Dış Siyasa: Milletler Cemiyeti asamblesi yaklaşırken... Yazan: İspanyada (ilk kurgun patladığı gu:- Eyvah! Bu - kıvilerm mütlakı l Avrupayı tutuşturacak! İ Diyenlere hüdiseler acaba on dört ay sonra hak kazandırahilecek mi” “Yani oa dört aylık bir çekingenlikten, idarelmaslahattan ve mızmızlıktan sonra, açıkça taayyün etmiş bulunan cephelerde, her devlet iddia ettiği menfaat ve eğemenlik icabatına göre üzerine düşen vazifeyi başarmağı kalkışmak cesaretini gösterebilecek mi? Sanmıyoruz. Frankonun ve Fran. koya yardım edenlerin karşısında, bü. yük demokrasiyi temsil edenlerin ku- mündaları altmdaki Şaayder ye Hoç- kis bataryalarının, boğmaca öksürü. ğüne tutulmuş çocuklar kadar bile, ses çıkaramadıklarmı gördükten kelli bunu sanmak hata olur. yen bir devlete kargı tuttuğu yol her an yeni ve tehlikeli bir tecelli göster. diği haldo demokrat Avrupa halâ sap. Jandığı yerde durmaktadır. Fransa ve İngilterenin İspanya hâdisesini mev. zifleştirmek iddasında ve hulyasında ısrar ederek kaybettikleri zaman için. de, cihana bir başka istikamet ver. mek istiyenler her taahhiüldü, her em. niyeti ve her hakkı torpilliyen bir mevzile girmiş , Artık hâ. disenin İspanyada mevzifleşeceğine i. nanan kalmadı. Bilükiz dünya sulhlü. ne meydan okuyanlarım mevzilerine dünya mikyasında bir tehlike olmak istidadiyle yerleştikleri, bu mevzileri sağlamlaştırmakta dir. İki gün evvel bir Türk siyasi mu. harririne bir ağızdan hücum etmiş o. lan İzvestiya ve Pravdanın garbi Ak. denizde Sovyet bayrağına yapılan son tecavüzü nasıl mütalea edeceklerini ve memleketlerinde terbiyeleri altma ko. nulmuş plan efkârı umumiyeyi nasıl bir siyas! harekete alıştırmak emrini alacakları cidden merakla beklenecek bir noktadır. Garbi Akdenizde Sovyet gemilerine torpil sıkan Gdenizaltt gemileri her şeyden evvel bu coğrafi noktada bir çok deniz kuvvetlerine ve birçok de. niz üslerine ve nihayetsiz imkânlara sahip bulunan Fransayı hatırlatıyor. Acaba bu Fransa, Sovyetler Birliği ile arasında tedafül, tecavüzi bir itti. fakı olan bu Fransa ne yapacak? Yarr resmi bir tarzda Paristen ak. Bettirildiği şekilde, yanl gönüllüler hakkımdaki takyidatı kaldırarak, ni - hayet “Valence” a açıkça yardım ede. cek mi? Akdenizde Bolsşevikliğe yaşa. mak imkânı vermiyeceğini ilân edip duran ve “Valence” 1 kızıl renkli gör. mekteki ısrarı malüm olan İtalya, bu hareketi Bölşevikliğe bir yardım suretinde tefsir etmeye cür'et ederze yardımında ısrardan dönmesi müm. kün ve muhtemel neticeleri kabul ede. cek mi? Bir Akdeniz adasında askeri manev. ralar yaptırdıktan sonra Almanyayı Tesmen ziyarete gitmeye hazırlanan Muzolini, İngiltere ile olan temasla. rından İngilterenin haşuna gidebile . cek mana çıkarılamıyacağını işaa el. tirip dururken, bu vaziyette bulunan bir İngiltere, Fransayla müşterek bir kat'i hareketi göze almaktan çekine. cek mi? A Habeş harbi esnasında Laval kabi. nesi bahrf müzaherete yanaşmadığı için İngilterenin f'ili bir müdahaleden Çekindiği rivayet ediimişti. Acaha bu #efer de İngiliz bahri müzaheretini femin edemediği için Fransa mt ha. Feketsiz kalacak? s Biüttün bu suallarin sarih cevab bul. ltalyada hiç lâkattabulunmıyacak Şekip Gündüz Fransanın — kararsızlığı — Akdenizin garbında initiative'i mütemadiyen Al. manya le İtalyaya — bırakmaktadır. Vak'alarım dsima İtalya tarafından tahrik edild ği sanılıyor, Almanyanın bunlara müzaheret ettiği görülüyor ve her emrivaki karşısında büyük de. mokra'lara, ancak şaşkın gaşkın, ze- hire panzehir aramak işi kalıyor. Halya “Akdeniz Bölşevik olamaz!"” dediği anda, Akdenizin Bolşevikleş. mesini istemiyenlerden hiçbiri: “— Alâ., Fakat faşist de olamaz!,, Diyemedikçe bu halin böylece de. vam edeceği muhakkaktır. Bilhaasa Fransanm bunu diyememesi Milletler Cemiyetini kuvvetlendirmek ve yük. sek hakem vazifesini görebilir bir ha. le koymak arzusunda olanları müşkül bir vaziyete sokmaktadır. Böylelikle milletler arasındaki ahenk bozuluyor, böylelikle umumİ emniyet laftan iba. ret kalıyor, böylelkile tecavüz kolay. laşıyor, mütecaviz kollarımı sallıya salirya dolaşıyor ve böylelikle harb devam edip gidiyor. Milletler Cemiyeti — Asamblesinin toplantısı yaklaşırken siyast dünya. nın hiç de Milletler Cemiyetine gurur verecek bir manzara arzetmediğin! buraya kaydedebilmek ne acıdır! Şekip GÜNDÜZ. Dost Romanyanın Türk heyetine gösterdi hüsnü kabul Arkara, 1 (A.LA.) — Profesör Ba- yan Âfetin riyasetinde Bükreşe giden heyetimize" Römanydda” gösterilen ha: raretil kabul ve itina Türkiye Tesmi mehafilinde ve efkâm umumiyesinde dost Romanyaya karşı büyük bir ta- hassüsle dikkate değer iyi tesirler yap tığı kaydedilmektedir. Hariciye Vekili Cenevreye Yarın gidiyor bir mü- Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüştü Aras yarın Cenevreye müteveccihen şebrimizdan hareket edecektir. Tevfik Rüştü Aras İtalya yoluyla Cenevreye gidecek, fakat İtatyada kalmıyacak . tır. Hariciye Vekâleti Siyasi Müsleşarı Numan Rifat Menemencioğlu dün bu husüsta bir muharririmize şunları söylemiştir: “— Hariciye Vekili doktor Tevfik Rüştü Aras'ın İtalya tarikile Cenev. Teye gideceği doğrudur. Fakat Kont Çiano ile bir mülâkat yapması mevzu. ubahs değildir.., Milletler Cemiyeti- Asamblesi içti. mama iştirak edecek heyetimiz aza- Tığma tayin edilmiş olan eski Bern el. gimiz Bolu saylavı Cemal Hüsnü dün akşamki ekspresle yeni vazifesi için Cenevreye hareket etmistir. Ayansın tekzibi Ankara, 1 (A. A.) — Ankara hükü. met mahafilinden öğrendiğimize göre 'Sun Posta” gazetesinin hariciye ve. kilimizin Oı:nı_vaw giderken takip e. deceği yola hutusi maksatlar atfetme. si kendi feadıdır. Tahmine istinat e. den fuzuli tefsirler doğru değildir. KA D SO Ç ran general konso- losu vefat etti Bir mü€ddettenberi mezünan Roman. yada bulunan dost İranın İstanbul general konsolosu Ferruh Braghan &. gustosun 30 uncu günü Sovatada ve. fat etmiştir. Merhuma Allahtan rah. met dilerken kıymetli bir evlâdıaı kaybeden kardeş İrana ve rahmetlinin maktan öbediyyen mahrırı olacakla. | kederdide ailesine beyanı tariyet ede. rma İzttayoruz, Zira İngiltere ila | riz. kişaf edebilmesi için sırf bu işle uğraşa Milii müdafaada hava kuvvetleri ve bir teklife mukabele Yazan : Nizamettin Nazif Trakyada yapılan son manevra harp tayyareciliğinin bizde ne derece ilerlemiş bulunduğunu açıkça göster- di. Tayyarelerimiz, yirminci asırdu memleket müdafaâsının bu en mühim silâhını keşifte, taarruzda, baskında, ferdi harpte ve filo halinde harpte ne mükemmel surette kullandıklarını birçok yabancı mütehassısları hayran ederek isbat ettiler, Bu arada büyük Erkânıbarbiye tarafından Türk tay- yarecisine temin edilmiş olan vasıta- ların güzelliği, yeniliği ve küdreti de ayrıca nazarı dikkati celbatti ve Türk hava kuvvetleri bu cihetten de ayrı bir kıymet alarak hava — müdafanmızın ehemmiyetini bir kat daha tebarüz ettirmiş oldular. Bu hali gözlerile gö- renler geçen yıllar içinde Türk tayya- reciliğine sarfedilmiş olan himmetin derecesi etrafında müsbet bir fikre ulaştılar. Halkın hava kuvvetlerine karşı duyduğu sempati ve alâkadan doğan fedakârlığın hiç de boşa gitme. miş olduğuna bir daha inandılar. İki üç gün evvel, herkesin teslim ettiği bu hakikatı ele alan Tan baş muharriri Ahmet Emin ortaya şöyle bir teklif attı: “Türk tayyareciliğinin daha iyi in- cak bir bakanlık tesis edilemez mi?,, Muharririn bu teklifi iyi bir niyet- Te ortaya atmış olmadığını iddia et- mek için ortada bir sebep görmediği- mix gibi böyle bir teklifin tamamile menfi bir netice doğurabileceğini tah- min edebilecek bir ihtisas ve salâhiyet iddiasmda da değilir, ir memieket müdafaa yası-| ettiğimiz anda . sırf bi tası halinde- mütalea bu müdafaa vasıtasını diğer müdafaa yasıtalarını idare eden sakaftan ayır- matıin doğru olamayacağı kanaatinde bulunduğumuzu aöylemek isteriz. (*) Kemalizm kendini devlet halinde ifade ettiği gün memleket müdafaa- sına mahsus olan kuüvvetleri bir kül halinde mütalea ettiğini harbiye ve bahriye — nezaretlerini milli müdafaa vekâleti kurmakla açık ça izah etmiştir. Cumhüriyet Türkiyesinde bugün bir deniz bakanlığı bulunmaması An- karanın coğrafya bilmemesinden, Tür kiyenin kıyısı bol bir vatan olduğuna akıl erdirememesinden ve Türkiyede tersanelerile, mükemmel ihtisas mek- teplerile, zırhlıları, kruvazörleri, muh- ripleri ve denizaltı gemilerile, tarihi ve ananesile birlikte bir deniz harp kuvveti bulundı bilmemesinden ileri gelmemektedir. Bilâkis Cumhuri- yet Türkiyesinin deniz harp kuvvetle- rine karşı gösterdiği yüksek alâka, bu kuvvetleri mükemmelleştirmek için sarfettiği para ve dikkat herkesin malümdur. Hattâ tıpkı bugün bir hava vekâleti ihdası için ileriye sürü- len fikirlere ve temayüllere benzer fi- kirler ve temayüllerle Lorandan san- ra Ankarada bir bahriye vekâleti ih- das edilmiş ol'duğu da hatırlatılabilir. Bu vekâletin sonradan - lâğvedilmesi hiç de basit ve gelisi güzel almmış bir karar suretinde tefsir edilmemelidir. Bu vekâlet nasıl düşünülerek — kurul- muşsa yine öylece ve çok düşünülerek lâğved'lmiştir. Zira gerek bu vekâle. tin mevcudiyeti esnasında ve gerekse imnaratorluğun deniz kuvvetlerini ay. rı bir vekâ'et halinde idare etmek iti. yadında bulunduğu devirlerde donan- mamızın teknik; vasıta, terbiye ve ele- man bakımlarırdan geçirdiği devamlı buhranın — bir parça — da — böyle bir vekâletin mevrcudiyetinden ileriye geldiği anlaşılmıştır. v Bugün, küçüklüğüne rağmen göğsü müzü iftiharla kabartan deniz harp kuvvetimiz hiç de bir bahriye vekile- tinin eseri değildir, o düpedüz milli müdafaa vekâlet'mizin eseridir ve bu eseri daha güzelleştirmek ve büyült- »teşhis ettiği gibi, inkısam — kabul et- lüğvedip — bir| . mek için bu milli müdafat vekâletimi- zin sarfettiği faaliyet hiç kimsenin meçhulü değildir. Bir bahriye vekâletinden mahrum (1) olduktan sonra Türk den'zciliği- nin terbiye, silâh, vasıta ve tersane bakımlarından gerilediği idâla edile- bilir mi? Bahriye vekâletinin lüğvından san- ra Türk denizciliğinin aldığı hız ve ulaştığı tekâmül, şunu isbat etmiştir: “İster denizde, ister karada, — isler havada olsun milli müdafaa ancak milli müdafsayı kurmak — ihtisasına, fennine ve hünerine vakıf olanların becerebileceği iştir.,, Yirminci asırda milli müdafaa, Ke- malizmin gayet büyük bir isabetle mez. Deniz kuvvetleri tek başına de- nizde harp yapacak kuvvet manasına almmamalıdır, Deniz kuvvetleri kara kuvvetlerile ve her ikisi birden hava kuvyetlerile tam bir tesanüd ve ahenk halinde çalışıp vazifelerini başaracak- lardır. Türkiyede donanma, filo, filo- tillâ yoktur. Deniz kolordusu, — deniz tümü, ağır ve haf'f deniz bataryaları vardır. Hava kuvvetleri de tıpkı bu- nun gibi hava kolorduları, ağır ve ha. fif hava bataryaları suretinde ele alın- malıdır. Bu tesanüd ve ahenk yalnız bir harp zuhurunda bu kuvvetlerin başkumandanlık karargâhına bağlan. masile temin edilemez, Böyle bir te- sanüd ve ahenk ancak milli müdafan. nin bu Üç ailâhını aynı dam, aynı ça. tı, aynı sakaf altında biribirine kay. naştırmak, birlikte Çalışmağga Muşlur. makla kürulabilir. “Bu küvvetler-sulh zamanında tesanütlü ve ahenkli bir terbiye aldıkları takdirdedir ki başku. mandanlık harb vukuunda, mükemmel bir harb kadrosuna sahip bulunabilir. Bizim — teşkilâtımızm bu —bakım. dan ne derece ileride bulunduğu birçok tanımmış Avrupalı mütehassıs askerler tarafından söylenmiş sözler- den kolaylıkla anlaşılabilir. Bilhassa Fransız mareşalı Petainin geçen yıl Fransada hava, bahriye ve harbiya nezretlerinin lâğvile bunların üçünden bir milli müdafaa nezareti — teşkilini ileriye sürmüş olduğunu hatırlalmak isteriz. Ahmet Eminin teklif ettiği hava bakanlığı, işte, Fransada tocrübeli bir kumandan tarafından — lüzumsuzluğu ileriye sürülen böyle bir bakanlıktır. teşkilâtın hudutları bizim mikyas ve imkânlarrmızdan büyük bir hava dev. letinin kendisini müstakil bir hava ne- him bir rol oynamış ölsa gerek, Nizamttin NAZİF (Devavmı 11 innide) — -- İ (*) Bu yazı evvelki gün yazılmıştı. Dün kü gazetelerle bir umum hava kuman. danlığı ihdas edildiği büdirüdi. Bu hal makalemizdeki noktal nazarın Kemalist »İtiyadlarıma uygun renmek isterdim.Fakat © Z İnsan ya er zamanını seV", UNYAYA hangi erdim ? Athina'nın Perikles seneleri İtalya'sı, İngiltere a beth'in saltanat sürdüğü " çai Şüphesiz hepsi de güzel! '”dâ.dn* eltikçe o zamanların yaratidi M le, fakat artık sönüp kendi b | bir gölgesi olarak kalmif ""ı yerdt tirasile titriyoruz. Fakat © d0 dünyaya gelip Sokrat ile, #le, Bacon ile koni! gl Blzün duymuyorum. Öp © B da doğup Montaigne İle tanıf oi'“'ıj terdim. Kitabını, Sı—;:r çi sesini işitir gibi olu. e san oğlunan yazdığı hiç Hl;% vücude getirdiği hiç bir BanB' çai kaybedilmesine, unııt“ll““":._u değilim; fakat fes Basdis'Nin | liy birçoğunun kaybından doğü t nü unutturabilir.., iç-,w gelmek W Dünyaya hangi terdim? yahtte Bugün her WW bİr sızlıklar, görülen uıl' âlemin çöküp bir Saciğali n.gı üzere olduğunu habef ykade birinci asır adamının hî::;'ı gaü ları, kıymet hükümleri. aekli olmas! telâkkisi #e bizden çok fAFT | ppi pek müuhtemel. Şüphe od""!m Nj “muhakkak" dlyem'ı)'ol'“m' nelerinde dünyaya Sdmaw dim; çünkü o deı'i:::—m__ selik haber verdiği “yeni ' resini yorum ki daha teşe! de tirmemiş olacak; çarpı$ karak dünyasını kufm O dünya mükemimel hatini, W’, yüyemiyeceği için inhitatâ kaddüm eden halini çok #07 yirmi dördüncü, yirmi be&T u uzgule ct gtü AÜNYAYE « İ,W gelip “yeni adam' “ın yu"nk“'k : kaları görmek, onun bugü? WM* lerimiz hakkında - düşündük haf 1bette " Ç dik şaşırır, haylı tstırab 08 "* vir tecessüsümü Lalmi: e e rüfta kanaatlerimi l herkesi benden başka; DATA Si tib Bakar göreceğim İSİ? yet veremez. N olmak" e o b gene Hayır, hiç de böyle o devirde doğmuş olacağım içiğ M rin kanaatlerini duğumuzdan başka demiyoruz. Giyeceğimi3 Bir müddetten vide bulunan Maliy€ g bu sabah ebprllk:; [Ü' B Fuat Ağralı birki dıktan sonra