mu Kâni?,. de “tekerle- . fi ulur mu Yöni?,. Üleysğkr ” aaki yeni tip devletler- ğ Türetleri tecsslis etti. ©vvel ;_ Mucidi İngilizlerdir. hgiliz Sârp esnasında, her 8 teyehi Parmağı — İngiliz adar y AD edilirdi. Ve o za Antipatik, sevii denil Kendi al sizdi- en ve parayutan evblerine isliyor- z dersin. n C, b !:i' Kürtap, xhl beğenmişçe, sert, ye "!e.—i Pağandanın efkârı v- uyındırdığx tesir de , harpten evvelki 'md"d_ıırılıundın varz- © 'P: 'lîîixler. :'““ü elebaşılığı, Rus- ün Ye kıtlık senelerinde, — çte galindan keserek — icedi “tİni - propagandaya L t € he oldu? Hiç! Sıfır! ““b' îm',:d'n da daha fena, :;Vlnq,_ ı;h aleyhlerine aksüla- Burdağu ÖZM, bu propagan- Hyanı hayret bir ve- Yendir K Paganda yaptığına USunuz? Hayır, o eski r:î'?" Yapmıyorlar. 5“':1! ." VEYİ ispat etmiş- t mür, V€ Çene çal, istediğin 5,,_"_?%“ 'iy::""v. boya sarfet ve '*k_-, 2e hai a Teklâmcılara para Villik Yü ik Kâni Yâni olur, ne Pa Boş M Kinit..., de, lrn 'Mmııılı: ve İtalyanlar, ıH::':ımııımm ortalığa ! “__E!Ajmy "daskilari: K ihaşı CETİ Cüi tin cümle, taraftar ir çam devi, ı—l k'kiil. virmek Ürkei mıyede. Nazi propagan- ine ) lemiş. Birkaç bütün matbuatta İnire batıcı yazılar Propagandası Ürkiyede bazı &simler —neşre- .M"İ“’di gayret €N Mmisi d... Tam bir k gı Ürkiyeye fa- TİDİ sokuyo- ir irkilme,... etti, S lâs etti. Ken- » Ve kendini * Öilesiz, sar'asız Vardır. ve yaşı- — Hat umum mü Teti kabiyı Gkiye.! diye 2 flk den. İçinde r yaşgl kendini f * İlet | Teml, etmek NNi ehi .:;“ St — müteva- e :Y"'e fane Clleş Yoru, “Rü 'ni""hîh ltmak!... Z etmez, * t tühi Z, Kimse İtira; Yİ Râni bi n < le -ıu'"' Kâni ;];:rpeı. İstemi- “'anu._ t Hte dar, (VAZN Sümuzu sa- © â) âriciye | rü ğ ı Büz kal F Otomobil hurdacıları Haberci ile dertleşiyorlar. İstanbul konuşuyor! Otomobil hurdacılarının merkezinde ... Spor meraklıları pek çoktur; hele içlerinde pek yaman bir Fenerbahçeli var ki... Yüksekkaldırımdan aşağı inip te, Karaköye çıkar çılkımaz sola saparsanız Galatanın Kemeraltı caddesine girmiş olursunuz. Burası İstanbulun bütün o- tomobil hurdacılarının toplandığı — bir yerdir, İşte, arkadaşım foto Alinin otomobi- İne br tekerlek kapağı aramak - için biz buraya gelmiştik. Sağlı sollu dükkânlara uğrayarak tekerlek kapağı soruyor ve mütema - A.:—."Efcndı?nı. arabanız, yeni model, bunların hurdası henüz bize gelmez. cevabını alıyorduk . Ben buradaki dükkânçılardan çoğunu tanıyordum. Bir kısmı Haber okuycu - su olduğu içni, dğer br kısımı da spor sahalarından beni tanırlardı. Ahbapların bulunduğu kısma doğru ilerleyince, biz; gördüler ve: — O buyurun, bakalımı ni var, bularada a'zin diye yer gösterdi - ler. Evvelâ derdimizi anlattık, çare bul - mak imkânı olmadığını söylediler, Za- vallı arkadaşım — suratırı asmıştı. Ö si- rada, ben ikinci meseleyi, bu rada bir röportaj yapmak arzusunda olduğumu anlattım. — Münasip bir fikir, dediler. istediğiniz malümatı vermeğe hazırız. Ve benim sormama lüzur kalmadan etrafıma toplananlar anlatmağa başla- dıdar: — Herşeyden evvel şu yolu yapmak lâzımdır. Kaldırımlarımızın bozuklu - ğundan, her dakika otomobille işi olan caddemize, otomobiller gidemez oldu.. — Burada bir tek çeşme de yok.. Bir damla su alabilmek için dünya Kadar yol gitmek lâzımdır. — Ya umumi helâ meselesi. Şu cad- dede bir alay dükkân var Ve yüıkrr:e işçi çalışıyor. Fakat civır::ıl“_” bir tek umumi helâ yoktur. Bu vaziyet kar Şısında hepimiz ister iştemez YAn Bo - kakları, duvar diplerini pisliyoruz- Etrafımıa toplananlar daha da "f" E tacaklardı. Fakat tam bu sırada, elinide sapı pis bezlerle sarılmış bir bıçak tu - tan, esmer bir rat, pürtelâş yanımıza geldi: — Bakın! Bakın, bizim damda ne bul: düm, dyiordu. Muhakkak ki (biçak a- raması) yapılırken serserinin biri fır - Tatıp atmış bunu,. Bunlar; söyliyen zatır yüzüne dik - katle bakınca derhal tanıdım. Kendisi Fenerbahçe takımının bütün maçların- da sarı Jâcivertlilerin en hâr taraftar- larından olarak görürdüm. Arkadaşları j da biçak meselesini bir tarafa birakıp: — Hatız bey, sen şimdi bay Haberci ye dert anlat bakalım senin spor âle - minde ne var, ne yok? diye takıllılar. Size — Otomobil hurdacılarının birleştiği Gala t bir görünüşü Bana dönüp ) bahçesine bitişik çıkmaz bir sokağa saptık.. baştan Başa lüciverte boyanmış ve üzerine sarr çizgiler çekilmiş bir | daha harp başlamadan sarhoş almağa baş. kamyonun,önünde durduk.. Önümüzde | Tamıylarıı. O hiç vaziyeti bozmadı.. bafifçe güldü. KM Benim, dedi, ne derdim olacak ki, Alleha şükür klübüm şampiyonluğu aldı. Bu sene de ne iyi Vaziyette bulu- nüuyor. Bundan büyük saadet olur mü bana... Arltıadaşları bu seler başka bir şey söylediler: — Senin evi Bay Haberciye gezdir de klüpçülük nasıl olurmuş, görsün.. Başını salladı. Bununla teklifi kabul ettiğini anlatmıştı. Sonra bana döndü; yol gödtererek: ' — Buyurun, dedi. z » Caddenin sağ tarafındaki kahvenin Her tarafında yalnıs Sar . I.âcirrı._ gördüğünüz evinin yine aynı rengi| taşıyan kapısı önünde duran bay Mus- tafa Uyanık İstanbulun en aşırı kltip- cülerinden biridir. ğ Ka a Yazan : Haberci a) yürüyen —ve arkadaşlarının kısaca hafız diye çağırdıkları bay Mus tafa Uyanık: — İşte benim evim dedi. Sonrat kapının rengine tuhaf tuhaf baktığımızı görünce: — Bu daha bir şey değil, diye ilâve etti. Yukarı çıkalım da bakın size neler ıwgmeğı'nı. Kapt açıldı, dar bir merdivenden yu-' karı çıkarken yar: yolda “:oskoca bir garı lâcivert arma ile karşılaştık, Yu - karı katta biri yatak, biri de oturma ol- mak üÜzere iki oda vardı. Evyelâ yatak odasına girdik.. Ev sahibi burada bize teker teker göstermeğe başladı. Sarr lâcivert işlenmiş yorgan, yatak örtüsü, yastık yüzleri, küçük bir masa örtüsü ve bütjn bunlardan başka Fenerbahçe takımının — etrafr sarr lücivert renkli kordelâlarla çerçevelenmiş büyük bir resmil. j İkinci oda çok daha enteresandı.. Bu rada klüpçülüğün baz tinsanlar da ne büyük bir alâza uyandırdığını bir kere daha anlamak kabildi. Duvarlara atılmış bayraklar, örtüleri, kahve, çay Fincanlı dolabırım içinde bohçalar, e!biselerinin iç ceplerine işlenmiş F. B. markı fiörlar, çoraplar, klüp reisi ve Âdliye Vekili Saracoğlu Şükrünün resmi etra- fındaki çerçeve ve bütün bunlardan başkı küçlük bir beşik, bir tayyare, bü- fenin tam ortasına konmuş, Mikaya masa elbise adaki kemeraltı caddesinin umumi | NÜ no sene evvel bugün ——— . —mmr Z Navarin Deniz muharebesinde feci şekilde mağlüp olmuştuk. Bütün donanma yanmıştı Istanbulu terkeden sefirler galibiyelten sonra tekrar geldiler Bugün, Türk denizciliğinin bir matem gü. nüdür. yilı 20 birinciteşrin günü 110 ae we evvel bugün Türk dosanması Navarinde mahvedilmişti. İngiltere başvekili Corc Kininge “olmamalı $4 ama oldu., diye tesssüf ettiren Navarin vakası için bizim tarihlerden biri göyle ya. zar: “Bir muharebe zuhur. — edivermekle bi. hikmetillâhi teslâ donanmamız kâmilen telef oldu. Hukuku düveli payimal oden ve tarih medeniyette silinmez tekelerden olan Nava, rin vakaar..., ... Osmanlı devleti müttefik devletlerden iza. hat ve tazminat iştedi. Verilea cevapta mu. harebenin mesuliyeti Türk kaptanlarına yük Jetiliyordu. Bu vaziyetten sonra ccnebi sefir. ler İstanbulda kalamazladı. İngiliz, Fransız setirleri gehri terkettiler. Bundan socra sakız ve Girit — açıklarında dolaşan eşkiya gemileri, meydanı daha boş bularak istedikleri gibi hareket etmeğe baş. Jadılar, ... Padişah Mahmut eyaletinde — zulur eden fitaeyi kendi kuvvetleri le ortadan kaldır. mak ve cezasını vermek isiyordu. Başka bir Bükümetin müdahalesini doğru bulmuyordu. HattA bir defaaında Rusya sefirine şöyle de. mişti: "Sizin Ülkenizde bir SAtIAI vukuş gel. »6 ve ben de müdahale etsem Allah razı ol. sun der misiniz?,, ... Dünya vaziyeti çok değişmişti. İngütered. Corc King öltnüş. Veliington ile Torl fırkası yerini tutmuştu.. Fransa kabinsel değişmiş, İspanya, Portekizin dahili karışmıştı. İşte bu hâdiseler Avrupa — hükümetlerini buralarla meşgul ollmaya sevketti. Osmanlı devleti le anlaşma yolları aralmağa başlandı. Fakat, uzun konferans ve müzakerelerin hiçbir tesiri olmadı. Rusya — imparatorluğu esasen harp ân etmek — niyetindeydi. Öyle yaptı. ... Osmanlı Gevleti Navarin mağlübiyetinden sonra devamir eşkiya kavgaları — ile yorul. müş bir haldeydi. Muntazam bir ordusu yok tır Fakat barp ilân edilir edilmez derme çat. ma bir ordu hazırlatarak harbe giriştidi. Birinci Nikola askerinin Girkaç — gemi lle talimziz bir orda İle çarpışacağını görüyor ve bundah cesaret alarak şöyle diyordu: — Tİstanbulu işgal etmek, en çok iki aylık bir meseledir. Bu iş, hem çok kolay alacak.. Buna Avrupa diplomatları da mant idiler. Çünkü Rus ordusu hakikaten kuvvetli ve kat kat Türk ordusundan fazlaydı. Rus wu&ı_ıun başmımda bulunan Mançikof İle Pakiyeyiç, yanl zaferin vereceği gururla kendisin Harp umulan neticeyi vermedi. Şumnu ve Balkan hattını büyük bir — muvaffak!, dyetle müdafan eden Türik kuvvetleri &ilistre mu, hasarasının Rus ordularını müthiş bir heri. maste uğrattılar. O sene kış da baştırmıştı. Rus kuvvetleri tamamile mahvolmamak için süratle geri çekilerek kendilerini — kurtardı. lar. ... Birçok Avrupa diplomatları, Rusların bu mağlübiyetlerini Napolyonun Moskova mağ. Jübiyetine benzettiler... Bu galibiyet, Türkün kuvvet ve kudretini göstermiş bulunuyordu. Onun için İstanbulu terkeden İngiliz ve Fran sız sefirleri tekrar İstanbula döndüller, Niyazi Ahmet Sergi gelecek sene açılacak Bu sene Ankarada açılacak büyük inkılâp resim sergisinden sarfınazar e- dilmiştir. Bunun yerine ağustosta toplu ve büyük bir sergi kurulacaktır. Ser. ginin büyük Başkumandan meydan mu harebesi zaferinin yıldönümünde açıl. ması mukarrerdir. Hubyar camli tamir edilecek Yeni Postanenin arkasındaki küçük fakat nefis bir sanat eseri olan Hubyar camli son zamanlarda çok harap bir hal almıştı. Saçakları ahşap olan camiin bu sarılı bir futbolcü, hep baştan başa sarr |kısımları yeryer çökmüş ve kuşlara yuva lâcivert renk taşıyordu, Gördüklerimi- zin hepsini âdeta ağzımız açık seyret - Mmiştik. Fakat en son gördüğümüz şu M HABERCIİ (Devamı 11 incide) olmuştu. Vakıflar idaresi bu çirkin man zarayı nihayet nazarı dikkate alarak son asrın bir sanat bedias: olan Hubyar camiini tamire karar vermiştir. Tamire geletek ay başlanacaktır.