2 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mılletler Cemiyeti asamblesi yaklaşırken... Yazan: İspanyada ilk kurşun patladığı — Eyvah! Bu kıvilcim mutlaxe Avrupayı tutuşturacak! Diyenlere hâdiseler acaba on dört ay sonra hak kazandırabilecek mi ” Yani on dört aylık bir çekingenlikten, idareimaslahattan ve — mızmızlıktan sonra, açıkça taayyün etmiş bulunan cephelerde, her devlet iddia ettiği menfaat ve eğemenlik icabatına göre üzerine düşen vazifeyi başarmağı kalkışmak cesaretini göğterebilecek mi? Sanmıyoruz. Frankonun ve Fran. koya yardım edenlerin karşısında, bü. yük demokrasiyi temsil edenlerin ku- mândaları altmdaki Şnayder ye Hoç- kis bataryalarının, boğmaca öksürü. ğüne tutulmuş çocuklar kadar bile, ses çıkaramadıklarmı gördükten kelli bunu sanmak hata olur. Kendi manzumesinden olan ve her bakrmdan tamamiyle kendine benzi. yen bir devlete kargşı tuttuğu yol her an yeni ve tehlikeli bir tecelli göster. diği halde demokrat Avrupa halâ sap. landığı yerde durmaktadır. Fransa ve İngilterenin İspanya hâdisesini mev. zifleştirmek iddasımda ve hulyasında ısrar ederek kaybettikleri zaman için. de, cihana bir başka istikamet ver. mek istiyenler her taahhüdü, her em. niyeti ve her hakkı torpilliyen bir mevzie girmiş bulunuyorlar. Artık hâ. disenin İspanyada mevzitleşeceğine i. nanan kalmadı. Bilâkis dünya sulhü. ne meydan okuyanlarm mevzilerine dünya mikyasında bir tehlike olmak istidadiyle yerleştikleri, bu mevzileri sağlamlaştırmakta oldukları zannı u- yantyoör. Dündenberi cereyan eden hâ. diseler bu zannı teyid eder mı.hiyette. dir. İki gün evvel bir Türk siyasi mu. harririne bir ağızdan hücum etmiş o.- lan İzvestiya ve Pravdanm garbi Ak. denizde Soövyet bayrağına yapılan son tecavüzü nasıl mütalea edeceklerini ve - memleketlerinde terbiyeleri altma ko. nulmuş plan efkârı umumiyeyi nasıl . bir siyast harekete alıştırmak emrini alacakları cidden merakla beklenecek bir noktadır. ' Garbi Akdenizde Sovyet gemilerine torpil sıkan denizaltı gemileri her geyden evvel bu coğrafi noktada bir cok deniz kuvvetlerine ve birçok de. niz üslerine ve nihayetsiz imkânlara sahip bulunan Fransayı hatırlatıyor. Acaba hu Fransa, Sovyetler Birliği ile arasında tedafüf, tecavüzi bir itti. fakı olan bu Fransa ne yapacak? Yarı resmi bir tarzda Paristen ak. settirildiği şekilde, yani gönüllüler hakkmdaki takyidatı kaldırarak, ni . hayet “Valence” a açıkça yardım ede. cek mi? Akdenizde Bolşevikliğe yaşa. mak imkânı vermiyeceğini ilân edip duran ve “Valence” 1 kızıl renkli gör. mekteki ısrarı malüm olan İtalya, bu hareketi Bolşevikliğe bir yardım suretinde tefsir etmeye cür'et ederse yardımında ısrardan dönmesi müm. kün ve muhtemel neticeleri kabul ede. cek mi? Bir Akdeniz adasında askeri manev. ralar yaptırdıktan sonra Almanyayı resmen ziyarete gitmeye hazırlanan Muzsolini, İngiltere ile olan temasla. rından İngilterenin hoşuna gidebile - cek mana çıkarılamıyacağını işaa et. tirip dururken, bu vaziyette bulunan bir İngiltere, Fransayla müşterek bir kat'i hareketi göze almaktan çekine. cek mi? Habeş harbi esnasında Laval kabi. nesi bahri müzaherete yanaşmadığı için İngilterenin fiili bir müdahaleğzn gekindiği rivayet edilmişti. Acaba bu tefer de İngiliz bahri müzaheretini temin edemediği için Fransa mt ha- Peketsiz kalacak? Bütün bu suallarin sarih cevab bul. maktan obediyyen mahrum olacakla- rıya im'sumı. “Zira Ingutere ile SA a (u kefar n Şekip Gündüz Fransanın kararsızlığı — Akdenizin garbında initlative'i mütemadiyen Al. manya ile İtalyaya bırakmaktadır. Vak'aların daima İtalya tarafından tahrik edild $i sanılıyor, Almanyanın bunlara müzaheret ettiği görülüyor ve her emrivaki karşısında büyük de. mokratlara, ancak şaşkın şaşkın, Zze- hire panzehir aramak işi kalıyor. İtalya “Akdeniz Bölşevik olamaz!” dediği anda, Akdenizin Bolşevikleş. mesini istemiyenlerden hiçbiri: “— Alâ., Fakat faşist de olamaz!,, Diyemedikçe bu halin böylece de- vam edeceği muhakkaktır. Bilhassa Fransanın bunu diyememesi Milletler Cemiyetini kuvvetlendirmek ve yük. sek hakem vazifesini görebilir bir ha. le koymak arzusunda olanları müşkül bir vaziyete sokmaktadır. Böylelikle milletler arasındaki ahenk bozuluyor, böylelikle umumi emniyet laftan iba. ret kalıyor, böylelkile tecavüz kolay- sallıya dolaşıyor ve böylelikle harb devam edjp gidiyor. Milletler Cemiyeti — Asamblesinin toplantısı yaklaşirken siyast dünya- nn hiç de Milletler Cemiyetine gurur verecek bir manzara arzetmediğini buraya kaydedebilmek ne acıdır! Şekip GÜNDÜZ — Dost Romanyanın Türk heyetine gösterdiği hüsnü kabul Ankara, 1 (A.A.) — Profesör Ba- yan Âfetin riyasetinde Bükreşe giden raretil kabul ve itina Türkiye resmi mehafilinde ve efkârr umumiyesinde dost Romanyaya karşı büyük bir ta- hassüsle dikkate değer iyi tesirler yap tığı kaydedilmektedir. Hariciye Vekili Cenevreye Yarın gidiyor talyada hiç bir mü- lâkattabulunmıyacak Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüştü Aras yarın Cenevreye müteveccihen şebrimizden hareket edecektir. Tevfik Rüştü Aras İtalya yoluyla Cenevreye gidecek, fakat İtalyada kalmıyacak . tır. Hariciye Vekâleti Siyasi Müsteşarı Numan Rifat Menemencioğlu dün bu hususta - bir muharririmize şunları söylemiştir: “— Hariciye Vekili doktor Tevfik Rüştü Aras'ın İtalya tarikile Cenev- reye gideceği doğrudur. Fakat Kont Çiano ile bir mülâkat yapması mevzu- ubahs değildir.,, Milletler Cemiyeti Asamblesi içti. mMmama iştirak edecek heyetimiz aza- | lığma tayin edilmiş olan eski Bern el. çimiz Bolu saylavı Cemal Hüsnü dün akşamki ekspresle yeni vazifesi için Cenevreye hareket etmistir. Ayansın tekzibi Ankara, 1i (A, A.) — Ankara hükü. met mahafilinden öğrendiğimize göre "Şon Poşta” gazetesinin hariciye ve. kilimizin Cenevreye giderken takip e- deceği yola hususi maksatlar atfetme- si kendi icadıdır. Tahmine istinat e. den fuzuli tefsirler doğru değildir. İran general konso- losu vefat ettti Bir müddettenberi'mezüunen Roman. yada bulunan dost İranım İstanbui general konsolosu Ferruh Braghan a. ğustosun 30 uncu günü Sovatada ve. fat etmiştir. Merhuma Allahtan rah. met dilerken kıymetli bir evlâdını kaybeden kardeş İrana ve rahmetlinin kederdide ailesine beyanı taziyet edo. riz, laşıyor, mütecaviz kollarını sallıya | heyetimize" Romanyadda' gösterilen ha> | | halinde mütalea ettiğini bi K b | N eRA v bir teklife Trakyada yapılan son manevra harp tayyareciliğinin bizde ne derece ilerlemiş bulunduğunu açıkça göster- di. Tayyarelerimiz, yirminci asırdu memleket müdafaasının bu en mühim silâhını keşifte, taarruzda, baskında, ferdi harpte ve filo halinde harpte ne mükemmel surette kullandıklarını birçok yabancı mütehassısları hayran ederek isbat ettiler. Bu arada büyük Erkânıharbiye tarafından Türk tay- yarecisine temin edilmiş olan vasıta- ların güzelliği, yeniliği ve küdreti de ayrıca nazarı dikkati celbetti ve Türk hava kuvvetleri bu cihetten de ayrı bir kıymet alarak hava müdafaamızım ehemmiyetini bir kat daha tebarüz ettirmiş oldular. Bu hali gözlerile gö- renler geçen yıllar içinde Türk tayya- reciliğine sarfedilmiş olan himmetin derecesi etrafında müsbet bir fikre ulaştılar. Halkın hava kuvvetlerine karşı duyduğu sempati ve alâkadan doğan fedakârlığın hiç de boşa gitme- priş olduğuna bir daha inandılar. İki üç gün evvel, herkesin teslim ettiği bu hakikatı ele alan Tan baş muharriri Ahmet Emin ortaya şöyle bir teklif attı: “Türk tayyareciliğinin daha iyi in- kişaf edebilmesi için sırf bu işle uğraşa cak bir bakanlık tesis edilemez mi?,, Muharririn bu teklifi iyi bir niyet- Je ortaya atmış olmadığını iddia et- mek için ortada bir sebep görmediği- miz gibi böyle bir teklifin tamamile menfi bir netice doğurabileceğini tah- min edebilecek bir ihtisas ve salâhiyet cıllğ; sırf bir memleket müdafaa vasi- tası halinde” mütalea ettığ!mız anda bu müdafaa vasıtasını diğer müdafaa vasıtalarını idare eden sakaftan ayır- matin doğru olamayacağı kanaatinde bulunduğumuzu göylemek isteriz. (*) Kemalizm kendini devlet halinde ifade ettiği gün memleket müdafaa- sına mahsüs olan kuvvetleri bir kül harbiye ve bahriye nezaretlerini lâğvedip bir milli müdafaa vekâleti kurmakla açık ça izah etmiştir. Cumhuriyet Türkiyesinde büugün bir deniz bakanlığı bulunmaması An- karanın coğrafya bilmemesinden, Tür kiyenin kıyısı bol bir vatan olduğuna akıl erdirememesinden ve Türkiyede tersanelerile, mükemmel ihtisas mek- teplerile, zırhlıları, kruvazörleri, muh- ripleri ve denizaltı gemilerile, tarihi ve ananesile birlikte bir deniz harp kuvveti bulunduğunu — bilmemesinden ileri gelmemektedir. Bilâkis Cumhuri- yet Türkiyesinin deniz harp kuvvetle- rine karşı gösterdiği yüksek alâka; bu kuvvetleri mükemmelleştirmek için sarfettiği para ve dikkat herkesin malümdur. Hattâ tıpkı bugün bir hava vekâleti ihdası için ileriye sürü- len fikirlere ve temayüllere benzer fi- kirler ve temayüllerle Lozandan son- ra Ankarada bir bahriye vekâleti ih- das edilmiş olduğu da hatırlatılabilir. Bu vekâletin sonradan hiç de basit ve gelisi güzel almmış bir karar suretinde tefsir edilmemelidir. Bu vekâlet nasıl düşünülerek kurul- muşsa yine öylece ve çok düşünülerek lâğved'lmistir. Zira gerek bu. vekâle- tin mevcudiyeti esnasında ve gerekse ijmnaratorluğun deniz kuvvetlerini ay- rı bir vekâ'et halinde idare etmek iti- yadında bulunduğu devirlerde donan- mamızın teknik; vasıta, terbiye ve ele- man bakımlarından geçirdiği devamlı buhranın — bir - parça — da — böyle bir vekâletin mevcudiyetinden ileriye geldiği anlaşılmıştır, — Bugün, küçüklüğüne rağmen gogsü müzü iftiharla kabartan deniz harp kuvvetimiz hiç de bir bahriye vekâle- tinin eseri değildir, o düpedüz milli müdafaa vekâletimizin eseridir ve bu eseri daha güzelleştirmek ve büyült- * * da değilir. Yalnız tayyarasi naştırmak, birlikte Çalışmağa allşlır. " makla küruülabilir. "Bu küyvvetler-sulh (- .den kolaylıkla anlaşılabilir. lâğvedilmesi | Hâdiseler ve fikirler... Millt müdafaada hava kuvvetleri ve mukabele Yazan : Nizamettin Nazif mek için bu milli müdafaa vekâletimi- zin sarfettiği faaliyet hiç kimsenin meçhulü değildir. Bir bahriye vekâletinden mahrum (1) olduktan sonra Türk denzciliği- nin terbiye, silâh, vasıta ve tersane bakımlarından gerilediği iddia edile- bilir mi? Bahriye vekâletinin lâğvından son- ra Türk denizciliğinin aldığı hız ve ulaştığı tekâmül, şunu isbat etmiştir: “İster denizde, ister karada, ister havada olsun milli müdafaa ancak milli müdafaayı kurmak ihtisasına, fennine ve hünerine vakıf olanların becerebileceği iştir.,, Yirminci asırda milli müdafaa, Ke- malizmin gayet büyük bir isabetle »teşhis ettiği gibi, inkısam kabul et- mez. Deniz kuvvetleri tek başıma de- nizde harp yapacak kuvvet manasına almmamalıdır, Deniz kuvvetleri kara kuvvetlerile ve her ikisi birden hava kuvvetlerile tam bir tesanüd ve ahenk halinde çalışıp vazifelerini başaracak-| : lardır. Türkiyede donanma, filo, filo- tilâ yoktur. Deniz kolordusu, deniz tümü, ağır ve haf.f deniz bataryaları vardır. Hava kuvvetleri de tıpkı bu- nun gibi hava kolorduları, ağır ve ha- fif hava bataryaları suretinde ele alm- malıdır. Bu tesanüd ve ahenk yalnız bir harp zuhurunda bu kuvvetlerini başkumandanlık karargâhına bağlan. masile temin tedilemez. Böyle bir te- sanüd ve ahenk ancak milli müd_ıfaa. nın bu üç silâhını aynı dam, aynı ça. tı, aynı sakaf altında biribirine kay. zamanında tesanütlü ve ahenkli bir terbiye aldıkları takdirdedir ki başku. mandanlık harb vukuunda, mükemmel bir harb kadrosuna sahip bulunabilir. Bizim — teşkilâtımmızm bu bakım- dan ne derece ileride bulunduğu birçok tanmınmış Avruüpalı mütehassıs askerler tarafından söylenmiş sözler- Bilhassa Fransız mareşalı Petainin geçen yıl Fransada hava, bahriye ve harbiye nezretlerinin lâğvile bunların üçünden bir milli müdafaa nezareti teşkilini ileriye sürmüş olduğunu hatırlatmak isteriz. Ahmet Eminin teklif ettiği hava bakanlığı, işte, Fransada tecrübeli bir kumandan tarafından - lüzumsuzluğu ileriye sürülen böyle bir bakanlıktır. | Böyle bir bakanlığın lüzumsuzluğuna en zengin ve büyük hava devletlerin- den birinde uzun tecrübelerden sonra kanaat getirilmiş olması bizim kendi teşkilâtımızda ısrarımıza kâfi bir se- bep değil midir? Mikyası, vasıtaları ve kontrol ettiği teşkilâtın hudutları bizim mikyas ve imkânlarrmızdan büyük bir hava dev. letinin kendisini müstakil bir hava ne- zaretinden mahrum etmemesi mantıki bir icap ve lüzum iken neden Fransada böyle bir aksülâmel doğuyor? * Bize kalırsa bu, her şeyden evvel üç büyük silâh sahasma aynı mükem meliyette üç büyük teşkilât temin edememek gibi bir imkânsızlıktan do- ğuyor. Birbirlerile devamlı bir ahenk teminine mecbur olan bu üç büyük silâh sahasının faaliyetlerinden birbi- rini haberdar edebilmek için kırtasiye ciliğe ayrılan pay ve kırtasiyeciliğin içinde kaybolan zaman da herhalde mareşal Petainin sinirlenmesinde mü- him bir rol oynamış olsa gerek, Nizamttin NAZİF (Devamı 11 incide) (*) Bu yazı evvelki gün yazılmıştı. Dün kü gazetelerle bir umum hava kuman. danlığı ihdaa edildiği bildirildi. Bu hal makalemizdeki noktal nazarın Kemalist telâkkilere uygunluğunu İsbat etmiş büu. lunmaktadır. -— sitiyadlarıma uygun O dünya mükemmel hahm' renmek isterdim.Fakat © îsan yaİnlf- ( zamanını Se"gîug ÜNYAYA hangi asırdt isterdim ? dört yi Athina'nın Perikles devTi: ve'D gilbs seneleri İtalya'sı, İngiltert glmlgf “ beth'in saltanat sürdüğü haytl Şüphesiz hepsi de güzel: gini ihw'"L ettikçe 0 zamanların yaratıci gisini? le, fakat artık sönüp kendi a!"ud ihe bir gölgesi olarak kalmış Y yirleri? tirasile titriyoruz. Fakat © -d0 dünyayâ gölip Sokrat İl€ için bY ile, Bacon ile konuşam gıîn Z g,pr hüzün duymuyorum. ÜD al ak İ da doğup Montaigne ile tanışi! urk'3lı terdim. Kitabını, BEsstis 'i F sesini işitir gibi oluyoruz: kıtabm' san oğlunun yazdığ! hiç î egefîdn vücude getirdiği hiç bir sanâ* — li kaybedilmesine, unutulm wı değilim; fakat Jes Essais'nin birçoğunun kaybından doğ nü unutturabilir... Dünyaya hangi asırdâ terdim? Bugün her t,arafta hl sızlıklar, gor'hlen âlemin çöküp bir baş üzere olduğunu haber V birinci asır adamının hıslerîlıı ları, kıymet hükümleri, haSh telâkkisi Je bizden çok fazf ek fi pek muhtemel. Şüphe Zlma M “muhakkak” diyemiyorum. Ik;:?:u** nelerinde dünyaya S'ehnek dim; çünkü o devirde, haber verdiği “yeni adam' » yorum ki daha teşekkld tirmemiş olacak; çarp karak dünyasımnı kurmaga yüyemiyeceği için inhita kaddüm edeegn halini çok ü ”; yirmi dördüncü, yu-ml gçe lı'fw ÜulaLlitcel, İyte avnyayt utĞ" - gelip “yeni adam' ın YH0 1 C L kaları görmek, onun b“g"" lerimiz hakkında düşül şaşırır, haylı ıztırab ts€ | vir tecesstisümü tatmin © yı&'w' rafta kanaatlerimi Ş g,_rib herkesi benden başkâ, nban rib bakar göreceğim İSİP yet veremez. d*"' Hayır, hiç de t:ıo)île ıgin devirde doğmuş olacağım M rin kanaatlerini taşırlm M t adamları ile beraber Y l":;, istikbalin hasretini göf”" * düşüncemiz bize bunü K M ğ hislerimiz innanmıyor- duğumuzdan başka tüdw”r' demıyoruz_ Gıyeceğ'im“ dgo lJecek günlerde de bugün M nür, bugünkü gibi hi”’” | olarak görüyoruz. Demek yit:,p ze yaşanabilecek zamân M y olan reti de, istikbal hasf€ Ön altıncı asırda M yiminmamadamlw M# Terdii Yay şinci asırda gelmek iBei vpeğ gl c asır adamı olar gürnî“ sevdiğim yegâne 5f" —— Ox0 ğum asırdır. n.]ı A | , | Maliye Vekili M» Bir ıı:u.v:ldı:ttenb vide bulunan Malıîe bu sabah ekspresle şeh Fuat Ağralı birkâf dıktan sonra Ank'f“'y M. **“'_,

Bu sayıdan diğer sayfalar: