IB RİN — 1937 İsak İL men Cr da; Ykm a tesİcİndediler.. Bunlâr. / ir Miz Tl yayık madam H'zelin 8,85 tayya Mb Öğle teyarsene birmesine “Giza <rebilitdi, | eni tünüz gib, © meselenin iki iversa) ĞA kafana ş Met Vana ledi Hörbürinin bu ci- ti örünmye, adete gâyrı kabil İ Ri » Diğer taraftan büy ÜN ağ YAA bay Gel'in intiyar ka- İldürebiece gi anlağılamıyar. ölülrme sebebi var, iğerlerinde imkânları vat İ Sa mi madam Yiselin kt Tİ v6 EVİ iseler karıları kim? ag m Mi olasın? Jizelin kocan İngi- Mitehelin karını Mâdam Jirelin 7 w n İ | Kale Güğüm mazisi iyiden z çe hebriyerinde ld tini ŞADA, Şötukluğunu Bubln ek Dir köyde eki, tanımda İla, yeke İlettecerek miz Gi k Ka ay m My yak olun Üzerine t *öyledi, Ben «de » Gürmün metayicini Tai, BiZ İevha yaptm, Prarhethe ika Mât biri üzerinde aytı ay- v yla, madam Jizelin ölümiyle iy, - Yal iyor, nede kâtün Yrd, sez Mitchel, asip ağrısı çe- Klansi cinayet tafsi > heştediyördu. Bundan Bay Os kâ? elde ermeği umuyor ROMA İ müşterilerinin — güneş yonde Bibi eriyip eksildiğini esefle Me » Buna, ölürüm hiç bir fayda ka, , “ Mp gi Tağmen, oandan itiba a, İN üeeim olduğuna kani Mü gi olrak tlimde, boş kibrit in muhteviyatı vardı. sd z İDARE evi, Caddesi N nkara tus» Hataab; Bu gürel röman: zin Yet ve aşk romanı tütuğorda, Yahur z | geçirdiğini, bir Mü, > İ | “Gitçi, bay Gel, ilk halarda, kayıp dayâr. Fakât gevahir ekseriya aldatıcı o Yur. “Kendisiyle görüşmeğe, ahbaplık te sis etmeğe karar verdim. Tecrübelerle bilirim ki, insan, #mwhavere esnasında hüviyetini ergeç meydana çıkaracak söz ler söyler, Herkes, kendinden bahset. mek ihtiyacın: şiddetle hisseder, “Bay Gelin itimidin celbetmek tetrübâsine giriştim, Kendisini mahre. Mim gibi yapım. Matta ondan Yardım bile istemeğs karar verdim. “Hatta ona şantajev ro? mağa muvafak oldi. “Bunun üzerine, » da ilk potunu kırdı, “Kendisine hafifçe vebdili kiyafet et mesini söylemiştim. Halbuki bana pek gülünç, pek gayrı tâbil bir kılıkla gel. di. Sanki bir vödvil şahsiyetiydi. Dün / yada hiç kims2 bu dereğe kötü tebdili | Kiyater ödtmezdi, “Niçin bunu böyle yapıştı? | | dü oynat “Zira, mtlerim olan hüviyeti kendi Mİ iyi aktör gibi göstermesne maniği, “Makyajını düzeltesem Üzerine, ak. tt şahsiyeri kendisinde kabardı.Ken dini 6 deftte mâhirane idâre etti ki, le di Horbiri önü tahıyamadı. hakiki bir şârlâtan saydı. Bunun üzerine bât dö onun Pârise Amerikalr rolü yapabile eteğine kani öldüm. “Prometheye bilet almak için mü- rahat sden Amerikâlt 8 olâtaktır. diye düşündüm. *Ö tarihten itibâren Matimizel Ma- Hain âkibetiyle Miki sotete alâkadar ökuyördüm. O, ya Norman Gelin ör tağiydi, yahuğdda Wmamiyle bizünak- t&. Diğer bir tabirle 6 da okka altına gi den bir kurbandi. “Birleşmelerini gesiktirmek Üzere bayan Mariyi Parise götürdüm. Kendi sini kâtibe olarak tutmuştum. Fransa payrtaktında “*bulunduğu- Müz #ırada âradığımız mirasçt, annesi nin mirağımi istemek Üzere bize müra- taat etti. Önü görür görmez: “ — Birine benzetiyorum ama kim? diye düşünmeğe başladım. “Nihayet kime benzediğini de tes- bite muvafak oldum. Fakat iş işten geç tikten sohra,, “Evvel emirde onun meşum tayya- yarede seyahat etiğini tesbit ettim. “Bunun Üzerine, bütün faraziyele- rim alt üst olmuştu, “İşte artık şüphe kalmamış gibi gö- rünüyördu. Hakiki mücrim o idi. “Lâkin müerim bile olsa, şeriki sür | mü olmas: iktiza etmez miydi? Zira bir erkek tübü sâtın almış, tayyare idâresin daki Jül Peroyu ifsad etmişti. “Bu adam kimdi? “Acaba? “Acaba mı? “Birdenbire hakikat gözletimin ö nünde vanlandr. "Hakikat... “Fakat bu tâkâirde, Anna Möriso tayyarede bulunmaâliydi. “Ladi Horbüriye telefon ettim. Ken disinden izahat aldımı. "Hizmetçisi Madlen sırf hanimi nin bir kaprisi yüzünden tâyyareye bin mişti... Bura da son dakikada karar ve rilmişti, Puaro bir dakika sustu. Bay Kiansi #öz aldı: — Bütün bu izahatınıra rağmen va | #iyet bana o kadar vazih görünme | i Anna Morisonun kocası yor. Norman sordu: — Benim katil olmadığımı ne saman anladınız? Tİ “ge TDM HABER — Aksam | Anahtarı kaybolan kasa Amârikâda Ontaryo eyaletinin Toron- to şehrinde bulunan çok büyük bir ban- ka bir ay evvel garip bir dmâzeteyâ sah. eh ölmüştür” Ni “ En gizli kasalardan birisinin anahtarı kaybolduğu için, şehrin ve givatın bü- tün çilingirleri çağrılmış, fakat hiç biri | kırılamıyan bu kasayı açmağa muvaf - fak olamamıştır. Ümitsizliğe düşen banka direktör . leri, çilingirlerin tavsiyâsi üzerine, bu işin içinden ancak “meşhur hırsızlar, an çıkableceklerini düşünmüşler ve gazete- vere İlân verm'ylerdir. Bu ilânlarda ka- sayı açabileceklere, evr: ifşat etmemek şartiyle 1.000 dolar bir mükâfat vânde. dilmiştir. ! Fakat, hursızlat ve banka soyguhcü * indikleri için, bü davete ieabet Nihayet, bir gün, bankanm umüm müğürü, küçük bir paket almış ve pa - keti açınca, İçinde bir aytdanberi aranan anahtarla, şU Sözleri ihtiva eden bir #ektüp bulmuştur; “Muhterem bay direktör! “İlânenizi okudum ve kasayı açacak olan anahtarı gönderiyorum. Vakia ka. tahin içini boş bülâcakerız amma, se de olsa kasa, işinize yârâyacaktrr. Bi - nacnaleyh vaadettiğiniz 1000 dolarlık mükâfatı, aşığıda gösterdiğim yere bi- rakacağımızı ümit “derim, İmza: Gnzetelere vetdiğiniz ilânla aradığınız mütehassıslardan biri, Cüzamlının karisı Geçenlerde İngilterönin Sutamipton şehrinde bir mâhköme reisinin verdiği karar, her tarafta büyük bir hayret u. yandırmıştır: Yirmi sekiz Yaşlarında olan Rişar Prây âlıhda bir kakâp cüzam hastalığı. na tutulmuş ve doktorların ihbariyle hükümet tarafımdan cüzamlıların kulun- duklar; Malezya adalârindan (bitisine gönderilmiştir. Bu adada, diğer cüzamlılara nezaret etmekle tavsif edilen 'delikanlının canı fena halde sıkıldığı için, kârına ve ih. tiyar ahnesine ds örüya gölmelerini yiz muş, hastalığının sari olmadığını anlât- miştir. Annesi büyük bir fedakârlık ve fera. ğatla, sön senelerini tamariyle oğluna vakfetmeğe razı olmuş, fakat, 22 yaşın- daki kârısi bu teklifi Ftdötmişeie, Genç kadinin bu hareketi mahallede büyük bir gürültüye #ebebiypet Vermiş, mese, le mahkemeye aksetmiştir. Muhakeme neticesintie, tcis, bir müddet şyyaj gerç kadına bâğlânmış ölün tahsisat; keş : miş, bü kararını da şu sözlerle İsâh et, miştir! “Breyih karter, köğâsinm Yanı- Aa gitmekten çekinmiştir . Halbuki bir kadın, kocası tütürmiz olsa dahi, ondan ayrılmamak imetbüri yetindedir. Binaenaleyh, kehdisine diğ lanmış olan naaş bir bakstzldetir. , Kendisine maaş bağlaması kararın; feshediyorum!.,. e a e Beyoğlu Halkevinde dersler Bayoğ'u balkevimden: Evimiz derâznelerinde fransızca az LL lerie biç bilmiyen bayanlar için yeni bir kura Açılmıştır. Arzu adenlsih kâydolunmak gi. iere övimize müraönat eylemeleri Yica oju, dür, Ton Ton | İ amcanın Definesi MA Yazan * han Taras. Dün çıkan kısımın hülâsası ; Onman kumarbardır. Evden, çok sevdiği karısma saat ge “ct on birde geleceğini söyliye rök çıkıyor. Kaftsi onun gene kumat oynamağa gittiğini bil diği halde geceleri bir dâha çıkmıyactağını söylediği için . peki d'yor. Osman kumardan vâzgeğmek niyetinde bulundu ğunu, çünkü karsın çök söv diğini onu kıramıyacağımı söy İüyor. Maamafih kumar ma sı başıma oturulmuş ve kâ İtlr karıştırılmağa (o başlan mıştır, ... Oda kurşun! bir bulutla dolmuştu. Arka tarafaki sedire uzanan ve mutta- sıl horlayan biri yetinde doğtuldut — Yahu, sâat nörâlörde? Cevap veren olmadı. Masanın başın da dört kâfa, İlmbâfım beyaz katpuzu- na kenmuş iri sinekler gibi, hafif hafif kıpırdanıyorlardı. “ Yahu, saat kağ? Diye ayaklahdı uyuyan adar, yine cevap alamadı. Gözlerini oğuştufârâk odâ kâpisına. doğru yürüdü. Kapıyı ağıp dişarı çıktı. ni Odâya serin bir rüzgâr girdi. Uyuyan adam dişardan bağittyofdu: — Yahu arkadaşlar, saat beş olmüğ! Neredeyse horozlar ötecek| Osman bâşını çevirdi: — Beş mi olmuş? Adam odaya girdi, avtuçlarını oğuş- turarak kapıyı kapadı! — Beş ya! On var beşe! Siz he yap» tniz bu akşam. Osmân başını tekfâr önüne eğdi, kâğıdınt aldr. Tam katşi- Sında ince, siyah biyıklı adam, sağında hoca, solunda ev sahibi oturuyorlafdı. Saati söyliyen “adam Osmanm “arka sında ayakta durarak oyumu seyrötme- ğe başladı: Bütün paralar ve markalar siyah bi yıklı adamın önünde toplanmıştı. Hdca, getdanmı şişirerek soluyor, kâğıtları köpâratakmış gibi hiddetle karıştırıyor, ârâda sifada gözünün wcile orada bir yığın teşkil etmiş olan paralara bakı» yordu. Osman cüzdanını çıkardı, son beşliği- ni de çikârip muşambanm datüne vüf- du: — Ver kâğıtları dayı! Dedi, Dayı dediği ev sahibi idi. Osman ki- - Açtım, dedi, pat! Dedi. Siyah bivikir adam: — Beş pot! Diye bağırdı. Osman düşünmedi, iki papasın istikbâli vârdı. Beş İirayı orta ya sürdü. Siyah bıyıklı adam kâğıt âlmâdi. Orman üç kâğrt istedi. tki pas diyenle arkhda duran başlarını Osmanın kâğı- dına eğüiler. Siyah bıyıklı adam: — Rest! «Dedi. Osmanın zatetı parasi yöktut -— Çek paraları! Dayı, bana bir kaç lira verir misin? 4 — Hay hay yeğenim. Ayakta duran adamın bacakları #& lamağa başlamıştı. Gitti, södirin Uğ- tüne uzandı: — Oh oöpmi eiiy — Artık kalkalım, güneş doşuyor! Osman karşısındakinin yüztine bak tı, — Zaten paran da yok Osman! Da- yı da sıfırı tüketti, Dayı içini çekti, ayaklandı. Osman onu kolundan tutarak oturttu: | — Nereye gidiyorsün? — Attık bitirmiyelir mi Osman? — $ebeb? Birim paralar suyunu çek ti diye mi? — İyi ama... — Öyniyacağız. Ben pata bulurum, Hoca da bu fikirde idiz. — Benim param var. Hepsi testim de dahil! Diye aurıldanıyor. Önünde duran eş alt: tek liralıkla yetmiş seksen ku ruşluk ufaklığı masanm ortasına doğ- ru sürüyordu. Siyah bıyıklı adam: — Vallahi benim niyetim yok, dedi, bu akşam bu kadar kâfi! İnşallah yâtın akşam... Yoöö0.. Bir akşam devâm td» riz mabadine... Osman yerinden fırladı? X — Hayır. “ —Osman kendine gel! — Pâfalarıimı alıp gidömekiiniy niyazağız!.. — Pirat! — Pekâlâ! Osman götleri bularttkti, Sedirde yatan adam tekrar yerin. den doğrulmuş, önlata bakıyordu. Ev avi odâ küprsmt açıp kaptyarak içe pis havâyi dışarı çıkarmağa gö“ Hiğeyordu. ii - Osman: “- Param yokT Ama evdân bit Şey getiHitim, deği, — Ben eskici yahudi değilim Ös- san! Kabadayılığa da hiç gelemem, bi lirsin ! Eğer oyhamak istiyorsan ipi meydan! Paran yoksa biri hiş oyalama. Htr kesih uykusu Yar! Osman ayakta durümiyordu, san- dalyaya çöktü. Gözleri kan çanağına dönmüştü, Cebinden mendilini bir daha çikâtde. Yü. ensesini #il di. Mendilin kenarından kütşetımdaki 4 dama bakti, — Ne diyorsun? — Para bulacağım. «— Pek âlâ! Otur dayı, Hoca! yap kâğıdları! Herkes kav çıkârsm! İşte ka verm? Mindârde oturan adâm kalktı, yine Osmünın arkasma geldi Oyman döne rek onun yürüne baktı. Sonra gözleri »i siyah bıyıklı adama çevirdi. Pencere tâmlarında kirmir ışıklar parlamağa ar * — Yok canım olMüzi - — Neden olmazmış? Kim karişa. bilir bu ipe? — Beran istediği gibi olsun! Pek âlâ, çağırt gelsin! Ev sahibi pağırenıştı? - Canım olür mu? diyordu, bertim evimde... Osman hiddetle oha baktı: — Dayı, sana ne oluyor? Senin za rar var it bu İşte? Sonra arkasında dikilen adama döü dü: —Kurum Aliş ağa, hömen yandaki kapu! bir kere tıkırdat.. O dahâ uyuma mıştır, Sehi Osman istiyor del, Adam evvelâ höcanın, sonra ev sa- hibinin gözlerini âradı. İkisi de bâşla- rını önlerine iğmişlerdi. Osman ayağa kalktı, onu ârkâlından itti, Haydi be Aliş ağacığım... Birar çabuk tut ayağını. Aliş ağa #yaklarifi yere sürüyerek dışarı çikti. Merdivenleri inmeğe büy. dadı. Osman eliyle alnını sikip gözlerini kâpadı. Sonra yerine oturdu? —Yeni seans başlıyor, dedi, yap dayı kâgıdı! Lümbanın böyaz karpuzu iyiden & yiye penbeleşmişti. Oda kapısi birdenbire açıldı. Dört kafa o tarafa döndü: 'Tam pencereye karşı durduğu İçin Ayşenin siyah gözlerinde ve siyah baş örtüsünün alında kıpırdayan cam kü pelerinde, kırmızı sabah ışıkları par- İryordu. , Uban Tarus