B * Fransanın demokra- siye verdiği çehre. Yazan: Şekip Gündüz İ? üç gün evvel Fransada Marne muharebesinin 23 üncü yıldönümü id- rak edildi. Bu münasebetle bir halk cep- hesi hükümeti tarafından idare edilen Fransada vatanperverane nümayişler, askeri geçit resimleri yapıldı. Bunu | protestan ve katolik kiliselerile musevi havralarında yapılan dini &yinler takip etti. Marne müuharebesini kazandığı için mareşallık asâsına müstahak added'len başkumandan Joffre, acaba mezarından başını kaldırsa, bugünkü Framsayı be. ğenir mi? Bu suali bize sorduran sebep, müte- veffa mareşalın ,6 günlerde, Marne za- ferini “Fransada teessüs edebilm'ş olan tam milli birliğin bir zaferi,, diye ilân etmiş olmasıdır. O günlerin Fransasını bilenler bu kanaate iştirak ediyorlar ve Marne muharebesin/, 23 üncü yıldönü- münde Fransız vatanındaki bütün dini müesseselerin müştereken tevcih ct. mniş oldukları tazime hak kazanmış ve mnilli ittihattan doğlduğu anlaşılmış bir «ser olarak telâkki ediyorlar; protestan, katolik, musevi bütün Fransızların o barpte cidden büyük fedakârlıklar gös terdiklerini söylüyorlar. Bu teşh'se inananlara hak vermek doğru - olur; xira Marne'de Fransanın ilk tekmesini yiyen Alman ordusu büyük harbin en kudretli harp mekanizması idi ve Fran sa gibi, demokrasinin bazan hercümerç & hezeyan halini aldığı bir memlekette ancak şuurla kurulmuş bir cephe arka- t birliğinin, (bir mülli birliğin) sihri ile mağlüp ediletflizdi. - Halbuki — bugün öyle bir göz atınca, Fransay: Akide- nizde mühim bir enternasiyonal vazife, derühte ettiği günlerin şu Fransasmı, hiç te Marne günlerinin Fransasına benzetmek mümkün olamıyor, Zira Fransa o kadar katmakarışık bir siyasi dt'ras içindedir... Wemtn kadar çok hüm- malı bir hasta bünyesi göstetiyor. Bu 23 yıllık bir siyasi sey. fin — tabil — bir. — neticesidir. Zira demokrat Fransanın tütün partileri tarafından geçen 23 yıl içinde gösteril- miş olan siyasi faaliyeti, yalnız ve mün- hasıran “Fransada milli bir anlaşma, milli bir birlik teessüs etmesine mâni olmağa.çalışmak,, süretinde hülâsa et « mek mümkündür, Fransayr, bugün #çinden sarsan ve vatandaşları biribirinden nefrete sev. keden ihtirasların derecesini anlamak için evvelâ Fransız matbuatının — bir gününü şöyle bir gözden geçirelim. Fara Za Son suikastler, bir patron sendika - #ının dört katını bitden üçuran — son bombalar meselesi etrafında “Le Jour.. gazetesinde şu satırlar okunuyor: “Fransız millet! “Jesi adı verilen iğrenç prensipe taraftar ol. düğünü söylülyerek tam bir yıl İktidar mev, kilmde kalabilmiştir. Onun etrafa — yaydığı kindar kehanetlerin unutulduğu söylenebilir. ü? İhtiltlin çabuk çabuk patlak vermediğini Kgöcen bazı kudurmuş dimağların (yani ko. etmek Fransiz gazetelerinden biridir . şu mü- taleada bulunuyor: *Çığırından çıkan dünya günden güne da. ha fazla deli yetiştiriyor. Bazı siyasi akide. cilerin tahrikâtı arttıkça bu delileri zamanın da taşhia etmek de mümkün alamıyor... L'Ocuvre gazetesi bu hüâdiseyi bir *Faşist su!kasti,, olarak cle alıyor ve diyor ki; “Tahrikçiler ve ortalığı karıştırmak işti. lerinde 376.000 bilet kesilmiştir. Beyhude ça. Uştlıyor.., j Le Populaire gazetesi, geçenlerde Cerböre tünelinde'de bir suikast oldu- ğunu hatırlatarak şöyle diyor: “Hütlerci Almanlar ve Faşlat — İtalyanlar, Frankocu İspanyollar, Fransada bir takım gizli teşkilâtlar yapmışlardır ki bunlar yal. niz casuslükla meşgul değillerdir. — Bunlar Fransa dahilinde içtima! nizamı bozmak ve Franasanm anarşi içinde bulunduğu zanaını uyandırmak için çalışıyorlar. Hele bugüzler. de aha katmerli bir fanliyet göztermeleriniz sebebi malâmdür. Memleketi yabancı faşist. lerdan ve bunların şuurlu ve güürsüz — Aleti olan yerti faşistlerden kurtarmak lAzımdır.,. L'Echo de Patis de şu satırlar oku- nuyor ; *Komünist partinin fikirlerini — neşmeden Kâzete dün patranların sendikaama bombayı bizzat patronlarm koydurmuş — olduklarını “ketbi,, bir istihza fle ihâas ediyordu. — Bun cevap vermek manasızdır. Maamafih — şuhu kabul etmek Wzrmdır ki bugünkü bi seler. den, Fransanın buzünkü ha'inden çeza gör, mesri Jâzım olan bizzat Pransra — milletidir. Zira biz Iktidar meviline memleket İdare et. metin ne demek olduğunu anlatmış olanydık bagünkü avarşiye düşmezdik... Faşist L'Epoguc gazetesi hükümete şöyle hücum ediyor : “Patlayan borubaların falilerini arıyorlar. Bu bombalar 1986 senesinin inlikabat san, dıklarından çıkmaktadır. Kızıl yefler — bunu an'adıkları için devhal faşiatlere hücuma kal kıyorlar) Tahkikatım nedcesini dikkatle bek. Miyoruz.., La Röpubligue gazetesi, bombaları atan adamın bir de? olması ihtimalin - den de bahsediyor Ve makalesini şöyle bitirfyor: “Bu Sulkaat mütlaka — bir çetenin, hattâ bir çeteden ziyade “büyük yardımlara daya. nad,, biz taşkilâtın eseri gihi degörülüyor.. Bu Yeşkllât Framazlâr tarafından mi: ya. bancdar tarafındam miı; yokaa — beynelmile! bir komite tarafından mi idare ediliyor? Biz santyoruz ki bu sönüncu Thtimsl daha aklı yakınıdı... Komün'st !'Humanit& de alabildiği - ne İtalya ve Almanyaya saldırıyor; diyor kit “Casusları vatanımızda kaynaşan, her t4. rafı kana bulayan, parayla adam — öldürten, gizli tahslsat dağıtarak iş gördüren Pariste, Pirene dağlarında veya şimali Afrikada her türlü tahrikâtı yapas faşlatleri cezalandıra. cak zaman gelmiştir. Memleketimizde Hit. Terci bir rejim kurmak iatiyan bu vebadan Parisi ve Fransayı temizlemeliyiz. — Bunlar cumhurrelklerimiza kurşun sıkmışlardır. Ti. tülesko gibi mirafirleri zehirlemişlerdir;işle rine gelmiyen iktisad âlimlerini hançerlemiş. derdir. Nüstriarimez isafirlerimizi kurşun. darından ve igemleketimizin eraniyet ve e0. Künunu bombalarından kurlarmalıyız... Matbuatın bu ahenkli (!?) mütesa - nit (?1) manzarasına siyasi partilerden birinin lideri tarafından söylenmiş son nutuktan da bir parça ilâve etmeği faydalı buluyorum. Bir zamanlar ko. münist, sonra sol sosyak'st ve niahyet nevi şahsına münhasır bir faşist — olan ve Almanyadan tahsisat atdığı rivayet edilen Doriot, Fransa Harbiye Nazırı Daladier'in radikal sosyal'st partisi kongresinde söylediği son nutka muka- bele iç'n irat ettiği bir nutukta şöyle diyor: * Sol cenah artık sol cenah — manasına gelmiyor. Zira yabancı olan, castısluk naza. riyesi olan kamünlist'ik bunun manasını de. Biştirmiştir. Har gey berbatlaşmıştır; bunun için herşey yıkılmalıdır. — Bağa mi gidelim ? Sota mi gidelim? Hayır! Ne sağa ne aoi gidecekiz, evvelk Fransayı düşüncceğiz. Bü. tün markalar, bütün etiketler aşağı! Siyasa #ezahanasinin bütün formülleri — herbaddır Kalbimizi ve zekâmızı zehirletmiyeceğiz!., Bundan bahseden gazeteler bu strada 7000 komünistten müteçekkil bir nü - mayiş kafilesinin; “—- Kahrolsun Doriot! Faşistler !.,, Diye bağırarak sokaklarda dolaştık- larını yazıyorlar. Gene ayni gazeteler vilâyetlerden birinde bir âyan azasının irat ettiği nutuktan şu parçayı alıyor. lar £ “— Memleketi âyan meclisi kurtar - mıştır. Eğer âyan meclisi mali progra- mı kabul etmiş olsaydı Blüm devr'lmez di. Şimdi ötede beride, bazı saylavlar, Ayan meclisin'n Iâğvmmı konuşuyorlar. Parlâmento azası bu hareketle — büyük bör hatada bulunmaktadır. Zira biz Blü. mu devirmeseydik, Blüm bügünkü re- Himi devirecekti.., Ve bu sözler söylendiği gün- | lerde Blüm Başvekil muavini srfatiyle Kahrolsun kabinede buluzmakta ve onun Fransanın hakik? Başvekili olduğuu —herkes bil - mektedir. ** * Fransanın demokrasiye çok betbaht ve beğenilmez bir çehre verdiğini iddia etmek mümkündür, Fransanım, sulh, medeniyet ve emniyet âleminin müza- hereti 'le beynelmile) mübim bir vazife yüklendiği günlerde böyle olmaması, A 8 Türk sanatından da kapitülasyonu kaldırmak zamanı gelmiştir Yazan : Ressa n Hamit Görel Dikkat ediyorsanız fikir adamları. mızda, entellektüellerimizde, bilhasaa gü son Üç sene içinde yabancı #anat. kârlara yaptırılan âbidelere karşı l gittikçe köpüren bir reaksiyon başla. dığını eibette sezmişsinizdir. Mukad . desatımıza, öz duygularımıza karşı u. yanan bu milli alâka ve kıskançlığın | yavaş yavağ ulvi bir hiddet çehresi al. | dığını görüyoruz. İç âlemimizdeki u. yanıklığın ve kendimize gelmenin ifa. desi demek olan bü mes'ut hare. ket — âbidelerimizin — yabancı — Tuh ve — ellerle değil, duygusunun kökü — cemiyetimiz içine atılı olan kendi sanatkârlarımız tara . fından yapılması lüzumunu — şiddetle hatırlatmıya basladı. Hadinin Erzu. rum âbidesi müsabakaamı kazandığı haberi on üç senelik acımızınm ve hin- cımızın bir zaferidir. Sevinmeye hak. kımız var, çühkü bu haber ayni za- manda sanat hayatımızdaki kapitü. lâsyonların artık kaldırılması zamanı geldiğinin de bir ihtarıdır. Hmcımız belki bugünkü kadar bü . yük olmıyacaktı. Şimdiye kadar ecne- ' bilere yaptırılan âbidelerimiz — içinde beynelmilel tek bir sanat eseri olsay. dı... Ön dört sene evvel memleketimize ilk heykeli dikecektik... Ve bu, dünya. nın şimdiye kadar bir eşini daha gör. | mediği büyük bir Inkılâbı. yaratan Millf Şef için olaçaktı. Evet, bu bir şaheser olmalıydı. Hattâ kabil olsa Mi “kel Anjı mezarindan küldirip öna yap | ftırmalıydık. k e ı Zamanımızın da büyük heykeltraş. ları var. Onlardan birini çağırıp tek bir eşer yaptıracaktık. Bu eser yerli sanatkârlarımıza bir misal ve teknik bir örnek olacaktı. Fakat ne yazık ki, memleketimize ilk dikilen heykel ace. miliğin ve cehaletin bir şaheseri ola. rak Sarayburnunda duruyor. Sanat işlerimizin başıma — getirilen merhum Namık İsmailin bu memle. kete yaptığı üç fenalıktan biri de ken, disine vaktiyle Paristen, dünyanın cen büyük âbide sanatkârlarınım isimleri, ni yazdığım mektuba (bu millet Bourdel'i, Maillol'u anlamaz. - Bize mutavaasıt sanatkâr lâzım) - diyerek Kripellere, Kanonikalara rey topla . mış olmasdır. On beg senedenberi Cumhuriyet meydanlarımızı ve vilâ. yetlerimizi - dolduran tunç — yığınları herkesin gözli önündedir. Ömürlerinde hiç heykel görmemiş saf va bakir halkımıza heykel diye bu ruhsuz tunç kalıpları gösterdik. İşte Cumhuriyet âbidesi... Bu ka. dar garib, gülünç dememek için söy. lüyorum, bir eser dünya sanat tari. hinde görülmüş müdür? Biz bunlarla bu eserlerle mi za. ferimizin essizliğini İnkılâbrmızın bü. yüklüğünü dünyaya ve gelecek nesil. lere ve asırlara tanltacağız ve hatırlatacağız. — İşte emniyet â. bidesi... — Memleketime — kargı bu. radan —açıkça — itiraf — ediyorum. Bu eserin manasını hâlâ bir türlü an. liyamadım, Entellektüel arkadaşla. rim çok defa bana sorarlar: — Allah aşkına biz bundan bir şey anlamıyoruz. Bu neyi ifade ediyor? — Bunlar, derim, genç ve ihtiyar i. ki Türkmüş. Vatanın eneniyetine (vaki olacak herhangi bir düşman tecavüzü. ne kargı) koyan sembollermiş. Muhatabım hayretle susar;! tatmin edilm!ş olmadığını bissederini. Derler ki, büyük eserlerin anlaşıl. mamak kudreti vardır. Ve biliriz ki anlaşılmıyan eserlerin mistik ve in - sana âaczini bildiren ağır bir manası elbette böyle olmasından daha mürec, cahtır, j Şekip GÜNDÜZ çuk metre kadar uzun, UGU aç W Ti çivisi olan bir M:uglıw Kİ mandaları yürütmek İÇİN terler.,, v miyoe”” Hayvanlara eziye! çay Gerçi istihdaf ı&l_-ı% K, | asıl gaye bu değilmiş: ÖL rastoğll u derisinin - kiymetini büyük İ İşin bu tarafının da e"”“:’ bu YE ĞN ehemmiyeti var; e e yasığa, bilhassa eziyeti AŞ * ceği için sevindim. atmak ” Öldürmek, dövmek, can sanı küçülten huluw vetleri mümkün ol iki kişinin çarpışmasın sinde belki bir Fakat kendinden olur, fakat insaf... Bu bir Sfenks midir? Bir saniye için ona İzafe otti. Kim yüksek (anlaşılmama) hassası da yok yeredir. Biz bu eserin teknik ku. surlarını — mevzubahs — etmiyeceğiz, kompozisyon da aramıyoruz. Hattâ Viyana atölyelerinde poze ettirildiği. ni bildiğimiz ant patik “tip” lerini de hoş görelim. Neyi kastettiğini, neyi ifade ettiği. ni memleket entellektüelinin bile an . lamakta müşkülât çektiği bu kadar &caib nesne bilmem ki hangi vatanın, hangi milletin emniyet ve müdafaası. nı temsil eder? Bütün dünyanın bildiği Türk mü. dafaa kahramanlığını bu kalım kafalı bodur delikanlı ile pörsük ihtiyara temsil ettirmek günah değil midir? Bu heykel bence Türk vatanının emniyetini değil, olsa olsa bir bosta. nin korkuluğunu yapabilir. Eserin tek meziyeti korkunç olma. Benimki delilik o sıdır. Fakat bu korkunçluğu da öyle | *debsizlikti. Eminim ki içimizi ürperten, bizi - heyecanlandı. | PiT ceza görmi anları d& ran cinsten, ulvi bir korku değil, an. | &8 kedileri değil, öldürmekten. çekinmeğ . Insande zulmün tabif bir ğunu iddia edenler Var- Be dur. Fakat insanm * Tına tâbi olmadı Wı_: rı yenmededir. Zaten $ sine daima iki mana Vf"î“ san denilen hayvan”, biri de birtaktmı iyi Hisler tet” olan kin'se, Hayyanlara, kef yıflara eziyet etmeği SCYe7, MÜd gacane vT F A Di >dır. ikincisine )'Wf" vendire kullanılmasın! X87 Tar, her intanı h““'% istiyen zihniyetin bir bif Hayvanları kesip yiyoruğ # mını da bize zarar V # öldürüyoruz. Bu, uf':f;, K lara eziyet etmek, ©€ Çenbt yağ zaruri değildir. İşin yere hayvanların eziyet etmeğe alışir, heni yaralamaktan — da kendisinin de aşağil olur. Başkalarına eriyet mun'. işkence leıw olursa - olsün - “m.'nwm yoktur: kendisini koyamıyor, kendisinin 8 î'f) cak kargaları ürküten bir korkunç . lüktur, Halbuki ben böyle bir eserde genç Türkiye cumhuriyctinin şahlanışmı görmek isterdim. Hem sanırım yalnız ben değil, bütün sanat Alemi, bütün millet ve bütün yabancılar... Hele bunün arkasındaki Torak'ın yüksek kabârtması (Havt relief) mu. kaddesatımızın bir karikatürüdür ki, Alenti” Kend'miğe güldürmek “çin a pilmiş santttr. Ne idüğü - belirsiz -bir takım ' cücelerin, etrafını aldıklarr Atatürkü temsil'eden figür ayakta bi. Je duramıyan bir hayalet şekline sö . kulmuştur. Röliyefin bilhassa bu kıs. mır bir tereddüdün, bir şaşkınlığın hat tâ bir mahkümun hareketi... Halbuki Atatürk kat'iyetin, sobri. ete'nin, vuzubun, azmin ve - iradenin sembolüdür. Ben bu esere isyan edi. yorum. Bütün bu acı şeylere karşı bizi te. selli edecek ve hattâ sevindirecek ha- reketler yok değildr. Memleket işi anlamış ve kültür bakanlığı vaziyeti görmüştür. Artık bugün entellektüel zümre ile güzel sanatlar umum mü. dürlüğüne hâkim olan fikir gudur: (Türk heykelini Türk heykeltraşı yapar.) Ticaret ve sanayileşme faaliyeti. mizin başma ecnebi getirmemek, san. at işlerimizi yabancılara bırakmaktan daha doğru mudur? Halbuki biz ter. sine olarak ruh esaretini diğerlerine tercih ediyoruz. Köprümüzü kendi. miz kuruyor, trenimizi Türk mühen. vetli birinden eziyet Bi de duyacağı acıyı tasü' yoruz da milli dostanımız, zafer hatı. ralarımız ve manevi öğüncümüz ola. cak olan heykelimizi ecnebi heykel. traşa yaptırıyoruz. Eskiden sultanlar marglarını bir Italyan veya Alman kompozitörüne besteletirlermiş. Piyer in bizim hayatımıza git yazdığı Türk e. debiyatı arasına girebilir mi? Hiç Klod Farreri çağırıp ona milif bir ro. man sipariş edebilir miyiz? Sahnemi. zi bir İspanyol trupuna brrakabilir miyiz? Arasıra kulağımıza çalınır: *“— Heykel işini başaracak Türk sa. natkâr yokmuş.., Her şeyimizin olup da yalnız Türk heykel sanatkârının bulunmayışına i. nanmak güçtür. Şurası bilinmelidir ki 'Türk bankacılığı, Türk iktısatçılı. ğı, Türk mühendisliği neyse, Türk Tessamlığı, Türk mimarlığı, Türk hey keltraşlığı da odur. Hattâ bir şey söyliyeyim mi? So. iştir Tmd Hitler, “Naziliğin tün olduğunu!,, ve M