6 Kasım 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| h | İ Ü | h | "MALİ ça dahâ bekliyelim. Belki Sir Şimdilik Çinin hali harab olmakta Berdevamdır. Bruksel konferansı Yazan : Şekip Gündüz BRÜKSEL Konferansı nihayet toplandı,. Uzak Şark hâdiseleri üzerinde *“büyük demokrat devletler” in rini zannedenler, Brükselden gelen ilk duymamış olsalar gerek. müspet-bir tarzda müessir olabilecekle. haberlerden, herhalde büyük bir teselli Şimali Amerika Birleşik Devletlerinin, müdebdeb bir tarzda, dünya işleri üzerinde bir vazife ve mes'üliyet derühte etmiş olmasının ilk tezahürü gibi te. lâkki edilen bu konferans, uğraştığı mevzua güzel bir mecra verebilmiş sayıla. maz. Hattâ biraz daha ileriye gidilerek denilebilir ki Brüks&l konferansı tam bir iflâs manzarası arzetmektedir,. Ruzvelt Amerikasınm, Brüksele gönderdiği murahhaslar heyetine nasıl bir. drektif verdiğini henüz tamamiyle bilmiyoruz. Fakat Vaşington muahedesini imza etmiş devletlerden olup da Brükselde temsil edildikleri görünenlerin, her halde, Ruzveltin murahhaslarıma, Amerikayı dünya siyasasında faal bir rol oynamağa teşvik edebilecek bir çehre gösteremedikleri söylenebilir. Kat'i ve sarih bir hareket için el ele verecek arkadaş arıyan Ruzvelt Ame. vikası temas ettiği Avrupalı devletlerin ve Avrupalı devletlerin tesiri altında. ki bazı yardımcı hükümetlerin ne pelte, 'ne tenperver ve mugalâta kumkuması olduklarımı bu dört gün içinde mutlaka iyice ve bir daha anlamak imkânmı bulmuştur. Brükselde toplanan devletlerin ne lenfavi, ne uyuşuk bir halleri var!. Ne umuluüyordu? Ne çıkıyor? İspanya işleri üzerinde giriştiği pazarlıklarda üç büyük demokrasinin iki. sinden, yani Fransa ve İngiltereden geniş lütuflar, tâvizler ve hediyelerle mu- Kabele görmüş olan İtalya gibi Japonya dahi demokrasilere diş bilediğini açık- ga ihsas ediyor ve ışte o &a demokrasilerden tatlı tatlr teklifler alacağa benzi. yor. BrüKsel konfenmm iştirak etmemekle Japonya Çin üzerinde herhangi bir hareket için Kendinde Ker türlü hürriyetleri ve kuvvetleri bulmakta olduğunu iddia etmiş sayılırdı. Bunun karşısma aksi bir iddianın taraftarı olarak ÇI- Kâcak Kuvvetlerin başka bir yol tutmaları, yani sarih ve icabımda yerine ge- tirileceği muhakkak Bir tehidid yoluna girmeleri bir zaruretti. | Acaba Brükselden böyle bir tehdid yükselmemiş olmasmı neye atfetmeli? Japonya Karşısmda Kurulâcak bir “tek cephe,, Üzerinde henüz pazarlıkların bitmemiş olmasma mı? Eğer böyleyse.. Eğer Bu, Binde bir ihtimal olarak ele almabilirse, bir par- Şekip GÜNDÜZ Atatürkün_ milleti — SIM US, bugün de, Sali'Bozökmü hat ralarmı ıııklodlıor: ' : “Bay Balih' Bozok hatıralarmı- Sakarya meydan muharebesinin ”| oıı'ıylll ettiği yerle. re uzaktan ellerile ııımım anlatırken Polatlıya glmiş,' ııguılıtik. Biraz sonra tre. nin üzerinden geçtiği raylar iki taraftan bı. çak ile kesilmişe benzer dar toprak boşluğu içerisine girdi. Buraya gelince dostum beni dikkato davet etti: — İşte, dedi, biraz evvel sana bahsettiğim Yarma burasıdır, Sakarya muharebesi olur. ken Atatürkün oturduğu tren — burada idi. Yemeklerimizi yediğimiz, geceleri yattığımız yer burası idi. Şimdi göstereceğim: Gündüz. leri Atatürkün meydan müuharebesini idare ettiği tepe de bu Yarmanm arkasmdadır.., Hakikaten tren Yarma içerisinden çıkmca sol tarafta uzaktan bir köy — görünüyordu. Güzel bir Anadolu köyü, Bu köyün üstünde d:“blr tepe vardı. Salih Bozok tekrar İşaret 'ı * — Bak, Atatürklin harbi idare ettiği ta. ruıutmovk[[übu:mldl.;uknynnm Bmdaki tepe..,, t ı.ymyırlmnıı, bu mütevazi .lıııdolu köyünün yanmdaki küçücük tepe, öyle mi — Peki bu köyün adr nedir? Bu tepenin fami ne? Haniya oralarda urzaktan görüle. bilecek küçük bir İşaret bile yok?,, Benim birdenbire ağzımdan çıkan bu su. allere cevap alamadım. — Arkadaşım ne bu köyün, ne de o tepenin ismini hatıriryamadı. Etrafrmızda bulunanlara sorduk. Onlar ara, sında da bilen kimse yoktu. Ö vakit kendi kendime söylendim: — Mademki Milt Mücadelenin san zafer safhası burada başlamış ve İzmirde bitmiş. tir. İzmirde olduğu gibi bu tariht — tepenin üstünde bir zafer abidesi bulunmalı 1dI.,, de. dim. Büyük Sakarya muharebesinin cereyan et. tiği yerleri, Atatürkün oturduğu — Yarmayı, muharebeyi idare için çıktığı tepeyi, asker. lerimizin açık ateş altımda yürüdükleri çıp- lak vadileri, gene ateş altmda düşmanların elinden almak için tırmandıkları — tepeleri, gözle gördükten sonra millt — mukadderatım nerelerde ve nasıl mücadeleler ile kurtarıl. miş olduğunu daha İyi anlryordum.., Balkanlılar orduları mümessillerinin “Ankaradaki toplantılarına dair CUMHURIYET”' de UNUS NADİ, Balkanlı üç müttefik olan Romanya, Yugoslavya ve Yunanistanın genelkurmay başkanlarmm reislikleri altın. daki askeri beyetlerin dördüncü — müttefik Türkiyenin Iştirakile Ankaradaki müzakere., lerinden bahsediyor. Geçen hafta — Bükreşte yaprlan toplantıya nisbetle bu içtimam ehem miyetini tebarüz ettiren Onmhmtyııc başmu. harriri diyor kd: “ Parisli (Tan) gazetesinin buraya gelen Bon nüshalarmdan birinde Balkanlı müttefik ler ordu reislerinin bu yüâ — Ankarada yap. makta oldukları toplantıya ait olarak, şeklen küçük, fakat mahiyeti ltibarile büyük bir frewracik vardı, ki o da Ankara — içtimamda Balkanlı müttefikler ordularınım her ihtima. l4 kargı müşterek hareketlerinin — hudut ve eşkâli Üzerinde çalışılmakta olmasmı kuüv. vetli bir faraziye olarak haber veriyordu. Bu haberi teyit veya tekzip etmek bize düşmez. Fakat Balkanlı müttefikler — erkânıharbiye heyetlerinin Ankaradaki Türk arkadaşlarile günlerden ve günlerdenberi beyhüde | yere vaklt geçirmemekte olduklarını herkes kolay kla anlar, Müttefik Gdeyvletler — erkânıharbiyelerinin hangi meseleler üzerinde — çalışacaklarmı tahmin etmek için Balkan Antanlınm esasile ettiği tekâmül (stikametlerini düşün. kâfidir. Malümdut ki Balkan Antantı. j d ü SN nm esası Balkanlarda statükonun muhafa. zasını istihdaf eden kuvvetli, — samimi ve kat'? azimli bir sulh hareketidir. — Antatta kimseye taarruz fikri yoktur. O kadar ki o. nun muhafazakârlığı herhangi bir taarruz fikrine karşı kendi efradımnı da bağlamış bu. lunmaktadır. Balkanlarda — statükoyu boz. mak için herhangi harici bir devletin tâarru Zu ittifakm müşterek mukavemetile karşı. lanacaktır. Fakat antant esnasında o kadar samimidir ki ona dahil devletlerden herhan. gi birinin taarruz fikrine dahi ., gerçi zımnen fakat kat'l olarak . yer vermemektedir..,, “Balkan Antantı siyasi bir kombinezon olarak bu kadar güzel vazifeler ifa ederken Balkanlı milletlerin kendi aralarımdaki itti. haddan çıkan sulh nimeti muvacehesinde ye. ni hakikatlere doğru terakki edeceklerini mu hakkak saymak yerinde ölür. —Ekonomik ve kültürel münasebetlerin — samimileştirilmesi ve sıklaştırılması ilk önde gelen zaruretler. dir. Bu çevrede sulhü muhafaza hususunda Balkan devletlerinin ittifakı emniyet verici netleslerile hergün büyük bir nimet — olmak mahiyetini yükseltirken Balkanlir milletlerin kendi aralarındaki münasebetlerde daha sa. mimi merhalelere iİlerliyecekleri şüphesizdir. Hatta.. hattA bu gidişle Balkanlr — millet. lerin bir gün .. mill! istiklâllere tamamen hür metkâr . bir koönfederasyon manzümesine in. kilâp edeceklerin! bile düşünmek acaba faz. la bir hayal midir.,, E Tabeamsin di GA l —l:urta. dıg ğ rde leye & Yazan : Buğgünlerde bir akşdm Üstü Beyazıt mey. danmda birdenbire şiddetli bir yağmura ya. kalanımca Üniversite talebesinin devam et. tiği bir kahveye sığmmak — mecburiyetinde kalmıştım. Çayımı içerken yanımdaki masa da oturan birkaç delikanir günün — en canlı meselelerinden biri olan Üniversite — işlerini ve bilhassa son ümumt imtihanların vermiş olduğu nahoş neticeleri, sebebleri ile müna. kaşa ediyorlardı. Biran içinde ben de gay. Ti ihtiyart bir fikir zincirlemesi ile eskl tale. belik günlerime ve heyecanlarıma dönerek ister istemez kulak misâafiri olduğum bu iç- timat mevzuu alâka ile kafamda — işlemeğe ve düşünmeğe başlamıştım. (Trp talebesi mi, Hükuk talebesi mi çalışkandır?) — iddiasile kendilerini yoran bu talebe grupunun daha Zziyade Tıp ve Hukuk faklülltelerine mensup gençlerden ibaret olduğunu anlıyordum. Bu çök iatifadeli münakaşaya fiilen — karışmak ve iki tarafın da haklı veya haksız bulundu. ğu noktaları eşelemek ve mımdıbuooılnm memleket çocuklarını ayni fikir hın:mı. bağlamak arzusu kafamda doğuyordu. Fakat © esnada bu hak ve salâhiyeti kendimde bu., lamadığım cihetle düşüneelerini bir sohbet htrsret mahareti ile nekletmekten de çekine. Tek sırf şahst kanaatlerimi, kaleme dökmek.. 16 İktifa ediyorum. Fect imtihan neticelerini gazetelerde oku. duğum zaman ne küskün çocuk bapaları gi.. Hhıılır!mınnodıııeluohlrkulsfbl "İbka rakarır,nm verdiği dehşete knpılıral* âni ve afakt bir hüküm verdim. Resmi sta. / tistik tmp talebesinin yüzde doksan muvaf' fak olduğunu gösteriyordu. Tabiatile tIbbLİ yelilerle hocaları ve babaları koltukları kı.g bararak bundan çok meminun oldular ve hak ları idi. Hukuk fakültesinin dönem sekiz m talebesi sızlanarak ve tesssüirt heyecanlarıma tabi olarak alâkadar makamlara ]:ı;vm'ml ıuMno şafi çareler aradı. Ben bu musaha, ıııııto daha ziyade yabancılara | olduğu kadar! "alAkadar talebeye bilöğTm tıııuırmt.hmı talebesi mi wî) ıwuıı ıurdurııı mmgummmmmhmıvwaı bile “doktorlar,, adımt taşryan çok güzel bir fantezi ile istikbalin aıhhat bekçilerini teşei ve takviye etti. —Memleketinin — herhangi fetimat bir yarasımı tendi yüreğinde- hisse, den müztarip bir vatandaş srfatile buna da vicdanmmım bitaraf ve hür mahkemesine mü. rmıtod!neohukukulebuhdındı_(tm. -w)mumkudumwhephnızfmmm birçok ruht sebebler buldum. 1 — Liseyi bitirip de Hukuk fakültesine devam etmeğe başiryan bir talebe birdenbire' anomokıduhmmnoynbımm olduğu — mevzularla, bir'sürü Mmücetrret ne zıdye!ırnmmım;xweunn. Mmmıgmmwekdm= Mbuhumıımmmn mmderılerokumuınhlrpnuög. renmiş değildir. Tp talebesi ise bu cihetteri | , çok daha bahtiyardır. Çünkti — doğduğumuz gündenberi hayat ve sıhhat vetireleri içinde dı.utuı'-:'ı"m“ başlayrp da moezar &babet bilgisi,ni hergün zengin. H “ BİbİBalgin hastalıklara tedavilerind alt bil.' gilere daha çocukluk devresinde başlar. Ev. lerimiz, eb;îmı Ikide bir de muhtelif has. dür; bugün bir tifo, yarm da . bir dizanteri salgımı kargısındayız. Apandisit ve buna benzer cerrahf haştalıklar hakkmda” yalan yanlış bir şeyler öğreniyoruz. Gazete. lerde, meemunlarda tababet ve sıhhatin bü. tün şubelerine temas eden bir çok meyzuları alâka İle okuyoruz. Mekteplerde talebe ola. rak da insan makinesi hakkımda — edindiği. miz malümat az değildir. Teşrih ve fizyoloji, kimya ve biyoloji ilimlerine ait unsurt bilgileri bize veren lise smıflarıdır. — Binsaenlayeh böyle bir talebe, Trp fakültesine — kaydedilip derslere başlayınca Hukuk talebesi gibi bir. denbire bir Ebülhevi içine düşmez; kendini O derece yabaner hissetmez. Evvelce lisede gördüğü ve okuduğu — iç uzuvları, bir çok mikropları, birgok kimyevf cisimleri bu se. fer fakültede daha ilmt ve daha geniş bir Çerçeve dahilinde' görecek ve bilhassa nor. mal üzviyetten ayrılarak marazt uzviyetle Uğraşacaktır. Hükük talebesi ise, gayesini teşkil eden mesleğe ait hazırlayıcı bilgilerden mahrum olarak tahsile başlar. 2 — Tmp tahsili tedrisat cihetinden hukuk tahsiline nazaran çok daha müsbettir.Trp tale besi daha ilk amıfta yalnız kâlm ve yörücu kitapların sayfaları içinde mahbus kalmaz; dersanelerde olduğu kadar muhtelif lâbora. çalışır. Binaenaleyh tabib — namzedi daha mektep — sıralarında iken — bile, mesleğin. den beklediği manevi gayeye varır. Çünkü bilhassa koğuşlarda çalışırken kendisine tev di edilen bir hastayı ilmen olduğu kadar ma. nen de takibe mecburdur Hümım. ve utı- raplar içinde krvyranan m'wm H'. vve” nadik » &%ılç Tip talebesi mi, — Hukuk talebesi mi daha çok çalışkandır? * İmkan| kizamık,İkimi ve çidek | tuva.rlurda,_- hastanelerde ve hasta — başında | “birini bilmenin ' bizim 19”' (, kadar lüzumlu olduğumı #p hacet yok. Fakat, bllmem W niz mi? onları ta küçük yaştan Ü mek bize beklenilen faydayı Wın miyor. J Fransızca veya almanca, lwl-î'ıı rebbiyelerle büyümüş, dersleri M sızca veya almanca verilen M de okumuş bir çok kimseler: w;, ecnebi dilleri oldukca iyi biliyof laylıkla konuşuyor, kitablarmi * rahat ve anlıyarak okuyor. Fdf’şa, Dr. Rasim Adasal içinde bir insana hayat bahşettiği zaman 'Trp talebesi çok mesuttur; ve bu manevt neşe ıçmne haıta.sma daha fazla sarılır; ve gece evine ym'gım dönüp de yemek — yerye, mez merakla kitabına sarılır. Hukuk tahsilin | ğu zaman, bu bilgi kendi içi tü de ise gayeye, fakülteyi bitirdikten sonra ha. | Iryor, onu etrafa yayamxyorlar Hîw yatın muhtelif faclaları içinde, mahkeme. bir onların çoğu, bildikleri dili b yelr | vasıtası diye kullanmıyorlar; ONÜ ot di aralarmda konuşmakla iktifâ yor, bazan da o dille yazılmış, haylı şüpheli bir iki roman 011'“7"r w lerde varılabilir. Hukuk fakültesinin dersa. , nelerinde bütün adalet tecellileri nazaridir; talebe doğrudan doğruya bu yüksek manevi zevk ile temas edemez, Hekim namzedi ga. yesine çok erken ve daha ilk tahsil basama. ğmda başlar ve mütemadiyen — tırmandığı lar. ,,ıııı halde hep bir serap önünde imiş gibidir; hal 1 I III buki hâkim ve avukat namzedi mektep ar. Tercüme kütüphanemize ralarında âdeta bir serap, bir hayal kovala, | t& küçük yaşta ecnebi dil ögre Bwı dığı halde hayata atılır atılmaz birdenbire hakikat dünyasma düşer ve daha müreffeh bir yaşayışa kavuşur. Onun içindir ki talebe olarak tabib, daha çalışkan ve daha nikbin, hukuk talebesi ise daha tenbel ve daha bed._ bin görünür. Daha doğrusu bedbin — olduğu'|! için derse o kadar sarılamaz. Yetişkin hekim ise hukukçuya nazaran ayni derecede çalış. kan olduğu halda.çok daha 'yorgun ve bed. , bin görünür; çünkiü tababet madd! verim. itibarile daha nankördür. 8 — Tp fakültesi hocaları ve bilhassa 1âbo ratuvar ve klinik şefleri talebeyi — daha iyi » tanır. Tıp talebesi postalar halinde İstanbu. | hun muhtelif hastanelerinde ve © hastanelerin de göz,kulak, asabiye, dahiliye gibi birçok şube' lerinde çalışır.Binaenaleyh buralarda hergün İ hocalarile ve hiç olmazsa döçentlerile çok sı. kı temastadır. Talebe hastasının müşahede, Ü sini alarak bütün tahlilleri yaparak birkaç gün içinde profesöre takdim etmek mocbu. ? riyetindedir; demek ki sene sonunda imtiha. na girdiği zaman hocasmın karşısında yaban er bir insan vaziyetinde değndtr Hukuk , fakültesinde ise beşyüz kişilik bir kaflle . çlnüe en çalışkan ve en tenbel talebeyi tanr. ı mak çok güçtür; ve hattâ İmkânsızdır; bi. ; nasnaleyh profesör İmhitan esnasında karşı. | gımda oturan talebeyli onun ancak heyecanla “verdiği müsbet veya menft cevaplarla tanı. yataktır. Hiç şüphe yök ki bü zarurt kıy. met. ölçüsü birçok. pslkolojik — vasıflardan mahrumdur. 4 — Ayni derecede bir yabaneı dile vükıf olan iki talebeden hukuk tahsiline başlaya. nr, trp talebesine nazaran daha güçlükle ec. nebi bir kitabr anlayabilir. 'Tıp kitaplarımın daha kolay anlaşılan ve daha basit bir lisan la yzılmış olduğu İnkâr edilmez. — Herhalde teşrih veyahut da fenni tedavi kitabmr, ma liye veya hukuk felsefesi kitabmdan anla. mak çok daha kolaydır. Aldanmıyorsam ay. .Di kabiliyette ve zekâda bulunan' bir talebe tip hocasınm takririni daha kolaylıkla noft ede ! bilir. Çünkü daha yukarda kaydettiğim gi. bi bu talebe ayni zamanda bu takrirle nlâ. ıı kası olan tecrübeleri lâboratuvarda ve ko. gğuşlarda da yapabilmektedir. mı# 5 — Tıp talebesinden imtihanda muvaffali ; sebeb de, bu talebe içinde askeri tıbbiye mekı vew' lanlarrmızm hizmeti pek azdn' Avrüpa'nın ilmini, edebiyatını &* meğe heves edenler frıa.n:aızc!i)rı başka bir ecnebi dili, çocukîuk bif sini geçirdikten sonra heves edip. lt zorlukla, ekseriya kendi öğrenenlerdir. Onların bir yğ surlarr var: tercümelerinde bir, Ilfı yanlış bırakıyorlar, birçok e;_;[ anlamıyorlar, dili iyi bilmedik! tercümslerinidi het sayitentd B )) riyorlar. Öyle ama. ötekilerde W mryan, inkâr edilmez bir mezi var: tercüme etmek, ögrendıkle!w hem kendileri istifade etmek, hem & etrafı istifade ettirmek istiyorlafı ul”' Küçük yaştan ecnebi dil öğT€ olanlarımızın hizmeti niçin bu yadif (küçük kalryor? Bu suale cevab VE” bileceğimi zannetmiyorum: buü m_eî:_,, leyi içtimaiyatçılarmız, tcrhiy’ecıı miz halledebilir. Ben, sadece, aKf gelen bir ihtimali 'söyliyeceğim: îıiı çük yaşta ecnebi dil öğrenenlef tahsil hayatında onun eksıkliğini G7 medikleri için, bize &cnebi dilin llîğ mtmu ötekiler kadar anlamıyorlar; nün için de ona ötekiler kadar eh ml yet vermiyorlar Frenkçe kelınıewl düşünmeğe, hattâ' onla.rla. alışık oldukları İğin ontarm tükçe bi şılıklarmı aramak. ihtiyacmı, dıly”g* yorlar. Hani Zor —ıııîıaâîu’n.ıclııkıwgw,I ' Sani sağ kulagmı “elsinei | 'Aliye') 1!935! sol kulağını da “elsinel â.dîye ve maderzad” & tahsis etnîstîı'" ğ küçük yaşta ecnebi dili! ög:enenw dili sol Rulak' la dmlıyorlar, on“.lgıw menin kendilerine birtakım ; tahmil ettiğini düşünmüyorlar' Naf leri dilin bir yardımcı, b "“%isrw .| masrlâzım geldiğini unutuyar lar: 0 Ç olmuşların kadrosunu yükselten — diğer inunla okumak, onunla ı.îi.isllıın'tâ*""’ı ; tebinde ve leyit tıp yurdunda "yatılr talebe” | “nunla konuşmakla' îkt:f*'edıpl_ ' nin çokluğudur. Muhağkmakhr ki bu talebe.' |/ serlerini bizim dilimize çev nin en büyük kısmı müsabaka imtihanlarmi.. arıma tirm da seçilmiş olan güzide lise talebeleridir. Bu tu'; I ğııe Bt iyorlar. ıil* milesseselerde talebeyi kontrol' Yaltında bu: çlerinde tercümelerle türkçeyo w ; lunduran bir disiplin mevcuttur. Hukuk ta.' | , Met etmiş olanlar elbette var, f ; Tebesinin bir krsmı dışarda hayatınt knzın.* Halbuki bu memlekette, küçük 9'? mak, hocalık vesaire yapmakla — meşgüldür! fransı:zca öğrenmiş ve bunun 'Tibbiye talebesi arasında bu"talı ve belki'de | cih edilmiş, otekılîrinden mâ hîh* zarurt olan memuriyetlerle uğrışa.nıu' mah.. duttur; çünkü tıp tahsili sabahleyin hastane. | 'TUS, kendilerine itibar edilip nah lerde, öğleden —sonra da- Gdershanelerda | Sürur aşılanmış olan çok kimse cereyan eder. Bir kadavrayı bihakım didik. | Cemiyete, kendilerinden î:ıelıleıııil'*"'Il leyip mütalea etmiyen talebe kat'iyyen teş. | manevi mükâ.fa.tı ölağ hkîa rih imtihanında muvaffak olamaz. Hukuk ta | H görm s, ır makla da imtihana girebilir. Hukuk faktil. tesi talebesi arasında hâyatlarııı muntazam bir memuriyetle kazanmak — mecburiyetinde olan zümreden başka, nisbeten burjuva sa. yılan bir halk 'tabakasma' mmıup bulunan talebenin adedi az değildir. Bu gençler için geçim endişesi büyük bir meşele teşkil et. mez; ayni smıfta bir seneden fazla kâlsalar 6 bütçelerine o kadar dokunmaz; bunların bir CUMARTESİ L kısmı huküuk tahsilini belki de bir aile for” İKİNCİTEŞRİN — 1987 malitesi saikasile yapmak istemişlerdir. Mü Hicrt: 1856 — Ramazan: 3 vaffak oldukları takdirde ne âlâ, olamadık. | — Güneşin doğuşu Güneşla batıf ları takdirde de kryamet kopmaz, Tabiatile 6,37 17,01 bu derece geniş felsefe yürüten kalender ta. lebe parmakla gösterilecek kadar az olmalı. dir. Netice itibarile görüyoruz ki trp talebesini tahsil esnasında mesleğine bağlıyan psikolo. jik şartlar daha müsaittir ve ayni zamanda' trp fakültesinde günü günlüne çalışmak ve 'gerek mesul bir vicdana, gerekse iaşeyi te.| min eden bir müesseseye karşı hesap vermek mecburiyeti vardır. Hukuk talebesinden hıl! katen çalışkan olanları bile çok defa gehe, ancak bir kısmımı tahlil edebildiğim ruht Be! bebler ve zaruretler dolayısile imtihan kar.* t şısında (tenbel) sıfatı ile etiketlenir.. Ister tıp talebesi ister hukuk talebesi olsun hepaı de ayni memleketin ikt muhtelif A|E seğidir. * Vakit Sabah Öğle İkindi /.kşam Yatsı *' 6418 1158 14,42 17,01 18,15/; , yetle yürüyen sevgili çocuklarıdır. ve beyinleri ayni harçtan dokunmuş ve çok defa ayni evin mütevazi karşılrklı olarak oturan bu kan!eglefm &il ve hayat şartları müsaryi kılm ra “tıp talebesi mi, hukuk talebesi ınl kandır?,, sualme ve munakışaıımı luıım_ıız __sanmm. (A & ( murgitlerin vicda.n boörcu vazifelerin - pha: | gıhhat ve 'adalet cîpheımü?dâğr'iâü'â ü v

Bu sayıdan diğer sayfalar: