10 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

10 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Şoğoman Tebilrşap — Çeviren: 8.Ş. — Ektihaa ve tercüme hakkı madfundur. — | — 59 — Taşnak fırkası reisi hocam Hamparsum nihayet Istanbula gelmişti. Acele bir komite toplantısı yaptık Hocamın İstanbula geleceği haberi heni son derece sev'ndirmişti. O günü akşama kadar hacamdan behscttik ve pansiyomumuzun bir katımı ona tahsis etmeğe karar verdik. Bu içerarımızı te- lefonla Hanriyete bildindiğimiz zaman zayvallı kadının canı sıkıldı, fakat gele. cek adamın yakın akrabalarımdan biri olduğunu söyleyince, tereddütleri zail oldu ve akrabamı memnun etmek için elinden geleni yapacağını Lildirdi . Dördüncü kısım Nasıl tethişçi oldum Hocamın İstanhula gelmesi mukad- deratımı tamamen değiştirdi. Kafkas - yadan uzaklaşıp İstanbıla gelin©c, bül- hassa Hanriyetle yaşamıya - başladığım gündenberi artık her nevi sergüzeştler. den kuctulduğumu, bundan şonra her- ımn&nümeicqohıw— verdiğten sonra Hraçla beraber vı_nı- yeti müzekere etmiş, isra Romitesinin içtiman: Hamparsumun vürudundan san:aya tehize kazax vecmi ştik. N ka- rar telefonla derhal izta komiteyi azamı> na büdirildi. Akşam yemeğini bizim pansiyonda yedik ve dep beradeti bo- canın dairesinin tefrişiyle — meşguk ol- u. Sabahleyin erkenden Hraçla bera - ber yazıhaneye gittik. Oradan VERMF - centasına telefon ederek hbeklediğimiz vapurun öğleden evvel Galata rıhtıimi > na geleceğir? öğrenince, hemen Gala - i . Hraç Çinili rihtım hanında> ki İngil'z bahriye komandanlığına “Bİ- derek vapura girmek iğini aldı. Bir saat şonga vapuza girmiş bulunuyon 10 İLKTEŞRİN — 1937 Sinemasında büyük srsam SAKARYA :: 7a Sevimli Serseri 'm Mm M'İ!l' Sizi .Nexm İwrz_amoma Yarın Büyük ve muhteşem filminin xe candan alikışlıyacağı bir filmdir. İlâver tün tenailâtlı fiatlarla saat 11 de matit Sinemasında gösterilen Başlıca unsurları oluş bütün seyir cilerin takdir nazarları; ten Paramountdoumal ve (3 Daki ka) en ş; nuğ bügüne kadar yarattığı en güzel rolü ban ağzını sokağa benzer bir vaziyotte | yarattığı: ce: gü gözünce, aşağılarda böyle bir yere zast- layacağını nasıl hatnına getirsin. 'Tekşar yürüdük, biraz sonza, demin> | denbeci gördüklerimizin yanında, bete- rin beteri sayılabilecek bir sakağın ba- şına geldik. Buzgsr (Taksimçeşme soka ğr) du. Zerain tamamen toprak, sağ ve tadam © Kamelya Filminde ... MARGĞUERİT GAULTİER!dir. Şaheserler şaheserinin ilk gösteril mesi,gerefine 13 hirinciteşrin Çarşamba akşamı MELİEK Sinemasında büyük bir geref müaameresi verilecektir. Bu müsamerede birçok yenllikler ve, sürprimler hazırlandığı gibi fim evvel ve antralıtlarda gelen misafi rterimine hoş bir vakit geçirtmek - İçi duk. Hocamla karşılaşmamız çok hazin kes gihi muntazam bir bayat yaşayaca- me ganaetmiştim. Ara sta zubur eden bazı hâdiselere solda taş parçları, derin çukurlar dolu.. Binaz ötede çökük liğimlar bulunuyor we bütün bunların arasında, sipsivr meşydana fırlamış bir yığın Teekge mus- danz orkestrası temin edildiği gibi sayın, müşterilerimize GRETA GAR! nun heykeliyle ROBERT TAYLOR v& GRETA GARBO'nun imsah f toğrafları takdime edilecektir. DİKKAT> Localar tamamen satılmıştır. Numarali- biletfer satılmaktadır! Tağmen İstanbulda geçisdiğim hayat - tan son derece memnuzdum. Hanriyet sayesinde büsbütün başka bir adam ol. duğumu hissediyordum. Eskiden hep yalnız yaşadığım için, daima meyus ve mükedderdim. Bir türlü hayattan tad almryor, tad almayınca sergüzeştlere tehlikelere atılmak ihtiyacını hissedi - Nazarımda hayatın biç bir kıymeti yoktu. Çok defa kendi kendime: “Ha - yatın ne ehemmiyeti var? Ben çoktan ölmüştüm.. Şimdiye kadar yaşadığım kürdır.,, Sermayesini çıkarıp faizi ile geçinen adamlar gibi ben de yaşadığım günleri kazandığım hayatın faizi ade - diyor, bu sebeple hayatımı kaybetmek. ten zerre kadar endişe Halbuki şimdi vaziyet değişmişti. Han- riyet bana hayatın Jezzetini öğretmiş, | yez İstanbul icra komitesini derhal bu. aile yuvasının saadetir? tattırmıştı. Di. ğer taraftan, beni senelerce cephelerde süründüren hâdiselerin içyüzünü de öğrenmiş bulunuyordum. Eskiden dü- şünmeden sevki tabil ile kendimi ate. ge atarken, mukaddes bir vazi'te ifa et- tiğime kani bulunuyordum. Bu feda - kütleğimeza mukabil bir gün adaletin tecelli edeceğine ve büyük devletlerin bize yerdım edeceğine inanryordum. Seneler geçtikçe ve fırka İşlerinde tec rtübelerim arttıkça bütün bu ümitlerin yersir olduğunu öğrenmiş ve bilmiye- rek hayatlarını tehlikeye atan masum . lara gamimiyetle acımıya başlamıştım. Bütün bunları düşündükçe benim tekrar herbangi bir sergilzeşte atılma - ma saaddı “mkân olmadığını görüyor, battâ artık İstanbulda yerleşerek, fırka işlerinden ide çekilmek suretiyle her - hangi bir işle meşgul olmayı düşünü . yordum . Bu düşüncelerimi Hanriyete de bil- dirmiştim.. Hantiyet İstanbulda — kal. mak istemiyor ve her ihtimale karşı Av- rupaya gitmemizi, orada bütün tantdık- lardan uzak bir köşeye yerleşip sakin bir hayat yaşamamızı. istiyor, icabında | kendisinin de çalrşacağını ilet' sürerek | Totsut bir hayat yaşayacağımıza dair temina veriyordu. Hanriyetin sözlerine yavaş yavaş, ben de kanmıya başlamış ve Avrupaya :ituui projesine alışmış bulunuyor . y Bu haleti ruhiyede bulunduğum &- rakla hocamın birdenbire İstanbula gel- mesi, bütün projeletimizi altüst etmiş, mukadderatımın idaresini benden ve Hanriyetten alarak mensup olduğum Taşnak fırkasının eline vermişti. Bu- na nastl muyafakat ettiğim ben de bil. miyorum. Araklan on yedi vene geçtiği halde bugün bile bu sualin cevabını vermek- ten acizim. Bu itibarla bu hususta kat'i bir fikir beyan edemiyeceğimden, hâdiseleri olduğu gibi kayda devam e- deceğim. Bu suretle okuyucular yaşa- dağrmn hayatın bütün safhalarına yakın dan Şahit olarak hakkımda kararlarını vermekte güçlük çekmiye seklerdir. Yarım saat sonra, pansiyonumuzun balkonunda —oturmuş konuşuyorduk. Hocam Hamparsum evvelâ — İstanbula daki vaziyet hakkındı izahat istedi, her hangi bir yenilik meycut olmadığını öğrenince, ricamız Lzerine Kafkasya - daki vaziyet bBakkında şunları söyle - di:; — Vaziyeti evvelce sizz bütün tafsi lâtiyle anlatmıştım.. Maalesef tahmin - lerimid ğoru çıktı. Tatanbuldan — bize gönderdiğiniz raporlar üzerine fevkalâ de hir içtima akdederek, fırkamızın şarki bürosunun İstanbula nakline ka- rar verdik. Bir haftaya kadar diğer ar- kadaşlardla buraya gelmiş bulunacak- lardır. Bunları bilâhare ayrıca görüşü- rüz. Şimei gelelim a) mühim mescle - gün toplantrya çağırabilir misiniz? Hraçın verd'ği müsbet cevap üzerine Hamparsum devam ctti: — Nerede toplanacağız?. — Merkezi umumide.. Her zaman orada toplanıyoruz. g- — Bugün burada toplanalım, olmaz mu? — Siz bilirsiniz.. — Evet, burası daha iyi, Lütfen arka- daşlara telefon ediniz. Kendileriyle ben ide aytı ayr: telefonla görüşmek isti - yorum. Hraç, telefona koşarak icra kamitesi azalarını birer birer buldu ve Hampar sumun gelğini haber vererek onları hocamla telefanla gözüştürdü. Biraz sonra icra kom'tesi azası pan- siyonumuza gelmeğe başlamıştı. — İlk defa doktor Parseğyan gelmişti. Hoca- mı görünce: — Gözlerime inanamıyorum.. Ham - parsum sen misin, diyerek hocamı İüi- caklamıştı. Doktor Parseğyandan sodcra sırasiyle Amaduni Şavatş, ve Vahakn da pan - siyonumuza gelmişlerdi. Hraç celseyi açarık, firka nammna Hamparsuma resmen beyanı hoş âmedi etti ve ony aramızda görmekle duydu gumuz büyük sevinci anlattı. Hampar- sum bu gözlere teşekkürle mukabele etti. Bundan sonra Hraçın teklif üze rine Hamparsum riyasete intihap edli- di. Şimdi bütün arkadaşlar büyük - bir dikkatle Hamparsumun sözlerini dönli- yozdu. Hozam umumi vaziyet hakkın- da bldiğimiz izahatı verdikten sonra dedi ki: * — Arkadaşlar fırkamızın şerk bürosu artık İstanbula nakletmiş bulunuyar. Bundan sonra daha yakından teşrili mesai edeceğiz. Büromuzun İstanbulda ne kadar kalacağı belli değildir. Benim sahei kanaatıma göre, ileride İstanbul dan Avrupaya nakled'lecektir. O zama- na kadar, fırsattan istifad2 ederek bazı işleri beraberce halledeceğiz. Bu mühim islerimizin başında karaliste meselesi vardır, (Devamr var) Tuğu ağzı, sanki garip garip sırıtıyor- Yalnız bu müsamere için smoking- veya frak mecburldir. Telefon: 40868. du.. — Burayâ, dediler, Çeşme sokağır değil, beli sokağı demek daha doğma olmar mı? Kaç kereler şu musluklara, taşlara, ayağı takılıp ta kafası gözü patlayanlar oldu, Yolu buraya düşen kaç zavaliı kış günleri çamur dolü çu- kurlara yuvarlanklı. Bunun hesabımı an cak Allah bilir. Fakat bütün kötülüğü- ne, hattâ teblikesime rağmen bu sokak işlek bir yoldur. ve Zarurt olarak öyle de kalacktır. Çünkü alt tarafında bir çeşme bulunmaktadır. Size rica ederiz, bu yoldan adamakılir behsediniz de, herşeyden evvel, beledliye şurayı biraz &ık intizama soğsun. Socra bizi mahal- lenin Telimhane kısmını görmeğe da- ye başladık. Bu gırada Feridiyeye ayak bastığım- danberi nazarı dikkatimi celbeden bir nokta üzerinde dumdum. — Kuzum, dedimı yollarının bozuk- luğuna, çamur, çukurlara rağmen, gömdiye kadar dolaştığım yüzlerce ma- halle arasında en temizi hemen hemen buraşını götdüm. Sizin mahallenin çöp- güsü bu kadar holmu ki!.. Gençler hep Bir ağızldan : — Ne gezer, diye cevap verdiler, Bu- saya günde bir kere çöpçü uğrar o da şabahleyön araba ile gelip, çöpleri top- Jar gider. Gördüğünüz temizliğin üst tarafı bizzat mahalleki tarafındna yapri- maktadır. Herkes kapısının önünü günde bir kaç kere süpürüyor, sonra kimst de sokağa pislik atmaz, ve ma - ballemiz ide böyle temiz durür. Sonra içlerinden biri, yarı şaka İlâve Sinemasında İ Bugün IPEK 2 bilyük- film Kahkaha ve neşe 1 -Beynelmilel Yankesici İstemiye iştemiye hırsızlık yapan meşhuz bir avukatın dayanılmaz derecede gülünçlü, heyeç anlı maceraları. Baş tollerde: Fernand Gravey - Edvig Feuillere, ve. Lorel - Hardi İRistari Aldığımızş yüzlerce telefon ve mek- tup üzerine temdidine mecobur - kaldı- ğımız Türkçe sözlü harikalar filmi bugün saat 11 de tenailâtlı matine. Çifte Kumrula (Pransızca) ü LİLİAN HARVEY — HENRY GARAT" — * Güzelliği, neşeyi, müziği, zevki — sevişmeyi sevenlere mahsus TURK SinemaSı saa ti de tenzilitii matine Resmi otomob”g plâkaları Kimler tarafından Bugün görmek için koşumnuz! Kimleri? ERARNEUZMRLARM ASA ARIRTAZMESUZİLALATMUZTACINADAR. Sahibinin Sesi artistlerinden Meşhur Fikriye ettir — Kâf değil bayım, Feridiyeyi yal- Her akşam en yeni - ve hu".n.ı.bileceüı pez manen değil, maddeten de temiz Modern şarkılarını bildirillyor mahalle yapmağa ahdettik bir. N o v o T N « Dabiliye Vekâleti vilâyetlere ıu'l HABERCİ l D E mimi göndermiştir: | YARINA : Feridiyede bir tek yahısi LA Satmnalması, işletilmesi, ve kadrti yek!,, e ve N Fiatlarda değişiklik yoktur. nuvwwımnuh’[ TİYAT ç Wwinııitohnmo&rlünmod' BANLE ; süz nakil vasıtalerından maadast M TEPEBAŞI DRAM KISMI ml plâka taşıyamazlar. ! 10 . 10 - 087 Pazar günü ak. | samı saat 20,30 da KURU GÜRÜLTÜ Komedi 3 perde 16 tablo, Yazan Sha Türkçesi M. ŞÜKRÜ & $“'$ ESKİ FRANSIZ TİYATROSU ŞEHİR TİYATROSU OPERET KISMI 10 . 10 . 937 Pazar günü akgamı saat 20,30 da TOKA Kontedi 5 perde, Ya, “Zan Edvard Burde, Türkçesi Fikri Adil, Diğer bütün hususi IııAcı. MURAT| l—ı—-—:— hafiyosi meleri lâzımdır. Eiçiliklere ait vesait çimdilik ha? taşıdıkları plâkaları kuuw—'" b d v G Seyit Rıza Salı günü mahkett YAT de hesap verecek ERTUĞRUL SADİ TEK Elâziş, 10 (Hususi) — Dersim # i Salı günü akşamı (Su. a Mehmedin | Tanması hâdisesi mahkemeye Bir kamyonla tramvay çarpıştı adiye) plâjr (kapalı) N kışlık rn:mmdı vı?çu_ | karesindeki Eminönü . Bebek arabasile şo. “#imiştir. Ağır ceta heyeti Seyit şamba günü akgamı |

Bu sayıdan diğer sayfalar: