5 ? ş — Mösyö, sizi öldürmeğe karar ver © dik. Kendinizi müdafaa edin. Dördü- müz birden hücum edeceğiz! Dördü birden, sol elleriyle kamala- rını çektiler, Trankavel bir tek kelime söylemedi sadece kılıtını çekti ve vazi- yet alarak, istihfaf dolu bir nazarla on- lara baktı. Alınları ter içinde, gözleri dönmüş ve bu gözlerde, canilik etmek- içini çekti ve müdafaa vaziyeti aldı. Karşısın dakiler saldıracaklardı... Tam bu esna- da, hâdisenin cereyan ettiği yerin kar- sısındaki kapı açıldı. Birisi dışarıya çık- tı ve bir işaret yaptı. Bu İşaret üzerine, dört yaralı durdular ve geri çekildiler, Dışarıya çıkanın vücudundan ve ha- reketlerinden, çok genç olduğu anlaşı- yordu. Başında geniş bir fötr şapka ve yüzünde bir maske vardı. Elinde bi. kt- ıç tutuyordu. Bu genç, dört basamağı indi ve hayretinden dona kalan Trankâ- vele doğru yürüdü ve yanına gelince de, bir tek kelime söylemeden döğüş vazi- yeti aldı, Dört asilzade: — Dikkat! Dikkat! diye bağırdılar. Meçhul şahıs, susmaların: işaret eden bir jest yaptı ve dört asilzade aldı ve döğüş dı. Raripler ayni kuvvetteydiler. Daha ilk anda, biribirlerine lâyık oldukları- nr anlamışlardı ve bu, cidden harikulâ- de hir döğüş oldu. Çarpışan kılıçların havada ş'zdikleri kasırga, kıvılcımlar içinde parlıyor ve ölüm sesleri çıkarı” yordu... En büyük düello östatları, bu şaheser mücadele önünde, şüphesiz ki, ha; dona kalırlardı.. Fakat gariptir ki bütün hücumları meçhul sd BiRi, ES. PER KER Kak pike ERİ Ee Ke İken Sy £ : PH pLm Eğe FEp ARE gEE iki si BER Bi HER Sap ipe EEE 8E pi iBe'eire EEE 5 öder dat app eker İş | Mi “akk Bak BET içe cağp 3 BEL EL çiy EŞE ile : : i 235 g Ş ; 3 EE” gör - siye şik iyi eşi i.e 0 ÖR İşi İşi Eg SE ua öğün Esa SE 38 25 sh BES Li N SES EN V eRs EEE? gag BARA Ee e Beğ şen çar a 35 z Be SER 3ğ i ipe hibe şiş miş sş *» e s3 # “Eh 5 & M a İ lp E öer ÇAR GŞİR # sg sa BE B8 & SE ŞER &- € > Şe EE sp RE P EN; Ke Eackıkı gf, Riçl İN ve .i Şoğffal'a fu T Beş AİN u 7 İ şiğriği Eei Debi? - GEL ÇE şe e şa el lk iğ: va $g” taz epi : Mu R da i w.., KAHRAMAN KIZ - —————— ———————— genç yapıyor. Trankavel ise bir tek ham le yapmadan, sadeve, tehlikeli darbeleri bertaraf ediyordu. Trankavel ürperiyordu. Trankavel hayranlıkla rakibine bakıyordu ve karşt sındaki hücumlarını büsbütün #rklaştı- rıyorken, Trankavel de şöyle düşünü- yordu: — Yarabbim! Ne gürel döğüşyor! Fakat kimdir bu? Genç? Ah! Doğrusu şu düz ve seri darbe için, Barviyar onu heyecandan ütperdi!. Fakat yarabbim kim bu? Niçin maske takmış? Saçlarını saklıyan bu kocaman fötr şapkayı e di geçirmiş??... Fakat... Hayır... E- vet! Yarabbim, bu bir kadın! « Trankavel dehşet içinde geri sıçradı ve içinden, korkunç ve mustarip bit se» sin kalbini parçaladığını duydu: -—-OoL, Annais! Annals'e karşı kılıç çekiyor. du!.. Beyninden vurulmuşa döndü ve ümitsizlik içinde mırıldandı: Bitti! Her sey bitti! Bu ateşin gözlü, daba ateşin kalpli genç kiz, esrar dolu bir mükadde. Tatı olan bu asil genç koz, damla damla kanımı kendisi için akıtmakta asla tered düt etmiyeceği Annais, onu öldürmek istiyocdu!... Evet, her şey bitmişti. 'Trankavel adım adım geriliyor, ve onun, kendisine kati darbeyi indir. mek için sarfettiği gayreti seyrediyor. * du. kalbi parçalanacakmış gibi çarpıyor, bıçkırıklar göğsünü deliyordu. Anntis ilerliyor, Ttankavel ise geri- liyor, müdafaasını gevşetiyordu. Genç kız mütemadiyen yürüyor, hücumlarını arttırıyor, onu ihtiyar bir meşe ağacma sıkştırmağa çalışıyordu. Trankavel ise, bütün ustalığını, düellodaki bütün i- Ve, nihâyet sırtım bu meşe ağacına yaslandığını hissedince ve binnetice, ya vurmak ve yahut vurulmaktan çare kalmayınca, zihnini meşum bir dü- 8 — ie TOzj SG şılg ? Es 8 »“ $ gg 3 j <- YP EY) Ed 2 öğ Pi e A LEgEii - a 22 2 Yİ e re lap ep üre a İş j ii edi ağ im pi Lİ 5 milşiii zi , 3 Almanca derslerimiz üzerindeki egzersizlerin 15 incisi. ni geçen derste vermiştik. Bügün size 16 ımcı ve sonuncu dersi vereceğiz. il Babası rübab çalmayı öğrenmişti. Akşamleyin işten son Ebeveyninin bu halleri « nl beş yaşındaki Joseph ve çocuklar da takip edi; iii: Arke; HAYDININ HAYATINDAN Babası ve annesinin musikiye karşı temayülleri vardı, Ailenin bir akrabası, mektev müdürü ve orkestra se Franz Joseph Haydn 31 mart 1732 de Rohrau'da doğdu i Yalnız, bundan evvel, geçen dersteki ezzersizlerin Yar ei) Çevrilecek olan almanca parçanın türkçesi şudur? a ra bir garkı söylemeyi severdi, pılmış şekillerini görelim, ; stach: soktu” Kk Ğİ e AİR > veehren: karşı koymak so e mek a 3 vü NM KAHRAMAN KI» dsi günce sardı; Ölmek, onun Eliyle öl meki Trankavelin, âdeta istihfaf eder gibi, kendisine mukabele etmemesi, genç kızı gıvanadan çıkarmış olacaktı ki, sesinden tanmmak tehlikesini unutarak bağırdı: — Kendinizi soüdafaa edin! kendi- nizi müdafaa etsenize, mösyö, sizi öldü- receğim: Trankavel gülmeğe başladı: — Haydi canım! evvelâ size insanm nasıl öldürüleceğini öğretmem lâzım!.. Biraz daha yaklaşın, bileğinizi daha kıvrak kullanın! çekin! Uzatm! Daha hızlı? vurun! Annais, kendisini kaybetmiş gibi, bizzat Trankavelin işaretlerine göre ha- reket etti ve bütün hıziyle kılıcını uza- tarak bağırdı: — Sizi bu ağaca çiviliyorum! Trankavel seri bir el hareketiyle, Fğslinü açtı. Dudaklarında mesut bir t.oessiim belirdi. Yaşlı gözlerinde bir k lem parladı ve sevinçle göyle dedi; — Yapın, matmazel! Trankavelin yeleğine bir damla kan Öüşüü. Ayaktaydr, kılıcı ile genç kızıse Iamladı ve sonra kıltıru kınına yerleş. tirdi, Hafifçe, âdeta bir iğne yarası gibi ince bir yara ile yaralanmıştı. Anrais, yıldırım süratiyle uzatmış olduğu kıhcı nı nasıl zaptedebilmişti? Trankavelin düşünmeden, gayri fhtiyari savurduğu “matmazel, kelimesi, nasıl bir mucize yaratmıştı? Darbe bütün kıziyle indiril miş ve hiç bir mukabele görmemişti, Kı Wen ucu Trankavelin göğsüne dıkan- muş, fakat saplanmamıştı! Savrulan yüz lerce parlak darbe içinde, üstad Bsrvi- yar, hiç şüphesiz, bunu beğenecekti. Annais maskesini çıkardı ve Yere Güşürdü... Kılıcını attr. Trankave: dim dim, çehresi sapsarı kesilmiş bir vaziyet te duruyordu ve çehresinde, hafif bir e- sefle beraber garip bir vakarın ifadesi okunuyordu. Genç kız ise, gözlerini öl dürmek istediği rakibinin göğsünden sizürak yeleğe düşen kan damlaları58 * dikmişti. : Aralarında, yerde duran kılıç, asılma? bir hat gibiydi. Etraflarında, ol ellerin de kamalarını tutan Fontray, BüsYer: 99 vers ve Liverdan duruyorlardı Sem gözleriyle onu isticvap ediyordu. O er gururunun isyan ettiğini Ey Biz Buraya niçin geldiğini izah etmek». casus olmadığını göstermek? Bayağı münakaşaya kadar düşmek? Ne mü” sebet!... mademki “ şey onları yekdiğerinden ayrrıyord , na her zaman için elveda demek li a iknmizlinesinkk Eler > yemiyesğim eki Me yacağım ki hayatımda Annais 45 Lespar'ın karşısındı dım. Annais ürpererek sordu: ; ş — Demek ki kim olduğumu BEY” sunuz, öyle mi? — Evet Biliyorum! Ayi samPia, sizi öldürmek istiyenler tarahındii. “nenizin öldürüldüğü Anje'den nizi, Lüiz dö Lespar'ın size raber size nasil bir kin verd d8 Sen Priyak'ın, erge$ çe parşömenleri ğını ve cek bir adama karşı nasıl bİr ye giriştiğinizi de biliyorum Kendisinden is'e tehlikeyi bildirmekte büyük bir meharet mor kesilmiş olan Annsis, b“ e aram eri > mü etmesi lâzım du, Güzel dudakları arasi” cak şu feryat koptu: Vs ame, ir çk be yö. Bu sırları kimden © v : Mi il ti