2 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

2 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dış Siyasa: “Araplık - Yahudilik mücadelesinde İngilterenin Arabları mı - Yakudileri mi tercih edeceği düıünumrken işte, Filistin Arabları İngilterenin yeni ve giddetli bir tazyik siyaseti karşısında bulunuyorlar. | Milli Arab teşkilâtının geflerinden bir kısmı tevkif edilmiştir, tevkif edi. lemiyenler ise firara mecbur olmuş. lardır. Milli Arab teşkilâtının resmi bulunmaktadır. Milliyetperverlerin lideri olan müf. — tünün Ömer camiine sığındığı, milli “banka idare heyeti reisi Hilmi paşa. nım meçhul bir semte kaçtığı söyleni. 'yor. 5 Filistinin her kasaba ve şehrinde *“dur!” emrine itaat etmiyen herkes mitralyözle öldürülmektedir. Akde. nizde korsanlıkla mücadöle gibi çok mühim ve ağır bir vazife almış bulun. masına rağmen İngiliz donanması, kuvvetlerinden bir kısmını Filistin sularma toplamış ve amirallık Süs. seks adir zırhlısmı seyyar hapishane haline sokmuştur. Filiatinde yakala- nan milliyotperverler bu zırtılıya dol. duruluyorlar ve meçhul bir semte nef. yedilecekleri rivayet ediliyor. İngiltereyi bu şiddetli tazyik ve tet. hiş sıyasasmı tatbika sevkeden zahiri sebeb, bir İngiliz polis âmirinin kat. lidir. Şimali Filistin inzibatiyle uğra. — gan Levis Andrevs adlı bu yüksek | memur, muavini Mac Bwan ile birlik. temeçhul bir sebeble katledilince İn. giltere yüksek komiserliği, cinayetin vukubulduğu mımmtaka halkını 20,000 — ingiliz lirası nakdi ceza ve tazminat vermeye mahküm etmişti. Halk buna umum? bir grevle mukabele etti, gi. mali Filistinde bütün dükkânlar ka- patıldı ve lııüwe ılıyhıne protösto nümayişleri yapıldı. Bunun üzerine yüksek komherîtk Filistinde bu âne kadar misli görül. memiş bir tazyika başladı. Avukatla. — ea bâkimleri, muallimleri, müderrisle. | — ri, Akâ; Hayfa, Nâsıra, Cenin, Tulke. röm Ve Nablus eşrafını, geceleyin ev. — lerini basarak tevkif etti. Bu sırada hıristiyan Arabların ileri gelenlerinden bir mühim şahsiyet ile taninmış bir müslüman da suikaste uğradılar. Bu mühim hıristiyan şahsi. yet Nâsıranın büyük zenginlerinden Said İIvaz Huri'dir, Katiller geceleyin kapısını kırarak evine girmişler ve betbaht adamı yatağında kuı-şunlı mışlar. İngilizler bu cinayetin de tethişci | gizli Arab teşkilâtı tarafından işlen. diğini iddia etmektedirler. Arab mil. liyetperverleri ise bu isnadr şiddetle reddedip: “— Hayır... Bu cinayet İngiliz po. Jisi tarafından Yahudilere yaptırtıl. miştir. Maksat da hıristiyan Arab. larla müzlüman Arabların arasmı aç- maktır.., Diyorlar, Bu iddiada müslüman Arab. ların haklı olduklarımı sanmakk müm. kündür. Zira son aylarda hıristiyan | Arablarla müslüman Arablar arasın. daki milli anlaşmanın ne derece kuv. vetlendiği ve ne kuvvetli bir blok te: essüs ettiği malümdur. Bu blok o de. recede kuvvetlidir ki hıristiyan Arab. lardan mühim bir kısmı Filistin mil. liyetperverliğinin sol cenahmı, yani müfrit hzbini teşkil etmektedir. Fi. listinden aksaden haberler arasında | tevkifi bildirilen Fuad Saba bunlar. dan biri ve Arab milli komitesinin de umumi kütibidir. NETİCE: b B'zco vaz'yotin gelişigüzel mütale- | asından çıkarılabilecek netice şudur: İngiltere, İmparatorluk tahkik ko. misyonunun verdiği raporun esasları. — nr “kat'i siyasi hükümler” haline sok. mak temayülünde ısrar etmekle kal mıyor, fazla olarak bu siyasi arzusu. — güntekemmülünü güçlaştirecek ,karşı toşkilât,, ları mümküne> imha etmek, mümkün olmadığı takdirde de (hiç ol. y ) felce uğratmak arzusunu göste © faaliyeti tamamiyle felce - uğrat'lmış | | Filistin... Yazan : Şekip Gündüz riyor, Bü hal, Cenevtede Siönistler kongr>: sinde' alınmış olan kararların İngiliz sıyasası üzerinde tesirini gös. termeye başlaması suretinde de kabul edilebilir. İrak, Mısır, Maverai Erdün efkârı- umumiye'erinin Fil'stinde Arab ideali ne gösterdikleri umumi müzaherete rağ men, İngiltere Filistinin taksimine ve *“Yahudi evi” nin yarı veya tam bir iyasi uzv yet haline istihalesine çalı. şanları kuvvetlendirmek — yolunu tut. muş bulunuyor. Metropol İngilterenin - maliyesine hükmedan Yahudiliği ihmal edemiye. ceğini ve Arablar ne kadar çabalar. | larsı çabalasınlar, İngilterenin mut. laka “Sionisme"” i tatmin etmek yolu. na sapacağını iddia etmiş olanlara hâdiseler hak verdirmektedirler... sa. nılabilir. f Şekip GÜNDÜZ İlim uğrunda malül Bir Fransız âlimi i4 defa ameliyat oldu Röntken mütehassısı Vayyan Bundan iki gün evvel ajanslar, meşhur Fransız radyolog'u Şarl Vayyan'a on dördüncü ameliyatın. muvaffakıyetle yapıldığını bildirdiler. Bugün — gelen Fransızca gazeteler, belirsiz geçen bu haberin ihtiva ettiği cidden şayamı dik kat bir ilim faclasının tafsilâtını ver - mektedirler; Buğgün altmış beş yaşında bulunan bu âlim, ilmin kurbanlarından biridir. Pilhıkih Şarl Vayyan, hastalarıma *“Patolojik şualar,, tatbik eden ilk âlim. lerden bir!dir. Korunma tertibatı eski - den pek malüm olmıyan bu şualara kar ı kendilerini müdafaa edemiyen bir çok #limler gibi betbaht Fransız âlimi de, bundan yirmi sene evvel (radyder- mit) e tutulmuştur. Bü, tpkr cüzam gibi bütün vücudu kem'ren korkunç bir hastalıktır . Vayyan, bu — hastalığın büsbütün derinleştiğini hissetmekle beraber, iş- Terini bir türlü brrakmamıştır. Evvelâ. hastalık sol eline hücum etmiş ve evve- 1â parmaklarını sonra eli ve daha sonra hastalrk bütün koluna s'rayet ettiği için sol kolu kes'imiştir. Alim gene işini bı- rakmak istemediği ve tecrübelerine de- vam ettiği için blâhare sağ parmakla - rının, sonra elinin, daha sonra bütün kolunu da kesilmesi izap etmiştir. Betbaht âlim, öleceğini biliyor, fakat brr türlü tecrübelerinden vaz — geçmi - yordu. $arl Vayan, bundan bir kaç gün evş vel hastaneye gelmiş ve dostları olan doktorlara gülerek şöyle dem'ştir: — Galiba karnımda da bir şeyler var! Onları da söküp çıkarmak lâzım!.. Fransanın en tanınmış cerrehları ta- rafından yapılan bu çok güç ımcliyıt' esnasında, âl'min gösterdiği söğuk kan hlık ve cesaret, herkesin üzerinde bü - Yük bir tesir icra etm'ştir. Ameliyat muvaffakıyetle başarılmış ve Şarl Vayan'a, artık sadece kitaplar- Ja meşgul olmak Üzere, büyük malüller evinlde bir apartıman hazırlanımıştır. ; FHâtıralar ve müşahedeler;.. l Ba iradel seniye rakı yasak | ; Padişahy. yasağı kırk gün sürer ! Yazan : Aka Gündüz — DÖRDÜNCÜ FASIL — Rakı yasağı olanca şiddetile devam ediyor. dü. Ka yüksek birahanelerde eh yüksek a. damlara bile raki, fgarap verilemiyordu. Ra. Ki alabilmek için bir çare vardı: Hristiyan olmak. Hristiyan eşi dostu olanlar da mu. vaffak olamıyorlardı, çünkü bu oş * dostlar ne olur ne olmaz diye çekiniyorlardı. Herke. sin de bir cenetl tebeasından — tanıdığı yok ' ? Takzimde eski Bitalifos, Doğruyolda Mar. silya bakkalı, Galatasarayda Dure PFratelli, Galatada Kadifelilerle Kuşlu, Yamiş balıkpa. zarında Koltuklar,Balatta Haham oğlu Borda iday, Beyazıtta Taşhan, Bamatya sahillerinde Sandıkburnu, sıra odalar, Makaut, Topkapı da Deli Barba, Üzkiidarda çivict Agop gihi Müslüman “müşterisi bol olan yerler sapır süğür döküleceklerdi. Bügünlerdeydi ki Kâtip Ali bey bütün bak kalları, gazinoları, meyhaneleri, Jlukantaları, sezaneleri, Kahvebaneleri, maballeleri dolaşı yör, uzun frskoslarin konugşuyor. — anlaşıyor, €) tutup herlaşıyor.. Buralarda neler yaptığını bir Sarı Viyolet bilirdi hir de kendisi, Yazağın on doküzüğcu günüydü ki Ali bey | Ragıp paşanın kuzürma Çığtı. Etekleyip di. van durdu: — Hayrola Ali bayt — Yarın sabah erkenden an bin gişe rakı isterim. Akşam Üstü de on bin gişe daha. — Çıldırdınız. mı Ali bey? — Biendimiz, Nk ön bin şişenin yirmişer kuruştan tutarı İki bin Ilradır. Buyurunuz geki. İkinci on bin şişenin bedelini de öbür gün getireceğim. Parayı kasaya toşlim et. Ç Taeden gişeleri vermesinler, — Bu ige akıl erdiremiyorum Ali bay. — AT buyurunuz, bu iş ilim, fen, diplomat. dek işf değildir paşam. Buna hayat işi der. ler. unufuyor musunuz? işle yasağın arasında Bir münasebet söyüyeceğiniz var mı? Kküçük istirhamda bulunucağım e. — fendimiz, — Bllmden gelecek bir şeyze yaparım. — Yarın göce, ükşâm ezanı ile yataı ara. #ında., Kendi bindiğiniz faytoa — arabamn: et dakika için istiyorum. — Arabatı başıya adresi bırakmız, oraya Bgelsin. — Teşokkür ederim efendima. Ali bey arabacı başıya birkaç — kelimelik bir tallmat verdiklen sonura gitti.. Ertesi gün Arkadaşlarını topladı akşama kadar bir âlü cünbüş yaptılar, eğlendiler. Tam akşam e. yanında bir gişe rakı açlı, ağzinı rakı İle çal. kaladı, Kolonya gibi üstüne bağına bolom sür. Gi Deha yirmi adım öteden rakır kokuyordu Yarım gişe rakıyı da ceketinin Iç cebine yer. leştirip sokağa çıktı. Beyoğlu — cadesini bir aşağı bir yukarı dalaşmağa başladı. Resml veya sivli hangi polisi görse yanına yaklaşı. jyor, sarhoş takildi yapıyordu.. .3Nihayet meramımı elde etti. Bir komlserle bir polis üstü başı rakı kokan bu adami ya. kaladılar. — BSenin adım ne? — Kâtip Al. — Son sarhoşsun. Brezilyada “Hali harp,, .A « . ilân edildi Bir komünist kon p'osu meydana çıkarılmış | Riöde Jancito, P(AA.) — Biz ko » | mürst komplosu meydana çıkarılmış olduğu için bühtiye ve barniye mazırla- Tirga. muvalık reyleri üzerine hükümet mecl'sten hali harp ilân edilmesine izin istemiştir . Mez)'s halihazıtda bu teklifte ileri sürülen sebepleri tetkik etmektedir. Zaninedildiğine göre keyfiyetin sür. atle'tetk ki ve meclisin bugün bu hu - suıü_ğî)i.r karar vermesi istenecektir, Bütün memlekette tam bir sükün hü - küm sürmektedir. Hali harp ilânı Rio de Jansiror 2 (AA.) — Meclis $2 muhalif reye karşı 138 reyle 90 gün müdetle hali harp ilân edilmesine ka. Tar vımııd: ğ îıw — Gidin işinize! Ben sarhoş değilim. — Üstün başın rakı kokuyor: — Size öyle geliyor. Burnunuzun elif dire. Bi kırılmış da her yerden rakt kokusü alı. yorsunuz. — Vay! Barhoşluk ha! Yasağı musun — Yürü karakola, AlI beyi Galatasaray karakoluna götürdü. ler, Ağzını hahlattılar, rakı kokuyor! Üstünli bilmiyor | aradılar, yarım gişe rakı bulmasınlar m:? — Bu ne? — mr? Kime yutturuyocsun? Bu haiiş rakı bet — Ben rakı makı bilmem. Karmıni ağrr. yordu, İngiliz cezanesine girdim. Bana karın Ağrısı için ilâç verin dedim, bunu verdiler. İçtim. Karnımın sancıları geçiverdi. - İnan. mazsanız İngiliz eczanesine gidip sorunuz, Kapitülâayonlara dayanan İngiliz eczana, &ine girtp tahkikat yapmak: kimin. haddine, Döne dölnşa gene Ali beye çattılar. — Bu haliş rakı. — İlâç dedik 4.! Karın ağrısı ilâdı. Üstün. deki markayr okusanız a. Okudular: Halls — üzümden İki çekilmiy Umurca düz rakısı!!! — Siz yanlış okuyorsunuz, Umurca ilâcı. Gır 0. Komisarler, memurlar manalı, manalı ba. kıştılar, Karyılarında iki ucu — çentikli bir değnek durüyordu. Neresindta — tutsunlar? Rakı ba iradelseniye yasak.. ama, — şişenin içindeki de zatı seniyenin mabeyincisi Ragrp paşanın rakısı! Sen ol da tüt bakayım, Bu. nunla beraber serkomlaer ortalığı bir iskan. gil edeyim diyerek çıkışır vaziyet aldı: — Rakı olsun Hâç olşun, — tutmağa mee. burut. — Siz beni tanımadınız galibâ. — Tanımmaz olur muyuz Âli bey* Ne Yağpd. itm ki emir böyle. İlâcmızı buraya koyacak, sizi de aşağıki odaya alacağız. Moechuruz.. 'Tam © sirada Ragrp paşanım zatma müh. susS aradası mutasarrıflığın önünde dürü'n. tapir'aşağıya atladı- Arabacıbaşı yüksek ses 1ö've Alğr Tallmat imucibiasa Tupirordemleri ” d: “ — Misafir beyefendi buraya geliniş, bak, komiser beylere sor. Ali beyefendi büraday. SA arabanın beklediğini baber ver, N Bu konuşmayı oradakiler — iştttiler. İaplr içeriye girdi, aldığını sattı. Alt beyi görünce yerlere kadar eğilerek selâm verdi: — Paşa hazretlerinin arabaları bazır beyefendi. — Peki ama bu beyler beni - bırakmıyor. lar. Birax rahatsızım, Umurca ilâcr — İçtim. Paşa hazretlerine söyle akgam yemeğine ge. lemiyecağim. Başmemür afalladı. Mutasarııt — muavini Üöbür odaya arvıştı. Komiserleri telâş alar. fa. pie “baş Üstüne efendim,, diyerek çıktı. Tara araba bareket edecefi vakit Ali Bey, aklına ştindi gelmiş gibi, pencereden UZuNIP araba. cıya seslendi: — Dur, dur gitme! Beni bizim öteki ko, nağa bırakiver. Rahatargım, Ve kimseye bir pey siylemadan çıklı, ara. baya kuruldu. Arkasından komişerler koştu. lar: — Beyefendi! Beyefendi hazretleri! İlâcı. mrzı unuttunuz! Rakr gişasini uzattılar, — 'Teşekkür ederim. Bizim Bleki konak dediği Telgrif ınhkfr-— duki apartımanım önünde durdu. Ve o gecedesi İübazen bütün mitlot, bütün meyhaneler, gasinolar, hattâ bütün eczane. ler (Umurca ilâcma(!) ) ver yansın ettiler. Günde on bin gişe bile yetmiyordu. Kırk Kün öncesine kadar Umurcaya boykot eden bayi. ter, şimdi Ali beyin depomundan yalvara yal, vara alıyorlardı. Fiyat maktuydu. Yirmi Üç> alıp yirmi beşe satmak.. Zaten onların da vaktile istedilderi bir kuruüş fazfalır — değit. miydi? Artık başka rakı satılmıyordu. Şa: rabm adı “kirmızi Umurca âcı,, koynağın adı ”'anrı Ümuren ilâer,. ve rakmın mdı (lı_. yaz Umurca jlâ&i) oldu... . Y S A beyin tahmini doğru çikmeğti, ç pi oldu olmadı yasak da tavmadı, — bayiler de böş Umurta şişeferine çallkama raxı doldur. mak kurnazlığını trtikâba başladılar, Mukavele müddeti bitti.. Her taraf kâza. . racağım kazandı. Sarı Viyolet gene hidayete. ecemedi, fakat bankadaki hesabı cariye —Ğl ulaştı. 'Yalnız ortada bir tek Rıı!p puı kaldı ki bu işin sırrımna ölünceye kadar akil erdirema, d & i Kulakları çınlamın, kâtip Ali bey de o gün edindiği sermayenin — geliri De bugün pupa keyf yaşamaktadır. Aka Gündüz —BİTTİ— ur(ıinükıuıkuhıi çarşamba emrinira Sa/ıılden sahile UİGİ Pirandello'nun sön'eser. lerinden birinde şöyle bir sah. ne varmış: yer yüzünde, bir kızla bir delikanlıdan maada bütün insanlar ölüyor. O kalan çiftin bütün beşeri bilgiyi muhafaza etmesi kubil; fakat bunu istemiyor, her şeye yeniden başlamağı tercih ediyor. İnsanlığın gerefi öteden beri bilineni temadi et. tirmekte değil, dalma uğraşıp keşf ve icad etmektedir. Yalnız şerefi değil, saadeti, huzuru da bu didinmede, da. Ema, meçhulün arkasından koşup onu malüma çevirmede bulur. Gerçi gaye. nin bümek olduğu zannedilir; Takat doğrusu asıl gaye bilmeğe calışmak. tır,. İnsanların ekgeriyetine bakılımca Lülgi Pirandello'nun fikrinin doğru. luğundan şüphe eftmek kabildir. Çün. kü çoğumuz saadeti hazır hükümleri kabulde, göreneğe uyup yaşamakta buluruz. İçten çalışmağı sevmiyen, darbtmesellere, atalar hikmetine bağ. lanan bir hayatımız vardır. Dünyanın bilgisini bize hazır olarak teklif etse. ler onun - tarihini de bırakıp . sadece neticelerini almağa can atarız. Çok. luğa kalsa insanlık bir adım bile iler. Temez, bugüne kadar | kurulmuş mües. seseler, hlls“ne kadar edh'ıllmlı doğ- ru, yanlış bilgilerle sürüklenip gider. Fakat Pirandello yine haklıdır, çünkü İnsanlığın esas vasıflarını ek. seriyette aramak doğru değildir, Da. ha doğrusu insanlığın esas vasıfları her ferdde bulunur ama coğu zaman ruhun karanlık köşelerinde gizli ka. lır, göreneğin, korkunun - tozları ile örtülür. Ekseriyetin isteğiği haneket. BİZ,hiç değişmiyen hayat tahakkuk edebilseydi o zaman belki bütün in. sanlıkta bir ürperme, bir isyan görü. lürdü. Zaten o hareketsiz, hiç değiş. Talyen hayatı Jnsanların ekseriyeti de İgerçekten isteseydi, bütüm görülrüşkük re,rağmen ondan nefret etmeğeiidi-hiç şüphesiz ki onu, Mmütemakliyen yeni hamle peşinde koşan âzlığa da zorla kabul ettirebilirdi. Bilâkis, bütün kör: Külarına, İstihzalarına Tağmen o az. liğın sözlerini . yabancı bir memle. kette birdenbire ana Vatanın garkıla. rını duymuş bir adam gibi — t& için. den titriyerek dinler, kendisi için aml vazifenin o eşi takib etmekte oldu- ğunu anlar ve . pek Âlâ bildikleri bir sahili terkedip hiç Dbilmedikleri bir sahile geçen kunduzlar gibi (1) . ye. niye, atalar hikmetinin çizdiği sınırın dışına gider, Nurullah ATAÇ (1) Bu teşbih Remy de Goxmont'. sndur. Eski Alman imparatorunun oğlu Yunanistanda konfe- ranslar veriyor' Eski Alman imparatorunun düör. düncü oğlu prens Auguste Gülllayme. un Selânikten Atinaya gelmesi bekle. nitlmektedir. Prens - cumartesi günü Atinada Alman kolonisinin azalarına, pazar günü de Alman nasyönal - sos. yalist partisinin #zalarına bir konfo- rans verecektir. Preng buradan sonra Pafrasa giderek oradaki Alman kolo. nisine de bir könferan8 Verecektir. ——— —— Misafir: Romanya denizcilerine ziyafetler Dün şabah şehrimize gelen Roman. ya mekteb gemisinin misafir denizci. leri, dün Boğaziçinde bir gezintiyi müteakip Heybell deniz lises'ne git - mişlerdir. Burada şereflerine bir ziya. fet verilmiştir. Dün akşam saat yirmi ikide Pera. palasta İstanbul komütanı Korgene - Tal Halis Bıyıkday tarafmdan 300 ki. Ş."ığ bir ziyafet ve mütesakiben bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: