Çimataea a A L PYSERE YOS AWPOYOUDA WOFOE) KÇAY ÇORAŞ HESE VYW GA —eçswumN YArBeK 03 UMAİNLINU ZUK SA UNSAPLEJ Ç ZRUNSIOKPONUD DU 'EGEYLORK — -P 399 “AĞEL Opıdi TEŞUPUÇUL SOPO Zörüyem UFETET ANAÇ — UNJOAŞPEŞ ÇPNLAJĞEK OSTAFI NG UPİL DEYBAKIT — y euoreyutd MZLö SA 9990909 AĞ YELİS TöYEdAğ TEXEJ TUNPONLALİ WEJNYOĞ TUKEYRAZ SA UYYOUAŞ “UNLAO, weç “Tprmea HakLıngoour YOTLALİ yeAEDI da YAPIYİ aN3 aKağıa “a9 Hapsunumu Senniy Sas SA ULLĞUNĞNP g YEA UK “TUy Yommdy Yaay HAŞASIYIP YEĞİE EN$YELİ BİEMUEILO) OA sçe spur zur3 (sayfiva o2 *(8 81 49p0 3/T T) finas) dImY (T 3/7 YPO /L I) suke 8/1 BI) a dovu *(31 34T sapo 3/T TL) İloasş düvy 391 83 SAMUaf ) vi *(31 8/7 DWÇDA 8/T TT Viy VO tULADİ AA DEŞÜDA WUPUMA,, ÇApNDLAKOp, poz pp zsot vş sr0 Bsopu SAPARALAAE AYA PŞ İLAPLZ AD AZ MAD areAL seğ sesgKM A K AAA GÜLT DA YÇYUEŞE UPRKTMAZU ŞELEĞİ DöŞGUTCE IYALASİ PENEA pueryosjnoppos pün “prony puejyosynapısa M üt 69 16( UOPUN)SPOLLOYA SCP NJHD0Y “SOPOEUDAŞY EYLDİ DA SIZONUYÜ GULUTDU BYĞEZ AUK * “DHuvj; VPpOĞUDUY GAVÖ S0W AVIZODE YIMİDİ WYİŞ ŞüKYÜŞ,, “yoöng diğ rpuruek mıynöaağ sıg o zeyse9 TEPUng x ğ z ğ z  $ > “ la> “vurpasa üK aö uğaple PİTATAYEN “Yuar Vpour PArpum S TPRAYRAZ TErELLNA OĞ <«ma oyıöa5 SA yuci YU NUDN Vurg UplLA Sununy 305 !ı İğEK DA TEfiEş “TURAANA PÖLUNOİ Teyâvumy ÇUAK epamis Na SÂTLIAI, POppnur unza epursezedevi unuo) TUyEd0) HOSUSEL “KAINA ç VYEP WULEZLU TUMOSIG TUPSLADLU TÂNYdEK VURA UTURE 9A ipçe namöyo TE3StYE K dsA ep seçeyleş Y PBuasayey aa İK “UTLNIĞAPİ AKISALI 2894109 Kuunuy TirsedİR ND AKRALI TROSE9P YUNOS IG UEJO SPNUDA SHÇ (GUKMYP) YTENKTP NUO aüoçeyced aa (İaçoK Yyayao vuca MÖŞ UNİ DöY HUNZIAL “3ay 39008 GAS0 mosıgro yeyoS IN TP PUUÇ) Taspdem “SOyvız L Ueğiyes “ey Eâmwye “AST “(7 8/T 39p0 ö/1 Do Pömz glsu 'T I/E 29P0 3/T ET) Süra IC SATPRNL JEES PI 3v0s Spaaı W0) gves Sarıop OrLg vpeKacuny unma “İzasos DA FvDe Yt Je *DG )9 'gDUK KYY NO Jtp :o zofmfios opoAUDUNY UNMNA, (Hayon 08 pun 1n Anaaş “m ufiv Yan İ1gas; 35y 20 TUvUK Şipna PNOYAAOP SPUVÖ Uş) “(ZL 2/L Y2p0O 2/T TE Şiddaz Git 1EÇ Gö : 390daz gv PARDAYANIN KIZI yuzıususza YVONVYWINV . YONYAY yuzusumza Ka l ll eee uıh'"" en namuslu kadinı zanneder ı'"'ln Fakat dünyada insan kargısında. Bq, tavırlarına bakarak aldanmama. % ki şu karıları anladığımı sa . ln Neyu_ aldanan yalnız beti de. .._. * Fakat ne de olsa böyle faka Malrydım. Demek oluyor ki bu bir € şıkı'var, Acaba bu nefis kı. “Amiye muvaffak olan bu çocu l( bası kimdir? "cm Konçini cenaplarına bü . %'M Meseleyi anlatacâğım. Bunları İği zaman acaba ne yapacak? T kızacak! Bana dünyanm bü. c'uhılrım verseler yine bu İşi an A a M, O kızınca ne iyi olacak... Tn y’._"'n böyle keyifli vakit geçire. 'cı *’HI "'d'!lnln kızmasiyle keyiflenece. %m $ünen Stokko sevinerek takip- etmekteydi. Çeği eve girdikten Ssonra '!vı% 'alvere görünmemek için evi M Sİtin arka tarafına saklan. büriyetinde kaldı, bu suretle —ıh'dmln konuştuklarını Valver lkmm medi. Fakat çitin aralığından Seyrediyordu. "! Müh kadım cocuğunu çok sevivor, Ha Pakkak. Bir mim koymalı. Ev. Öebı, Fârar besledifi sevg'den belki 'ifade edebiliriz. . dive düşü. î Bilhassa son kekfi üzerine "ll.,,_. #lemeye- başladı: bunu cok ""-hı,te kki edivor. fenalık etmek Câre arıyordu. Evvelve yazdı. kîhl Valver sinirlenerek oradan 'h Smosti, S“olrko ire Valverin git N!l frkında olmamıştı. M vece 0. 5a :"ılık kararıncaya kadar ora Madam Perin evin kapılarını N Stokko İnci çiçeğinin ora. da kalacağına kanaat getirerek çıkıp gitti. Çok yürüyemedi, sabahtanberi ağzma bir lokma yemek koymamış ol. duğu için derhal bir lokantaya girdi, hafif bir yemek yedi. Bir iki şişe şa. rab içti. Lokantadan çıktıktan sonra çiçekli evin önüne geldi. Mantosuna sarılarak bir hendeğin içine yattı. Genç kızı kaçırmayışmda şüphesiz ki mühim bir sebeb vardı. İşte bunun i. çidir ki geceyi açıkta ve bir hendeğin içinde geçirmeyi bile göze almıştı, Zaten Stokko gibi bir serseri açıkta yatmaktan korkacak değildi ya. Ertesi sabah çiçekçi kızın iki bü . yük demetle geri döndüğünü gördü; küçük Luiz, annes'ne sarılmış, onu bir türlü brrakmak istemiyordu. İnci çiçeğinin küçük kıza: — Korkma yavrüm, seni çok beklet. mem, Perşembe günü yine geleceğim, - dediğini de duydu. Genç kız bunu ciddi olarak söyle . mişti. Kücüğü kandırmak işten değil. dir. Çünkü Perine dönerek: — Kuzum Perinciğim, çiçeklerim hazır olgun. Çünkü burada pek ax du racağım. Merkebe yalnız bir nefes al. dırmcaya kadar. Stokko mırıldandı: — Bu iyi.. Perşembe günü yine ge. lecek, Bu günlük fazla bir şey öğren. mek mümkün değil, hemen eve döne . yım. Bir gün ve bir gecenin zahme. tine kargı hiç olmazsa beş yüz p's. tol kazandım, dem*ktir. Sinyor Kon . tininin bana borçlu olduğu beş yüz pistolle beraber bin pistol eder ki, bu da on bin franklık bir para eder, Kendisine pek tatlı gelen bu düşün. ceyi yürütütkten sonra hendekte bir müddet süründü, görünmek tehlike . ırayım; yeniden — ölçü 3 bilhaassa tavsiye ederim, tarafında iki tane cep olsun, Dış taç Bu kumaş çok dayanıklı ve hakikaten ucuzdur. istemez; pantalonun paçası kıvrımlı olacak, ALMANCA DERSLERİ hemen makastarı ça; almamız Vâzım. luklar hususunda bitişikteki hazır elbise kta, »— Peki, öyleyse, bana bir sokak elbisesi yapınız, — Tek önlü mü, yoksa çift önlü mü olsun? — Bundan başka, bir pardesüye de ihtiyacım var. — Pardesü ve palto, ayni fiatta, yüz yetmiş mark. Gü, — Pardesü için gu kumaşı ze| yağmur — Flatı ne kadar olacak ? — Çift önlü. t çok iyi öğrenirse, ALMANCA DERSLERİ (ver ins avsland rayst, tut 2ör gut da'ran, zih for'her. ayn'tsu'pregen, vi dort di İsayt in der Um'ganga'şprahe an'gegelm virt.) “kim yabancı memlekette seyahat odiyor, yapıyor çok #yi bu hususta, kendi evvel bellemek, nasıl - orada “zü. Ecnebi bir memlekete gilmek istiyen evvelâ o memle. man” konuşma dilinde beyan edilmiş oluyor.,, ber einzuprâgen, wie dort die Zeit in der Umgangsprache angegeben wird. kette saatin nasıl söylendiğini evvelden eder. , PARDAYANIN KIZI güncü Luinin babası olduğuna emin misiniz? - dedi. - Ve acı bir gülüşle i. lâve etti: — Bende biri Mari dö Mediçi, bir diğeri de Konçini tarafından imza €- dilmiş iki mektup vardır. Bunlar bu günkü küçük kralın, dördüncü Hanri. nin oğlu olmadığını ispat için kâfidir. Pardayan Faustanın gözlerinin içine bakarak cevab verdi: — Anladım. Küçük kral ve belki de kardeşi küçük dük Danju dördüncü Hanrinin çocukları değildir. Binaena. leyh Fransa tacının varisi olamazlar demek istiyorsumuz öyle mi? Fausta kuvvetle dedi ki: — Herkesin de diyeceği budur. Pardayan güldü ve: — Evet, bu sizin manevranızı o ka. dar güzel tamamlıyor ki, bu iki mek- tubun da Konçininin kızının doğum kâğıdındaki değişikliği yapan el tara. fmdan yazıldığına hiç tereddüd etme. den söz veririm, Zaten bunun bence e- hemmiyeti yoktur. Benim için kıyme. ti olan tek şey nedir biliyor musunuz? On üçüncü Luinin babası... Anladınız mı? Yakmda öleceğini hissettiği ve öldüğü zaman tahtı için uyanacak o. lan hıra ve mücadeleyi evvelden gör- düğünden bana evlâdı üzerine nezaret etmekliğim ricasında bulunmuştu. O. na vaadettim. Şövalye dö Pardayan verdiği tutar. Bunu bilirsiniz, o halde istediğinizi yapabilmek için an. cak onun ölmesi lâzımdır. Bir defa daha Dangoöleme dönerek Çok sert bir tavırla: — Görüyorsunuz ya mösyü, size karşı hareket etmemin sebebi, bu va. zifeden namusuma dokunulmadan kur tulamıyacağımdandır. Bundan başka bulacaksınız, Size 1a, mında pek cok müntehap çeşitler İ kesiniz , yarım düzüne cift yaka ve veriniz. — Kırlı resmimizi dim, ayakkabıdan başka erkeklere ait her Yeni Ülk provaya çarşamba günü öğleden aonra geliniz, sonunda hepsini veririz. marlama yağmurluk tavsiye etmem, pahalıdır. — Provaya ne zaman geleyir iği zaman, urun ne zaman geleceğini veya kal. Jt gefâr, niht rihtik tsu fer'ştöen.) luyor yahxt kalkıyor.,, eve koşuyor 0 ekseriya tehlika, değil doğru amn. Fragt man um Auakunft, wann ein Zug öder Dampfer ankommt öder abführt,, (frakt man um avs'kunft, van ayn tsuk oder damfer, ax'komt öder ab'fört,) “soruyor o içir malümat ne saman bir tren yahut va, so lâuft man oft Gefahr, nicht richtig zu verstehen. (20 loyft man 1209 da zannedersem, namusunuza - halel gelmemesi için madamın bu çirkin dü güncelerine iştirak etmiyeceğinizi a « çıkça anlattım, Eğer sevgimi ve hür. metimi muhafaza etmek isterseniz ne yapmanız lâzım olduğunu bilirsiniz değil mi? Haydi çabuk bir karar ve- riniz. Eğer siz susarsanız ihtiraamm siz. de namus hissini öldürdüğünü anlıya . cağım. Pardayan dükün vicdan ve namus hislerinin daha ağır basacağını san - mişti. Halbuki böyle olmadı. Dük dü. şünür gibi yapıyor, Fausta ise galibi. yetten emin olduğundan gülümsüyor- dü. Pardayan çok sert bir hal almıştı. Dükün tacmdan vazzeçmiyeceği artık belli olmustu. Dangolem utanır gibi oldu, boğuk bir sesle: — Pardayan . diye başlıyarak ken. dini müdafaa etmiye uğraştı Biliyor. Bunuz ki, bu taht benim hakkımdır. Ben hakkımı geri almak istiyorum. Pardayan cevab verdi: — Bunun için münakaşa edecek de. ğilim, Yalnız gunu söyliyeyim ki, 1588 senesinde üçüncü Hanri madamm ha. zırladığı fırtınada, yaralı bir kuş gibi çırpınarak kaçarken, tahtı da yıkıl « mak Üzereydi. Bu yıkılacak tahta Pa. ris kralı olan Giz bir türlü el sürme. ye cesaret edemedi ve ben de bu ma. kamı size takdim ettim. Fakat © Za- man bu teklifi kabul etmemiştiniz. Hakkmız olmadığını — söyledinizdi. Kral oğlu olmakla beraber kraliçe ev« lâdı olmamanız ve ancak “Dangolem" piçi bulunmanız aklınıza gelmişti. Dangolem şaşırmıştı, mırıldandı: — O sırada gençtim. Aşk da beni deli etmişti. Eksaeriyetle doğru anlamamak tehlikesi var, Si ümdi yeni bir mevzu Üzerinde çalışmağa başlıyoruz. In ganz Deutsehland sağt man: ea ist zwölf Uhr, ein Uhr, zwei Uhr, usw.; zuunu taşıyan bu bahal 23 Üüncü resim üze. tinden takip edece, ğiZ,