S Aşk ve macera rvomanı — -— 23 Nikleden : (Vâ *.E“,'“ a 6 Sordu: ti 'ösrenmek istiyorsunuz Ner- Xi Sizi Üzen ne? * Siçik Miğim gün beni kovdunuz r çağırttınız? mneten Ktnç kız, Receleyin kendisini in bir sefer söyle- Olmasaydım çiftliğin kapı- N ve açlıktan ölürdünüz.... seale: * Merhametten değil. Siz M'_Iıı. Kardeş'niz beni muha emretti. Hakkınız var tünü de beni büsbütün s —xydurun o, değil mi? k t ı—â&mu. N im. .,.::'_—ıği,ıe dahili telefonu y : M .;:'“’"'ı konuşt higeütran, Bu var Dyeç li değil mi? batiç Fakat niçin bunları tekrar- —x %I:“'.İlınuı ? Nk'":uü her şeyi olduğu gihi bil- eç Bütün y Hem belki ilk günlerde R u hakikati söy , hakikati söylemiş olsay- İYi olurdu , Endisinin Eminim... Kâç gün Hüyorum.. Bütün bu mu- ğunuz zaman yla size ka- S9, & mevcudiyetinden b Himı istemiyordu. O, giz- :lxl" yapmak, sizi muhafaza S TMdaydı. EŞimdi bakınız het şeyi Haydi bana anlatın S :"L.'“v t si 4 | Üyç. İyeyim? Sire gelen hedi- Öylü: N;;kn her şeyi her - şeyi “Rdivacımız hakkında izabat ğ&'—ğnan €cek bir teyim yök. » Israr efti: Na lt Zoraki evlendiğir z? b %5":“"! evlenmedim. İ y;rle. Çünkü siz, izdivacı xx%%z.ı buradan gitmemi tercih 'd. v v,: ARİka gitmenizi tercih cdi x vlenmem de tamamiyle :fi' Olmuştur. ikaya kadar tereddüt edi- | Aydi Rüştü bey, ne olur, tin. Ası) izdivacımızım Arar ediyorsunuz, Nermin? Otsunuz, karımsınız... Bi İ hej T şeyi düzeltir. Bu ma- e geçsin. Belki ileride bu NÜkün bülur, o zaman sami- R Tiz, İhtimal daha iyi anla- Bazp ı Başınıy salladı: a İkminizi i'mn taşıyorum. Fakat ':.'nl aramızda, ni n ai & bizi biribirimize bağ- KU Yij Pikah, Kîlı,,, ’:' #ey mi? .h';“!iı bir bağ. hemhiç.... İ P gitsem (farkına bile quk 1z. & :Ğj"uşmıı—ın. Zannettiği- Tayir, p iTle alâkadarım. l'ı—'k b V mütke, e 13 Müthiş kelimeyi mağrur & “Yen genç kızı süzdü. Ülapi TÜZ, Nermin. hhi ':. *'J:; Karmızım.- Fakat ma- Ü Bi * Biç bir hissi bağ yoktur K Sörem bu izdivacın ne şekilde ol ı,:v'"'.*“mrdıuriveıindtyim. k—_ b.::hımııy ereki Ve Birlikte şehre indik. . Nikâhamız - kıyıldı K tittik gizli sebebidir. '_"h" sevketti? Kize izah ettimya... hep lâftı.. Benim saflı: M vengi uçmuştu. Halinde | ğımdan ve abdallığımdan istifade ede- "dinizde © kadar hiç'm | rek beni jnandırdınız. — Sizin safiyetiniz çok temiz, çok güzel bir şeydir, Nermin. Onu hürmetle takdir ediyorum. — Rica ederim Rüştü bey. Kelime oyunu yapmayın. Demindenberi sualle- rime cevap vermemek — için türlü türlü bahaneler arayıp buluyorsunuz. Ne ©- lur, samimi ve açık konuşun, — Ben kimseyi aldatmadım ve kim- mnş yalancı diyemez. — Bunu ispat ediniz. Rüştü bey irkildi: — Ne hakla benim sözlerimden şüp he ediyorsunuz, Nermin? — Çünkü mütemad'yen size izdiva- cımızın sebebini soruyorum ve siz - ce- cap vermek istemiyorsunuz. — Zira öyle mevzular vardır ki, «i yanmnızda söylenmemesi daha - iyis dir, Siz, mahbcup ve saf bir kızsın; — Olsun olsun.... Hakikati öğren- mem müreccahtır. Zira aksi takdirde pe't daha vahim şeyler tasavvur edebi- lirim. Erkek içini çekti. Bir an gözlerini yumdu. Düşünceye daldı. — Söyliyeyim, kızcağız, söyliye- Fakat bunları öğrenmekle ne kazanmış olacaksmız? Biraderim Ce- tâl, dünyanın en iy! ahlâklı, en namus- kâr İnsanları arasındaydı. Fakat ruhu hastalanmıştı. Zira hiç bir — saadete anmıyordu. Buna rağmen sizi, sapa- saığlam bir adamın sevebileceği derece- de büyük bir aşkla sevdi. yüm, Ucube yüzlü bir erkeğin gece ziya- retleri aklına gelip heyecandan tütri- yerek, genç kız, âdeta inler gibi: — Beni sevdi mi?... Beni büyük bir aşkla sevdi demek?... Peki sonra? — Sönrası böyle işte.... — Anlatacağınızın hepsi bu kadar , mı? — Bu kadar. Nermin huşunetle: — Hayır, tayır,... Bu kadı değil.... Mader beni aklınız..., — Aile ismimi vermek için sizi al- | dım... Bu isim, ayni zamanda biraderi- me de aitti tabil... Böylelikle, çiftlikten ayrılmamış olacaksınız. Bizim nemiz var sa hep ayni zamanda sizin olacaktı, bü- tün servetimiz.... İstikbaliniz temin edi! miş oluyordu.... Ömrünüzün gonuna kadar hiç bir şeye muhtaç olmadan yaşıyacaktımız.... — Yalnız bunun için mi? Genç kız irkildi. Nemli iri gözlerini erkeğin yüzüne dikti. Zavallı Rüştü! TDerişan bir haldeydi. — Nermin! - dedi. - Çok rica ede- rim, bu bahis artık elverir. Bana fazla bir şey sormayınız ! Kız, derin derin içini çekti ve Feci hakikati bildirdi: — Siz beni aldıruz, zira, biradeciniz beni kendine zevce etmek — istiyordu. Fakat müthiş yaralarr bunu açıktan a- çığa yapmasına mni oluyordu.. Bu vaziyetin benim icin ne demek olduğu- nu bilüyordunuz, fakat fikrimi almadı- DA Bu hakikat o derece ansızın karşı- sına çıkmıştı ki, zavallı kızcağızın bü- tün maneviyatı yıkılmış bulunuyordu. Kocasının karşısında , masanın — ö- bür tarafına oturmuştu. Yüzünü elle- riyle örterek dehşet saçan ifadelerini gizlemeğe uğraşıyordu. Aylardanberi etrafında dönlüp duran faciaları şimdi bir hamlede anlıyordu. Birdenbire keşlett'ği bu esrar onu pe- bir düşüncesi, bisleri Lmmamıştı. Tstırap çekmesinde mahzur görülmemişti. kızcağızdı. Ruhu. iç naazrı itibare &- asla (Devamı var) 363 sene evvel bugün Tunus kalesine hücum etti. Teslim olmayan kumandanın Kesik başı getirildi 26$ kadırga ve çektiri. on beş mavnadan müteşekkil Gocanma Kılıç Alinir kurmanda. sında Afrika sahiline doğru yelken açmıştı Gemiler, Tunus kumsallarına yanaştığı va. kit, Yemen Fatibi Sinan paşa kumandasın. da kırk bin kişi etrafa yayıldı. Bunların yedi lçeri, yedi bini stpahi altı bini Suri. Ordü TTunüs kalesini fethedecekti. Halkul vad otuz Üç güD Mmüubssara edildikten sonra M;M"m Burasını müdafan eden İspanyol kumandanı Don Piyetro İle Tunus — hidivi Mehmet iki bin kişi ile esir oldular, Bunlar. dan başka muhasara esnasında beş bin kişi telel olmuştu. Sinan * — Buraları İspanyollar bir daha istilâ e. demamelidir. Diyerek kalelerin altına lAğımlar koyarak hepaini havaya uçurdu. Rundan sonra Raati. yen * n muhazarasına — başlandı. Bu | kaleyi müdafan etmekta olan İspanyol ku. mandanları — Ya hep öleceğiz, yabut tam l. tiklâne yaşıyacağır, diyorlardı. Harp başladıktan bir müddet sonra kumân | danların ber ikisi de yaralandı. Fakat csas. | retlerini kaybetmiyor. muvaffak olacakları. | mı, TTürklerin bürayı fetbedemiyeceklerini 1d. dia adıyorlardı. Sinanm Üç noklaya birden yaptığı hücurm, Tapanyolların şiddetli mukavemetleri karşı. | sında tasirsiz kaldı. 2074 yülr 8 eyli günlü 369 gene evvel bugün Türk ordüğşü Kati emri akâr: — Bu #ön bücum olacak. burcunda dalgalanacak. 'Türk askerlerinin ileri — atılışları o kadar gâdetli olmuştu ki, yeniçeri ve sipahiler biri Ürlerini bile danımıyacak hale geliyorlar ve bazan hançerlerini biribirlerine sAplıyacak a. luyorlardı. Kale alındığı vakit kumandanlardan yal. tız Gabriyo ele geçirllmişti. Gabriyo Sina. B karşısına gelirildi. Türk Kumandanı emir kumandanın sakalından tuttu: — Biz dedi Halkulvad — alındıktan sonra me cemaretle teslim — olmadan harbettiniz. Türkler hiçbir gey yapamıyacaklar diyordu. nuz öyle mI? | İspanyol kumandant cevap vermiyor, kaba hati bir. kaleye aığınarak oruda kendilerini müdafna oden diğer kurmandanlara atıyordu. Kaptan paşa sernaker hâlâ — müdafmada israr eden kumandanların cetâretlerini takdir ettiler, Gönderdikleri bir mektupla: — Teslim olunuz. Muhafızların da hayat. | tarına Jokunmıyacağız. İstedifiniz. yere gi. debilirsiniz diye haber gönderdiler. Fakat kumandan Pagâno verilen söze 1 Banmadı.: — Bizi öldürecekler., diye — taraftarlarını da teslim olmaktan menetti. Bununla beraber yapılacak iş kalmamıştı. | caat ettileydiribök emf amf öcmf cmfem Müdafaa etmek delilikti. Kumandan yerlile. re Mürucakt etti: — Beni kurtarınız. Eğer kürtarırsanız ze bin altın vereceğim.. dedi. Yerli Murabitler Paganoyu: — Kurtarırız.. diyerek altınları aldıktan Bonra başını kesip seraskere gelirdiler, İşte Türk kumandanının verdiği söze inan mayan kumandanın başı gene onun karşısına gelmiş bulunuyordu. Niyazi Ahmet Bayrak kalenin Göz Hekimi Dı. Şükrü Ertan Cağaloğlu Nurucamanive cad. N x (Cağaloğlu Eczanesi yarımda) Telefon. 22566 Tonton | amcanın Merhameti Bir gün, oğlum, eve düşünceli döndü. Onu kalabalık Amerikanın İllinola vilâyetinde bir ımloı çıkıyor, adı: İNin.Newsi Bu — gazetenin bir | nüsharını geçen gün bana gösterdiler. İçin. | de o vilâyette şimdiye kadar muvaffakiyetle | bitirilmiş olan (linç)lere dair bir tetkik ya. zım varmış. İngilizce bilen bir arkadaşla be. | reber bu yazıyı okuduk. Oldukça eğlenceli. Ydi Bakın sise anlatayım (Mlinola)de şimdiye kadar, muharririn tas, bit edebildiği tam (1732) tinç hâdisel olmuş. (4720) dan başlayan bir kanlı tarih devresi | zartında işlenen bütün (linç) cürümlerinin yalnız bundan ibaret olmadığını muharrir de itiraf ediyor. Ancak adliye evrak mahzen. lerinde zabıtlarına temadüf edilip uzun ura. mt ve tetkikat ve resmi makaml darisi malümalı haricinde yapılan — inçlerin mevzu baricinde kaldığını Ülwve ediyor. Bü vakaları gruplara ayırmış. — Hepsinde mazaunlar zenci ve katiler beyaz olmakla ber biç biristnin mezun ötekine benze. | or. Bilderz 1884 senesi mart ayının © un cu parar günü, İlincis'nin şimal — kıyısında bir zenci bir beyaz çocuğu öldürmüş. Herifl haptetmişler. Hâdisa dearhal şayi olmuş. Gece yarıst haplatanenin önüne beşyüz kişi top. Tanınış. Zenciyi istemişler. Reis Onlara hükü met kuuvvetini kargı çıkarmiz. Dinlememiş. | ler, Kapdarı Arkalarına devirerek ve pence. relerin demirlerini sökerek içeri girmişler ve zenciyi alarak kıra götürmlşler. Mazmun, o0 sekir yaşlarında bir delikanlr imiş. Yalvarmış, yakarmış, cinayetitin se. bebini anlatmış, demiş ki: — Bana acıymız, beni dinlemeden öldür. meyiniz! Halk içinden bu fikre taraftar olanlar çık. mış. Zenci anlatmış Oldürdüğüm çocuğu tanıyor musunuz ? Bi on beş yaşmımda dev gibi bir erkekti. Be. Bön evimdeti üç metre ötede oturuyorlardı. Hergün sekiz yaşmdaki kızımla beraber so. kakta oynarlardı. Ve ekseriya beraberce kır. larda gezerlerdi. Bir gün kızım — ağlayarak döndü eve, Annesi ona baktı, — oğlan zorla kızımı kirletmişti. Bıçağımı aldını, — sokağa çıktım, onun kafasını Kopürdrm. | Halk arasında çıt olmamıştı. Fakâl biriai, bir ormaz bekçisi ortaya çıktı: Ne durüyorsunuz? Buraya uiçin dik? Diye bağirdi. Bir dakikadâa zenci, bir yığın et ve kemik haline geldi. Başka bir gün gene bir yerli delikanlı, Japonlar hesabına casusluk yap. mak töhmetlle zan altına alınmıştı. Halk ©. nu kolaylıkla zabrta memurlarının — elinden Bİdr, gehir haricinde bir meşenğacınm yanına götürdü. Delikanlı dedi ki: — Beni asınız! Fakat birkaç kelime söy. yememe müsaade ediniz Buna razı oldular. Maznun dedi ki: — Ben Japonlar hesabına casusluk yap. tım. Bunu itiraf ediyorum. Fakat sizin va. tandaşlarınız olan Amerikalıdar, yarımı yo. kumu zaptettiler, Senelerce dağlarda, batak. Uklar içinde çalışarak biriktirdiğim altınla, rı, bir gece evimi basarak, karumla beraber aldılar, götürdüler. Ea küçük çocuğum aç. lıktan kucağımda öldü, kızım örespu — otdu. HMA Nevyork barlarında (Siyah İnci) diye kucaklarda dolaştyor. Milletiniz beni — zorla kendisine düşman etti. Ben de ona düşmanca muamele etmeğe karar verdim. Şimdi istadi ginizi yapabilirsiniz.! Kara kalabalık içinde bir dalgalanma oldu. Herket biribirinin yüzüne baktı. Birisl çık. t Bgel. Diyenler oldu. Fakat nasıl oldu, kim yaptı, bir taş Atıklı. zencinin tam ainına — çarptı. Zenci yere düştü. Va artık, taşlar, yağmur gibi yağdılar. Hele (ASAMAjYam macerası büshütün ga ripli. Bu ihtiyar zenci, bir Zzengin çiftlik sahi binin kızımı öldürmüştü. İllincis de bu vaka yı hatırtayan birkaç ihtiyar hâlâ — yaşıyor. ÇASAMA ) verdiği itadede göyle demişti: — Bu kadın, bütün mahalle delikanlılarını baştan çıkarmıştı, Beyaz, siyah ayırmıyordu ve ber gece odasına yen! bir erkek #iryordu. Çocuklarımız. genç karılarından soğudülar. Evlâtlarına bakmaz - oldular, Nihayet — için içine oğlum da karıştı. Oğlum! Benim ağtum karısı için yaşıyan bir erkekti. — Zaten oau nimak İçin sanelarce çalışmış. para biriktir. mişti. Senelerce güzel Refse'nin — hülyasmı kurdü. Nihayet onu aldı. Arka arkaya ço. cukları doğdü. Hhan Tarus dâlma kapı arkasında karşılayan karısı, na olduğunu anlayamadı. Hergünkü gil sını odağına gölürdü, ayakkabdarı İarını nyağından çıkardı. Sacak suyla ayak. larmt yıkadı. Oğlum düşünüyordu, ben ona bakiyordum. Ertesi gece geç vakit geldi. U. çüncü gene biç getmedi. Refee deliye dönmüştü. şüzünü yaslıklara gömerek a$! Bir. kaç gün sonra evimise kıtlık girdi. en bepimiz onun bahçelerde çalışarak kazandığı küçük para ile geçiniyonduk. Babahlara — kadar Bir geceyurusı, evden çıktım. Kadının penceresinde ışı di Kazmayı bir iplo boynuma — bağlayarak pencerenin yacımdaki ağaca Urmandım, Cam Tkti ve tül perde kabararak uçuyördü. Oğlum ve yanında beyaz kadın, çırı! çıplak yorlardı. Usulcucık içeri atladım, — kaz. mâyı kaldırdım ve güsel kadının — kafasına irdirdim. Lüzüne fışkıran sıcak kan oğlumu uyandırdı. Yataktan fırladı. Opu — kolundan tuttum, eve getirdim. Karısı ağlayarak onu kucakladı. Şimdi gene aaki bayatlarına baş. isdılar. Ben de ertasi günü gidip relse tes. im oldüm. Bir işportacı çocuk (ASAMANnın boynu. na bir ip geçirdi. Birkaç kadın ağlıyordu. Bir tanesi, bir beyaz genç kız: — Vah zavalir ihtiyar! Diye inledi ve boğularak uzaklaştı. İşportacı ipin ucunu beline bağlayarak ağa 04 çıktı, UCUNÜ yere garkıtti. (ABAMA ynin beyaz sakalr, ağzından akan salyalarla ızlandı Bu vaka, çİllircis)de aylarca unutulmadı. Hattâ küçük kitisede bir ihtiyar kadın, A. SAMA'sın ruhu için mevtüt okuttu. Fukara. ya un ve hurma dağrttırdı. Fakat bu vakaların hiç birisi, genç artist (Leonorujnm sevgilisi TABOR'uz macerası. nA bünzemez. TABOR, uzun boylu, kuzguni parlak derili, sırım gibi bir dolikanlıydı. (Le onOra) şehrin biricik barında her gece numa ralar yapar, erkekleri çıldırtırdı. Fakat hiç kimse; we altın habaar Smith, ne fabrikatör Mac Laği, ne de bar sahihi kalantor kovboy Laglen, ona el süremediler. Bir akğamı bark TABOR geldi. Birkaç ay. canberi San Fransisko taraflarında dolaşı. yordu. Epeyoe getirdiği söyleniyordu. Bir köşeye otardu. bir jiye Hira — isinarindı Suati gelip de Leonora ortüya çıkmes'TA> BOR yerinden fırladı, onu belinden yakaladı ve sıktı. Genç kadın, o güne kadar kimsenin görmediği bir testimiyetle, kendini zencinin kollarına biraktı. Berâaber dansettiler, Hava seaktı. (Leonora) delikanlının — avucunda beyaz bir dendurma gibi orldi. Sonra bera. ber bardan çıktılar. Kimse bir şey konuşmadı. Yalnız — barın sçinde bir hareket oldu, oradakilerin — bepai, birer birer, kapıya doğru yürüdüler, şapka, Jartnı giydiler ve silâhlarını kuştmdılar. (TA. BOR), şehrin dışında, bir tepenin bazındaki küçük kultibede oturuyordu. Işık yanmıştı. Kalabalık, bayırı tırmandı. Kulübeyi sardırlar, Bir çekirge sürüsünün u, zaktan gelen uğultusuna benzer bir uğultu, yavaş yavaş tahta pencere kapaklarını yok. Jamağa başladı. Kapı arkasına yatu. (TABOR)U kadının gerdanından kopardılar. Hiç kimşe ağlamadı. Hiç kimso acımadı. Hiç kimse öndan yana çıkmadı. — Çünkü bir beyaz kadını kirleten bir kara derili adama kimse ağlayamaz, kimse acıyamz ve kimse enda yana çıkamazdı. İlhan Tarus Iİnkilâp resim sergisi Cumhuriyet — bayra- mında açılmak üzere hazırlıklar ilertedi Cumhuriyet bayramında, Ankacada açılacak büyük inkılâp resim sergisine büyük bir ehemmiyet — verilmektedir. Geçen senelerden elde edilen tabil hir olgunlukla ve bu sene hazırlanmakta olan tablolura bakılarak bu :e.ıcki)h'- ginin pek güzel olacağı muhıkık_ ı!f- rülmektedir. Hazırlıklar bu sene sergi- ye iştirak edecek ressamlarımızın geçen seneden çok, ve büyük Türk inkılâbınt muhtelif sahalarda temsilen — yapılan tabloların da adet itibariyle — üstün olduğu anlaşılmaktadır. Güzel sanatlar birliği, müstakil res sam ve heykeltraşlar birliği ve D” gru pu mensupları inkılâp sergisi için hararetli bir şekilde hazırlandıkları gi- bi güzel sanatlar akademisinde de ho- calar ve talebe arasında hummalı bir fa- aliyet vardır.