areşam — — D z HABER — ga bostası Altın Tolgalı SAR ISIN CASUS Hatıralarını anlatan: Mart Rişar Fransanın en meşhur kadın casusu n Mi =' h'“ğhnı hülâsası : Senesi kânunuevvel ayının « me.“im" Mırıı Rişar'ın ağabeyi- .’*ıhu:A en Parise geliyor ve onu, " *l_)'yara:—. Roland Garrosla ü e. bırlokınuyı yemeğe gö- | bir k.;, Yemek esnasında Garros drasım, "dan bahsediyor! Pervane © Can mitralyözle ateş ::'nri*.' ve şık bi kadım, yanla- ehdiş l Masaya oturüyor. Garros *ye düşüyor ve “Altın tulgalı | ü n lakabiyle maruf, meşhur İ "nan kadın caşüsundan — bah- | n c Almanlar bu kadını “Ce- dnin sırrını mey tkarmak için, Garros'un pe- A takmışlardır. a Tadan bir hayli müddet geçiyor nhnd.'“"' Mart, ağabeyisinin ya- - Ciğını haber alarak, “Züldkut,, * onun yanına gidiyor. Ora- ::_:" Jenevyev adında bir ka- Mnd!lnıı:ym Bu kadın ona kendi € kalmasını teklif ediyor. Te Bu k Kadar iyilik beni mütehassis edi: Ve yüky İA bep Yâtımdan ayrılan, hasta bâkıer- kk"' teşeklör ediyorum. ae G Tüm VA BiT araştırmadan sonra anlıyo- ki, ceph ğ b’lbî— 'Phe ciyarındaki bir köyde iş kğn:" bulmak,hayli müşkül bir * ”dE bulunan hanların ikisi işgal Yn gaç ” KöyÜ tahliye etmek istemi- Sakinle ütün çe el de, bütün odalarını kiraya İeda m Sendileri anbar Ve hatta ahır- Be ıL:'r—.'ı,;ı başla.nışlar... tekli n_vt:ı eyh, madam Jenevyev'in Tüm, * kabul e€tmeğe karar — veriyo- Köy evlerinin brinde.. & _:"l:_ * sürüklüyor. O kadar bit- Ri Mİtsizim ki, bana karşı âdeta üma | Bikati gösteren bu kadının Oha' “:'_:"b*ni teskin ediyor. Kendimi SA iyorum. Tiz, di Tamızda urun müddet kalırsa- YOt göreceksini> . marüz kal- Timiy, * bliyük faci bir tek tesel l lö: Biribirimize yardım etmek. u“’î"kl_ıeni Mütehassis ediyor. mh"yum',_ öyünilk küçük evlerine KSN __m:*“dku-. köyü! diyor. Biraz son- w.'tği: Tahat odamızda oturup — isına Bar v:dll"' Jenevyev kapıyı — açıyor... K OY bir koridora giriyoruz. R 8?' karşiya bulunan iki kapı var- İ Ğddıki kapı bir yatak odasına a- İak Tı. Bu oda, büyük bir dolap, bir konsol ve üzerlerinde bü- | Ür İki *&? kızmızı battaniye — bulunan, Portatif karyolayla döşenmiştir. [“H" M Jeneyyev söldaki kapıdan Tiktıp, Şirİyor. Buratı geniş bir tmüt- Yuraç Otaktaki ateş. duvarlarda asılı Tihde kıf kaplara aksediyor. Üze- Bir Yaz Çamaşırlar bulunan, büylük n Sanın önünde, genç bir kız oturu İab Arkeri mıntakanın yegâne aydın- Önda Vasitası olan bir kandilin ışığı 21- e. genç kız, ütü yapıyor. î.d'“' Jenevyev, genç kıra: Yorun, , “Vtum, sana bir arkadaş getiri- 7 P" diye bizi tanıştırıyor. ni , BÜSİ Xi ”ni söylüyor. sonra genç *Tek ilâve ediyor: S Kızim Lüsi! Genç kaz, beni oldukça - soğuk di Tahminen on altı yaşlarında: hiz 4 hesine benz'yor. fakat daha na- “Saha incedir. _“*"' Jenevyev bana dönerek: avrum! 8. Liş Nn kın İad diyor, sırsıklam olmuş- | Ge am, bize Grog hazırla! | beğş DS kızın istemiyerek itaat ettiği | * Bana karşı gösterdiği bu soğuk | » bana sön derece ağır gel- Vör. İ _i"—mek devam ettiği müddetçe Lüsi, i tlini ve şükütu muhafaza edi- | Lüsi,bana yatak odası vazifesi | evvel Jenevyevle beraber geldiğimiz yo yor, annesi, bir aralık yalnız kalmamız- dan tsetifade ederek? — Leakiğimin bu müteessir haline aldırmayın! diyor. Nişanlrarmı kaybetti ve büyük bir Gzüntü içindedir. — Hârbe mi iştirak etmiş ti? — Evet! İngiliz bahriyesinde mü- lâzimdi! Fakat Lüsi, bu aralık içeriye gi vor. Ve biz başka şeylerden bahaedi ruz. Yemekten sonra genç kız odasma çekiliyor ve ben, madam Jenevyevle yalnız kalıyorum.. Kadıncağır, şömi- nenin vyanma iki sandalye yaklaştırıyor ve yanına oturmamı, işaret ediyor, , ya — Evli misi Diye soruyor. Ona, müsbet cevap veriyorum. O da, kocamın harbe iştirak edip etmediğini, ve hangi mıntakada bulunduğunu öğ renmek istiyor. Sonra devam ediyor: — Ağaheviniz uzun zamandanberi mi tayvarecidir? — Üç senedenbeti! — Deşsenize Fransanım hava kurtla rından !... Madem Jenevyevin ağabeyimden si- tayişle bahsederket, “Fransanın hava | kurtlarından,, cümlesini ktıllanışı ni | endişeye düşürüyor. Acaba niçin mese- | lâ: “Hava kürtlarımızdan,, demedi di- | ye düşünüyorum ve soruyorum: — Siz Fransız değil misiniz? — Bitün kalbimle Pransızım! diye cevap veriyor ve hemen ilâve ediyor: — Fakat aslen Lüksemburluyum ve kocam Belçikalıdır. Yani iki misli Fran- sızım, Zira, Belçikalıların ve Lüksem- burluların Fransayı ne kadar sevdikle- rini-ve ona ne büyük bir sadakat ve aşkla hizmet ettiklerini bilirsiniz. Böylece, urun müddet konuş: Gece yarısına doğru, madam Jenevyev ayağa kalkarak: — Artık yatsak fena olmar.. diyor. | Ve beni mutfakta hazırlanan yatağıma götürüyor, Ona, teşekkür ediyor ve yorgunluktan bitkin bir halde, kendimi yatağa atıyorum. Cephede Ertesi sabah oldukça geç uyandım. gören mutfakta meşguldü. Bir müdet şonra çıktım ve bir gün du yürüdüm. Hastahaneye geldiğim za- man,; oraya yeni yaralılar getiriliyordu herkes son derece meşguldü. Büyük galona girince, ağabeyimin | yatağı başında duran Jenevyev'i gör- : Güzel prenses re. Milyonlar, mevki, şan ve şeref b ir tarafa... Çingene kemancının büyüleyici gözleri saleti, Parisin Fo. H Berjer tiyatro. sunda — mayo - ile saharye — çıkmıya kadar — götürdü. her şeyi nutt Ka ISabık Prenses aşklarından bah- sederken: — Insan hayatında bir defadan fazla sevemivor, kiki bir Sevgi Jle idiyor; bundan evvelkllerini ha- değli geçici bir hevesle sevmiştim | 'Tarih, çok ceki zamanlardanberi, güzel I Polis, az bir zamanda tahkikatını kadınların zorla keçırildıiktarını — kayde. | bitirdi, raporunu verdi: der. Güzel ÇHlelene) ve (Sabineynin ka. | çırılmaları pok meşkurdur. Kağmı zorla | alıp götürenler, arzusu hilâfma kaçıran. lar goktur. Bu kaçırma hâdiselerini - o. Kürken, insanın, kaçıranların kaçırıldığı- na hükmedeceği geliyor. düm. Ağabeyime doğru eğilm'ş, heye- eanla, bir şeyler söylüyordu. — Herbalde sıhbati iyileşiyor! Diye düşündüm ve büyük bir se- vinçle, yanımda duran doktora s0r- dum: — Sabah nasıldır? — Pek iyi bir gece geçirmedi. YaTa- nın Mnikrop almış olmasından korkuyo- rTum... Müthiş bir endişe içinde, süratle ya tağa yaklaşıyorum. | Jenevyev ağabeyime şöyle diyor- ş duz — Söyleyin, onu nerede — görebili- I zim?. | Salonda o kadar gücültü — vardı ki, | benim yaklaştığımş duymamıştı. | Jan büyük bir gayret sarfetti, daklarını kımıldattı, fakat bir şey söy- Hiyemeden, gözlerini kapadı. Jenevyev onun ellerini tutuyor ve ) sıkıyordu: — Hadi. biraz gayret edin. Bu ad- resi bana söyleyin! Sesinde öyle sert, öyle âmirane bir ifade vardı ki, tahammül edemedim ve bütün kuvvetimle bağırdım : — Fakat madam, görnrüyor musu- l nuz?.. Ölüyor! Ondan ne istiyorsunuz? K (Devamı var) Ki LT aalie Y e Sin B Ai a Banker kocanın milyonları bir tarafa... Geçenlerde kaçırıldığı haber verilen (Parson) kaçırılmamış, bizzat kendi kendisini kaçırmıştır. Banker kocosı - nn milyonlarına genç bir eyuncunu gü, zel gözlerini tercih eden bu kadım, sev- gilisi ile beraber (Havr) e giden vapur- lardan birine atladı. Fakat firarını, haydutlar tarafından tertip olunmuş bir kaçırma hâdisesi gibi gös- termek her şeyi yaptı. Otomcbilin arka yastı kocasr (Willlars Par , son) a hitaben şü mealde bir kâğıt ine- "J.m]'Cl elobüıler'. d rine 25 bin dolar geti orada sizi bekleyecekler ve parayı ala - haber vereyim de. meyiniz. Böyle bir hareket, sevgili zev- cenizin ölümüne sebep olacaktır. ,, Banker ; mektubu, büyük bir teessür. le okudu. Fakat verilen talimata Tiayet etmedi, tehdide — kulak asmadı, parüyi götürecek yerde polise gitti, Mmeseleyi anlattı, Polis derhal faaliyete geçti (Parson) lar, Stonybrook'ta —etrafı büyük hir parkla gevrilmiş bir közkte oturuyorlardı, “Madam Parson, sabahleyin köşkten çılcmış ve biraz sonra civar sokakların birinde görülmüştür. Birdenbire önün- de duran şik bir otomobilden iki kişi in. miş ve kendisiyle dostane görüşmeğe başlamıştır. Madam Parson, bunlarla beraber otomobile binerek gitmiştir.,, Bilhassa kadın ve çocuk kaçırma hi- diseleriyle meşgul olan husust polis teşkilâtı, vefasız kadınım, sevgilisi ile beraber kaçtığını ve o kâğıdı yarmaktan maksadının da, kocasından 25 bin dolar koparmak ve bu para ile eski'dünyanın eğlence yerlerinde revk ve sefa etmek olduğunu meydana çıkarmıştı. Çingene kemancının güzel gözleri Kaçırma hâdiseleri eskiden daha hissi idi. (Ditroltli) domuz kralmın — kızı (Clara Ward); kocası (Prens Kara . manşima) yı, Belçika kralr sarayındaki mevklüni, kemancı (Janesi Rigo) nun güzel gözlerinin tatlı ve baygımn bakış - larına feda etmekten çekinmemişti. Bundan kırk sene evvel Parisin bü . yük kahvelerimle, lokantalarında çin- gene çalgcıları bulundurmak moda idi. Bunlar; sırma 'şlemeli elbiseleri, uçları yukarıya kıvrik bryiklariyle kadınların kafblerini teshir ediyorlardı. bu kahvelerin birinde (Rigo) yu gördü, kemanımnı dinledi, gön lünü, bu kemanın tellerine kaptırdı. Ve ga İste Prenses, uruyor X Ça ., babasmın dolarları sayesinde Kazandiğı $ mevkii de feda etti. Şimdi, kaçıran kim? Kemancı çinge. ne mi? Yoksa, zevcelik, analık vazifesi- ni unutan prenses mi? Prenses, kemancı çingene ile Mısıra gitti. Az sonra parasız kalınca, rezaleti Pariste (Foliberje) tiyatrosunda mayo ile sahneye çıkmağa kadar götürdü. Çingene Riğa çok müsşrifti. Fakat o kadar güzel gözleri, bryıkları vardı ki.: Buna rağmen, bu sevdadan İlk usanan gene sabık prenses oldu. ' Bir tecadüf, Napoli de gezerken karşısına (Verüv) istaşyonu gefi (Riccliardi) yi çıkardı. Kemancıyı beraktı, bumunla evlendi. Çok geçmeden bundan da ayrıldı; (Alban Casellto) adlı birisiyle hayat.. larını birleştirdiler. z Sabık prenses aşklarından bahseder- ken? — İnsan, hayatında bir defadan fazla sevemiyor. Bundan evvelkilerini hakikt Bir sevgi ile değil, geçici bir hevesle sevmiştim. Diyordu. (Rigo) ya gelince: Zavallı adam, sevgilisinin resmini iğne ile ko. luna dövdürmüş ve Av: ki turne » lerine devama başlamıştı. Kendisiyle görüşen, bir gazete muhabitine müte . vekkilâne şöyle demişti: “Hayatımda, çök kadınlarla tanıştım, fakat hiç birisi ni ciddt bir muhhabetle sevmedim.. Hepsinden kendi arzumla ayrıldım. Fa- kat, felek benden intikam almak iste . di. Premsesi ölmez, sönmez bir aşkla, ne kadar sevmek mümkdüm ise o kadar sev- dim. Öyle bir aşkla sevdim ki başka bir kadını sevebilmek kabiliyetimi kaybet. tim., Fakat bu sözü, Claranım teyze kızı- mı, onun gibi zmegin olan (Mis Emer. son) u kaçırıp evlenmesine mâni olma - idı. Bu, çingene kemancının yedinciiz divacı idi. Çingene kemâncı Ka ee B ea ÖRCİLA bi