"De aa Bask Hükümeti için mersiye ... Yazan : Şekip Gündüz medeniyete galebe çalmıştır. SPANYANIN şimalinde ihanet dürüstlüğe, vahşet insanlığa ve faşizm Gaskonya körfezinin cenub sahillerinde oynanan büyük haileye âyni kör. sezin şark sahillerine hükmeden demokrasi en ufak bir yardımda dahi bülü. namadı. Bunu, bütün dış görünüşlerine rağmen Cemokrasinin henüz düpedliz İnsan. lık ve medeniyet müdafii olamamış bulunmasına humledenlere bak veriyoruz. Bask kavminin mistlsiz bir feragat gerefli istiklâl mücadelesi de; masum Bazk yavrularının ve fedakârlıkla bir yıl devam eden hombalanarak, 2x. hirlenerek, aç bırakılarak öldürülüşü de ve nihayet Bask devletinin can çe. kişğmesi de hep mali ve iktısad! spekülâsyonların ve kombinezonların — birer eseri oldu. Demokrasinin mödeni ve insani umdeleri kâh Londra bankalarının, kâh Paris borsasının entrikaları önünde Hâdiselerin seyrine bakınca, Katalo nyanm - da, hükümetçi kötürümleşti, kaldı. İspanyanın da betbaht Bazk'ın bu elernli akıbetite mahküm edildiklerine İnanacağımız “gelil yor. Zira Baskı, Santander demir madenlerini karşılık göstererek Londra ban. kalarmdan Frankonun aldığı avansa feda edenler, Katalonya ile hükümetçi Ispanyayı da Şanghay doklarına ve Şan&l kömür madenlerine dökülmüş olan yüz milyonlarca sterlinglik İngiliz sermayesini korumak uğrunda İtalyaya nezretmek niyetini göstermektedirler. Bir devletin istiklâl ve istikbalinin yabancı menfaatlerin pazarlık vasıtası olarak kullanıldığını görmek ne kadar acıdır! İngiltere Kralı Lordlar kamarasında söylediği son nutukta İngilterenin Ispanya işleri hakktndaki mevkiüni gö yle tasrih ediyor: “Bir senedenberi nazırlarım İspanya takip etmişlerdir. Nazırlarım ihtilâfın hâdiselerini endişe ve ıstırab - içinde bu memleketin hudutlarını aşmasına mâüni olmak gayret ve faaliyotinde seb at elmektedirler.,, Bu sözlerin en geniş izahmı İngiliz Başvekili Chamberlain ile İngiltere Ha- riciye nazırı Eden'in, Britanya teşril meclisleri huzurundaki son beyanatla. (Devamı 4 üncüde) Şekip GÜNDÜZ Sabahı l ererme c Küfür edebiyatı devam ediyor Çirkin münakaşa memleket - Meselesi imiş ! UMHURİYET,, ve “TAN,, arkadaşları. mazın Sütunlarındaki çarpışma, İspan. yü dabili harbi. gibi bir “yılan hikâyesi,, gök lni almak yoluuda... Bagün de, her iki ga. zetenin en göze görünür kmamları bu müna. kaşaya ve bilkaşsa “Cumhuriyet,;te söğüp saymalara tahsiş edilmiş bulunuyor. CUMHURIYET'de UMHURİYET,, bugün de, karşı tarafı, her fırsatta ortalığı karıştırmakla, fe, satçılıkla itham ediyor ve tarizlerini anlarm tenkki,, buşlığı alimda yazı yazan “İki yü. drz,.m bakılırsa, *Tan güzelesi etralında toplanmış Ahmet Eminler, Sabihalar Türk um:: Onların Türk isimleri altında başka ırklar, başka zihniyetler,başka hüviyetler saklıdır. Bunlar adına “Döüme,, denilen ve Türkiükle dakaları olmak ibtimali bulunmayan bir kavım ve kabilenin okudukları nlabette ifritlegmiş fertleridir.,, İmzasını gizliyen ayni muharrir, — Ahmet Emla ve Sabiha Zekeriyaya — çok ağır keli. melerle hücüm ettikten sonra göyle bir neti. ceye varıyort * Son münakaşalarda bir hakikat tebarlüz etti ki, o da, Türk gazeteciliğinin yalnız ha. Us muhliş Türk olanlar tarafından yapdabi. leceği keyfiyetidir. Dünya hayatına doğuşu daha dün bir, bugün iki denilecek kadar taze olan milliyetçi Cumhuriyet Türkiyesinde bu DA bilhaasa dikkat edilmek lâzma geldiği a. Tanca vüzuh ve kat'iyetile anlaşılmıştır...., DAT ELER Kunu açıkça ortaya koynnuş ve Tanı haklkı çıkarmış —olan — Cumhuriyet de — Peyami Safa da “hâdiseler araamda,, pek baunalmış bir kafayla, ara bulmak ve çirkin münaka, şaya Sön vermek yolundaki tariz ediyor, Puyamiye güre, — Fransa gibi Ba, İnantlır, Bizdo ise, fikirlerin çarpışma. Gile tramvayların çarpışması — arasında biç bir fark göremiyenler vardır. Muharrtrin — ifadesindon — anlaşılıyor ki, Haber “Ayıbtar/,, diye arayn girmekle fi. kirlarln (!) ÇATIŞMasına ve hakikat şimge. Binla çakmasına Mani olmuştur. Yerden ye. re vurmak için karşı tarafın şahsında, ara. mrzda yaşıyan bir kusm vatandaşları texyif etmenin ne derccey kadar (Fikir münakaşa. 21) olabileceğinin takdirini okuyucularımıza bırakıyoruz, Alman propaganda nazırının — Türkiyeyi Almanya safınad — göstermesine tahammül edemiyenleri ve onlarla beraber — Yahudi ve Hele, böyle bir memleket davası (!) kar. l—h—ını-ıtııçnu—ılıı- et derecesinde bir süç olduğunu — İddlaya Kadar varışt garnbetlerin şaheserldir. Cumhuriyet, Havadis ve makaleler ile hususi menfaatlere âlet mi oluyor? TAN”da AN,da, Ahmet Emin Yalman, “Derebe. yi nesil düşünür; Yunus — Nadi kendi kendisini teşhir ediyor!, — diye yazdığı bir yazıda, gazcte sütunlarının — okuyucuya alt olduğunu ve şahsi lnflaller Içi bu sütunlara *“Türk gazetelerttin Kaklı tenkdtierine ve tabil haasasiyetine kargı “Cumkuriyet,, ge- zetesinin bir yabaneı davaya avukatlık etti. | ginl görünce bu mosele üzerinde ancak bir mermleket meselesi geklinde durduk. B. Nadi menfaatine dokumulan ve nikabi çıkarılan a. dam sıfatile, çok tabli olarak, köpürdü ve tepladi. Dün d0 öyle bir Yazı — yazmıştir ki, derebeylik ve mürteti ruhlüluk noktalârmda Kt ithamlârımızı e açık bir şekilde teyit et. miş ve bu sıfatlarile kendi kendini — teşhir etmiştir. Maksadı, Ost Derdelere çıkarak be. ni susturmak ve eVValki gün tarif — eçtiğim Yöâsik derebeyifk usulünün fenbe olarak orta, Yığt toza, dumana boğmaktır.. B. Yünüs Na, diye haber vereyim Ki, bu gayesine kavuşa, mamıştır. Muayyen bir Üp gazeteciliğin mem Jeketten kalkmasını istemeği meslek namıma ve memleket namına en mühim tanıyorum, Gazetecilik — vazifemden Ge hiç bir zaman şahsi rakatsızlık endişelerile kaç, madım.,, Ahmet Emin Yalman, gene bugün, Yunus Nadinin portresini şöyle çiziyor: Birden fazla şahsiyet sahibi çok adam gör düm. Fakat Cumhurtyet — gazetesi sahibi B. Yunus Nadi kadar dağınık ve zit şahsiyot. deri ayni vücutta birleştiren tir — İnaana hiç rastgelmedim. Belki de bü noktada — dünya rekoru B. Yunus Nadidedir. İyi bir arkadaş, idenlist bir gazeteci. mü. kemmel bir baba, hassas bir taşan; Bonra iş meselelerinde gözlü kararan ve sağını, Solu. u görmiyen derebeyi ruhlu haşin bir adam, rekahete hiç tahamımlilü olmuyan dar düşün. geli Bir güzetedi, ayni vücut içinde yanyana yaşar dürür. Cüase ftfbarile vaziyet müsaa, desiz olmamakla beraber bu kadar muhtelir şahsiyet ayal vücut içinde nasıl yer bulur? Günün muhtelif aratlerine ait rölleri taksim süretile nası) uslu uslü, yanyana — yaşarlar. Yunus Nadi, curcuna haline — düşülmesine meydan kalmadan nasıl bunlar — arasında muvazene ve ahesk yürütür.Bence dünyaaın €n meraklı muammalarından biri budur. Yu, BUs Nadi, bir vakitler Ahmet — Ağsoglunun bir vazifa yaptığı gibi “Ben kimim?., Glye bir yazı se. B A Sağlık bahisleri Çok yaşamanın sırları nedir ? Çök yaşamanın sırlarına dair meş * Hur'ihtiyarlar arasında yapılah bir an- kete verjilen cevaplardan bir kısminı: ge- | çenlerde bu sütunlarda neştretmiştik: Bu | gün de anketin son kısımımı dercediyo- Tüz. İngiliz parlâmentosunut en ihtiyar- larından mebus J. R, Ciynes diyor ki: “— Uzun ömür stürmenin gıda me- seelsiyle sıkı bir rabıtası vardır. Halk arasında dünyada ilk istiridyeyi yiyen insanın meçhul kahramarlar meyanında zikri Jâzım gelen bir şahsiyet olduğuna dair bir #öz vardır. Bu sözün bence bir hakikat olduğuna şüphe yoktur. İstirid- ye ve nevinden hazmı eğır şeyleri ye- 1 mekte he fayda ve ne de Bir manâ var- dıt, - Bunla, bir nevi zehir addolunsa yeridir. Yiyeceğimiz yemek bususunda iti- nalı hareket ve abur cubur tabir olunan şeylerden son derece ictinap etmeliyiz. Yemeklerimizin her türlü besley?:i mad- deleri ihtiva etmesi için de mütenevyi ol Masr şarttır. Ancak mütenevvi temini için mideyi yoran şeyleri de yemek yan- lış bir yoldur. İdman, insana yemek kadar lüzum- ludur. Fakat tipkr yemek gebi idmanın fazlast muzirdir. İdman daha — ziyade bir vakit meselesidir. Vakti ve nakdi o- lan bahalı tporları yapabilirler. Fakat »Yakti ve parası az olanların sabahları beden hareketleri yapmaları çok faydalı neticeler vereceğine şüphe yoktur. * CAncak gerek idman gerekse yemek 'mselesinde son derece mühim olan bir keyfiyet vardır ki itidale ilâveten intizam meselesidir. Gevek yemek mete- lsinde gereks idmân hususunda intiza. ma riayt etmedikçe bunlardan bekle- nefi fayda yarı yarıya kaybedilmiş 0o- kur. Maamafih yemek meselesinde düşü- nüfecek bir mesele daha vardır. Ye mekler taze olmadıkça faydaları çok a- zalır: Bayattatılmığ etlbe Ye'yömekler' ekseriyetle insanın ; mekten başka hiç bir fayda vermediği gibi mideyi de bozarlar. Ayni zamanda buğday ve sair hububat ile sebzelerin yetiştirildiği toprakların efsafı da ge dâlarımız üzerine son derece müessir olduğundan bazı topraklarda yetişen hububat ve sebzeler*de besleticilik ba- krmından noksan evsaftadırlar. Bu ye- mek meselesinde bu da nazarı dikkate alınacak bir meseledir. Uzüun ömür için şahsi tecrübem şun dan ibarettir. Bir insan hayatta ifrata varmaz ve her hususta intizam dairesin de hareket ederse muhakkak suürette — bittabi sari hastalıklar hariç — sıh- rlal yazmıya kalkışırsa bu yaztlar gazeteci. Hik ölçüsüyle paha biçilmez bir kıymet arze. decektir.,, Tan başmubarriri, bundan sonra, bir gün rakipsizlikten rahbatsızlık düyduğunu söylü. yen Yunns Nadiin, bir başka gün — “kültür Züzeteciliğini,, diline doladığını ve kendisini Türkiyenin, eşi bulunmuyan külltürlü yazete. Gİsi saydığını, 26 eylâl pazar günü — yalnız Tanda çıkan Başvekâlet hakkmdaki haber. den dolayı bu kültürlü gazetecinin masil si. nirlendiğini ve sötunlarında — kin, hırs, düş. Manlık, kıskançlık gibi hisler taşırdığını an, Katıyor, y Ahmet Emin Yalman, harp sonlarında Na, Ginin relsliği altında yapılan bir — matbaat #öülyoti toplantınımndan da bahsederek, #bir KAZEtoci,, tıpkı bir avukat gibi şunun bunun İşini makale ve havadis sütunlarında mikda, faa edebilir mi ve umumi menfaat — yaftası faşıyan sütunlarında hususi menfnatlere âlot #labilir ol ?,, mevzuu etrafında görüşüldüğü. NÜ söyledikten sonra, yazısını — ya satırlarla bitiriyor: İş gazeteciliğinin memleketimizde — hiçbir. hayat hakkı yoktur. Bir tek — gazetenin bu Yola sapması, bütün gezeteleri halkın- gö. zünden düşürmiye kâfidir. Halbaki . inkdlâp Türktyesinde halkın ve hükümetin hürmeti. 'ne ve itimadına Vâyık dürüst bir gazetceillğe yor. Gezetecilerden mürekkep bir — hayasiyet heyeti “Öumhüriyet,, gazetesinin kollekaiyon Jarınt karıştırırda İş gazeteciliğinin — türlü Türlü izlerile karşılaşacaktır. Biktm bütün terepsimiz, bütün Nüdilerin | | idenlist gazeteci Nadinin relsliği altında bir toplantı yaparak vaziyeti tetkik etmeleri ve gazetect Nadiyi Türk gazeteciliğine kazan. dırmak yolunda bir karara varmalarıdır. İde alist Nadl iş gazetecisi Nadiyi — Cumhuriyet matbasamdan kapı dışazı attığı gün, Türk gazeteaciliğinin MAnevti seviyesi — birdecbire Yükselecektir. hatli ve uzun ömür sürmeğe namzet- tir. Ölüm Allahın emri ise onu uzat- mak da gene Allahımn bize verdiği iradey le kabildir, İtidal ve intizam meselele- ri nefsine hâkim olmakla kabildir. Bu- nun için de azim ve irade kuvVeti şart- tır. Bunları bir araya getiren insanın sıhhat bakımından hiç bir endişesi ol- mamalıdır ve olamaz. Çünkü tabiat bu iki evsafın tamamiyle uygunu ve yar- dımcısıdır. Meşhur ve en.ihtiyar piyanistlerden Pacamarin'ın uzun ömür ve sıhhat hak- kındaki düşlinceleri son derece entere- sandır. Bu ihtiyara göre sıhhatli ve u- zun yaşıyabilmek için dünyaya metelik vermemek ve hiç bir şeye aldırmamak Vâzımdır. Benm için dünyada iki şey vardır: Bunlardan birincisi musiki ve ikirtisi gete musikidir. Esasen bir kere piyano- mun başıma oturdum mu benim için her şeyle alâka kesilmiştir. Her şeyi unu- tur ve bütün varlığımı musikiye veri- rim. Lâkin bir kere de sofraya otur- dum mu, artık ben bir musikişinas de- &il, aç gözlü Pachmann olarâk göze çarparım. Çünkü bütün hayatrmda aç gözlü olarak hareket etmiş bir adamım, Hoşandığım yemeklerden ne kadar bol |* yersem o kadar faydalanırım. Ancak zannetmeyin ki ben bir 8- küz kadar şok yerim. Mümkün olduğu kadar az yemeğe, fakat sevdiğim yeemk lerden yemeğe uğraşırım. Pevbiz ve bu gibi tahdidata karşı son derece muarızım, Bunlardan — bir fayda hasıl olmadığı — kanaatindeyim. Belki bağr insanlara iyidir, Fakat her- halde ben 77 yaşında olduğum halde bugün dört saat mütemadiyen ve hiç dinlenmeden, piyano çalabilmekte ol- duğumu mutlak sürette midemin kuv- vetli ölduğuna medyun bulunduğumu zannederim. 77 yaşında oOlmama tağmen hâyatta ançal: hir defa doktor.yüzü gördüğümü söylersem sakm tmübalâga etiğime za- hip olmayım. Hatta bu da ciddi bir has- talık dolayısiyle değil, sadece bir nez- leden ibaretti. Ben herkes gibi günde sekiz dokuz saat uyku da uyumam. Vasati olarak dört beş saat uyku bana kifayet etmek- tedir, İdman hususunda hele bana hiç bir şey sormayın. Ömrümde hiç bir jimnas- tik yapmadığın halde yürümekten de zevk duymam. Hatta İtalyadaki sayfiye min mükemmel bir bahçesi olduğu hal- de orada dahi balkonda oturarak hava alırım. Bol bol şarap da içerim. Hele kırmızı şaraba bayılırım. — Arkadaşla- rımdan bir çokları benim bu ahval ve şerait altında turp gibi sağlam olma- ma şaşarlar, fakat ben sizi temin ede- rim ki ömrümde sıhhat kaygusu nedir bilmedim. Hatta — &hhatimle hiç de meşgul olmadım. Bence insan kendini fazla dinleemekle hasta olmaktadır. En iyisi benim gibi hiç bir şeye aldırış et- meden bildiği ve İstediği gibi yaşamak ve ötesini Allaha bırakmaktır. Çünkü sıhhat, arzu ile elde edilir bir şey oldu- Ku gibi fazla düşünmekle büsbütün ber« bat hale sokulabilen bir haleti ruhiye meselesidir. Ne kadar ihtiyarlarsak ih- tiyarlıyalım, içimizin istediği gibi ve vücudumuzun kaldırdığı gibi yaşarsak sıhhatimizi muhafaza edebileceğimize eminim. Bir de arasıra doktorların yü- züne gülmeyi, daha doğrusu onlarla ar- kadan arkaya alay etmeği öğrenirseniz, siz de benim gibi 77 yaşında hâlâ gü« ler, oynar ve gençlerle yiyecek ve içe- cek ve hafta eğlence hususunda aşık a- tabilirsiniz.,, SEZS 23 OUMARTES, PEKTEŞRİN — 1089 Hieri: 1358 — Şaban: 17 D - Güneşin doğuyu Güneşle batışı 6.20 1720 Vakit Sabağ Oğla Ikindi /.kşam Yalaı Imsal 458 1158 1456 17,20 1851 440 £ — 422 İLKTEŞRİN —Tf A İ d AaLAda GN 4 . Mavi bonci ENİ, temiz konak © gördüm mü, durup SÜL g ten kendimi alamıyorum “Ögr geyler! Kaç katlr olursa 0 manlara bakarken zengi” kurmuyorum ama otomobil! de zengin olsam!” dedil " se! otomobilim hiç bir cak; ben de bunun sahiplerinin bir gar! ” le çıkarayım: hemen hepsi vi na bir tane voya bir dizi Mi | takıyorlar. Böylelikle caüifl | le, insana katırı hatırlataf ö riyorlar. Otomobilim OW J Boynuna katır boncuğu v yaya yürüyüp zifosa tu' öğü ederim... Allah züğürtli âma kul da teseilisini İetd Bari o mavi boncuğu 4 , rünmez bir yerine taksalâf | * Önüne, ta burnuna y hmı seven maşallah desinle bir eda takınıyorlar. Za' Avrupa'nın bilmem bi dan çıkmış, dünyaya tekniğin destanını söyl düşünce Eyib oyuncağıl$ Hoş Avrupalı ıngînlıfa , değil ya! onlar da arabalif |ç penceresine, Rintintin Mi adını bir türlü öğreneme” suratlı, Amerika vahşisi : benziyen bir bebek su, Âmerika vahşisinden * mt? çıkmaz mı? bilmiyo suratsız bebekler bende * ba birakıyor.) Zengin malma fazla riyor; onu hem hem de herkesin gözü K&? ödü kopuyor, türlü türlü istiane ediyor. Nazar değ” mavi boncuk... Niçin şapFö''y ya boyunlarına da bir nazsf g mryorlar? Yoksa yndtr"'l"' P billeri kadar dikkate dei"’ M madığınt kendileri de *U 0 yi mı? Öyle isa dlroâî:lıflw seliilerindeni ümidimizi P'lg Tim Rlimbili ge' bir oe İ boncuğu otöl takmi$ olduğunu da, bir boncuk F mer ummanın ufi 5 | d:d aîıyıcık kıd:rh Lf»# , rayet gösterirler. Ka A 51 lstanbüe'd' muallimle” arasınd? Yeniden değişiklikler Kasımpaşa orta okulü , <. K adet Çapa kız orta okulü Hiğine, İstanbul kız orta oKÜ retmeni ve yardirektörü Tabif ta okulu yardirektörlüğü V€ Kisi öğretmeni Hiamdi uın”', &' kek ilşesine, Kadıköy akşatf " ef yi ba idâre işyarlığına Nihal, B” kulu yardımcı ingilizce Betül ayni okul öğretmen gdarpaşa lisesi Franasmca lisesi tabliye öğretmenliğin? " lerdir, W / Tarih sergi" ( ziyaret güH İstanbul 22 (AÇA,) — TW hartsit gi kın ziyaretine, diğer günler * (B tahals edilmiştir. # Bergi saat 10 dan 16 yâ Serbest dubüliye kartları bİr Arkeoloji, Topkapı sarayı V? , zelerinden verilmektedir. * yaret gün ve saatleri KONÜY ©e tesbit edilmektedir.