bBayramında da batipleri,, usulü arzu eden ve vatandaş şehrin inlarına kuçulmuş kür- düşüncelerini, hislerini ş bildirdi, Böyle fırsatlar- N UBUl tatbik edilecek y C€ “Sokak '»4,: *diliyor: Her & inde küdret Röre, Ü, © Mey , le; bt Sıkarak, & öHrilerine daj; im esnasında ne N a im? Hayd Park'ta bir Tüştiş, E BİDİ kürsülere tahsis olun- &den in '; müfrit tereyanları müdafaa ;ı., "K.llı':ldi,': tutunuz da, Hindis- ;'Ğüle:g“ l: trin takibatma uğrayıp -_lrlı,*pı aASmış bir müstemlekeliye Bün, )-in“ıîî; Anargist, rengi bozuk — t 'Günlüı-ıu::_hunh.rdm DĞ tDede, dilediğini, sağı solu gö uyordu. itel Verişliıi_g di un ldlanüz, yasi terbiyesi *'"'me tin önüne geçmek için ü S îıph etmişti bir mani; il edi 2k & teşkil ediyordu. Ü ;î. Zabıta kuvveti de duruyor Ü vekiiay METdr harekete inkılâp etti. Ğt bir t hi p Tan hıî“k €hlike teşkil eylediği za- Cek, R Matraklarla müdahale ede- t ],u;î"mdı Söz hürriyeti! —H'Y!hq“ tarz hürriyetler, bazr ah- Byor, yoy dahilt harpleri de doğurabi- Türeği “"'G!o! Muhalefetiyle Yuna- h“fdük ?;;"dlkî İspanyada olanları Pu “iip_ B e de istipdat devresini ',’y_'L'ıı; ü v'“"_ kaygaları, otuz bir © tehd,'ı_.H' diğer irtica hareketle- hllan, T Manzaralar arzetmeğe z tekii İr Cemiyet için hürriyet Bit bi a ikeler Arzettiği takdirde, K bazı ge TPt bayırlıdır. Hayırlıdır Te Hüti Jimler, halk tabakaları üze- | San bu bazkıı Na ee , %&,::;;;':İp dalap tyı bir ideal, bir aa v'&i etmektedirler; de- g. * itibariyle aleyhtardırlar. Röre, arzul & " Yüksel &T ayağıdan yukatıya 'lth tlecek değildir. Rejimler, ce Geğ Tükarıdan a Şağıya — münasi Bizi "!Wrnde idare eamkım—:inp e __'İjkhî_înlı isze böyle değildir. Ü günde, kuvvetli bir mil- arta kalan kötü üdetleri ğ İ !: kırarak, geri kalan cemi- ı.hğ 1 hamleler yaptırmak için 'r*" "—'ımd);uh"“ gârp demokrasi- “—'kıg Cek g yAVAŞ Ve Miz miz gekilde yî e Va :ı.ck!ıri beklemiyor. İlerle- ? Ve haj © düşünüyor, tatbik ettiri. *& Ona can ve göpülden a Bütün tradesini, İdaresini Vermiştir. Fakat Şefimiz dalde, hepimiz, demokra- $ bulunuyoruz. Yoksa, 5 :ıîlleıin yukarıdan aşağıya G_ıleceğini usul diye kabul n“—"y_eı( irsiyet esaslarına İngi, *T bir saltanat tarzı men- li #mek olur. İ rzejimin bütün kanunla- d.“"" bütün tedrisleri de- " Üaj Yanmaktadır. —Altı okun _Phnnıment.. değl, “halk- . Bizdi , '1'-:::'"" ğ e de_mnkmı halkın siya- e Ma erledikçe, daha geniş bir tan Tüim * bulacaktır, — bulmalıdır. terbiye ve h Yep ll y& vermenin en İyi w Hdi * Matbuat hürriyeti, söz hürri- ı a ğ bunlardan - birincisine ti t ıhm “ftarlardan diye tanınmak- !:;J"i !':;rıı,yılhbeıi ise, bu halk 'or, * :îtıgwemn'lülui hemşehrilerimize d': tmm"ellrıl. dinlemesini öğret- b “*linq'dm bir mektep dışı tahsili Yut terbi etli olduğu kadar, si- ;':_u..ü u’ı'.?t alıştıracağı için bir de- Tadir, — “Vu olmak itibariyle de mü- ’ « Bte j y ;î.,,u_ k';].: kürsülerini böyle telâkki b w":tlen. €t ve ehemmiyetluinl Ydar 'Eş Sözr, “ğlatmayıp MUKAD. "'%ıu € her gün biraz daha yer w HABEğ KA Tittt şk ae aa ım - Bazetesidir. HA HLA N h“—'niı, d Sikk K Hânlarını BAA LA Tn ederler Ate lll x. m5 nnn Feriköy pasar yerinde İnanılmıyacak — manzaralarla karşılaşılır. İstanbul konuşuyor! Feriköy pazarını Toz ve çamur dervasından kurtarmak lâzımdır Yazan : Haberci En fena bir şerait altında kurulan semt pazarlarından Feriköy pazamı da gezdim. Bulgar çarşısı ile Feriköy cad- desini biribirine bağlıyan geniş Fransız mezarlığı sokağında kurulan Feriköy pazarı, bende — öyle fena, bir intiba biraktı ki, artık değil bu pazar « dari, hetkangi Lir pazar yerinden alın- mış her bir şeyi bilerek ağzıma koya « mıyacağımı umuyorüm, Ben ve arkadaşım foto Âli pazar ye- rine, Bulgar çarşısı istikametinden gir- miştik. Daha yolun - ağazında bir alay hindi ile karşılaştık.. Bunlar arasından yol bulup geçmek epey mesele oldu. Önü « müzde dizilmiş duran, simitçilere, leh « lebicilere, susam tatlısı satanlara, şöyle bir göz atıp, Fransız mezarlığı taddesi- nin ortalarına, pazarın en civcivli yeri- nin bulunduğu kısma doğru yürüdük. Pazarın kurulduğu cadde berbat keli - mesinin bile halif geleceği derecede boruktu. İki gün evvel yağan yağmur, soka - ğın derin çukurlarını sapsarı renkte çamtırlu sularla doldurmuştu. Yağmu - run bu zararına mukabil büyük bir fa)_'- dası olmuştu. Her zaman görülmemiş bir toz deryası halinde bulunan bu 80- kağın tozları yatışmış, az rürgârlardan yükselen müuazzam toz bulutları orta * dan kalkmıştı. Bakmmız buralı esnaf bize nasıl dert yandılar: — Haftanın muayyen günleri mıîh- telif semtlere gider, pazar kurarız. Fa- kat sıra Feriköyüne gelmiyor mu, ’l!'f ©o zaman ayaklarımız âdeta geri geri S- diyors * Burada, şu caddede pazar kurma' bizler için ölümdür. Kışın çamur fsınde kalır, yazın da müthiş ve göz gözü gör- mez bir tozla boğuluruz. Burası âdeta verem hastalığının yatağıdır. Bize yazık olduğu gibi, buradan alış veriş eden müşterilere de yazıktır. Bu sırada irliyarı bir adam lâfa karıştı: i —- Neı“müş(ır'uindcn bahsediyorsun, diye bağırdı. Çamurdan, tordan müı'_e; ri geldiği mi var, sanki buradan *:en Kazara gelecek olsalar bile bin Kere, yüz Hn kere pişman oluyorlar. Kışın çamura bulananlar, yazın da alış v;:ş etmek — Üzere pazarın bir tarafından girip öbür tarafından çıkmıcıya hdbıix renklerini değiştiriyor, bembeyaz — bir hal alyorlar. Eh düşünün' bi £ pazara gelip te alış verg © kabadayı bulunur! Bü sözleri dinlediktı daha ilerledik.. Sağımızda, solumuzda sıralanmış işportaları alışkın ’_““'?"h seyrediyorduk. Fakat birdenbire hiç â- lışık olmadığımız bir manzara ile karşı laşıverdik. Tara sokağın örta yerinde içi fasulye, patates ve biber dolu Üç bti fe yola doğru devrilmiş ve b'.mlzî. K'_" dekiler, yukarıki resimde görüldüğü Kİbi sokağın zeminine dök—'.ıl.mn;xi!... Bu hakikaten pek garip ve münasız bir sa tış ve teşhir usulü idi. gülerek ir kere bu vaziyette decek kaç en sonra, biraz e n öi ö ada A ADĞ BĞ İ cti 8 l zti Feriköy pasar Hemen arkaklaşıma iş$aret edip bu kö- | tü manzarayı. fotoğrafla — tesbit ettir dim. Küfelerden birinin köşesine otu - rup, küçük sepetteki yumurtaları sat - mıya çakışan yaşlı ve siyah baş örtülü bir kadın, ancak arkadaşım işini bitir - diği sırada resminin alındığın: anlamış olacak ki, birden bire ayağa kalktı: — A, a, a,a, resmimi çekiyorlar a Feriköy pasar yerinde 20bıta memur. iağlrmaam | darı sirt hamallığı Te mücadele ediyor. | lardı, ycrindm görünüşler dostlar, diye feryaldı basarak koşa koşa yolun kenarına kaçtı. Biz tekrar yolu muza devam ettik. Biraz ötede Kasım paşa pazarını gezerken tanıştığımız genç bir esnafla konuştuk. O da bize ay rtlerden, çamurdan, tozdan, pazar yerinin mutlak mutlak buradan kaklı - rılmasından bahsettikten sonra: — Bugüne bakmayın, bu fevkalâde müstesna bir gündür, Ne öyle toz, ne de çamur var da, pazara kalahalık gel- di. Fakat umumiyetle iş bambaşkadır.. diyerek rözlerini tamamladı. Daha doğrusu sözlerini tamamlaya- madı. Çünkü 20 adım ötemizde garip bir patırdı, koşuşma olmuştu. Gerek ben, gerek foto Âli hemen oraya kof- tuk, Manzara şu idi: Genç ve temiz bir zabıta memuru, arkasında küfe taşıyan bir çocuğu yakalamış, mülâyim, fakat kat'i bir sesle: — Bilmiyor Mmusun, sırtta eşya taşı- mak yasak olduğunu.. Haydi indir © ar- kandaki küfeyi yere, diyordu. Çocuk evelâ işi yayğaraya boğup ya- kasını sıyırmak istodi. Fakat karşısında- kinin, hiç şaşmayan kat'i tavrı karşı - sında Çar nâçar sesini kesti ve küfeyi yere indirdi.. Biz işin nereye varacağını merakja beklerken, polis memuru cebinden bir çakı çıkartlr ve küfenin gırta takılma - gına yarzdım eden ipleri yavaş yavaş kesti. Sonra çocuğa döndü.. — Sakın ha, dedi, Bir daha tırtında ELOSASTARK 889 sene evvel bugün Habsburglar Büyük bir tehlike geçiriyorlardı Zaman zaman ortaya çıkan Hababurglar meselesi, tarihi her zaman meşgul etmiştir. Burada kısaca Habeburglardan ve sonra, 1848 yılı 31 berinciteşrin günü (80 sene evvel bugün) Maregal Vizdixhgrasiz'in Viyanayı zaptından bahsaedeceğiz. Hababurglara, tabi olan yetler dört büyük parçaya ayrılmıştı. Biri Avusturya, ikincisi şimali şarklân Bobemya, Silizya, — Morav. ya ve Galiçya, üçüncüsü cenubu — garhide Tirol, Venezya ve Lombardiya, — dördüncüsü yarkta Mabaristan, Rumenler, Hırvatlar ve Astladonya idi. İkinetler Hababurglara tabi olmak ist İyor. lar, üçüncüler İtalyaya ilhak eğilmek arzu. sunu izhar ediyorlardı. İşte bu ayrı ayrı arzular izhar eden kısım. Tarda 89 sene evvel mühim hâdiseler cereyan ediyordu. Rayştag birinci defa Viyanada toplanmış. tı Alman; Çek ve İslâv mebuslar Bep ayrı ayrı fikirleri müdafaa ediyorlardı. İmparator Viyanadan kaçmıştı. Bu ahenksizlik devam ederken imparator işleri yoluna koyabileceği. ni umarak tekrar Viyanaya geldi. Fakat Vi. yanada müthiş bir ihtilâl hazırlanıyordu. Bu. nu hisseden imparator tekrar kaçtı ve Kayri memnunların ihtilâlleri başladı. İyte bu muazzam ve bir çok mükim kâdi. selere sebebiyet verebllecek ThHMI, 1848 yıtr, 81 birincitaşrin günü, Mareşal Vindixhersetz Viyana karışıklıklarından socra, — İstiklâı izteyenlerden yalnız Macaristan maksadında muvaffak oldu ve Habsburglardan ayrıldı Bobemya ve Silizyada başlıyan Ibtilâi ko. layca bastırıldı. Buralara dört milyon kadar Çok, Çofarik adında birinin teşviki le ayak. Tanmış, Praga mebuslar gönderilerek bir kon gte aktedilmişti. Bu işler yapılırken Avustür ya memurları tardedilmiş bulunuyorlardı. Fakat marçşal Vindişgreyç, Prag üzerine yürüyerek kongreyi dağıtınış, (htilâl çıkaran lar gene sskisi gibi Avusuryaya tabi olmak. tan başka çare bulamamışlardır. Hababurglara tabi olarak üçüncü kısımda yaşıyanların ihtilâlleri de faydasız oldu. ML lno Venedik şehirlerinde müstakii ve mu. vakkat hükümetler kurulmuştu. — İtalya ile mücadeleye girişet genetal Radeçki — Piya, mon kralı Şar! Emanpdle yenildiyse de bilâ. hare Kostoza ve Navarda Piyemon orduları. nı mağlüp ederek Lambardiya ve Venezyoyu tekrar Avusturyaya ilhaka muvaffak öldu. ... İşte 80 sene evvel Hababurglar Avrupanım muazsam bir devleti idiler. Bugün yeller e. ser ol saltanatın yerinde. Niyazi AHMET Seyyar bir Posta kutusu Posta memurunun arkasına konu. larak Bseyyar bir hale getirilen bu posta kutusu sayesinde, Almanyada 200.000 kiginin toplandığı bir moto. siklet yarışında seyirciler yerlerin . den kımıldamadan mektup veya kart. larmı bu kutuya atabilmişlerdir. Re. simde mektubunu kuütuya atan birisi. ni görüyorsunuz. n yük taşıdığını görmeyim. Sonra cezaya çarpılırsın karışmam, baykli bakayım.. , Ve çakısımı katladı. Nizamsız iş ya pan yeni hamallar yakalamak üzere ka- labalığa karışarak gözden kayboklu. Hava kararmağa başlamıştı. Arkada şımla beraber, üzerindeki kırmızı damga dan, renginden halis muhlis manda eti " olduğu anlaşılan kocaman — parçalarını tığır eti diye satan seyyar bir katabın variyetini de seyrettikten sonra, bu kar ma karışık yerden kendimizi Periköy cadesine, oradan da tramvaya attık. HABERCİ