaafı diye kabul ve te- lâkki eden kimseleri “gördükçe gö- zrüm bilmem neden hemen muhata- bım gözlerinden kKayar.. kayar da kulaklarına gider. Sonra da şaşa- vrm,., Niye kısa diye, Bu adam tiyatroya gelmez.. Gel- miyecektir de.. Yalnız gelmeğdiğinin. sebebini örtmek için bir yalan uy- durmak mecburiyetinde... Bula bula da sebeb olarak (proğramda (eski aktörlerden hiç birinin ismini gör- mediğini) acemice öne sürüyor, Beki aktörler kimler?.. Bilmiyo- rum hangilerini ve kimleri kastedi- yorsünuz. Belki onlardan da hiç bi- rini görmeğdiniz.. belki o terkip te meçhülünüzü saklayan bir maskedir. Eski aktörler var diye yeniler ye- tişmesin mi? O zaman bütün çocuk- ların, babaları öldükten sonra doğ“ maları lâzımgelirdi.. Halbuki baba- lar çocukları sağlıklarında peydah- iasalar, büyütseler, ellerinden tuta. rak hayata başlatsalar, sizin fstedi- iniz gibi bir piç dünyası yaratmak- tan daha iyi vedaha o hayırlı değil midir? Çıraklar ustalarının dizleri dibinde yetişseler daha çabuk öğren mezler mi? » LER Züppece bir bayan dedi ki; © “Mabsvıs Otiyatroya © gelmiyo. TüM. Çünkü hep 0.. hep 0.. Hep ay. ni adamlar. ayni aktörler. O ka. dar ki ne söyliyeceklerini bile evye. Mnden biliyorum.. Pariste olduğu gi bi her tiyatroda başka başka, yeni yeni suratlar görmek kabil olmuyor, | (57 üriain Eruğrulun v8 Behzat, Galip, Hazim, Vasfi. Bah. zat, Galip, Hazim, Vasfi!.. Kuzum değin Bakani ilini 4 se» —— ——— . i . ”. Bir karikatür. | m ğe Gringoire ne elimi sürdüğüm pek dir, sinirime dokunuyor. Yer yüzünde büyüklü küçüklü Fransiz gormay€ darlarnn menfaatine dokunacak, 9” ları korkutacak her hareketi Yâ cinayet, ya bir gülünç teşebbüs gr gösterir, Bunu da üröizca, girkinee par, Onun müdafaa ettiği menfant © Te hizmet eden daha başka gazeti” de vardır: meselâ De Temps, Le Fiy ro, Cündide; fakat onlarda biç oi sa bir terbiye, bir nezaket görül Hİ Löon Daudet'nin WAction hiç deki küfürlü makalelerinde bile olmazsa insanı güldüren bo$ ii vardır, Gringoire ise iğrenç, karil m ni budala yerine koyuyor, onlar de türlü soğuk yalanı yut ğ m ni. Onu çoktandır elime aldığım Y9 ö Geçen gün onun iki karikatürün bizim gâzete almıştı, ben de ğ altlarını okudum. Bir tanesi gü gitti: Fransız mebusan mecl eşek sokulsa kimse farkına varmi” miş, onu içeride her zaman gör adamlardan biri sanirmış. Şu Ez kimseye değil, bütün mebuslârt, “ milletin bütün vekillerine hi ve diyor. Sağ tarafın mebusları d8 pi Yunkilerle beraber eşek Gy gazete şahıslara değil, fikirlere ret ediyor. Fikir tenkid edilir, yanlı” lığı isbata çalışılır; fakat asırlarda” beri dünyanm her tarafında birçe kimselerin İnandığı, u canlar” hi verdikleri bir fikir, eşeklik SÜ tavsif edilemez. O pis gazete cu. riyet fikrine, demokratia Bi milletin mümessilleri vasıtasi kendini idare etmesi fikrine Baki“ ediyor, ” : Hükümdarlık fikrini sevmem: kat en koyu mutlak idare ne dahi eşeklik diyemeyiz mokrat bir muharririn bütün raliyet taraftarlarını budalalıki8 tiham ettiğini görsem ona oi zarım. Çünkü. bir fikri yanlış e mhz; ona taraftar olan herkesi ae ik eştklik, ensyilikle. ittiham doğ mize söbeb ölümaz. Bu, doğrüdan ruya insan oğluna hakarettir. K Gringoire'ın karikatiründen ire dim. İnandığım, sevdiğim bir fi çi muhalif olduğu için değil; çünkü mokrstiayı tenkid edenlerin Fu nı, kitablarını pek âlâ okuyorum” kat böyle iğrenç hareketleri deği Nurullah AT fer pe” xi it j Alak aşkına, yeni kimseler yok Mi; yeni yeni adamlar, Bıktık artık ei #apatkârlardan.. Birazda | Yenİ görmek istiyoruz.,, Bu bayancığım da başka türlü, Bu da genç meraklıar.. ACRDA eke" kârın mr, yoksa herhangi bir © ğin mi gencini istiyor? — Affedersiniz hanımefendi. , dim, 1927 senesinde, YANİ | Mtrof tam 10 sene evvel şehir tiYS nun sanatkâr kâdrosu onu“ di.. Bugün elli altmış bu gi size yalnız şehir tiyatrosu $* içindekilerden bahsediyorü pir gardaki sanatkârların adedi deyin” bu kadar artmıştır kanata, ak On senede ndetleri yüzde bO$ 7 inert ti yüz artmış demektir. En ve kadi” ana, ne kadar dişini Mei yapı” çok ve bu kadar çabuk Yat aşağ! * max, Eskiden bir piyesi be? yalnız eski sanatkârların... pire dardı. Şimdi öyle kalaba! > ler oynamıyor ki içlerinde ç gis kl isme rastlıyamazsınıZ- tiyatroyu teşrif etmiyorsan nesle hasret çekiyorMmi dan de gençlerin bulunmadığı" ri gil, sizde burnunuzun dibe. ger ricik şehir tiyatrosunun çel geri zi için bile alâka ayy ir geliyor. Biz bu İşte o © kadar hamleli davranıyorU” saniit” men her piyesimiz gen kâra yeni bir kendin! si satı vermektedir. Bi di ve La sanatkarlarımızın kiynei guys retli temellerinin üetün yatromuza yarın onlarin yerel çecek değerli ve kn gör hazırindık.. Siz bunlari. ç niz bilmem ki ne yaya şe i huzurunuzda yağlatıP İl Muhsin saree gey daki diğer yazıları 20 rn.» larımızdadır. ğ