v& ız Ali Haydar Emırın| Cenaze meresimi Merhumun vasiyet makamındaki - sözleri de vazife aşkını gusterıyo. | Vefatını dün tocasürle habor - verdiğimiz Ali Haydar Emir Alpagotun cenazesi bugün büyük mernsimle kaldırılmıytır. Harp akademizi, deniz harp lisesi, gedikli erbaş okulundan merhumun bir Çok talebe, deri, arkadaşları, kendisini sevenler bu sa. Bah erkenden Heybetiadaya — gilmişlerdi Bahriye bandosu da merasime iştirak et tir. Merhumun al bayrağa sarılan — tabutu Adadak! evinden alımmıış, Ada camline gö türülmüş, cenaze namazı kılmdıktan sonra alle makberetina gömülmüştür. — Mezarma Birçok çelenkler konmuştur. Bu arada mat. bunt cemiyeti namına ve senelerce yazı yaz. dığı *Kurün,, refikimiz namıma birer çelenk gönderilmiştir. Zavallı annesile müÜlâkat Biz gece evvel hayata gözlerini — kapamış “olan eşsiz deniz tarihçimizin yaşlı abası le Kargt kargıyayız. Kasım; a şimdi ortu mektep olan binanın amdaki büyük uh. şap bir evin üst kat odalarından — birinde tavanda asılı hafif ziyalı elektrik ampulümün yyağı altında yaşlı kadına bakıyorum. Odasına girip elini öpeli hayli — dakikalar olduğu halde tek bir kelime bulup söylye. damlalar hâ'â elerOeuberi Utrek çılıp kıpı adıkça kea lerile sarmaya çalışırken mirildi - Bvlâdım, Haydarım. arakıp gittin?. E Bu ihtiyar abana eden bani af. an sönra sıra eden ölümünü Feziği Kaybetmiş yağlt gözlerle — gösgüve geliyorduk : BU, ölümünden bir ğün evvel, düa bir Jahza görebildim. Aslan gibi yapılı Hay. dar, güzlerini kaybetükten soara bile gene B. Önu yatağında bitmiş, erimiş gör. nden öpemedim. — Yanaklarından madım. Onun daha çok yaşıyacağını, bu memickete daha çok hizmet edeceğini Ü. Tit ediyordum... Fakat.. artık! — Görmiyen gözlerini de — göremiyaceğim. O pamuk gibi ellerini yüzüme sürüp — okgıyamıyacağrın. Haydarımı.. Yavrum.. Geno bayli müddet süren göz yaşları.. hıç kırılklar... Devam ediyor: — Ben şimdi! kimmsesiz, yapoyalnız çu h tiyar halimle kaktlım. Tekfoğirm — Haydar Sağken, Bana yardım ediyor, sığındığım çu odada öpür geçiriyordum. Yerâre tesellim oklumun sağlığıydı. Şimdi © da gitti.. Ka pımı çalacak, elini uzatacak — tek kimsem yok! Haagisine ağlumun — ölümüne mi, beş parasız kaldığım gu İhtiyar halime mi ağ. liyayım ? / Mem' >La büyük ve değerli bir evlât ye. tiştiren yaylı kadından oğlu hakkında şunları randim : — Babası Geliboluda mübaşirdi. — Tekâtt oldüktan bir müddet aozra ö'dü. Haydarı ye. di yaşında iken mektebe verdik. İdadiy tirdi Dersleri Ha o kadar çok fazld meşgul olurdu ki sokağa çıkıp havu alsm diye ki. taplarını sık sık saklardım. İstanduldan ber Zzaman kitap getirir, gece gündüz ekurdu Tândiyi bilirince — Tatanbula — gelip D mektebine girmek hevesine kapıldı. Tek rumuzdu. Baba annesi do kendisini çıldıraaı ya Beverdi. Günlerce bırakmak istemedik, — | “Oralarda akrabamız yok. Yalnız ne yı parsın ? ?,, diyorduk. Israrlarımız fayda v medi. Nüri paşa ile — Etem bay isminde |ki tanıdığımız vardı. Babası onlara mektup yaz dı. Hline verdik ve bir gün vapura bindirip İstanbula uğurladık. — Yirmi gün sonra bir mektubu geldi. “Buh Nb mektebine girdim anne!., diyordu. Bir »ene sonra yani tatilde geldi, u-uıet geçti, Mektebi bitirdi kılıç kuşandı. Zabit çıktı, o. Bününü de gördük. Sonra, okumasınım mü. kâfatını gördü. Büyük adam olduğunu işit. tim. İfikar ediyordum.. Haydar Alpagotun anası Eminenin Öpüp ayrılıyordum. — Üzülmeyin, dedim. Bu düşünecek, elini memleket sizi | Yekta Ragıp ÖNEN A Geyen gi liğöeenmetiri ei Bir motörde infilâk Yalovada Baltacı çiftliğine < bulunan ve Nuri kaptanın idaresindexi motör Sebze hali #nünde dürürken makine kısmı — birdeabire İnfilik etmiş, biraz sonra motörün dibi de. Hinerok batm: Nüfdaça z; İstanbulun ÜDi * HABER'e .wınleı DS YN RX metli Ali Haydar Emir gözlerini sonra yazılarını daktilo ile yazar, Rühmetlinin son resimlerinden biri Ali Haydar Emirin zavallı annesi perim.., Japon mallarına boykot Şınnbay 2 (A. A.) — Röyter ajan. sı mubabirinden: 28 Ey'üldenbari, Şanghay üzerinde görünmiyen Çin tayyareleri, dün ge- ce Japon hatları Üzerinden dört defa uçmuşlardır. Japon tayyare topları, Çin tayya. relerine karşı kuvvetli bir ateş açmış ve her defasında Çin tayyareleri, za. | yiata uğramadan, geri dönmüşlerdir. Japon'ar, Çin demir çemberinin &. | nahtarı mesabesinde olan Liouhang mevkiini ele geçirdiklerini bildirmek. tedirler, Çinliler de, bu mevkliin dai . ma kendi öllerinde bulunduğumu iddia etmektedirler. Resmi Japon kayneğından bildiril . d'ğine göre, muhasamatın başlangı . cındanberi Japanların Sanghay cephe- sindeki zayiatı 1803 ölü ve 5687 yara. lıdan ibarettir. Buna mukabil Çinlile. rin zaylatı 20 bin ölü ve 35 bin yara. h olarak tahmin edilmektedir. Boykot Nevyork, 2 (A, A.) — | İ vermiştir. uğradıktan Pa birsine okutarak tashih ederdi Ali Haydar Emir daha genç denilebilacek Hir çeğdü, 52 yaşlarında iken aramızdan av. rilmış bulunmaktadır. Bahriye maktahind 1822 de çıkmış, gözlecini kaybetmek felâke tino uğrayınca mekleğinden pek erken ve yüt Tihi Osmanı,, ilk eseridir. “Türkiye . İtalya harbi,. 4 bahri sayfaları “Lapanto, (;un“ıle ve Navarin, Halı,, “Cezalr hakkındaki noşriyata umumu | bir cevap,, bugüne kadar ve gözleri görme- | den yazdığı eserleridir. Onun — olgunlaştığı | devrin eserleri de “Balkan harbinde Türk fi. Josu,, “Donizde Türkiye,dir. Büyükleri tarafından her zaman — sevilen başılıkla ayrılmış, sonra 1328 de tarih mu. allim! olarak Bahriye mektebine girmişti — | İlk öseti “Nereye,den — Bonra afdığı feyzi | vatan iç maya başladı. “Mücmet ta. | | tarihçinin bitiremediği — “Deniz aavaşları, ile deniz mattaasında — basılmakta — olan #“Türk Denlz cephesi,, adir eserleri — bügün kütüphanesinde kalmıştır. © bütün güayretile elindeki eserleri billi maye çalışıyor ve başına gelecek kötü £ beti bilerek bekliyor ve gene yılmadan ça şıyordu. Haydar Alpagut tarih — kurumuna sevgi İle çalışmış ve “Piri reta, mukaddeme sini yazmıştır. Dil encümenine sevgi ile br *. tıydı. Ayni zamanda Genel kurmayın harp tarihi encümeni deniz mütohaserelığini yap. mış, büyükleri tarafından her zeman sevil. miştir. Deniz harp akademiei profesörlüğünü büyük bir gayretle başarmış hasta — haliyle talebeleriti her zaman çalıştırmıştır. Son günlerinde arkadaşları başcunda bek Teşirken kalaemla kâğıl İstemiş ve kuvvetli hatlarlâ çok okunakir olan gu satırlarmmı yaz miştir. Bü onun elinden.dilinden çıkan a0n Böz ler ve son arzular ve yazılarıdır: “Allemin bahası Atatüörktür. Akademiye ve Harp okulunu veda, Gedik. Hiya, Telsize selâm. Tarih kurumu hürmetler, Cumhuriyete tazimler. Mareşalım Fevzi Çakmal'ın ellerinden ö. Asbaşkanma ve kuruma gizm aleyhtarları cem'yeti Ie Çin hal. kınım dostları cemiyeti tarafından | cağızın kucağında, öbürü de - tabir ma- Madison's Garden'da tertib edilen bir toplantıda Japon mallarının Amerika da boykot edilmesi on beş bin kiği ta. rafından taleb edilmiştir. Japonya tehdit savuruyor 'Tokya, 1 (A.A.) — Hariciye neza- reti namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat Japonyanın daha şiddetli müca. deleyie devam edeceğini ve halihazırda- ki İht İâfa üçüncü bir devletin müda - halesini kıbul etmiyeceğini şiddetli bir Tisanla beyan etm'ştir . Japoya mülearrızdır Cenevre, 1 — Uzakşark hâdiseleri . ni tetkik etmekte olan 23 ler komitesi tâli bir komisyon teşkil etmiştir. Tüli kom'syon bugünkü toplantısında; Ja - ponyanın Milletler Cemiyeti paktırin 10 uncu maddesi ahkâmı mucibince mütearız vaziyette bulunduğuna karar Köprü adama Çivili geçitlerle simitlerile alay TP UK ÇY TT şımdi_ döndü alay, tahlisiye etmekle birdir Yazan : Osman Cemal Kaygılı Şu köprünün üzerine çakilan çiviler, gazetelere amma da mizah ve tenkit mevzuu oldu ha! Biz de böâyli mizah muharrirliği yaptık #ma, öyle herkesi güldüreceğiz! diye halleın selâmeti na- muna yapılar şeyleri de artık kendimi-| ze alay muzuu yapmadık! Aklı başında bir insan, hiç vaporlardaki, gemilerdeki can kurtaran simitleri için "bunlar da nesi böyle?. diye onlarla alaya kal- kar muı ve hiç paratönerle çaka edilir mi? Halkın selâmeti için köprünün üzeri- ne çakılmış olan bu çivileri vara yoğa mizaâh mevzuu yapmak, bence denizde- ki tahlisiye sandallarını sarakaya al- mak demektir. Galata köprüsü bu çiviler oraya ka- kılmadan önce görünür görünmez ka- za, belâ geçitlerinin en netamelilerin- den biri idi. Yıllardanberi ©6 geçidin Üüzerinde, karşıdan karşıya geçmek için nice nice kollar, bacaklar kırılmış, nice kafalar, gözler patlamış, nice canlar kurban gitmişti. Tramvayların, kamyonların, -otomo- billerin, motosikletlerin, — arabaların Karşılıklı kovalamaca oynadıkları, yaâhut rekor kırmaya çalıştıkları bu eski ecel köprüsünün bir yakasından öbür yaka- sına geçecek iki çocuklu bir kadıncağızı düşünün bir kere,, Çocuğun biri hatun- zur görülsün « yedeğindedir. Hatta, üs- telik zavallının koltuğunda bir de pa ket vardır. Şimdi bu kadın köprünün e& işlek bir vaktinde bu hal ile karşıdan | karşıya nası) gersin? Çiviler çakılmadan önce ben ne bir nan, bir şoförün we bir Mmotosik let süvarisinin, ne de bir arabacının ol dukları yerde biraz durup da böyle bir kadına yol verdiklerini katiyen görme- dim. Bu vaziyette bir kadıncağız çivi- lerden önce orada, karşıdan karşıya geç mek için dakikalarca olduğu yerde bek- ler, sonra, en ufak bir fırsat görür gör- mez, hemen yaradana sığınıp gülle önün den kelle kaçırır gibi kendisini karşıya dar atardı. Ya kendilerinde bu kudreti, bu mecali, bu çevikliği, bu cesareti bu- | lamayan yaşlılar, ihtiyarlar, hastalar, dalgınlar, çocuklar!.. Onları hiç sorma- yın, zaten en çok kazalar da böyleleri. nin başlarına gelirdi. Dediğim gibi işin mizaha, alaya, şa- kaya, katikatüre, hiç tahammülü yok- tur. Alay, şaka edilecek, sarakaya alı- nacak, karikatüre vurulacak dünyada başka hiçbir şey kalmadı da halkın se- selâmeti ve boş yere hayatların yı- kılıp gitmemesi için çakılan çiviler mi kaldı? Aynı çivileri kendilerine bir mizah mevzutt yapmayıp da işi ciddi tarafın- dan tenkitleyenlere gelince: Meselâ hunlardan biri de sanırsam bizim eski ve babâcan dostlardan Bur- han Cahit Morkayadır. Fakat Burhan * Morkaya, ötomohil denilen şey bu memlekete girelidenberi ömründe bir kerecik olâun köprüden yaya olarak geçmiş midir acaba? Kaptr kaçtıların en lüksüne kurulup saatte yetmiş sek- sen kilometre ile sağa, sola, öne, ar- kaya uçmasını herkes ister. Lâkin bu her zaman Galata köprüsünün Üzerinde olamar. Oradan otomobilliler, motosik- lotliler hatta tramvaylılar kadar yayala- rın da geçmek hakkıdır. Onun için on- lar yâyalara yol verecek ki yayalar da oradan yaradana sığınarak ve canlarını ancak ulu Tanrıya emanet ederek değil “Şehremanetine,, emanet ederek - rahat rahat geçebileceklerdir. Bir de şöyle söyleniyor: Çivilerin ol- düuğu yerlerde biraz bekleme yüzünden, etomobil yolcuları bazan vapurlarını kaçırtıyormuşlar. Artık okadarı da hoş görmeli! Hem bu İş para ile değil, sıra iledir. Nasıl bir zamanlar yaya gidenler tramvaylardan, otomobillerden filân yol bulup karşrya geçmek için orada dakla- larca bekleme yüzünden — vapurlarını, trenlerini kaçırarak işlerinden, — güçle- rinden oluyorlardı. Şimdi de biraz beri- kiler kaçırsınlar. Yoksa berikilerinki çan da onlarınki patlıcan mı? Hani, kim ne derse desin, köprüdeki çiviler pek hoş oldu. Darısı tez günde başka geçitlerin başına! O. Cemal KAYGILI Arif O rucun muhakemesi başladı (Baş tarafı 1 incide) Buhda, Pariste neşredilen “Kurtu. luş,, isimli mevhum bir cemiyetin naşiri efkârı olan “Yarın,, adındaki broşür- den birini Sıvas ağır cera mahkemesine | ve Giresun ticaret odasınâ gönderdiği, Sofyada tabedilen “Zora,, gazetesinde Türkiye cumhuriyeti zleyhine ve teşki- VAtı esasiye kanununu değiştirmiye matuf yazılar yazdığı bildirilerek Arif Oruç hakkında Türk teza kanununun ıncı maddesinin ikincl fıkrasına göre son tahkikatın açılmâsı — isteniyordu. Bu maddede gösterilen suçlar idam ce- zasını müstelzimdir. Bundan sonra reis Arif Oruca bir di- yeceği olup olmadığını sardu. Arif O- ruç iç cebinden bir istida çıkarıp mübaşi re, Oda reise verdi. Kaydiyesi alm- dıktân sonra kâtip istidayı okudu. Arif Oruç bunda şöyle diyordu: *“Tevkilime sebep 933 senesinde neş- rolunduğu iddia- edilen. muharrelf bir broşürdür. Dört sene şonra vatanıma ı dönünce yanlış bir karar neticesi yaka- landım. 43 gündenberi haksır yere yatryorum. Derin bir elem ve teestür içinde arzedeyim ki kanun iyice ve lâyı- kiyle tetkik edilmemiştir. Dördüncü istintak dairesi ve iddia makamı vaziyeti konuniyem Üzerinde bir rubule düşmüşlerdir. Benim yegâne arzum, cumhuriyet kanunlarının halel- den vikayesi ve tamamen tatbikidir. Bir Türk vatandaşı olmak sıfatiyle kanu- 'nun büsrü tatbikini istemek ferdin hu ) kuku esassiyesinden en başlıcasıdır. Hakkımda açılan davanın tamamen suü- kut etmiş. Tüyeti imkânı kalmamış ol duğuna kânilm. Maddei kanuniyeler moksan olarak tetkik ve yanlış tefsir e- dilmiştir. Onuncu sene af kanununun 9Ouncu maddesi gayet sarihtir. Firarf de olsam 2003 numaralı kanuna göre muafiyeti kâmileyi iktisap etmiş bulun- mâktayım. Bu böyle iken hâlâ mevkuf tutulmaklığım kanun ahkâmının yanlış tatbikinden başka neye hamlolunabilir. Sivas ağır çesa mühkemesi broşürden dolayı hakkımda meni muhakeme ka- Yari vermiştir. Bu da calibi dikkattir. Af 28 temmuz 1933 dedir. Yani bun dan evvelki suçlar muafiyet karanmak- tadır. İki broşür ise 16 haziran 933 de yerlerine gitmiştir. Görülüyor ki suç aftan evveldir. Aleyhime olan bu nokta da bu şuretle aydınlanmış olmaktadır. Bu sühut dahi takibatın tamamen sükü- tuna kifayet eder. Açık ve sarih haklara istinaden düşülmüş sehiv ve zuhulün du- Tuşmaya başlamadan evvel anlaşılarak bu davanın sukutunu isterim.,, Buistida okunduktan sonra rels, müddelumumiye ne diyeceğini sordu. Müddeinmumi Sadun da, bu mesele hakkında kâfi malümatı olmadığını, iste iinin kanuna ne dereceye kadâr uygun olduğunun beyanı için dosyayı tetkik etmesine fırsat verilmesini istedi. Heyeti hâkime bu dileği kabul e- derek muhıkemevi pazartesi gününe bıraktı.