LOU VEPpP ŞOLEÂŞE OyuyyT ui MEMEK AZDI SU. YAŞI 4g EPA İş GyoA EPAEIT MA AA MESA “MRT RAŞEL ) vE 1919 sig x741g 'upurunguk uruasypş “ner MEP? EEBEREE Beşi? ih Bilei Aneiliç R eRieşie g ; dag iziz m8 5 raske RELEŞER dajı3 sjr?i3 e ike pk şi rak vw an balkan, ag g EpLiiv£ ip MDADISTUYAS 400 autaza aplnuz ng “ruka40g9 ULUpAUL Up NEAYOY “GOkIeta öpULAA ODU UL “ra dvayap *eğndod pyepaie£ zppog mp9 İrucağo yevzui o desoy “refusipi “(ğa BOL TUMeYYyed OfyKUZ Upurusk sep e£ BUURA UUBUA 71X98 UL ydasof *uupunysop o4 #yuLıaa Wp in) 1 RALİŞIEİ YİN İY apu9g Juapr — TafUlSÇ ULULENre? NORM EUĞEpEYLU 2A “Kpulojsi Kol nuO 'nöpum;3 vunsoy 1595 JRE| RE | Ss g e 5 z > ğ d » i > “ z 3 G 5 â z 3 & S ; p 003 (öğ OpYEK "OBLULOJK9E EEOŞIMAE$ Hir GbjOYZ uruTun rpvoi: rankavel sâdece şu Sevabı verdi: — Mösyö dö Rişliyö'den! mene bâş piskopos Lâi dö Riş- Byliyi yastediyordu. Annalt ise: Kardi- m0 Rişliyönün kastedildiğini düşün. SU ve titriyen bir sesle; — Mösyö, dedi. Kendinizi mlidafaa dan İctinap ediyorsunuz. Binaenaleyh. kılıçtan daha başka bir vasıtayla niş ğım. Buyurun, mösyö serbestsi ş Siz de susun mösyöler! tİrâz etmek üzere bulunan dört asil- bu Sİ üzerine durdular, Tranka- çehresi bir ölü çehresi gibi sarıydı. nal yapkasını çıkardı? My ded", selâmiladığım şey, kahramanlık ve vakarnızla bep ii akıtılan birkaç damla kanı- ir. Buyurun mösyö Trrravej)! bin 7 kız. benliğinin derinliklerine miltehasele olmuş bir halde yürü- “ğe başlad ye düşündü: kk >> Bütün hayatımı biliyor. Muhak- Male, Ki R'sliyönün bizmetkârlarından bi- Fakat.. Bakışlarındaki bu asalet, Yayan; Sayret alicenaplık, bir kadını tansa ölümü tercih etmesinde Hayır, hayır bu meziyetler Usta bulunamaz... Evin koridorlarını geçti ve sokağa yn kapıyı bizzat kend'si açtı. Bu açı ve a yanında, bir an. biribirleri- Genç kız, o anı kadar his- amed, heyecan duydu. Trankavel tiye döndüğünü bissetti. Kalbinin pe #MİZİ bütün ümitsiz aşı; dudak- e rain le cal Am bu sırada, xaistehzi bir ss ŞöY > a) Ne büyük bir öbek Araf Gasus serbest bırakılır mı? N “venin, Tankavej ürpererek döndü ve mer- — İR-ilk basamağında durarak, kendi- daha ac: gelen bir ietih- 8on derece iyi giyinmiş bir gördü, Trankavel bir anda r LA Manş ve kalbini &c: ve deh- ehe taçırdı.. Bu aden, balı unğao0ğ) Ju *24 uğupunguz “uvuruz ($iyyısf Kunsoloy oeney “opostr; LO) *a0K1Çe *Lçe 41920 'Nuaşü MoşpoyOğ i ğı BİLE? SERŞEZ ii phi, e BEER z dk besi 5 op GS Es > iL ARİ, BERE: e zireii e z lin ME re yeri li Eşli Z İKE Sp PİN Bil €E «b > KEİ'mİr ; Bif BI RE a Rl yeİrik, z vr 5 i i Rİ : be : ü 5 KAHRAMAN KIZ a a ik 5 —— şın'n sırası Üzerinde, Anınais"i ik! yana- Zindan öpmüş olan adamdı) Ve, Trankavel, bu adamın üzerine yil rüdü! Şaşanlı elbiseli asilzade, Trankave- lin gelişini yerinden kımılamadan seyretti. Fakat benzi sarardı, Hiddet- ten mi? Korkudan mı? Annais büyük bir tecessüsle onlara bakıyordu. Düello Trankavel bir kahkaha savurdu. Meçhul asilzade hiddetle bağırdı: — Bu kudurmuş şeytan da kim? . Trankavel istihfaf dolu bir nazarla ona baktı ve? — Mösyö, dedi, bir basamak daha ger'lerseniz, daha büyük O görünüreü. nüz. Siz'o adamlardansınız Zi, görül meleri için, ayaklarının altında bir kaide bulunması lâzımdır. Genç asilzade bir basamak daha çı- karak bağırdı: — Kiminle konuştuğunuzu biliyor müsunyız? — Halâ mı? Siz neredeyse bulutlar içinde kaybolacaksınız, yahut bir çöp- Vikte... Sizi böyle yukarıya tırmanmış görünce, âdeta bir Jeylekle konuşuyo- rum gibi geliyor, Fakat, parlak tüyle- rinizi görünce bir papağanla konuştuğu mu anlıyorum. — Sefil! Sen bir prensle konuşuyor. sun! Trankayel Annais'e dönerek şapka sını çıkardı, sonra, asilzadeye doğru dö merek şapkasını tekrar giydi ve tahkir âmiz bir tavırla bunu kalasında dilzelte rek: — Beni tahkir ettiniz, dedi. Burada, emin bir yerdesiniz, fakat şunu iyi bi. Un: kral ailesine mensup olsanız bile, bu eyin dışında, sizi her nerede görlür. sem göreyim, bana târziye verecek, akşi takdirde öleceksiniz! Ve Tranksvel, bu söz ilzerine, bay. gevirmeden sukağa çıktı, Genç kız onun KV e ra A AMA Sİ ğ : — Gençler beni misal olarak alırlarsa görecek- İer, ki insan bir hiçken, nihayet bir şey olabilir, Meri lacht, Iacht am beslen, Bağa, €n son, nihayet, ği gti idi şi rdkiğdeği 2g iğ P yi â3 iş ML gi adi 3 ; & n js İd Eg 8 Sağ SBA y, zir EMAY e “Hİ, çen HA gdediriii gz ŞE se dydik şi girly igi” İz 3131 2 ÖŞLENEE ahde LE Ergi Bilin ME şerli lilele iş t iel bii Di : 8 ? iğ; Pig ŞE vi : ik EH LE yaz 4 ZE, #B BİL; - > MENRRERİEERİRN şii ili iii MERE ti Bid iamözdo 8iş1ö ZE EE 4 RASEEİ KA 33“ ZER z İni ğe ola 5 3 di EEE j içi ili J0 Di j Baal lağj Vağ! EĞİ 30 a i b 1 12 çi Mg En n glğge (İZİ İŞE İİ Egigi z Şİ e, âj yi 2g ii İl ğ * ğiğ M.E 3 şi 3 zi Y.B ELE ii ni aiepiei gGeiiği abii öze ö " &. e kak api KIZ! m. biliyor, fakat meydanda bir rakip karşı- Şever bu istikzadan fena halde kaza 2 sında, izharı aczediyorlardı. Bunun için dir ki, Şever, Fontray ve Liverdan is- tihfafla omuzlarını silkerek şöyle dedi- leri — Bilsyerden sonra bize ya; bir iş kalmıyacak! Mösyö öldürülecek! Döğüş başlayınca, Busyer (o birkaç parlak hamleden sonra, bir yıldırım sür atiyle kılıcını uzattı, Ve arkadaşlar; bir ağızdan bağırdılar; — Bitti! Fakat Trankavel yerinden kımılda- madan bu müthiş darbeyi bertaraf et- mişti, Gülümsiyerek: — Daha bitmedi! Dedi ye gayet sakin bir sesle rakibi- me sorduş — Mösyö dö Büsyer, siz solâkmışı- nız? — Hayır mösyö, fakat sağ elim ba- na kâfi ( yeni bir darbe indirdi, fakat gene muvaffak olamadı) bu suali niçin soruyorsunuz? — Çünkü iki elinizi birden sakatla- mak mecbüriyetinde (kalsaydım çok müteessir olacaktım. Fakat mademki, sol elinizle döğüşmüyorsunuz. Sağ eli- mizi yaralamam kâfidir. Dikat edin mös- yö. İştel Son sözle beraber Büsyer kılıcını dü- şürdü, Trankavel, seri birkaç kılıç dar- besiyle onu şaşırttıktan sora, tam bile- ğinin üzerine darbesini indirmişti. — İşte! dedi. Sekiz gün kadar dö- Eüşmekten mahrum kalacaksınız. Affı- nızı istirham ederim mösyö, cidden çok müteessirim| Şever ileriye atılarak: — Srra bende, dedi. Sıkı durun mös yâ! Trankavel tekrar vaziyet aldı ve gü- lümsiyerek şöyle dedi; — Ben sık: duruyofum ama, Sİ, vuruşunuz hiç de iyi değil, mös; Kılıçınızın ucu çok aşağıda, kolaylıkla boğazınıza vurabilirim. ds deil kia iğ rak bütün şiddetiyle hücum etti Tran- kavel de onun bütün darbelerini kese- rek, bep ayni sükünetle: — Mösyü dö Büsyer gibi, size de bali? bir eldiven takmakla iktifa ediyo- rum.. Kırmızı bir eldiven! Şevet bir çığlık bastı! Trankavelin müthiş kılıcı onu da, tıpkı Büsyer'i olduğu gibi, bileğinden oyaralamıştı. Hem de ayni yerden... i Trankayel, sevimli tebessümiylez — Sekiz gün sargılı germek mecbu- riyetinde kalacaksınız. Çok müteessi- tim... Fakat ne zaman arzu ederseniz, hakkınız olan intikam döğüşü için, emrinize amadeyim) Bu defa Fontray ilerledi ve bir kaç kılıç sallayıştanı sonra, Fontray da, bile ginin ayni yerinden yaralanarak çekil- di, İçlerinde en iyi döğüşgü olan Liver- dan da birkaç saniye ap ezer rındi akibetine uğrıyarak kılıcını şürdü. Böylelikle dördü birden, ek yerden, ayni yarayı almışlardı! Yaralar “ hafif, fakat birkaç gün için, döğüşme- lerine mâni olacaktı. Bunlar, mertiiği Dört asilzade, elleri mendilleriyle sarılı olduğu halde, kenara çekilerek bir müddet gizlice istişare ettiler. Çehre leri mosmor kesilmişti — korkudan, hiddetten, hisaptan değil — mosmor kesilmişlerdi, çünkü kafalarmda kor- kung bir düşünce vardı. Mırıltılar ha Unde teati edilen bu korkunç düştince birdenbire, beyaz dudaklarından, yüksel meğe başladı: — Buradan diri olarak çıkmamalı- dır! — Ne kadar mert, cesur ve kuvvetli ol » kadar da tehlikelidir! | bu bir caniliktir! Öyle ol- m İçin her şeyi ri Mi — Kamaları çekin! Kamaları! İMAR lama pi lk lek nl öğ ij