Dış Siyasa Hatay davamız Yazan : Şekip Gündüz fatayda cereyan eden hâdiselerin bütün şirretliğini artık saddece betbaht ve güayretkeş bir müstemleke memuru- na yükletemeyeceğimiz anlaşılryor. E. ğer Hataydaki hâdise Garo'nun şahsi ve keyfi bir hareketi olsaydı, ana Fran- ! sa “buna iştirak etmediğini, bu fena hareketi beğenmediğini,, — bildirmekte bu kadar geçikir miydi? Hâdise hak- kında ana Fransa Garo'dan başka türlü düşünmüş olsaydı bu düşüncesini ilân etmek için sağdan soldan tahrik edil. meğe, bir suale muhtap olmağa lüzum mu gördü? Elbette ki gecikmez — ve elbette “ne oluyor,, diye sorulmasını beklemezdi. Zira, Fransanın Hataydaki son cinayetler üzerinde kırk sekiz saat sessiz ve hareketsiz kalabilmesi pek büyük bir ehemmiyeti haizdir, Şimdiki dıracağına inanabiliriz. Bir kere herkesin şunu kabul etme- si lâzımdır ki, biz resmi bir imza ile tekeffül etmiş bulunduğumuz esaslara, Hatayın mutlaka ulaştığı ve hattâ şu anda ulaşmış bul'.ır:duğu kanaatindeyir. Bizce bugün Hatayda anayasa mer'iyet mevkiindedir. Ve Hatay kendisini ebe. di kurtuluşa ulaştıracak ilk merhaleye girmiştir. Hataylı şu andan itiberen kendisini, bir sureti Milletler Cemiyeti arçivinde bulunan muahedenin bütün haklarmdan istifadeye başlamış adde- dehilir. Evvelki gün Fransanım müs. temleke memurları tarafından bir bay- ramn yapılmasına müsaade edilmemesi, Hatayda yeni devrin — başlamasına Fransız memurları tarafından —mülma. naat edilebileceği mânasına alınamaz, Hatay hâdiseleri ile ilz Hatay hâdiseleri | Vatandaşının hakları ve hudutları, Tütk arasında dağlır kadar fark — vardıt. Fransız memurlarının, bugün, Hatay - da işledikleri herhangi bir cinayet, sap- tıkları veya sapacakları yanlış ve ca. niyane bir yol veya yollar, sadece bir Hatay — Fransa veya bir Fransa — Türziye meselesi olmakla kalmamalt- tadır. Ve kalmaz. Bü doğrudan doğruya bir dünya meselesi doğurmaktadır. ve doğurur, Garo, Hataylının mukaddes hakla- Tıtta tecavüz ettiği gün açıkça arsıulu. | sal bir kanuna tecavüz etmiş bulun- | Maktadır. Devletlerin argmlusal — ka, nunlara riayet edenler ve etmeyenler diye ikiye ayrılmış bulundukları bu dünyada; elbette “Arsrulusal! Hatay kal ,, u ihlâle kalkışan bir Fransa: ya da; — Ne yapıyorsun? Yanlış yoldan dün! Diyecek olan meşru hak müdafit bir devlete hak verecek olanlar az değildir. Hükümet dün, efkârı umumiyedeki hassasiyete müvazi Lir dikkatle Hatay işini konuşmuştur. Diplomatik temas- ların 4: anda başlamış bulunduğu da söylerebilir, Hatayda tahaddüs eden yeni vaziyet Celâl Bayar kabinesinin önüne çıkan ilk mübhim dış siyasa mevzuu oldu. Muhterem Başvekilin bu mevzuu bü. yük bir isabetle teşhisini koyup halle- deceğine ve bu mefsedeti ortadan İkal- # tatürk Sevinç telgraflarına teşekkür ediyor Aüokara, 830 — (ALA,) — Riyaseti- eumhur umumi kâtipliğinden: _llarıydn yeni rejimin meriyete girmesi münasebetile, Relsicumhuür Atatürk, yurdun içinden ve dışından vatandaşların ve Hataylı ırkdaşla- Fın sevinç ve heyecanını — hildiren bir çok telgraflar almışlardır. Bundan çok mütehasasia olan Ata- türk teşekkürleri ile refah ve Saa- det temennilerinin Anadolu ajanar vasıtasile ilân ve iblâğını emir bu- yurmuşlardır. Başvekilin teşekkürü Ankara, — 80 (A,A,) — Başyekil Celâj Bayar, Hataydan ve Hatay n- halişinden gelen ve Türkiyenin het yanından çekilen tebrik telgrafları na Anadolu ajansı vasıtasile teşek- kür eder. Hariciye Vekilimize Hataydan gelen telgraf Ankara, 30 (ALA,) — Hatayın ye- al rejimi dolayısile hariciye vekili doktör Rüştü Arasa aşağıdaki tel- graf gelmiştir. “Hataylılar namına halk fırkası mümessilleri şimdi konsolosluğa ge- lerek iatiklâllerine kavuştukların- dan dolayı Atatürke ve Türkiye cum huriyeti kükümetile Büyük Türk milletine teşekkür ve minnettatlik- Tarınım iblâğını boyan ve rica etmiş olduklarını arzederim.., Başkonsolos Feyruz Kosim — K Tağlm — Şirketi Hayriye ücretleri indirdi Şirketihayriye, ötedönberi halkın haklı $ikâyelerine sebep olan Beşik- taş, Üsküdar, — Harem, Sülacak-ve Kabataş iskeleleri — arasıtıdaki tek bilet fiyatlarından iki kuruş tenzi- ât yapmıştır. 'Tarife buü sabahtan 1- tibaren tatbik edilmeğe başlanmış- | Sirket, ayın on birinden itiharen aziçi biletlerinde de tenzilât va pacaktık. ve Fransız devletlerinin şeref taahhüdü ve kuvvet kefaleti altında bulunan Ha- tay, başını kaşıyacak zaman bulamıyan. bir Fransanın bu kefalet ve taahhüde alt vecibeleri ifa etmekte me derece sörluk çektiğini de, kuvvetleri her an tavında bulunan şerefli ve taahhütlerini yerine getitir bir Türkiye için ise bu vecibeleri ifa etmenin'ne derece kolay olabileceğini de âyice bilmektedir. Ha. taylıdaki sükün bir kadere Tiza gös » teriş, bir boyun eğiş, bir kötü tevekktl suretinde tefsir edilmemelidir. Sekin GÜNDÜZ Çetinkaya'dan bulur inşaallab ! Gazeteciliğin hoş taraflarından birisi, basan okuyucular nazârında 'adetâ bir sihirbaz kudreti olan a dam yidi felâkki edülmesidir. Gase- teci yazdı Yü; örtahik Yülten 0- lur, haksızlıklar tamir edilir, şikâ- yet mevzuları ortadan kalkar, kü- naati hâkimdir. Fakat işin hakika- ti maalesef her zaman-için böyle değildir. Meselâ aşağıda vir mek- tubunu dercettiğimiz - okuyucunun şikdiyet mevzuu olan masclenin ya- ryatıcım olan bu mücsseso ile şim- diye kadar Hiçbir gazeteci baş ede- memiş, hiçbir. gazeteci ömu yola getirecek bir yazı yağmak mehare- tini gösterememiştir. — Mevzubaha mektupta şöyla ya:dı.yor: Bay muharrir, Ya sizin hepinizin bir otomobili- niz var da iştediğiniz yere onunla gidiyorsunuz, veyahut da her yere taksi ile gidebilecek kadar bol pa- ra kazanabiliyorsunuz; — binacna- leyb. tramvaya, bilhassa Bebek tramvayına binmeye mechur ola- rak çektiğimiz azabın ne olduğunu tatmadığınız için buna dair tek aü tır bile yazmıyorsunuz. Akşam üzerleri Bebek hattında her gün görülen bu itişip kakışma- Jarın âcısıma eğör katlanacak olür- sanız - herhalde tramvayla gelmek ve yine tramvayla dönmek şarti- le - hepinizi bir arada bayramdan evvel bir iftar aofrasıma - davete her zaman hazırız; tâ ki ber gün nelere, ne eziyetlere katlandığımı- zı görerek halimize aermanızı, biz- leri himaye ve müdafaa - etmenizi temin edebilclim. Emin olunuz evinizin Bebekte olmast göyle dursun, bir gün bu hat tizerinde yolculuk etmtiye mec- bur olsanız hiç şüpheniz olmasın ki, kiraladığınız evin mukayelesini bile hiçten sayarak hemen pılmpir- tıyı toplar, buralardan kacarsınız. Ne olur, biraz bizim hallmizi dü- günerek lnuıpınyıı_vg yola getire- cek yazılar yazganız! Bir karljiniz Okuyucumuda cevah verelim: eti hakkında we yaz. ;g:zwıı—ıu——h— "a'lhım.;:m SER S HABER — Akşam postast — Fransadan harice altın kaçırılıyor — Gazetelerden — Gümrük salonunda - Ben sana altınları pantalon cebine koyma dememiş miydim? — Fransız karikatürü — Oğluna gelin arayan - dolandırıcı Balıkesirli bir aileyi de kandırıp soyduktan sonra yakalandı Hatice ve Fethiye isimlerini ku'la - nan bir kadn bundan epey müdklet evve) Balıkesire gitmiş ve orada komşulukia tanıştığı 18 yaşlarında Adile isminde bir kızı oğluna almağa karar vermiştir. Balıkesirde, istanbullu zengin bir (Hanım) olarak tanman Hatice namı diğer Fethiyenin, bu teklifi gerek A- gdile ve gerekse dilesi tarafmdan sevinç- le kabul edilmiş ve müstakbel gelin v> “kaynana ile kizın annesi, teyzesi apar - tımanı döşemek ve sonra da nikâht yap. mak üzere İstanbula gelmişlerdir. Zongin damada, münasip bir çeyiz hazırlamağı da tabiztiyle ihmal etme « yen gelin tarafı, İstanbula gelince kay.. nana tarafından Kâzçsi otcline' yerleş- titilmişlerdir. Burada İçısa bit misali- retten sonra Hatice apartımanı döşe « yeceğini ileri sürerek müstakbel geli- ninin beraberinde — getirdiği eşyaları ve bu arada bir adet elli liralığı da al- mıştır. Aradan günler geçtikçe, damadı gör mek için Sabırsızlıkları artan misafir - ler ve bilhassa gelin, Haticeyi sıkıştır- mağa başlamışlar ve günün birinde de nastlta polise bâş vurmağı akıl etmiğ. | lerdir, Şimdi işin diğer safhasına ' gelelim? Hatice bu işleri muvaffakıyetle ba - şardıktan tonra eşyalari evvelee tanıdı: B Ortaköyde oturan Seherin evine gö- türmüş ve orada kiraladığı bir odaya' koymuştur. Savşaklama İşinin sona geldiğini ve işin de polise aksettiğini anlayınca Adileye bir mektup yazarak şu teklifte tür d “Oğlum Alâettin. bana, sen safsın; aptal bir kiz bulmuş olabilirsin; dün - yada evlenmem, mutlaka kendisini gör- mek istiyorum; diyor .Onun için seni cide görmek mektubu yolladıktan son- Ta muvakkat bir oğul bulmak — lâzım geldiğini de düşürmüş ve evinde otur- duğu Seherin oğluna! “— Seninle şöyle bir germeğe çıka. lım!,, diyerek Çemberlitaşa kaklar gö, türmüş ve mühallebicide oturan Adile- K BNT LAT SS LNİ RTEREĞİ Jozefin Baker evlendi Paris, 1 (A,A,) — Zenci dâansöz Jozefin Baker dün Paris civarında | Vecocüur kasabasında Jan Ryon İs- minde bir sanaytel İle evlenmiştir. ——— —T 1642 Kadir gecesi Vakit Babah Öğte Ticindi Akşazı Zat İmsak | X3T 1203 1428 1642 1819 518 Mechum oğluna sevce arayan Hatice ye işaret ederek müşstakbel zevcini gös. termiştir. Ancak, günlerdir evleneceği adamın hasretiyle ve işte bir oyun olması en « dişesiyle azap duyan Adile hemen gence yaklaşarak şu sözleriyle Haticenin bü- tün oyununu alt üst etmiştir. — Siz Alâettin misiniz? Ben anne « Bizin sİZe bulduğu kızım. * Delikantı hiç tanımadığı bir genç kız tarlından böyle garip bir hitaba maruz kalırica şaşırmış, fakat etrafa saklan - imış olan sivil memüurlar meydana çıkıp ta Haticeyi yakalayınca bütün mesele- yi anlamıştır. Zabıtatın yaptığı tahkikat sonurkla Haticenin “daha evvel de buna benzer işler becerdiği öğrenilmiştir. Üç aylık maaşlar Kesilen fazla faizler iade edilecek — Üç aylık maaşlarını rak malmüdüri hr:ı'::' ıll'ı; tekalt, dul ve yetimlerin ilkkânun sonkânun ve Şubat maaşları b den İtibaren verilmeğe başlanmıştır. Todiyat bayrama kadar tamamlan- mrş olacaktır. S lâk ve Eytam ban! T Emlâk ve ikasında aşlarını kırdıranlar için iso — I:ı:: ların adetçe daha fazla — olmaları yüzünden — tediyat — geçen ayın 25 inde başlamıştı. Ancak banka bu sefer paraları erken verdiğini Wleri gürerek kaç gün erken Vöriyorsa o kadarlık fazla falz kesmeğa başla- mıştı. Ttirazı mucip olan bu fazla falz ke silmesi tetkik edilmiş ve bu işle meş Kgul olmak üzüre umnm müdür mua- yinl Kemal Türk T gehrimize Relmiş ve yaptığı tetkiklerden sonra fazla falz almanm doğru olmiyaca- Bi netjicesine varmıştır. Yalnız, bu karar tediyat — başla- dıktan sonra verlidiği için bir kranın masaş sahiplerinden nİrhari fazla pa- ra gelecek 8 aylıklarda tade edille: tek, diğerleri caki şekilde paraları- nı alacaklardır. eİ sayıfasında üzun bir makalt Ö W ile mülAkat. DLorak Üa yokuyordunuz: “Acoba meşhür Y AZI yazan bir adam lw arzu etmemek,meşhur W Bipta etmemek — kabil mi? içine |) bir kere: kaleminizdan çıkâlı V0 Mmandiğınız, sevdiğiniz fikirleri ME düğünüz her satfr binlerce, ON Terce tnsan tarafından okunu$ö/ kisler uyâandınıyor, mücakaşA hat Yor, belki fardlerin hayatındâ, ç tâ cihan hâdiselerinin seyrinde Ö tesiri olacak... Bunu arzu GtmM' muhaârririn möslağine mıl'"”“"d,' kirlerine imant yok demektir; ©. kü elinden çıkan işi gerçekten İP. | ven, söyledikleriği gerçekten ( rTu bulan adam olbotto onların Masint da ister. n Sadece nazari olarak düşünülü 1 şöhrotin, muharrir üzerinde, BâYÜ lı bir tesiri otması a kablidir: 'W;' disini-büyük - bir kütlenin di"'“dlıır.: bilga âdam daha müşktüpesen! C) imzasın) herhangi bir yazınıl M yi Na atmaz. Şöhret ona, şahsına C niyat telkin etmekle dabti yiye gitmek, kabiliyetinin düUtÜP ÖL kânlarımı tahâkkak ettirmek B sini verir. Tanmmamak, bütün #i retlere rağmen kimsenin 0*“"":39 ği bir muharrir kalmak ise bAM e insanmn kolunu, kanadını Kirafı Di &lelâde şeyler yazmafa ”"”", g bazan da başka türlü bir tesiri O u ona, büyük bir haksizirfa VETM, kanaatini aşılar ve dolaytsile F balığtn hiç bir zaman hakikt FÇ likten, hakiki değerden ıın:m”'ı'.,ı-, Rına, kendi yazdıklarının BÜZÜ ei duğü için hiş-bir rathet görüt Y | ne İnandırır. Bunun - içindir. Kİ Ç, |i nınmamış muharrirlerin $ " yazabildiklari eserlerle hiç de PÜ nRsiİb-olmıyan İddinlar görülüri lerinde mütevazi kalmış olanlâ'f azdır, Tanmmamanın muharrir deki -kötü tesirleri sadece NAZATİ 5. Bildir; onların.reel alemd& '*:“,,,v ğ Va “"ddq ru olduğunu her gün kendi ve kulağınızla müşahede edt niz. Fakât göhretin Iyi tesirl P0 S zıik ki'çok zamâan antak tama' pi leminde kalır. Reel #lemdo £ lâkis göhretin çok — kötü tesiflt ea görüyoruz. Önümde, bu haftâ ı"w*, les Nouvelles lttöralres var; 8F e edik AAt #TdERfŞT Yila BL ge I4r. hakkımda fikirleriği bey! , yort” Moşhur büyük çdib hiç Bf ç$ söylememiş, kendisine snal # mularrtre: “İnsana böyle şeylef T rülmaz!” demriş vö onu, pek ; olmıyan bir nezaketle, kapf Ü, etmiş. Sadece bunun için iki dan fazla bir yazı... _!'f Demek bunları öküyan VaT yf mok meşhur bir edibin: “Ben Mıı Hİ î İ söylemem!” demesi de- mühi Terii hâdise oluyor, binlerce, on DNÇ » kişinin alâkasını colbodiyor. 4 harrir, bir kere şöhrete erdi ms' y tıik ne yazşa kari bulacağında boş sözlerinin dabi hayranlıklâ Üğj nacağından emin. Artık kendif sıkmıyor, kaleminin ücüne T ” Hirsa 'yazıyor. d Şöhret iyi şey! Yazı yazari a) onu seymemeşi, meşhur muh F ri kıgkanmaması kabil mi? Hi bana öyle geliyor ki söhret müthiş bir gurar, “bütün f K karşr müthiş bir hilrme!l"?, yör, Her Iyi şeyin bir de Köl olur. Naralidi A'İ'Ac g Sanat mektebindt - Bir talebe muallimini — . ” yaralgg eli İmtihan sıralarında muallimler arasım . rallesaif hâdiaelerden SonT! de do bir vaka olmi de İstanbul sanat isimli bir talebenin, tale le kabilitelif olmuya'ı keti etrafta nefretle Suçlu talebe — n gereŞ * ge B ei KalgılaiÜyı 4de /| 'mahkemed? diasına göre - kendisine Ğ ve! moele eden başmuavil M,:'rl"’# ci müuavin Sırrıyı DİCAki? * an tır. gan a vt p Mektep — tdaresi İ80 Ü ysae hiçbir zaman fena MÜL gir. Tunmadıklarını söylem*” ina Cürmü meşhut mâhktll len Sadat suçanu ıür'ı!(ıı K bü İşi ıondısınlı’m::“h esni nt başmuavinin ni Ea ne yaretaamış "'“"'Mn miştir. bi SŞ Mahkemenin karl? d den sonra verilecekt* ———