B ÜYÜK harpten evvel devletler iki zümreye — ayrılmışlardı: Almanya Avusturya ve İtalyanın toş Kkil ettiği ittifak zümresi ve İngilte- re, Fransa ve Rusyahnın teşkil ettiği İtİİAf zümresi. Bu zümreler teşekkül ettikten sonra her iki tarafın da en büyük kaygısı, aralarındaki tesanü- dü muhafaza etmekten ibaretti. Bu iki zümrenin "ti ana direği Fransa ile Almanya idi, İtilâf zümresinden İngiltere, 1917 senesinde olduğu gi- bi, Heldane vasıtasile Almanya ile doğrudan doğruya — temasa girişti mi, Fransa ve Ruaya tolâş ederlardi. Raa çarı ikinci Nikola 1911 genesin- de yaptığı gibi, Berlini ziyaret edip ikinci Vilhelm ile Potsdam müzake- relerini yaptığı zamanda İngiltere ve Fransayı bir telâş alırdı. Diğer zümre arasından da İtalya Fransa ile kur yaptıkça Almanya ve Avusturyada heyecan uyanırdı. Bugün de devletler, belki de ken- di arzu ve iradelerine — rağmen iki zümreye ayrılmış bulunuyorlar. Bir taraftan kazanç şirketini — andıran Roma-Berlin mihvefi vardır. Diğar taraftan da sulh cemiyetine benze- yen Fransa - İngiltere kombinezo- nu. Ve bu kombinezona Fransa va- sıtasile bağlı olan Rusya. Lord Hali- faksın Berlini ziyareti, milletlerara- sı münasebetlerini, harpten evvelki zamanların ara asıra tekerrür eden atmosferi içine attı: Acaba İngilte- re Almanya ile anlaşarak Fransa- den ayrılacak mı? Şunü — kabul et- mek gerektir ki böyle — bir endişe Fransada ve şüphesiz: daha büyük ölçüde Rusyada hissedilmiştir. Bu endişe Fransız gazetelerinin satırla- rt arasında ökünuyor. Bu endişeyi karşılamak için ola. caktır ki İngiltere hükümeti Fran- sız Başvekili — Şotanı Londraya ça. gırmıştır. Ve görüşülecek olan işler arasında Lord Halifaksm — Berline yaptığı seyahat meselesinin başta geldiği de gizlenmemektedir. Hali- faks - Hitler mülâkatı gizli olabilir. Fakat İngilterenin Fransadan gizli- yecok bir siyast — hareketi olamaz. Fransız » İngiliz münaaşbetlerinin bugünkü gibi samimi şekilde devam etmesinin birinci şartı da budur. Filhakika Fransa, — İngilterenin kendi arkasından ve kendine karşı, Almanya ile anlaşmıyacağını — bili- yor, Arada bir HİA? olama da olmasa da Fransanın emniyeti artık İngilte- renin emniyeti demaktir. İngiltere- nin budutları, Manşs doenizi sahille- rinden değli, Ren jehri koylarından başlar sözü Naldvin zamanında ol- duğu gibi, bugün de doğrudur. Bunu Almanya da “böyle biliyor. Fakât Fransanın Soövyet Rusya ve Çekoslo- vakya ile imzaladığı misaklar var» dır. Acaba İngiltere, Fransa siyaseti 2i takipte Almanyaya karşı bu mi- sakları da müdafaaya — kadar İleri Bİtti imi gitmedi mi? İşte Fransanın endişesi bu noktadadır. Almanyanın bu misaklara karşı takip ettiği siyaset pok açıktır. Garp cephesl hakkında Fransa ve İngilte reye voreceği . teminata — mukabil şark cephesinde serbest hareket it- tiyor. Yani şark ile meşgul olmak için garpta herhalde İngiltereyi ve mümkünse Fransayı Atıl bırakmak istiyor/ Fransa buna razı h Çünkü bugün için bir Alman taarru- zudnan masun kalsa bile, şarkta ve Orta Avrupada hezemonya kurmuş bir Almanyaya kar$ı yarm âciz va- ziyette kâlabilir. İngiltereye gelince; bu devlet he- nöz şark sulhu fle garp — sulhü ara- sındaki bağlılık meselesi hakkında. ne düşündüğünü sarih surette bildir. miş olmamakla beraber, Fransa İçin varit olan düşünce aşağı yukarı, İn- giltere için de varittir. Eğer İngil- tere kendi emniyetini — Fransanın Elektrik Şirketinden istenen 18 milyon lira Nafiz Vekâletinin Elektrik girketin den istediği on «ekiz milyon lira etra. fındaki müzakereler henüz netitelöne memiştir, Murahhaslar yekında tekı Ankaraya giderek hükümetle temas ve müzakerelertde bulunacaklardır. Vekâlet kendi mühendislerinin yap tıkları tetkikat neticesinde, şirketin mevcud şebekesinin kullanılmağa elve rişli olmadığı kanaatine varmış, bunun islahı için şirketin 18 milyon lira ayır masına kati üzum göstermiş, “ bunun ya kendi emrine verilmesini, yahut ta [ şirketin sarfetmesini istemiştir. Bu pa. | ranın içinde, şirketin halktan aldığı faz. ı la paralar da vardır. Ingiltere, Fransa ve Almanya emniyetine bağlamış ise, Fransa için bugünkü ve yarınki her tehliko İngiltere için do tehlike demektir. Lord Halifaks » Hitler müzakere- leri belki de Paristen ziyade Roma- da endişe uyandırmıştır. İtalya, Al- manyanın Berlin - Roma mihverini zayıflatadağını biliyor. Hele Japon- yanın da bu mihvere — iltihakından sonra üçler kombinezonu büsbütün bir “kazanç şirketi,, olmuştur. Al- manya, büu şŞirkete girerken ümit ettiği kazatıcı temin ettikten sonra artık şirketin devamile alâkadar ol- mıyabilir. İtalyanın korkusu da bu- dur. İngiltere - Almanya münasebetle ri ancak Fon Noyratın Londrayı zi- yaretindon gonra tobellür edecek, Fakat herhalde hâlâ eski vaziyetin olduğu yerde sayıp durmakta oldu- ğuna delâlet eden emareler vardır. Yani “kazanç şirketi “sulh çemiye- U, iİle karşı karşıya duruyor. İngil- tere için Fransayı — terkederek Al- manya ile beraber — yürümesi, sulh cemiyetinden ayrılarak kazanç şir- ketine Nltihak etmesi — demek olur ki bu, İngiliz harici politikasının a. na hattına tamamilo aykırı bir ha- (Ulus'tan) A. Ş, ESMER reket olur. Evlerde maden kömürü yakılması için... Aile ekonomisinde günün en mühim mesolesi, yakacak meselesi- dir. Henüz evine odun ve kömür ala- mıyan aileler pek çoktur. Halbuki odunve kömür fiatları gün geçlik- çe pahalılaşmaktadır, bir hafta mıştır. Birkaç gün sonna, odun fi- atının daha ziyade artacağına Şüp- he yoöktür. Odun fiatları neden ar- tıyor? Bu artışa ihtikâr ismimi ver- miye neden cesaret edemiyoruz? Bu ayrı bir mevzu olabilir. Odun — fiatlarınım pahalılığından bahsetmekten maksadımız, halları kışlık yakacak ihtiyacım kolaylaş- fırmak için Çareler — aranması- dir. Odün — yerine Tömür - ya- kılmasının memleket ekonmomisi ba- Hımandan faydası malüm. Fakat halka kömür yakmayı tavsiye eder- ken, yapılacak başka işler daha vardır. O da şudur; Ekseri evlerdeki sobalar - odun yakan cinstendir. Bunları değişti - Tip yerine Kömlür yakmıya müsait sobalar almak bir mesceledir, Çün- Kü bir kömlür sobası en aşağı 12 N- Tadır. Her aile bu panayı birdenbire verecek vaziyette değildir. Bunu (- #raf etmeliyiz. Kömür sarfiyatını arttırmak, hal Tt odundan kurtarmak için, şun- ları yapmalıyız: 1 — Boba Hatlarını ucuzlaşlır- mak... Halbuki soba ve aoba boru- su ve buna ait müteferrik malseme geçen seneve misbetle pahalıdır, ge- çen sene S0 İarruşa alınan bir soba börusu, bu sene 375 kuruş, 40 ku- Tuştur. Demir soba fiatları da ge- çen seneye göre vilzde 20-25 nis- potinde pahalıdır. Vakıd bu pahalı- hık silâh yarışı dolamsiyle demir Hatlarının — yükselmesinden - ileri gelmektedir. Pakat bu tabi yükse- Hişe sobacıların da bir sam yaparak Hiatı daha ziyade arttırdıklarına şüphe yoktur. £ — Soba ve soba borusu ve buna git malseme fiatlarını kontrol et. mek, lâzımdır, Bu yapıldıktan son- ra, halka holaylık olmak üzere tak- #it usulleriyle kömür yakan — sobe tevzi etmek mümkün — olamaz mı? Madenkömürü satan büyük mülesse — Bu gazeleciyi şüpheli bulmuyor musunuz? Üç aydır. Berlinde bulun- duğu halde hudud harici edilmedi. — PFranstz kartkattırn — | Tiyatroya dair ll 1937 nin 9 Uzak şarkta “bir mnumaralı halk düşmant.,, — Amerikan karikatürü — unu nasıl 8 yapayım ? Yazan: Mahsin Ertuğrul Muhsin Ertuğrul'un gasetemiz için yazdığı tiyatroya dair yazı- larından birincisi 22 İkinciteş- vin tarihli sayımızda çıkmıştır, ikinci Yazıyı dün neşrettik. Bu gün, dünkü yazınım sonunu ve- Tiyoruz. Ben yaşta bir ahbabım, piposuna | #itün doldurarak, dedi layı hatırlar mısımız. Hâlâ gözümün ö- DA F enb eti gecede böşaltı kiyiyi , birden - keserdi. Şimdiki piyesler hep lâf., Lâf., Lâf... Boyuna lâf.. Ne dramlar dram, ne kome diler komedi... Şimdi ben tiyatroya gi- deceğime, Beyoğluna çıkıyor, bir bira- hanede iki duble atıyor, şarkı dinliyo- rüm., Bu zat da haklı. Pek tabit olarak hasret çekiyor, Yalnız; ayağına bak- tım, o zaman giydiği sipsivri uçlu ayak kabının şimdi bugünüün modasına uy- gun bir iskarbin var, Sırtına baktım o zamanın setresinin yerinde bugünün son moda ceketi, boynuna baktım, o za manın yapma bayunbağının yerinde şim di bağlanmış bir kıravat; başına bak- tım, eski fesin yerinde de fötr bir şapka var, Yüzüne baktım eski bıyık ve sakalı nan yerinde yeller esiyor, taze tıraşının üzerine Pudra serpilmiş, ağzında da bir ingiliz piposu var! Görümü kapar kapamaz bu adamı direkler arasındaki çaycı dükkânında ö nünde nargilesi, ağzında marpucu, bir ayağını altına almış, peykede otururken gördüm. Demek oluyor ki bu ahbabım zamanın değişme cereyanlariyle yirmi ! m’:;ğül üdetlerini, suratını, değiştirmiş. Değişmiyen bir M hlıııı: Kafasının içi. I Şimdi ben, bu eski ahbabımın köl- ne hatıralarını tatmin için yeni baştan (Balmumucu) mu oynatayım? Aleksan yanı İszafilin surunu ülliyerek, merarın dan mı kaldırayım? Her piyeste kestire bek beş altr kişiyi nereden tedarik edeyim Ve bu eserleri yazacak muharritleri ne bir sırtlan gibi, Perlaşezden nasıl çıka- Tayım? 1937 rakamının dokuzunu nasıl sekiz yapayım? Bütün bu istediklerinden ancak biri |Bİ tatmin ettiğimizi hatırladım.Şekspirin bazı eterlerinde sahne bir maktele dönü yor... Ölülerin beşi altısı bir araya geli yor, İşte bu manzara belki ahbabımı tat min eder, Barı onları sorayım dedim ve Hamleti, Makbeti, Kral Liri görüp gör mediğini sordum: ğ — Ben öyle yok Hamlet, yok - bil- mem ne et, Böyle kâvur isimleri piyes- lerden hazetmem! diye cevap — verdi. Haydi bir müşkül daha. Şimdi bu müş- külü yenmek için Hamlete (Babasını öldüren, amcasından intikam alan Dani l marka prensinin feci erfamı), Makbete (velinimetinin kanmma giren bir muhte risin acınacak akibeti), Kral Lire (ma Lmr, mülkünü kızlarına bağışlıyan bu- nak bir babanın nankör evlâdlarından çektikleri) diye admı takayım? Haydi bunları da yaptım diyelim, Bütün bunlar yirmi senedir sönen, üstü küllenen tiyatro ateşini yeniden yakıp alevlendirebilir mi acaba? Hiç zannetmem... Ben bütün değişikliği yalnız dışları na hasreden insanları büyük bir halikin yarattığına değil de oyuncakçınım yap- tığına kaniim. Böyle adamların yirmi se neyi bir anda atliyabilmeleri için ne lâ zımdır bilir misiniz? Ne ruhlarının muh telif tekâmül merhalelerinden geçmesi, ne de zevklerinin bir çok istihaleler ile intelmesi, Bütün bunlara Kizum yoks tur, Ruh ve zevk kafalarının içindedir, Közükmez, Bunlara sadece bir-berbebr dükkânı lâzımdır. Sakallar, bıyıklar traş edilsin, Suratlar modern olur gider, Bu da onlar için, zamanımız için kâfi bir as rilik vesikasıdır. M. ERTUĞRUL Mısır Başvekili Dün gece bir suikaste maruz kaldı Kahire, 28 (A,A.) — Röyter muha. biri bildiriyor: Akşam saat 20,30 da, Başvekil Nahas Paşaya bir suikast ya- pılmıştır. Suskast faili olan bir Mısırlı tevkif olunmuştur. Nahas Paşaya bir şey olmamıştır. Bağdatta tıp kongresi toplanıyor Şam; 25 (hususi) — Arap memle- ketlerine mahsus . bir tıp kongresi top- lantısı kararlaştırılmıştır. Toplantı önü- müzdeki kurban bayramında Beğdadda yapılacak ve buna Mısır, Suriye, Filistin İrak ve diğer arap memleketleri doktor ları iştirak edebilecektir. Kongrede görü şülecek en mühim mevrzu, tıp istilahları- mım arapçalaştırılmasıdır. Viyanada kralcılarla naziler çarpıştılar Viyana, 28 (A.-A.) — Arşidük Otto- nun şereline tertip edilmiş olan bir top lantr esnasında nasyonal sosyalistlerle krallık taraftarları arasında mühim bir arbede çıkmıştır. Zabıta müdahalede bulunmuş ve kırk kadar nümayişçiyi tevkif etmiştir. Yir- mai yaralı vatldır. HLA PAZARTESİ İRİNCİTEŞRİN — 1037 Hicri; 13986 — Ramazan: 25 Güneşin doğuşa Güneşla batışı 7,08 16448 Ülker dönümü fırtması Vakit Sabah Öğle İkindi Akşarı (atar İmsak 36 1202 1420 16483 1819 SIT Büyük bir roman JLES Romains'in Les Homilt de bonne volont& adlı ıvlâ"_ Dikut on üçüncü ve on dördüncü leri de çıktı. Muharririn her yil T8 diği 1kt cildi - morakla, sabi ha bekliyoruz. Göçen seneler okuduğ muz kısımları unuttüğumuüzü yoruz ama her yeni cildi açar “md' Jütes Romains âteminin bin bir & ması, gözlerimiz önünde canlanık” ğa başlıyor. Julea Romains Mt"'"". Sanki büsbütün başka bir 4“”:; bizim dünyamızın karşısında; İî:;'_ bazan dünyamızda gerçekteD pRaü cud, adları herkesçe tanımınış | "ya ları da görüyoruz. Jules Romaliti âlemi, içinde yaşadığımız âle settiriyor, izah sediyor, fakat ta kendisi değil, Bir başlayınca #ip mizden bırakamıyarak okuduğu” bu kitabların içindeki — adamların Çoğuna gerçekten İinanamı "'—' onlar bizlm için yaşamıyor. Romains'de bir Blazac'ın bir St B dhal'in, bir Dostoyeyaki'nin, N:.ı. Martin du Gard'mm, tamamile CÖL insanlar — yaratma kabiliyeti ’:," Onda büsbütün — başka Bir şey V gö romanları — zekâsının itadı V€ Ü, Şşahıs sanki bir fikir. Birçok l'o'”u_ erlar şahıslara — kendilerinin hıdl metmediklerini,onların kendi K? lerino yaşayıp tabtatleri teabl yerine getirdiklerini ve mm"ukl" zihnini bir birsam gibi işgal et a. rini söylerler. Les Hommes d bİr ne volont& muharririnde D”ı'_ı Bey Sezilmiyor; o, Panl vılıg oBi şiir yazdığı gibi, yani 11hamla anü Bırf iradesile roman yazıyor. rübli bir kusur olarak — kaydetmiyof . sırf zekânin yarattığı şsyl“dzuı harikulâde bir cazibesi var; eli Romains'in kitaplarını — okuft' . şahıslara İnansak da lnnum““ büyük bir haz duyuyoruz. Juten Romalns bizl,giriştiği “"_': meti ile de hayran ediyor. Rnîn.fı Nan on üçüncü ve on dördüncü P 4 çıktığını söyledim, Bütün 4€ yüğe kadar tutacağını henliz hllml!'“.d.,;. belki otuz cilt, belki dlhl’n,p. Muhafrrir sgenelerce ona — çal! r . ondan ayrılmamağı göze alrYO” i4 on sene, — öon beş sene gonTa “ŞI"'A devam edebileceğini söylüyor. Vç enâ bu kadar emniyet în:Iİ"“x ç hayretini mucip oluyor: “Bu Fakt da iddia olur mu?,, diyoruz. ge o iddilanm havadan bir şey oınl && #mr, vaadin yerine gelirildiği” h rünce hayretimir, hayranlığa İ luyor. Marcel Proust, hem key İ hem de kemiyeti ile muazzam kaml” nin ilk cildini — bastırmadan gvelef mmmnt bitirmiş, — sotradan il çıkt” yapmış (eseri iki ÜÇ ml-l""g_,,ır_ Tan ilâveler). Jactu0s Bo“"“'uy nu anlatırken, adeta bir. - ©VÜT ea (Baintet&) olduğunu ınrlm'l-_m'_dw— Romains eserini büyle ita G he ni söylüyor: Onun hırc—k:î.: yalığın aksi, yani gurur b sinden, yaşıyacağından, Bundan gösterdiğinden emin.. yük gurur olur mu? Fa & Kat böyle F nul rura, kahramanlık denir. Bu _m.ı çindir ki Jnles Romalna'n' tetidi insan oğlunun bir zaferi, hlıîıh"“, kil eden unsurlara bâkim © € Eine Imanı diye ıırşılııyvvn"_ pelki * ruz, Bu roman, tamamlanı SöKA v* zamanimızm en muazzam şiir âbidesi olıcıktıur;ım'» ATIW — Tramvay arabası m/, meşa Bu sabah bir âF aba se lar aşağıya tndirilmiş V€ vay Karaköy makasına €© Bu yüzden hat, 15 dakikâ yağır )