17 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

17 Eylül 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

&İ? EYLÜL — 1937 ÜDT - Aşk ve macera romanı — — 81 Hı Siz, ilk defâ olarak bu nefret et- İN karısı olduğunu ve onu çıl- ıevaıısni aniryordu. &z tzun müddet ihmal ettiği bulduğu bu küçük kızın, he büyük bir yer tuttuğunu N Şt Semi &, Tnciğim, yavrum! Ben seni l(vtlını'ım meğer! Söyle! Ar- | h"î Mmizden hiç ayrılmiyacağız, | İ Bı"" kaçarak kendimi tedavi e- '“rm Çok aldanmışım. Siz- 'tıhı ben de ne kadar ıstırap çek- X a"""lnq'ğim! Bu acı hatıraların İ ehden silindiğini istiyorum. O- ton defa olarak geçmiş günleri konuşalım. Sana izahat vere- Ş ikat hh genç kız, kocasının ağzını tarak : Na “ll, dedi, - Bir yey söyleme. Her 'Orutm, Eî'ın de, Celâlin mektubu ona ...! tmımıy muydı? her şeyi biliyorum. Şimdi ar- 'fuııyııım var. “dan sonra kalbinizde bana kar Si kalmadı mı? Te kitim olabilir, kabil mi? b imle aranızda.. Hani yazmış A " ş;: Size doğruyu söyledim. O İ bir yabancıdan başka bir şey Olur? Öyle.. Akşamları gelirdi... hl'kulurdu. Fakat terbiyeli başka bir şey değildi. Bbu anda ölünün hatırasını iyi "!ık gayesiyle fazla bir şey “tfmıyeıdu Mektupta da Ce —A— aegu UYY x kaz tekrar etti* ıb'Nı' - dedi, - Kardeşiniz benim i- *fo_hdı;u. Sizi çok seviyordu. Ş__ 'gindir ki Celâli hürmetle ya 3::? Bu sözlerinin beni ne ka- x&_ VN ettiğini tasavvur edemez- “— 'deşimi çok, pek çok sever- K'n ırenç bir hareket yapması- Ül edemezdim. Bilhassa - is- #. Yebim yardımımla. " | bir İçiniz rahat etsin. Kardeşini- hatası yoktur, Mazi lekesiz- —Miü yi esİZ. Saadetimizin zevkini anla x.hdhd.r ıstırap çekmek de lâ- " ürtık rahat rahat mesut o- bi b,%'y"k kolunu uzattı ve koca- kkıunu sardı. lhımıı Hayatımda yegâne Hı)ıt-mır. erkeği.. İlk er- iyen seveceğim erkek. “Ç V:*"'“ kapadı. İlk defa olarak sami M qk“" Başını dayamak zevkini k,k"un,ı “Cudm kendisine sarılışr bu k Muhabbetli cümleler 6ö &menefin A OğlU İla östçilik suçu Oa CEvkif edildi te Zinoviyef ile birlikte İ- © Kamenetfin oğlu Alek: ç::::ı:( Sövyet Rusyada tev- | '..* hl'p Çıktığı esnada kendi- kta oldüğe askeri labora- hh“'hı etmek icin bir suikast '4 olmakla itham ediliyor. Nevs Kronicl 'h' edilen İta'yan Castusluk suçiyle bir &- ı'“' edilmes: hâdisesi İtal- “İhe aksetmiştir. eleri, İtalyanın neden .;,::Eelduıunı Moskovadaki ! ”"ıı' “Re herüz bildirilmedi- | DS "l Bu hafta içersinde Mos- Tülyan tevkif edilmiş bu: Morning Post — — Nikleden: (VI-NG) yişi, Rüştünün helecanını bir kat daha | arttırdı. Bütün vücudu titredi. -Âsabi kolları arasında genç kızı kuvvetle sık- mağa başladı. Dudakları yavaşça kızın alnından inerek, kendisine doğru uzan- mış ağızın üzerine kondu. Dört aydanberi evlidiyler, fakat asıl irdivaçları o akşam oldu. Ertesi gün, güzel bir lokantada kar- şılikli enfes yemekler yiyorlardı: İsta- | koz, tavuk.. Nefis şarap.. Nermin biraz dalğın duruyordu. Rüş- tü kolunu uzattı. Karısının elini avucu içine alarak: — Ne düşünüyorsun, yavrucuğum? Halinde bir dalğınlık var? Genç kadın gülümsiyerek cevap ver- di: — Çiftliği düşünüyordum. Oranın 15- sızlığını, yolların bozukluğunu oralarda yaşamak biraz hazin olacak İstanbulda evleriniz olluğunu bana söy lemiştiniz.. Buraya yerleşsek — nasıl olur? — Evet ben de öyle 3üşündüm. Hem de Allah izin verir de çoluk çocuğumuz olursa o ıssiz yerde onları yetiştirmek çok müşkül olacaktır — Peki amma çiftlik ne olacak? O- rada mukaddes bir vücue yatıyor? Ben- ce satmak doğru değil Başımda da bu- lunmazsak kim idare edecek? Erkek karısının elini hürmetle sıka- | rak bu ince hissine teşekkür etti. | — — Ben de bu meseleyi düşündüm ve | şöyle bir karar verdim: Orasını harp ma lüllerine vakfetsek.. Kardeşim gibi kala balıktan kaçıp da parası olmıyanlar i- çin bir inziva yeri.. Hem Celâlin ruhu bu karardan son derece memnun ola- caktır. Buna eminim, — Harikulâde biz fikir! Harpmalül- leri için bir yuva.." Kardeşinizin eseki silâh arkadaşlarının asüde bir —hayat geçirmeleri için bir yer, Bt eimi bplee ise şak vasfi- nunum.. Çünkü bunu yapmam için si- zin de rarzı olmanız lüzimgeliyordu. — Neden? — Öyle yat Bütün mülkün yarısı se- nin değil mi? kardeşim sana bırakma mıeş mıydı? — Hayır, Rüştü! Ben bunu kabul et- miyorum. Her şey sizladir. Hem sizin vasıtanızla hayatın bütün rahatına, re- fahma, saadetine erişmeği tercih edi- yorum. Erkek muhabbetle karısını — süzdü. Elele, bir müddet, öyle, kaldılar, Kalb- leri, hisleri, aynı zevkle, aynı heyecan- Ja çarpıyordu. Aynı zevkle istikbali dü şünüyorlardı: Kuracakları yuüva, doğa cak olan çocukları, başbaşa geçirecek- leri sakin ve muhabbetli hayat! SON A-TaraaranaLenesaseLR ErtarenanmaneneRAeRRRERRA Yeni tefrikamız | Zehirli diken Heyecan verici bir roman Ka mükemmel polis romanı yazan — mu harrir kimdir? Şarlok Holmes hikâyele. rini yazan Konan Döyi mu? Yokma son zamanda en fazla dikkati celbeden BHd gar Vallan mı? Hayır, ne o, we öteki! Ağatha Christi imzasına dikkat ediniz. Bu, bir kadın muharrirdir, Bu_ı tün dünyanın en güzel polis va. kalarını seçiyor. — İçlerinde yal. miız polisiye hâdiseler değil, bir aşk da var. ; (Vâ . Nü) bu zarif muharririn en in! gazetemize Cumartesi î l % g | % gÜünü tefrika etmeğe başlıyor. Hep İ |Yapıldı. Kaptan paşa padişahın 349 sene evvel hııılln Bir gece hücumu elini öperken 300.,000 dukalık bediye, 30 köle, 40 cariye getirmişti Kılıç Ali paşa öldükten sonra yerine geti. rilen padişahın damadı İbrahim paşa kapten Hikta bir seneden fazla kalamadı. Yerine ge. tirilen Kıbris valiri Cnfer paşa da tahsisatı on bin akçeye indirildiği için kaptan paşalık memüriyetini kabul etmedi. En nihayet ceza- yir valisi Venedikli Hasan paşa bu büyük memuriyete getirildi. Bu memuriyet Hasan paşa için çok mü. nimdi. Kılıç Alinin yerine gelmesi, onun ma, gevi Bir hazzını tatmin ediyor, hatta ma. nen büyük deniz kumandanından — intikam almış oluyordu. Bebebi çok meraklı bir hikâyedir. Ç Ali paşa bir gün Hasan paşanın genç | bir kölesini yanma alarak hadım yapmış ve kendisine günde yüz akçe aylık bağlayarak | harp gemilerinden birine kaptan tayin et. | mişti. | Hasan paşa, Kılıç Alinle bu Bareketindan | von derece Müteeasir olmuş,, — hiddetlenmiş, acısını çıkarmadın yollarını aramağa baş'a. muştı. Hasan paşa bir gün fırsatını buldu ve ba. sma geleni padişaha anlattı. — Benim genç kölemi Kılıç Ali aldı ve kendisine köle yaptı.. öedi, kaptan paşaya son derece hiddetlendi: Padişah şikâyetine alâkadar oldu.. Hatta — Nasıl oluyor da kaptan paşa senin kö. leni zarla âlırmiş. Ben de onuü — azlederim.. dedi. Ku Hasan paşa en büyük İntikamını alı. yör bir köle için koca kaptan paşayı azlet. tiriyordu. Hem de padişahâ. Padişah gazaple Krtıç Aliyi yanına çağırdı. Sorguya çekti. Kaptan paşa; — Evet bir köle alıp hadım ettim.. dedi — Ne hadım mi ettin?, — Aman verin şevketlüm.. — Cezanı görecekain.. Kılıç Ali bir şeyler söylemek (stiyor, kat padişah bir türlü söyletmiyordu. Kü nihayet: — Şevketlüm, dedi. Bunün sebebi var. Arz edeyim. Haksız Çıkarsam cezama razıyım. — Na imiş sebebi.. — Genç köleyi ele geçirmekten maksadım Hasan paşanın topladığı hazineleri ele ge. çirmek içindi.. — Evet şovketlüm, hazinelerin yerini öğ- Köleyi yanıma aldım, Ö, hazine- nin yerini biliyordu. Tebtsalimün başka hiç bir sebebi yoktur. — Peki hazinelerin yeriti öğrendin. mi? — Eldette öğrendim.. — Nerede imiş?. — Bir hamam külhanmda.. Cezayir valisi. min bütün semerel taaddiyatı orada zakindır. Padişah biran düşündü. Sonra: — Bu hazineleri buraya nasıl getirtsek?. Bir müddet daha düşündü ve: — Buldum, dedi, Deftardar İbrahim biçii. miş kaftandır. Onu gönderirim.. Hasan paşa Kıtıç Aliyi azlettiriyorum diye sevinirken başına en büyük felâket gel mişti, Cezayire giden defterdar, kendisine söyle. nen yörde yüz otuz bin duka bularak geldi. İşte bu Hasan paşa bir gün kendisinin en büyük düşması olan kaptan paşanım mevkil- ini almış bulunuyordu. Şemdi elinden giden hazinelerini tekrar çıkarabilecekti. Bunu ak. lna koymuş olduğu için - ihtiyatla harekat ediyor, padişahın gözlerini mütemadiyen pa. ra ile oyalamak istiyordu. Hasan paşa, beş kadirgası ile — Riragüzde Ögüst şehrine gidiyardu. 1588 yılı 17 eytü! günü 340 senc evvel buglün gemilerini — bir gece Bücümü için hazırladı. Mâksadı muvaf. fak olarak padişahı memnun edebilecek mik tarda para temin edebilmekti. Hücum, mu, vaffakiyetle neticelendi ve Hasan paşa iste, diğini de temin etti. Tetanbula, padişahın eti. ni öpmeğe geldiği vakit, Üç Yüz bin duka kıymetinde müuhtelif bediyeler, otuz genç kö. le ve kırktan ziyade cariye getirmişti.. Niyazi Ahmet Ton Tonamca- nınbalo dönüşü —'Ne yapayım? . diyordu. . Sen — fazla güzel biF erkeksin, Celal... Bütün kadmlar sana bakıyor. Senin de onları gözünden ka. çırmadığını hissediyorum. Kaskançlık Teti rabından biktim. Aymi zamanda senden de, Krkek güzeldi. Fakat ayni zamanda abdal da değildi. Hemei gü Cevabı verdi: - Sen başkasını seviyorsun, Leylâl. Daha doğrusu başkasını sevdiğini zannediyorsun. Genç kadın aai bir hisle, başiyle “evet.. Işa. veti yaparak: — Öyle. İyi anladın. Başkasını seviy. orum. O, senin gibi güzet değil. — Senden de beş yüş büyük. Fukat tam bir erkek. Celti, gapkasını aldı. Kapıyâ döğrü yürü. dü, . — Gidiyor musun?.. Böylecer.. Bitti de. mek? . — Ne yapayım? Mademki istemiyorsun. Veda edarkan, ikisinin de eli — titriyordu Fakat gürürlürini muhafaza etmek 1TAzamdı. Deşarda, merdivenden iben Celâlin — ayak senleri işilimemeğe başlayınca, genç kadının kalbi sanki çarpıntıdan kopacakmış gibi ol. gu. Boğazına acı bir şey tıkandı. Gözleri döl du. Fakât kendini yenerek hemen masayı etürdü ve bir mektup yazmağa başladı: De. meir kızginken döğülmek gerek! O, Hamdiye “seni seviyorum., diye yazı. yordu. Hamdi, uzün boylu, ciddi bir erkekti. Ka. dınların hoşuma gidecek hiç bir — güzelliği yoktu. Leylânin mektubunu alınca hayretlere düştü, Kendi kendine: #*— Acaba rüya mı görüyorum? - dedi. . Nasıl oluyor da bu güzel kız beni intihap et. Üfa Bir Senedenberi tanışıyorlardı. — Hiç bir raman Leylâ onu ümide düşürecek bir hare. kette Bulurmamıştı. Bilâkle Hamdi. Colüli meselesizi pek iyt biliyordu. Öyleyse bu mek. tübun Manmaı neydi ? Aytaya baktı. Acaba güzelleşmiş miydi ” Yak canım, Gene o uzun boy, miyop gözler, ciddi ve suratsız erkek! Maamafih, verilen rândevuya icabet etti. Çünkü — onun da bu güzel kıza kargı bir Zaafı vardı. Laylâ, meseleyi düpedüz anlattı. — Ben Celâli çılgınlar gibi severdim ama, artik bitti. Bütün kadınların gözü olan bir erkeği istemiyorum. Ben gevdiğim erkeğin bana mahsus olmasını argu ederim. Siz (ç bana bir gün dememiş miydiniz. Bözünü bitiremedi. Hamdi asabiyetle: Bu yaptığımız güzel bir gey değil, Lay. YAr., Benimle alay ediyorsunuz. Genç kadın, en sakin bir adamı çıldırta. cak şahane gözlerile erkeği süzdü. — Amma da yaptınız. Hiç de alay etmi. Yorum, Doğru olmasa niçin size bu sözleri söyüyeyim ? Cevap kat'iydi. Hamdi de çıgmlar — gidi Alevlenivermişti. Uzun münakaşaya hacet ol, makarın anlaştılar. bü, hergün birlikte sokağa — çıkmağa başladılar. Hamdi irdivaç teklif etti. Laylâ kabul etmediyne de reddetmedi, Herşay, hergey, aralarında ciddi bir hissin uyanmak Üzere olduğunu isbat ediyordu. Bandet, Hiamdiyi âdeta — güzelleştirmişti. Bir akşam birlikte bara gittiler. Müthiş ka. Jabalıktı. Zorla bir mâsa bulup — döndurma smnarladılar, Cazband patırdısından biribirlerinin aöz. lerini işitemedikleri için, başlarını biribirle. rine yaklaştırıp konuşuyorlardı. Uzaklan on ları gören erkekler: “— Doğrusu Hamdinin şanaı varmış. Bu güzel kadını naal yakaladı?,, diye hayret. lerle bakıyorlardı. O sırada tekrar barın kapısı açddı ve içe. riye Celâl girdi. Bira: rayıflamış, biraz ren. Bi uçmuştu, fakat gene çok güzeldi. Leylâ, eski sevgilisini görünce gayriihtiya. K irkildi. Celâi, genç kadmnı ve arkadan dâ Hamdiyi görüyordu. Fakat farkına varma. Maş gibi, onlardan uzak bir masa intihap €. derek uturdu. Derbal etrafını dört beş kadın sardı. Ley- I4 birdenbire © kadar kızardı ki, Hamdinin nazarı dikkatini celbetli. Genc erkek başını pevirdi ve Celâli gördü. Biran içinde. © güzel erkeğe rekabet ede. miyeceğini anlayarak, bütün neşesi — kaçtı. Derin bir hüzüne kapıldı. Bu hal, genç kadınm merhametini uyandır di ve tekrar Leytâ Hamdiye sokulmağa baş. ladı. Bir geyler kanuşuyorlardı. Fakat iktal /e söylenen sözlere dikkat etmiyordu. Göz. lerile Celâli takip ediyorlardı. Kaki Aşıi, etrafını saran kadmları akai. likle koğdu. Dördü böylece aavulda. WVakat | beşinci sarboştu. Bir türlü gitmek — ixtemi. yördu. Delikanlıya olan aşkını Bağıra bağıza haykırıyordu. Cetâl asabiyetle: - Büyle devam edresen aeni dişarı attı. gedi. Fakat Bu tehdit meseleyi ha!. ledeceğina büsbütüh alevlendirdi. Mu: bar kızı bağırmağa, Celâlin üzerine yürüyüp yüzünü trrmalamağa başladı. Mücssasanin müdürü ve garsanlar bu ku. durmuş dişiyi zorla kapı dışarı attılar, Celhi, kan içinde kalar yüzünü yıkamak üzere kalktı. Leylânım masasına yakın otu. ran biri: Güzel erkek olmak böyle belâlıdır işte.. Oğlanın suratı kan içinde kaldı. — Belki de gözü çıkmıştır! . dedi, Laylâ, bu sözleri işitince, sapsarı kesile. rek kalktı: Hamdiye: — Müaaade et Şimdi geliyorum! . diyeanek Celâlin arkasından koştu. Delfkanlınm içine derin bir acı göktü. İki dakika sonra Celâlle Leylâ, yanyana masaya geldiler. Genç kadın Hamdiye: — Zarullı çok sarmılmış. Yürzü — çetaleye dönmüş. Masamıza davet ettim. Bir şey ik. ram edelim! - dedi. Brkek, a#c$ çıkarmadan içki ummarladı. Şimdi Celâl kahkahalarla gülüyor, tuhaf tuhaf hikâyeler anlatıyordu. Müzik bir tan. gö çalıyprda. Laylüya baktı Ve ikiei birden dansetmefe başladılar. Hamdi, biran Leylânm kendisine söylediği bütün vaatleri düşündü. Sonra, Celâlin gü. zelliğini gözünühe getirdi. O, bütün manasaile bir erkekti, Zaafa ka. pılamazdı. Kalktı. İçkilerin hesabını — verip dişarı çıktı. Sokakta, kaldırımım tistünde bir kadın hiç. kırarak ağtıyordu. Hamdi, büyük adımlaria karanlıklar içinde kayboldu. Nakleden: Hatice Süreyya Göçmenlere ve muhtaçlara tohumluk Ziraat bankasınca yeni esaslarla dağıtılıyor Ziraat bankası göçmenlere ve muh. taç çiftçilere tohumluk ve yemeklik buğday tevziatımı Kamutâym geçen devresinin son içtimalarındıan birinde kabul edilmiş olan bir kanunla bugü. nün ihtiyaçlarını karşılryacak daha sağlam esaslarla yapmaktadır. Bu kanuna göre banka göçmenlere, bir mımtakadan diğer mıntakaya nak. ledilenlere, mültecilere, kuraklık, do . lu, sel, yangın ve hastalık gibi felâ. ketlere uğrıyanlarla muhtaç çiftçile. Te tohumluk ve yemeklik buğday da. ğitmaktadır. Bankanım bu iş için 3 milyon 750,000 liraya kadar geniş bir buğday kredisi açmıya salâhiyeti var. dir. n Ziraat bankası dağıtmakta olduğu rırım! , | buğdayları, bankanın devlet adıma satma!'dığı buğdaylardan ve maliyet fiatı üzerinden vermektedir. Yalnız bazı yerlerde banka depolarından o mıntakaya nakil işi pahalıya mal o . lursa, mahallinde mübayaat yapılarak tevzlat icra edilmektedir. Bugdıylır göçmen ve çiftçiye üç yıl da - nakit veya malla - ödenmek üze. re ve zincirleme kefaletle verilmekte. dir. Eğer köylü müddetiri sonunda borcunu ödiyemiyecek halde bulunur. sa yine borç geri bırakılacaktır. Bor. eunu ödemiyenlerden yüzde 7 faiz a. lmacaktır. HABER Istanbulun en çok satılari*hakiki BER İ Hânlarını VAA gazetesidir AAA

Bu sayıdan diğer sayfalar: