Dünkü kısmın hülüsası: " İğdeller mahallesi bekçisi. Adem yüzün rasızlık Üa mektebe göndermekte — güçlük Nihayet günün — birinde gö yapurmadan kızını mektebe Almadıklarını duyunca, belediyoden Bikâk Jambalarına — konmak üzere Etndisine verilen gazin — yarısını ça darak yerine su doldürüyor. 'ı';:'dilır.-n yakiıp döndükten son- 'ı,:l?t tenekeyi aidı, bakkala doğ ıanılz. Fenerlerin kör ışığı ö- i.,_ Gölgesi kimi önüne, kimi ar- Böçerek onu takip ediyordu. Ağa kendi gölgesinden — bile h::""fdu. Ğ ’lh:“ıhn dükkâni önüne — geldi. dç Şerisi Kalabalıktı. Giremedi, Unu birkaç kere tekrarladı ağlamaktan İk İŞ gözlerin! tekrar görür gi- 3“— Ve içeri girdi. Kayı SI, Adem ağanın elindeki te- k_.m’“"" şaşı gözlerini ka Ydrra gülümsedi. Yalnız ha & bir hali vardı. Gözleri “se v İ 'du. Hiç bir şey sormadan te- )M' tarttı. Adem bu İşlerin Tei Olup bitmesi İçin sabırsızlanı Ğq:*:'laı çekmeden .x; Uzattı: Mt *lüm ya helâlı gibi olmaz, te- gıkardığı elli :h,_ .în Valiahi senin “ayağın alış- to) © Yeriyorum, Öyle ya bun UyçAra bana getirirsin.. dedi. L ağa bu gözlerie biran içit Mı. Parayı-alarak eve doğru rdüğü, kendini takip ettiğini Tük İyordu, kanatir kapıyı İk, Riraj ha omuzlıyarak *î İ eline alırsa yanacakmış &i- | J,,._'ly:ırdu. “’lh “adanın biraz sertçe: “alaa- d“- işte Zelihaya — göğüslük *mesl üzerine korka — korka KX avucunda dura düra ısınmiş Ni kadın, kablelvuku bir hisle n'*rdcn bulduğuna dalir koca- k bir şey sormağa korktu. Â- l*'ı“ .: Sopasını alarak sokağa çık he ©e Mahallenin bütün fene ,_n’:-:n sönüyerecekmiş gibi fer- Khi “lar ve sokakları her zaman 'l%* Aydınlntamadılar.. NaK Sira “pet prt,, diye Besler çıka Üygrönecek gibi oluyorlardı. ğ TÜ idare imüdürünün etindeki İyş Sabaha karçı bitirebilen be- İsi, sokak başında görün- :';lın fenerler sönmüş hiasi “E:ı:d Adar fersiz yanıyorlardı. kyklea lye refsinin bu gece hiç kâr G bi ne canı sıkılmıştı. Fener- Ü "' hali homen' gözüne çarptı. Kaj :'"lm dayamış — uyuüklayan ©M ağa, “çaldım — bakkala - gazyağı!,. gibi karmakearı hq!'îr Büyıklıyordu. klı bo"- Telsi bir müddet sayık- uutumnk':lîl dinledi. Sonra ağzını ı»'— ıIlp.”“—*’“huı domuz bir gülümse- N ;%ı;_' Açarken sabah ezanı oku- bi "Au'.'ğ:'lkrıun: l n A ekber Allahu ekber,, "l'ı;h:lrıtı mivi sanki tâbint,, ı “Nesini mırıldanarak. içeri ş:r:::, A l YretYkir ğleye — doğru, Âdem ““H!ı İak #dildi. Soruşturmalarda eh KÂr ettiyse de, yaka, pâça 8| %ı:n'âlhılln bakkalı zoru gö- u mıl Biİbi bütün olanı biteni ı'q,. “:lror birer anlattı. uhnhlr zaman utancmdan xh"l kaldıramadı. — Sonra bal BU S N ildü 'qı._ Bdi Tön Jestlerle yalvar- k Ajelin, vallahi Zelihaya gö- h &l .—dqîî;k“*- Çocuğuma acıym. kra4Meye limi ve — müstantikten S Hltdr: kadar her yerde bunu gıı:'!lhı Zelihaya göğüslük ala- At bal hıgı'rşiı_îsunbuı gazeteleri- , höre kasabamızda enterd- Uzün p 'Ka başlığı — nltmda MAf mektup' yazdı. (. g'N çök değerli beledi- Ç Ötledıy ” Beceleri göhri, do- lti Ye. tabi sokak fener- C».!I Kkontrol ve toftiş e- Beç vakit gene böyle sifğ %—-ı demoek istiyen bir ifadeyle | ’ı,:: Var.. Ötekllere bu kadar da | 'ı.—'l'ı başladı. Birinin, yaptıkla: | Avucunda sımsıkı tütdu- | “q.“"“:rı karısına uzattı. Kocası ğ (’.lk aASIDINR Uğattığı — ateşmiş ık * Zelihama göğüslük — yaptır- | * döğrü yollandı. Anahtari | ansızın yaptığı bir teftiş esnasında Iğdeliler mahallesindeki bütün to- nerlerin fersiz,sönecek gibi güç hal le ancak yanabildiklerini — gürmüş ve şüphelenerek bu işin tahkikatile bizzat meşgul olmuştuür. 'Tahkikat neticolendiği zaman mis Tine ender tesadüf olunur bir hırsız- lik meydana çıkmış bulunuyordu. İğdeliler mahallesinin bekçi — ve fenercisi Adem ağanın, soökakların tenviri için verilen gazlara su kat- tak suretile el altından sattığı an- Taşılmış ve hirsiz bekçiye cürmü tti- raf ettirilmiştir. Bğer kiymetli belediye reisimizin dekğerli hinimetleri — olmasaydr, bu iğrenç bırsızlık meydana çıkarılamı yacak, NA nihâaye sürüp gidecek ve şohrin sokakları da bu yüzden kâti derecede ayıdnlatılamıyacaktı. Böy- le model bir belediye reisine bütün | kazalarımızın kavuşvasiği — van ve | gönülden dileriz.,, | — Fakat hikâye daha' bitmedi. Meptepte uzun — zamandır yapıl- makta olan kitap hırsızlığının fa- | ilini bulamıyan idare kandır, çe- ker, diye Zelihayı sıkıştırdı. Polis yard evlerinde — araştırmalar | yapılar. Hiçbir şey bulamadılâr. | Bir muallim “gerçi bulunmadı a. ma, çaldıklarını yaktile satmış ola- | maz mi,, fikrini ileri Bürdü, | Bu herkese mülâyim görünüyor- | âş. | ve buna denizde yılana sarılırcasına sarıldı. Zelihayı mektepten koğmakla ik tifa ettiler. Şimdi her sabah — Güllü hanım iptidalsinin kapısında küçük | | bir dilenci, gülüşe gülüşe mektebe | gelen çocukları sonsuz bir gıpta ile SESSİZ SeBSİZ seyreder. Çocuklar bu eli, yüzü kirli, elbi- | sesi yırtık küçük dilenciyi kapıcıya: — Hasan dayı, hırsız Zelihaya bak diye gösterirler, Kapıct yerinden doğrularak üstü- ne doğru yürür: — Yıkıl hırsız köpek,, Gene kitap çalmağa mı geldin? gibi sözlerle a- Zarlar. Zeliha eski möektep arkadaşları- nın — arkasından-tükürük gibi -ya- ğan — kahkahaları arasında, elleri- lTa gözlerini oğuştura oğuştura kay- bolur. Ve bu, her sabah tekrarlanır, durür, | Mustafa Niyazi Pehlivanlarımız ve |Amerikan gazeteleri Amerikanın ve hattâ bütün dün- yanın ©h fuzla satan spor mecmuast olan Ring Sponte &eçen- ayki-sayı- sında Amerikan ve İngiliz güreşçi- lerine karşı Mülâyim va Tekirdağlı Hüseyin hakkında bir yazı ile ayrıca Mersinli Ahmet hakkında sitayişkâr satırlar yazmıştı. Bu mecmuanm bu ayki sayısında ise — Mersinlinin göğsünde ay yıldızlı. mayoslile çok Bgüzel bir resmini daha neşretmiş- tir. Türk pehlivanlarını — Amerikada tantımak latiyen bu mecmuanın bu |- kadirşinaslığı - sporculuk namına | şayanı teşekkürdür. OÖzür diliyoruz Muharrir Nerimanın röportajını yazımızın çokluğu dolayısile bugün koyamadık. Okuyucularımızdan Ö- zür dileriz. Yazan: Ali Rıza Seyfi. kümesi imiş gibi parıldıyan bir kütle yordun: Altın renkli alev saçan gey, Şaşkın bir halde bulunan ida- | ——— gâhlarda gördüğüm teknelerin Arasında denize indirilmiş bir gemiyi andıran, lâkin öbür demir | tekneler gibi soğuk bir ıçık değil, sanki bir altın cabâ bu neydi? Gözlerimi uğuşturdum. Her da- kika yanımda bulunan dürbünümle baktım, oldu | ğum yeri birkaç kare değiştirdim. Bvet yanılmı- ne doğlidi, bu altın alev batmakta olan günoşin soh ışıklarından ileri gelmiyor, bir geminin ken- di rengt bulunuyordu. Bu tekne ya pirinç made- ninden, yahut o madeanin bir halitaaından yapıl- maştı; çünkü bir geminin altın levhalarla kapla- nılabileceğini düşünmek. et büyük bir olurdu, Bununla kyrakta düran bu gemiye bak- i trkça onun son derece Altina benziyen bir maden den. yaprlmış olduğunu görüyordum. Hele güne- Racirrı'gd— Ars;;âî maçı Ve Fransanın kaçak radyosu | Futbol âleminde büyük bir âlâka uyandıran Rasing - Arsenal maçımım geçen pazar günü yapıldığı ve İngi- lzlerin 2-0 galebesile” neticelendiği malümdur. Bu maçın neticesini “HABER,, ga- zetesi, her zaman olduğu gibi, herkes- ten evvel almış ve pazartesi günkli sa- yısşında karilerine bildirmişti. Bundan bir gün sonra, yani salı gü- nü “Tan,, gazetesi de karilerine ma- çın neticesini bildiriyor ve bunu, HA- BER gazetesinden aldığını belli etme- mek için - biz Rasihin oynamadığınt yazdığımız halde . Rasihin Rasingin orta muhacim mevklinde oynadığını ve bu haberi de, maçın neticesile be- raber Paris radyosutidan aldiğıni ya- | zıyordu. Paris radyosunun, maçlar hakkın- daki haberleri pazar günü neşrettiği malümdur. “Tan,, gazeten| ise — bunu pazartesi günü “dinlemiş!.. Son zamanlarda, Pariste, kaçak radyo — istasyonları çıkmaktadır. Tan gazetesi, maçm neticesini, bun- larm hirisinden Mi almış, acaba * birçok meydana Romanyanın Trikolor Takımı şehrimize geliyor Cumartesi, pazar ve pazertesi günleri üç maç yapacak İki sene evvel şehrimize gelmiş ve yaptığı iki müsabakada İstanbulspo- ru mağlüp ederek Galatasarayla fev- kalâde bir karşılaşmadan sonra bera- bere kalmış olan Romanyanın Triko. lor takımının bugünlerde yine İstan- bula geleceğini öğrendik. Romanya kupası turnuvasında fina- le kalan Bükreşin bu kuvvetli klübü önümüzdeki cumartesi günü Şişli, pa- zar günü Pera, pazartesi günü de Ga- Tatasaray takımlarımızla çarpışacak- tır. 'Trikolor müsabakalarının hepsi Tak- sim stadyomunda Olâcak, pazar gün- kü maç - lik müsabâkaları dolayısi- Te - sabahleyin oynanacaktır. TÜ0 ”— O ——— Maçlara gelmiyen bakemler Bu hafta hakemlerin bazılarının sahaâlara gelmemeleri yüzünden maç Tarın bir ktemı yapılâmamıştı. Bunu nazarı itibara alan alanlık, önümüz deki maçlarda hakemlifi olanların yerine yenilerini seçmek üzere birin ci küme murahhaslarını yarın içti- maa davet etmektedir. Tebliği neş- İ rediyoruz: Tebliğ T. 8. K. İstanbul Bölgesi Futbol Ajanlığından: Hakem İşleri üzerinde konuşmak üzere birinci küme Tik murahhasla. rımın 2-12-0387 perşembe günü saat tam 18 de Cağaloğlunda C.H.P, bi. nasındaki bölge merkezine gelmele- ri rica olunur. şin vardı.. A- demir tek- uzaklaştım. delilik aa Sit ür .. eai S bi rmizı Işıkları teknenin üstüne öyle parlak, muhteşem bir renk dalgalanıyordu ki: Karşımda saf altından yapılmış ayna var sanmaktaydım. Güneş batıp ortalık kararınca hemen bulun duğum topeden deniz kıyısına indim; köndi ken- dime vasiyeti hesaplryor, gördüğüm altın renkli geminin deniz kryısının neresinde bağlı olduğu- nu kestirmoğe çalışıyordum. Aklıma ne yemek, ne içmek geliyordu. Hesapladığım yere gelince Burada gerçeklen bir dok (havuz) gördüm; lâkin yalnız ikli küçük ticaret vardı; başka hiçbir şey görünmüyordu. İşi kat'? olarak anlamak için oraları iylce kalkıştımsa da on dakika içinde farkettim ki: Btrafımda beni gözetliyenler vardır. çok çirkin yüzlü, alt dudağından büyük iğri bir diş fırlamış gemlel kılığında biri bir takım kü- tük ve demir yığımları arkasından . sezdirmeden arkamı kollamağa başlamıştı.. Ar- tık işi uzatmağı uygün bulmadığımdan oradan Yüreğimde merak ateşi çoktan tutuşmuştu. Brtesi akşam bir İngiliz gemicisi dim, suratımı biraz değistirdim ve t#ene o havuz da dolaşmağa başladım. O çirkin, herif gene o- rada'göztülük ediyordu; a üh.._. ö Otomobil sürat rekoru nasıl kırıldı ? Yüzbaşı Eyston Amerikada Utahda yapılan sürat tecrübesinde yüzbaşr Eyston (İngiliz) " meşhur irkdaşı Sir Salkolim Kampele ait olan dünya otomobil sürat rekoru- nüu kırmağa muvaffak olmuştur. Yüzba- g£ Eyston ölçülen bir kilometre mesafe- * yi gidip gelme olarak iki defa koşmak e saatte vasati 312 mille katet © miştir. Kampel aymi mesafede saatc 301 $ sür mil sürat yapabilmiğti. T Londtadan kendisine gazetecilere Eyston rekoru nasıl Gığ'nı göyle anlatmıştır : — Sir Salkolun rekorunu kırmak pek müşkül bir şeymiş. Birinci koşumu yapmış ikinci yani dönüş koşusüna baş lamıştım. Bu iki koşunun vasatisi alı- cağ'na göre bütün emeklerin ve ihtiyar edilen müsrafların boşa gitmemesi için aran! gayretimi sarfetiyordum. Maki- neye hız verip de ölçülmüş — mesafeye girliğim vakit saatte 320 mile yakın bir süret yapıyordum. Bu sırada gözlükle- rim birdenbire çözülerek yüzüme çarp- telefon cden mağa başladı. Elimin birini bilmecbu- © riye direksiyondan bırakarak gözlüğü burmumun üstüne bastırdım. Şansım var muş ki rüzgürm tazyikiyle gözlük öyle- ce asılr kaldı ve düşmedi. Direksiyonu tek elle kullandığımın henüz farkına warmıştım İi ölçülen mesafeyi bir yık dırim süratiyle geçtim. Rekoru kırabil- mek için icap eden her şeyi yaptım. Otomobili hava patlamadan ev- vel yetiştirmek için geceli gündüzlü ça- lıştık. Bütün bu muvaffakıyeti benimle beraber çalışan dokuz makiniste med- yunum. OÖtomobilimin azam! sürati yapma- dığma eminim, herhalde bu işi gelecek sene bir defa daha tekrarlıyacağım. Ba- na öyle geliyor ki karada dimya sirat rekoru daha birkaç defa kırılakaktır.,, Yüzbaşı Eyston 1922 senesindenberi yarış otomobilleri kullanmaktadır. Ken disi 36 yaşındadır “Evlidir ve iki güzel kız babasıdır. Kızlar babalarının reko- TUN ( nasıl kırdığını seyir için Ameri- kaya babalariyle birlikte gitmişlerse de bu teşebbüs kuvveden fiile gelmeden mektepleri açıldığı için İngiltereye dön meğe mecbur olmuşlardır. Eyston geçen sene dizel makinesi rekorunu kırmış, ve buna mükâfat ola- rak Jord Veykfild kendisine beş bin in- giliz Nirası vermişti. Eystonun rekor kırdığı otomobilde iki aded mecmuu biner beygir kuvvetin de rols roviz makinesi vardır. Eyston otomobili 10 metre 20 san- Yüzbaşı Eystonun dünya rekorunu — kırdığı düştükçe büyük bir vap verdi olduğunu ölüyorum. vapuru araşlırmağa İri yapılı, çıkmış, hiç kılığına gir- dun ve; lâkin bu defer'bana kar- ab Üi kır- $ bunu anlatıyor ! yüksekliği de 1 metre 27 santimdir. !Boksör Lenglet Ikinci ravundda galip Fransızların ağır siklet boksörü meş- hur Andre Lenglet, Montrealde yaptı- gı bir maçta, daha ikinci ravundda ra » kibi meşhur İngiliz boksörü Mac Coyü nakavt ederek yenmştir Bir dünya şampiyonu Profesyonel oldu Dünya halter şampiyonlarından Ronald Valker Londrada bir küliür. fizik mektebi açarak, orada muallim. Jik yapmağa ve bu suretle profesyonel olmağa karar vermiştir. Valker bu seneki halter şampiyo- yonluğu müsabakalarına iştirak ede- Miyecektir. AHİN ÜNi gr yatAEFAMMMR y aa aSDK gea N | Hayrı Celâle zaruri bir cevap Arkadaşımız Osman Kavrak'ın bu yazısını yarınkl spor sayfamızda o Kkuyacaksınız. PEE M spor — otobomili şI öyle çok şüpheli görünmedi. . Ona doğru yürüyerek ingilizce: — Yapılacak iş var mı? diye sordum. O beni yukarıdan aşağı kadar süzerek ce« — Adamına göre! Senin gibi sıska bir herif kafası kırılmaktan başka neye yarar! — Ben her işin adamıyım, Bürt İtalyanların arasında aylardanberi açlıktan « Ne iş olsa gözüme çoktan almışımdır. — Açlıktan ölüyor musun? Pek iyi, ben sana şimdi mükemmel bir ziyafot kazanmanm yolunu göstereceğim: Şurada demir levhaların yanında çalışan kara herifi görüyor musun (uzakta gehiş omüuzlu, iri, yüzü gözü kir içinde bir gzemiciyi gös teriyordu, şimdi gidip bıçağını o herifin karnıma sok. Bunu yaparsan sana bir şişe, hattâ istersen iki şişe ısmarlıyacağım... Anladın mı, sıska? Dişlek gemici böyle diyerek yakamdan tüft tu, kemiklerimi kıracak gibi sarsmağa başlı Herifin gözünde o kadar manalı bakış vardı ki; gSöylediklerinin gerçok olduğunu Bir çabalama ile kendimi onun elinden kurtar: yoldaş! Bu zi« anlıyordu BEer- Devamı var