3 İLKTEŞRİN — 1937 AT N Benim görüşüm: Dur bakali ne eolaja... Öyle bir beynelmilel Vaziyet var ki, insan bakıyor, bakıyar, sinirleni. yor. Sinirlendikçe, türlü —türlü şekil. lerle onu hicvetmek istiyor. Bir mecliste konuşurken hepimiz birden şu küfrü ettik; — Allah belâsını versin Lâvalin! Bu belâlar hep anun kötü siyasetinin neticesinden zuhür etti, Eğer o vak. tiyle, işler azılmadan, bütün şiddetile davranılmasına imkân verseydi, diğer bir tabirle Nyon o zaman olsaydı, ya. ni Fransa ile İngiltere anlaşsaydı, kimse yüz bulamıyacaktı... Ne Japonyası, ne İspanyası, ne öte. kisi, ne berikisi, hiçbiri, hiçbiri böyle faclâlar doğurmıyacaktı. b !6 Bir hikâye işitmiştim. Küçük bey, ne haltettiğini bilmiyen Mmütearrızlar. danmış. Bir gece, mama dadının oda. sma taarruz etmiş. — Aç kapıyı, — Nişin küşük bey> — Aç diyorum sana ») Mama dadı açmış: — Dur bakali ne olaja... . Küçük bey içeri Birince sa ma dadıyı öpmüg: — A.. Üstüme i opuyo, Küçük bey taarruzlarını ilcr!ı:lr;ı.lı» — Duür bakali ne olaja... ... Nihayet, karnı j ye başlamız: hala) ı muna değme. — Dur bakali ne j Bşxgüukıi günde maddeten çok kuv. rşllı dünya teşekkülleri var. Şöyle bir adamakıllı; — Höt.. Geli; 'oruz ha... etmeyiz böyle B:'ünıış::taııııîilg::ı*. deseler ve bunu Cİddi söyleseler, orta. hk pıstracak, süt Hman olacak... Fakat taarruz devam ettikçe, sanki arkası malüm değilmiş gibi, sanki bir hadde duracakmış Bibi, mütemadiyen: —- Dur.bakalım, ne olacak! Belki heslllr t yiyerlas, Fakat tasrruz devam adiyor.” — Nihayet mütearrızlar dünyası öyle öyle şişecek ki, mütearrızla. g'gmikçe büyüyen burnuna değe. Berikiler hâlâ; — Dur bakali, ne olaja..; -. (Vâ-Nü) v şasap bıçağile gSsap Oyunu... s"'hdlköyünde bir OŞ halkı telâşa verdi ıu,;f;'r'î%nde Yeldeğirmeninde - Ve meşeji, ÜN biraz kafayı tütsülemiş müddet ir, Kendi âleminde bir lik kadehgi * 'dinfyen Orhana bir ara Takı bir Urduğu gisi dürmiyan etmiş ve o g Mavası oynamağı ilham nmda tezgâhı, “*aP Nurinin dükkâ- yınca sokağa gaç an biçağı yakala- İ tır. Ğîndîınl: SN Sarhoş gibi düşünmekli- n kaçışmağı 'Üşüni paniğe “Yyetişen Polisler rı;ıhuıl olan oyunu ikmal ed, Sarhoş adamı dır. *n yakalamışlar- olaja... lenmi, bgarı YO CAĞA Kat Konser l satatkarlamndan vermek ı'ıın.Hlna Boti Mm::;: ı':kı debrimize golmiptir, Paris On — üç yaşında Kiyetle mezan EriM mektetinden muvaffa. mühtelif UŞ, DÜRMAYE, — Avrupanın tir. Birçeok konserter vermiş. alâka ty. GBECEĞİ künserin büyük bir 3 e aYıpPp çocuk lt evde ötüran | l€r içinde 27 numara da Kemel biş TARMTENİN Oğlu on yaşların. Polla Kendistni arama e 1 e tur tadır, Yü | — AAAAm——— — — ” w e Kumbaracı yokuşu T A e v res kadar bozuk bir yoldur Hi, bucrada tasanlay ancak Döyle Bir tarafla da Kumbaracıdaki seyyar satıcılar görünüyat'u önlerime Dakarak yürüyebilirler. İstanbul konuşuyor ! Kumbaracı yokuşunda Kaldırımları tamir etmexk ve yolu elektrikle aydınlatmak lâzımdır Yazan : Haberci Kumbaracı yokuşu, Beyoğlunun Tü. nel civarını: Tophaneye bağlayan, çok işlek bir yoldur. Kumbaracı yokuşunun önünden her geçişimde, b'r kere !ıu'rıdın akın akın inip çıkan kalabalığa, bir kere de yoku- şun bozuk kaldırımlı harap haline ba- l;ınm ve içim sızlar. Kumbaracı yokuşunun hali, hele kış günleri görülecek şeydir. Yolun dik meyli yetmiyormuş gibi, bir de kaldı « rımların bozuk olması, yerlerin buz tut. tuğu o kış günlreinde, günde kimbilir kaç zavallının kayıp düşerek — şurasını burasını zedelemesine sebep olur. bu « nun hesabını ancak Tanrı - tutmuştur.; İşte geçen gün burayı gezmeye git - tim. Foto Ali de bermutad. yanımday- dı, İstiklâl caddesinin Tünele yaklaştı. ğt kısımda başlıyan ucundan Kumbara- cı yokuşuna saptığımız raman, iki tara- Aşağılara doğru bozuk kaklırımlar- dan #deta teköcek ilerldikçe ' Mmahzâra V ç i, garip gaz değişiyor, dükkânların yer Tip seyyar satıcılar tutuyordu. Bunlar içinde pis bir kâğıdın üzerine yaydığı, gene kâğıt kadar pis suratlı kaysı pestilleri satanlar mı, tozlu bir camekân Ha sözde muhafaza edilen horoz şeke- rini gelen geçen çocuğa sokuşturmağa çalışan adamlar mt — istersiniz , yoksa kabak çekirdeği, sakız leblebisi gibi eğ- lencelik tüccarları mt bu yokuşta hepsi de vardı, Yokuştan aşağı ancak 50 sdım kadar İnmiştik ki, bu seyyar satıcı bolluğu « Dün hikmeti vücudunu orlamakta gecik medik, Kumbaracı yokeşunda bir melktep vardı. (Beyoğlu Musevi lisesi).. Tale - besi pek bol clan bu mektep henüz tatil mevsim'ni bitirmemiş ve açılmamış ol- duğu halde kayda, imtihana gelen ta- lebelerden istifade edebilmek ümidiyle Seyyar satıcılar, civarı daha şimdiden istilâ etmişle Müsevf lisesinin kapısının önünde tam beş tane genç kız dürüyordü. İm - tihandan henüz çıkmış ve kazanmış o- lacaklar ki, biribirleriyle heyocanlı he- yecanlı konuşuyorlardı. LA Bu neş'eli tâlebelerle konuşmak iste dim. İçlerinden yalnız birisi cevap ver- di ve tek bir dert söyledi : — Yolumuz bozuk, bilhassa kış gün- i cadde yakın olduğu halde mektebf gidip gelmek bir mesele oluyor. dedi, Bu sırada yaşlı bir kadın yanımıza soğulmuş bizi dinliyordu. Muhatabım dâha sözü tamamlamadan, lâfa hrlı"l: — Evlât, evlât, dedi. Bu çocuklar fımızda sağlı sollu dükkünler dizilmiş- Pi Kumbüraci” yokuşu Üzerindeğk Teri man çılk ı ismindeki karanlık so. kaktan bir. görünüş ve bir havagazi feneri Kumbardcı yokuşundaki musevt lisesinin kapısı mektebe yalnız sabah girip, akşam ge- Hiyorlar da, asıl derd'n farkırida olanır - yorlar. Kumbarazı yokuşunun en bü- Yük derdi, karanlıktır . l Sağ elini havaya kaldırdı, şahadet parmağiyle, mektebin duvarının ya « mındaki bir hava gazı lâmbasını göster- di. Bu lâmba vakit, öğle zamanı oldu- Ankara Müzik Öğ- retmen Okulu Direktörlüğünden: Ankara Tiyatro ve Öpera Okuluna imtihanla parasız ve yatılı talebe alınacaktır. nin pazar, çar Tateklilerin Ankarada Müzi Kabul şartları Ulus, Tan, Cümburiyet ve Akşam gazeteleri- arşamba ve cuma nüshalerinda ( Ğ İstanbulda Şehir Tiyatrosu Rejisörlüğüne ve ik öğretmen Okulu l)'rrklî.îrlüğüne müracaatları. işar etmektedir. “3618” — (6612) ğu halde hâlâ yanıyordu. Kadın sözüne devam etti: — Bu asırda büu kadar işlek bir yolda bava gazı lâmbaşına ne dersiniz? . Onalda eyvallah diyeceğiz amma, ba- kın şimdi güpegündüz yanar da bunlar gonra geceleri birdenbire sönüverdikleri olur. Doğrusu karanlık tak dedi canımı. za... Yolla beraber, elektrik te isteriz buraya, Biz konuşurken, etrafımızda topla - nanlar ilmu!ıu. Kadın sözünü bitirin « ce, genç ve iyi giyinmiş bir adam, Mu- sevi fisesinin hemen yanındaki dar bir sokağı işaret dderek — Ben, dedi, burada oturuyorum, kumbarâcının en fena, en bakımsız yeri burasıdır. Deminki bayan, hava gazr lâmbasını beğenmeyince şaştım. Bizim sokakta değil, hava gaz: lümbası, bir tek minare kandili olsa, balimize bin sükredeceğiz. Öyle ziliri karanlıktır bu. TaSı, Genç adam sustuğu zaman bahsedi - len sokâğın üzerintdeki levhaya bir göz saşatlım. — Burada' “Tercüdün çikmüzı,, yazısı okunuyordu. Bu sırada arkada . şem foto Alj ide yanıma sokulmuş, ku - lağıma bir şeyler söylüyordu.. Evvelâ sözlerini anlamadım. Fakat bir kere daha tekrar edince şunları duydum: — Vaktiyle ben de bir ay kadar bu sokakta oturmuştum. Onun için bura- dun ne berbat olduğunu bilirim. Tercüman çıkmazı önünde daha faz- Ja durmallık. Kumbaracı yokuşunun a. şağılarına doğru yürümeğe başladık.. Fakat henüz 15 metre kadar yürü « yüp yürümemiştik, yanrmda giden foto Alinin birdenbire irkildiğini gördüm. Dostum sağ ayağının bileğini tut - muş: — Of, âman, deyip duruyordu. *Ne oldu?,, diye sormağa lüzüm yoktu. Çünkü Kumbaracının kaldırımları o kadar berbat, o kadar bozuktu ki, de- mindenberi, ikimizden birisinin başmna böyle bir iş geleceği zaten belli oluyor. Bu. Piyango nihayet zavallı Âliye vur - muştu. İster istemez buradaki işi yarım bıraktık. ve ayni yamrı yumru yoküş . tan, topalhıya topallrya geri döndük, HABERCİ Sandalda çifte telli! Gece yarısı rakı âlemini mahvetti ! Dün gece yarısı saat 24 te Yenika- pıda bir den'z faclasınım önü müşkü- dâtla alınmıştır. ğ Süleymanı Cemil ve Ömer isminde üç şahıs Yenikapıda Haşantn sandalı- n binerek demizde gezinmeğe ve ayni zamarila içmeğe başlamışlardır. Gece yarısma kadar bu şekilde eğlenen ah- baplar biraz sonra sandal içinde oyna. mak sevdasına da düşünce işin rengi değişmiş ve sandalım altı üstüne ge- miştir. Deize dökülenlerin ayılması u- zun sürmemiş, etraftan yetişenler müş- külâtla onları muhakkak bir ölümden kurtarmıştır. Sandalemım da ehliyetsiz olduğu an- Taşıldığından haklarında takibata baş- lanmıştır. Te ) TÜ aa KURUN'da —— Roma konuşmaları Asım Üs, bir haftalık alyasi semal yapmış ve bu arada da Roma konuşumularmdan bah. sotmiş. İtalya ile fagitterenin Ramada yapa, sakları bu konuşmaların neye matuf olduğu, mu ve ne netles almabiltceğini araştırmak. tadır. Romada yaflacak bu İngiliz . İtalyan ko. nuşmalarının mevzau nedir? — Habeşistanın zaptından sonra İngiltere ile İtalyayı biribi. Tinden uzaklaştıran — meselelerin hepsi bu mevzua dahil bulunmaktadır. Onun için tabil olarak Hik plânda İtalyanın Habeşistandaki vaziyetini İngilterenin tanıması mesolesi var, Habaşlatanın Italya tarafından — istilâsınt Mületler cemiyeti kat'! kararları lle reddet. mişti. Artık bu kararları bozmak — imkân. Sazdır. Şu halde İtalyanın Habeşlstarı impa, ratorluğunu Cenevre yolu ile tanımak hatıra gelamez. Esasen bunu İtalya — istemiyor. 1. talyanın istodiği gey her devletin — ayrı aytı Habeşistan vaziyetini tanımasıdır. İngiltero de kendi hesabena bunu muvafakat edecektir. Anlak bunün için İtalya ile kendi arasında diğer İhtilâfir meselelerin kallini istiyor. Bu #rada İtalyanın İspanya işlerine müdahalesi geliyor. İngilterenin İspanya meselesinde — İtalya. dan istodiği şey General Franko hükümetine yardım etmek için giden İspanyot gönüllüle. Tinin geri çekilmesidir; bu talepte — Pransa dahi İngiltere İle beraberdir, İspanyadaki İs, panya zönüllüleri geri çekilmedikçe İtalya ile İngiltore ve Franşanın Habeşistan mase. lesinde anlaşmaları mümkün almıyâcaktır. HattA İtalyanın Akdeniz konlroltine iştirak etmesi için Pariste toplanan Üçler konforan, # kararmın tatbik merkline — konmast da gene ba günülüüler meselesinin halline bağ. bıdır, Şu halde Roma konuşmalarından maddi ve müsbet bir netice çıkabilmek içia İtalyanın İspanyadaki İtalyan Zönüllülerini geri çek. meğe karar vermiş alması lâzınıgeliyor. Hal buki Musolininin Almanya seyahatinden ev. vel verilen yarr resmi bir notada İtalya hü. kümeti bu gönüllüleri geri çekmek imkânsız olduğunu tüdirmişti. Eğer bu — imkânsızlık bugün de mevcut ise bötün bu konuşmaların hepsi beyhude nefes tüketmekten başka bir gey olmıyacak demektir. Fakat Roma — müzakereleri de böyle bir akamete uğrarsa işler nasıl bir — mecraya girecek? İtalya İspanyadaki — gönüllülerin geri çekilmesi mümktmolamıyacağını kat't lunu açacak, İngiltere va Franas dahi lapan yada ademl müdahale karazlarını bozacak, Bundan sotra Pirene üzerinde açıkça Valan. stya hükümetine yardımlar gidecek, — Daha doğrusu şimdi İspanya toprakları — üstünde Gevam eden beynelmilel — gizli harp o vakit açığa vuracak!,, CUMHURIYET'de: Her şeyi yaparken ziraate en büyük ehemmiyeti vereceğiz Yunus Nadi makalesini ziraat Aşlerimizde, KI mlahata ayırmıştır. Şimdiye kadar ziraat. Te alâkadar hangi işe el attıksa işin zirante Bir memlekatte — milli hayalın — ihtiyaç mossettirdiği her — faaliyet — şubesinin yeri vardır. Türkiye için de böyledir. — Hususlla endüstrinin bir millet için adeta medenl bir terbiye zaruretinde bulunduğunu tereddütsrüz Kkabul ederiz. Bunu böyle bilirken — Türkiye, mizin iklisadi bünyesi esasen ziraat işlerine dtinat eden bir teşekktil alduğunu da hak, kile takdir etmekten geri duramayız. — Hğer 'Türkiyede ziramtin ve onun türlü Mnı TiRde çalışan Mensuplarının kalkınmaaı te :::n olunînıııı memleket — iktisadi yük. melişine emniyetle — bakılamıyacağını tersd. dütaliz lddia edebiliriz. Ötedenberi bu sütun. larda ve bütün hayatımızda — yürütereldiği. miz bu davayı bugün yeniden yeniye delille. rin kuüvvetlendirdiği daha kat'i bir kanaatla ileri sürüyoruz. Memleket — hayatınım muh. telif fanliyet şubeleri içinde bütün çeşitlerile ziraate en büyük ehemmiyet verimek mecbu. riyetinde olduğumuzu ve milletimizin bakiki Kkalkınması ancak bu temele dayanarak ha. Kikat olabileceğini başta hükümet — olarak bütün milletin anlaması lâzımdır, Ziral ısla. hat için çok elddi programlar yapılmak icap ettiğinin iyiden iyiye takdir olunacağı gün. lere yetiştiğimiz kanaatinde — bulunuyoruz. Bu işin asla zor olmadığını ve olmuyacağını da her geyden Öace söyliyelim, Bu iş gundan dolayr asla zör değildir ve zor olmıyacaktır, ki memleket halkının Üç. te ikisi zaten çiftçidir ve ötedenberi dededen babaya hep bu ziraat işlerile meşguldür. Top rağını işlemekte esascn tablatten Alım olan köylünün muhtaç olduğu şey biraz yol ve iz üÜzerinde nur, biraz kolaylık ve yardım gör. mekten ibarottir. 'Tarla iyi işlenirse ve temiz tohum ekilirse iyi mahsul almacağını köylü bilmez değildir. Bunun için öküze, bizim köy Tünün işine yarıyacak pulluğa, temiz tohu. ma ve biraz d irşada ihtiyaç varsa işte hu kadarcık himmetle köylüyü Ikdar etmek de bize düşüyor. Bu kadarcık himmet: İşte zi. ral kâlkmma programının fk basit şekli. Türkiyemizin ziral istihsalâtının — kıymeti Taecmuu ne kadardır ? Belki takriben 250.200 / sayıfayı çeviröniz) olarak söylediği gün Fransızlar Pinene yas; |—