YA CNU UKUU x Dün p SERLAR S Sörtle AESCROLAKĞĞLCAN Arnavutlukta bir | n _v__e' bugünün hab aile faciası 130 bin altının duvar içine saklanışı yüzünden bir âile Bundan bir müddet evvel —Arna- ( vutluğun merkezi Tiranda çok garip € tir, ki bugün halk da, üdetâ efsaneryi bir masal | nde ağızdan'nörza dolaşıyor. d Riza adında — zengin bir , Resinayı, Azag âdında navut delikanlısımma vermeği aadetmiş ve — Resineya de elli bin altın vereceğini söylemiştir. Bu elli bin altın Azag üzerinde güzel Arna- nn çok daha büyük bir te- sir yapmıştır. Ahmet Rıza, müstak- bel damadını coşturmak İçin, altın- ları getirip ona gösterdiği zaman, kalınm İhtirası büsbütün — alev- lenmiştir. Kalinpeder, bunları — düğün günü kendisine teslim edoceğini söyliye- :ek. götürüp gene yerine saklamış- ır. Fakat, düğünden iki gün - evvel Ahmet Rıza, köye gittiği bir sırada atmdan düşmüş, ağır surotte yaralan mış ve biras sonra da ölmüştür. Matem günleri geçtikten — sonra, genç nişanlılar altınları hatırlamış- lar ve bütün evi aitüst — etmelerine, her tarafı arayıp taramalarına rağ- men bir türlü bulamamışlardır. Müstakbel karısının getirdeeği pa- rayla zengin olacağmı düşünerek, nasıl mahvolur ? bir çok ticari işlere girişmiş olan A zag, taahhütlerini yerine getliremi- verek fona bir meykido kaldığı için, ila teessür duymuş ve — yüreğine inerek ölmüştür. Esasen babasının ölümile — büyük bir yelse düşmüş olan Resina, nişan- lısının da ölümünü haber alınca, çıl- dırmış, bu sıralarda t mile iflâs ederek dilenmeğe başlayan ağahe- yisi, onu timarhaneye — göndermek mecburiyetinde kalmıştır. Birkaç sgene sonra, Ahmet Rızanın evinin yıkılması lenp etmiş ve işte, tam bu esnada, duvar içindeki gizli bir yerde, yalnız Resinaya yaadel- miş olan elli bin altın değli, fakat ayni zamanda ağabeyisine biraktl- mış olan ageksen bin altın daha bulun muştur. Ahmet Rızanm, — dilenci oğlu bu müthiş sarveti ole geçirince, 'Tiranın en iyi doktorları vasıtasile kız kar- deşini tedavi ettirmeğe başlamıştır. Genç kız iyileşmiştir. Fakat korkünç hastalığı esnasında, yalnız bütün gü- zelliğini kaybetmekle kalmamış, ay- ni zamanda, Adota ihtiyar bir kadın halini almıştır.. Nihayet talisiz Resina kaybolan sandetine nğlaya ağlaya günün birin de ölmüştür. Çin - Japon harbi Tokyo, 15 (A,A,) — Domel ajansı bildiriyor: Şanghay cephesinde dün — sabah Yangtse sahilinde ve Şanghaym 80 kilömetre şimali — garbisinde kâin Palhaoda aya çıkarılan Japon takviye kıtaları < nanın sol cena- hınt tamamile çevirmişler ve bu sa- bah saât 9,30 da Şanghayınm 85 kilo- metre şimali garbisinde kâlin Çang- suyu fşgal etmişlerdir. Çinlilerin sol cenahı da Tatsung nghayın 60 kilometre cenubu sinde kâln Kuşanı terketmişler dir. Japonlar dün Tatsungu Işgal ede- rek bu sabah sanat 9,30 da Kuşana girmişlerdir. Yangın anghay, 1 (A,A,) — ' Nantaoda yangın, bütün — şiddetile devam et- moktedir. Ateş, yüz bin sivilin İltica etmiş olduğu bitaraf mıntaka hudu- duna kadar gelmiştir. Fransız imti- yazlı mrntakası itfalyosi, yangınla mücadele etmakte devam oediyor. Brüksel konferansında Brüksel, 15 (A,A,) — Pasifik kon- feransr, bugün öğleden sgonra saat 17 de toplanmış ve deklarasyon met- nini tasvip ettikten sonra saat 17,15 de bu içtima:nı bitirmiştir. İsveç, Norveç ve Danimarka şark ta mühim menfaatleri olmadığından, herhangi bir vaziyet almamışlardır. İtalya, bu metnin vaziyeti ancak daha ziyade karıştıracağını ileri sü- rerek reyini vermiştir. Konferane — önümüzdeki içtima- pazartesi günü — öğleden # yapacak ve bu toplantıda bu akşam tasvip olunan deklerasyonun son fıkrasının tatbikl üzerinde mü- zakerelerde bulunacaktır. Bize orunuz, fize(evapVerelim-. Bu delikanlıyı en nazik yerinden yaralamışsınız “Bekliyen,, İmzasiyle aldığımız bir mektupta genç bir kız şöyle bir vaziyet- ten nası! kurtulması Tâzım gellliğini sorüyor: “Altı sene evvel bir akraba çocuğu Uzun sencler, biribirimizi * sevgimir! etmeden - derin bir aşkla sevdik, Bir çok zamanlar bir evde yalnız kaldık, Buna rağmen sevgimizi kirletecek bir harekette — bulunmadık. O, çok kıskançtı. Bunu her hareketin- den anlıyordum. Çocukluk hevesine kapılarak ona bir oyun oynamak iştedim: Bir hatıra def- teri düzdüm; içine başkalariyle alâka . dar oluyorrmişüm gibi maceralar uyidur dum, yazdım verdefteri ona - verdim. Bundan sonra bana karşı muamelesi çok değişti. O kadar ki yüzüme bile bak, madan evimi terkedip gitti. Bana hiç itimadı kalmadığını düşünetek sene - üm, Üç sene evvel bir kere ile sevişt tiraf Herşeyi anlatmama izzetinefsim mâ- ni oldu. Gene gitti. Şimdi onu ne zaman görsem müstehzi gözlerle bakarak be. Bi W utmuş olduğunu, ismimi hatırla - dığını yüzüme Kkürşı söyliyerek de onu unutayım Mi? CEVABIMIZ: k sizin için bu kadar kolaysa at mektubunuz. bu- bulmadığınızı da an « Bemtinize uğramadığı halde onu bir tür lü unutamamışsınız. Esasen her gen - cin ilk sevgisi onda,.bütün hayatında dâlma hatırlayacağı çok kuvvetli izler brrakır, Siz, onün kıskançlığını tahrik edip taşkınlrklarını gururla, zevkle sey- Tetmek isterken en nazik yerinden yara- lamışsınız.. Yani ipi gereyim derken koparmışsınız. İzzetinefsinden yarala - nan erkek şimdi sizden âyni tarzda in- tikam alryor. Zarar yok, alsın, fakat a. caba sizi hâlâ seviyor mu? Üç sene g- bi uzun bir müddet sizi görmemeğe ta - hammül edebilmiş olduğuna göre, bu suale evet diye cevap vermek hayli müş küldür. Böyle olunca da onu unutmağa ça- Tışmanız daha hayırlıdır. Çekeceğiniz üzüntü ve ıstırap ta “çocukluk,, diye küçülttüğünüz büyük- hatanın cezası olur. Ingilterenin hava kuvvetleri ne kadar? Londra, 16 (A,A,) — Hava müsta- şarı Murihead, hava kuvvetlerinin mıktarı hakkındaki bir suale cevya- ben demiştir ki: “— Umum? menfaatlere — taallük eden sebebler dolayısile — tayyare, miktarını bildiremem. Fakat şu ka- dar göyliyebilirim ki,-10. u bombar- drman. 30 u muharebe ve mütebakisi muhtelif tip olmak Üzere 123 filotil- JA meycuttur. Ayrıca, 185 ( bombârdı- mMman olmak üzere 26 filotillâ-da de- gl2 tayyaresi vardır.,, Filistin hâdiseleri Yeniden suikast ve tevkifler yapıldı Küdüs, 16 (A,A,) — Dünkü hâdise- ler dolayısile, Filistin — statüsünün yeniden gözden geçirilmesini istiyen Yahudi fırkast azasından — 45 kişi, dün gece cenup mintakasında tevkif edilerek Akkâ kampma — güönderill- mişlir. Bunlar arasında maruf lider Abachi Molr fle bu fırkanın relsi Vla dimir Yabotinaky'nin oğlu Eri! Ya- botinsky de bulunmaktadır. Bu tedbir büyük heyecan uyandır- mıştır. Gece Hayfada — ve Kudüste yeniden bombalı sulkastler yapılmış tır. Hasaratın ehemmiyetli olduğu bildiriliyor. Amhard Yahudi kolonisinin şi- mendifer istasyonunda yangın çıka- rılmıştır. Bu istasyon, Esdraelon ©- vasında kâlndir. Ovadaki telefon telleri tir. Zabıta, bilhassa sinirlerin pek ger gin olduğu Kudüs, Yafa ve Telâviv civarında nezaret vo kotnrolü takvi- ye etmiştir. Kudüsün Arap otobüsle- riartık Yahudi mahallelerinden geçmemektedir. Dün öğleden sonra Arap, bir polis memurunu y tan sonra firar etmiştir. Asilerle muharebe Hayfa, 16 (ALA,) — Tayyareler. den ve polis kuyvetlerinden de yar- drm gören üç İngiliz bölüğü dün Sa- fed civarındaki dağlarda Arap asl- lerinin kuvvetli bir çeteaini araştır. mağa başlamıştır. Dün şiddetli tüfek sesleri işitilmiş tir. Bunlar çete ile temas edilmiş ol« duğuna delil addedilmektedir. Hitlerin teklifleri Baştarafı 1 incida Maamafih Avusturyanın mülki tama miyetinin Mamesinin İngiltereyi alâka- dar eden bir mesele teşkil eylediğinin resmen bildirilmiş olduğu da hatırlatıl. maktadır. Almanya, ayni zamanda Çeköslovak- yadaki Alman akalliyetinin vaziyetin - den de memnun değildir. Ve bu akalli. yet için daha geniş bir muhtariyet iste- mektedir. Halifaks — Hitler görüşmelerinde müstemleke talepleri de mevuu bahso- lacaktır. Mamafih Alman mahafili bu meseleyi Örta Avrupa meselelerine bağ- lamak arzusunda de Alman mahafilinin dediğine göre, Hit ler, firtat düştükçe her meseleyi ayrı ayrı halletmek arzusunda bulunmakta - dır. Bundan böyle bütün bunlar söylen « mekle beraber ne Londrada ne de Ber - linde Hitler — Halifaks görüşmelerinin fikri teatisi çerçevesini geçeceği ileri #ürülmemektedir. HEa B karalaar ni li Frankoya isyan y Baştarafı chlie Lonttra, 15 (LA.) — İngilterenin Roma büyük elçisi ile İtalya hariciye nazırı Clano arasında görüşmeler yapıl Mast meselesi talik edilmiştir. Röyter Ajansının bu mesele hakkın- 'da Söylediğine göre, Londradaki —ka - naat, bu görüşmeler için İspanyol me- selesinin halli nazarı dikl-ate alındığı zaman daha müsait bir zamanın gelece. Ği merkezindedir. kesilmiş- Küdüste bir aladık —— Çıngıraklı köpek ! Koştukça karnın- dan garip sesler l çıkıyor Londra sayfiyelerinden birinde otur- makta-olan genç bir bayan Foks Terrler cinsi köpeğinin karamdan bir takım sesler geldiğini hayretle görmüştür. Hayvan koştukça karnından âdeta çın- girak gibi sesler çıkmakta, bu diğer kö. Fekleri telâşa vermekteymiş.. Köpeği - nin pek garip şeyler yutmak İtiyadın - da olduğunu bilen sahibi hayvanı ame. liyat ettirmiş, hayvanın midesinden on bir tane çakıl taşı, bir anahtar, bir 1âs- tik top, bir kaç tane zıpzıp ve bir sürü Dd e | onun yeni bir maceraya ve hâ oA A Tehdit mektubundan sonrğ Erkek - KıZ | çıka geldi l Melekzad, heyecanlı maceralarına ? ; yenisini ilâve etmiş bulunuyor | Tehdit mektubunu nasıl almış ? Meçbü âşıkın korkusile Bursaya nasıl kaçmış * Baştarafı 1 incide am ederken onun birdenbire bolduğunu anlatmıştık. Bu âni kayboluşa türlü-türlü mana verenler olm arı, genç (Kız- erkek) in h: maliyle endişeye dü; bazıları atılmış, ya- hut da hakiki erkeğin tehdidinden ür- kerek bir tarafa sinmiş olmasını muh | temel Kendisinden öğreniyoruz ki, bay Kenan (!), kaçırilmış değildir. Yeni bir maceraya da atılmamıştır. Sadece, tehdidden korkmuş, ve kısa bir müd- İstanbuldan uzaklaşmıştır. ? ayni nefti kostüm ve gri pardesti... Hareketlerinde ayni genç erkek çevikliği... Kendisine sorduk: nana hoş geldin, diyehilir örmüşlerdi. — Teşekkür ederim, İstanbula daha beş on dakika evvel ayak basmış bu- lunuyorum, Güç bir yolculuk yaptım! 'Tasavvur edin: Yalovadan buraya ka- dar, küçücük bir motörle geliyorum... Hava müthiş berhat!... Sallandık ve salandık... Yolda dünkü gazetenizi o- kudum. Benden bahseden bir yazınız vardı. Kaçırıldığımdan bahsediyordu- kaçırılmış bir insan hali olmadığına göre, yeni bir macera peşindeydiniz mutlak,.. Dudaklarını kıvırarak başını silke- ledi: ikaten kaçırılması ihti- | — Hayır, hayır.« Size açıkça söyle- mekten niçin çekineyim ? Korktum da kaçtım... Ve anlatıyor: — Bir hafta önce eve döndüğüm za- man hizmetçi elime bir mektup tutuş- turdu... Açlıktan karnım - ötüyordu.... Sofraya çöktüm ve mektubu yemek yerken okumaya niyetlendim... İlk sa- tırlar beni güldürdü... Mektup (Bay Kenana) değil de (Bayan Melekzada) hitab ediyor... İlk satırları ile bu bir *“İlânı aşk” mektubuydu... Meçhul âşı- kım, tam benim tpte kadınlardan hoş lJanırmış... Erkekçe bakışlarım ve jestlerim, kendisini hayran ediyor: muş... Benimle tanışmağa karar ver- miş... Randevu yerini ve saatini de tayin etmiş... Buraya kadar hepsi iyi... Meçhul bir âşık tarafından beklenilmök, itiraf ederim ki, kadınlık gururmü ökşama- dı değil... Fakat, gözlerim son satır- lara — gelincelokmalar “boğazmıdan geçmedi... Aman Allahim... Sunturlu bir belâya çatıryordum... Asşık, tehdid ediyordu... Tam #aatinde Tandevusu- nâ gitmezsem zora başvuracağını ya- zıyordu. Yani... beni kaçıracaktı... Beni ayıplamaymız., Rica ederim... Erkek kılığına değil, insan aslan pos- tuna bürünse, bir tehdid mektubu kar- şısında ürpermokten kendini alamaz... Sözü uzatmıyayımı... Annemle beraber karakolun yolunu tuttuk... Pangaltı karakolu, işe lâzımgelen ehemmiyeti verdi... Mektup tetkik olundu... Kim- den şüphelendiğim soruldu... O dakika öyle heyecanlıydım ki, kimsenin gü- nahına giremedim... Polise hiçbir isim veremedim... O geceyi nasıl geçindiğimi bir ben bilirim... Sabah olur olmaz sokağa fırladım... Takip olunuyormuşum gibi, dakikada bir arkama dönüp bakıyordum... Köşe başlarında, korkumdan sapır - sapır titriyordum. Ha şimdi üzerime hücum eee madeni parçalar çıkmıştır. Köpek kar- | nındaki sesin kaybolmasından mütces. | $ir görünmekteymiş., / 6 edecekler, ha şimdi baskına ugf’)i'( ğim, diye yürek çarpıntıları bunalıyordum... a Nihayet, baktım olarak gibi ÜÇ Ertesi sabab, atladım Akay VAP' na.. Ver elini Yalova... Bir M, beni çarçabucak Bursaya uıaşwdf,_— Ve işte ancak orada rahat bir alabildim... 4 İzmir otelinde beni kimse tani)” dı, Otelci, “Melekzad” yazılı cüzdanımı tetkik bile etmtedi... Of7 | Yegil Bursayı doya doya ve hut kalp” le seyredeceğim güzel bİr sında günlerimi geçirdim. a Şimdi artık daha az korkuyort”” Hoyecanlarım — yatışmış bulunüy” | Daha makul düşünebiliyor ve HY:; İstanbul polisinin gözü önünde p hiçbir zorbanın kaçıramryacağın? ni bulunuyorum... Melekzadın anlattıkları burad& yor... Öteden ebriden konuşuyoruz: — Gazetecllik, muharrirtik bett cukluğumdanberi cezbeder... Diyor. B — Bu hevesinizi tatmin fırsatf dır... — Nasıl? — Maceralarmızı yazarsınız! Ellerini uğuşturuyor... ıı — Maceralarım!... Öh, hakikatif zel bir fikir... Onları yazmakla,; eeralarımı bir defa daha yıum!dy Tum... Başımdan, tatlı ve acı, öyle alar geçti ki!. v Bir gün... hiç unutmam, ücrü ddi Anadolu kasabasının küçük — bir y linde, koskoca bir erkekle yapay*”,, kaldım... Ne korkunç bir gı—cıydi_”' Oda arkadaşım ifrit gibi bir herif| 'Tam gecenin yarısında üzerim* * , dırdı... Erkek elbisesi altında kadınlığımınm ortaya çıkması endif le titredim... Ve... — Bağırdmız, değil mi? İmdad !"' diniz değil mi? ) — Heyecanlanmayın gazeteci Ğ“J. larım... Bilâkis... Ne bağırdım, nt " ğirdim... Pantalonumun cebindeki Ü, çük tabancamı çıkardım... H?—'(’ göğsüne... — Vurdunuz mu? — Çok sabirsizsınız.. Onu <öldif” rek başımı derde sokacak kadar bi , la mıydım?... İfrit - erkek, nu“!l'! göğsüne dayar dayamaz yelkel' suya indirdi... pi e Okuyucularımıza baber verelif! » Bayan Melekzad hatıralarını Hâ” | ye yazmayı vaadetmiş ve yazı odi zan bir köşesinde, maceralarmı tes başlamıştır. TLRR Desere — SMRANE YUŞ SA W | TT