“ys ope soynurul May © goy Burrem OK döoy oz AYY (SE KT io Gizrarsşur spo opr “0GYUL YULYULIA) guayfrur ryıgada Za 3ziS #pugyiy ler, Arabanın yanımda giden Dango. ismin bir tarafına da Dalbaran geç- maişti, Zindandan çıkış İşi o kadar uzamış. tt iki, Fausta ve maiyeti Sent Antu. an #okağına varırken, ortalık tama. mon kararmıştı. Pardayan Faüsta ile Dangolemi bu sokağın başında bekle. nekteydi. Faustanm emriyle etrafı çevrilmiş olan Dangolemi görünce: — Zavallı dük.. Faustanm arabası şanında giderken, bu dakikada prensö sin esiri olduğunu düşünmüyorsun".. Dangolem istediği kadar sevinsin, halbuki işin aslı hiçde böyle değil, Pardayan ilersini iyi gören bir'a. damdı. Filhakika dük şimdi de Fans. tanın elinde bir mahpus olduğunu an. lemam'ş bulunuyordu. Pardayan ka. fileyi Soriyentes konağına kadar ta. kiy etti. Faustanın arabası konağın ö. nlne geldiği zaman etraf tamamen ka varmış, gece olmuştu. Büyük kapı, Fatistı ve dük girdikten sonra kapan. ây İste şimdi dük asil mahpesine gir. miş İwunuyordu. Fauslanın eline üirin çök pisman olacaktı. Pırdiyan Korağa girmenin çeresini düğünmeze kayladı. Binanın etrafı çok vük-ex duvarlarla çevrilmiş, gi. reblecek yer'eri de muhafızlar tut. msslrir Bimenaleyh girmek iği çok zorlarmıstı. Bu müşxülât Pardayanm muhak'tak içer: girmek arzusunu 2İ- yaisleş'iriyordu, Onun serseri haya- arda girmediği yer, aşmadığı duvar var amıydı xi? Daha sabah'eyin Kon. çininin çok iyi muhafaza edilmiş sa. Tayma nasıl girmişti? Pardayan İçe. « pi girmeyi bir kere aklına koyunen buu ya alıydı. Düşünmeye başla. |, İ simdi pekâlâ hatırlıyordu. ii : : ipe py' Prag örieş See gi şi Ban 28 Eer, ALRİe FİŞİ Şİ Kg ia öiceeoek BERİ pare BR Ee; $ RAE BER” “nez munk gi şe ö » Sie Sept. Esir Kiz” İş ii ş lek ilalalilş 3 SAF g8 gç8 E fan ş Siz Özge ğrin iimdı ERE ÇA? Pip” BAŞ. Ye? İ. Bap “EKE lak ERE r z 8 Bp ipi ipe ie iz 2 O CE ese ekine a Bi ie <p perpa 2» g3 ins 2İ i ğ3 i - $ Boş ; â E : ve İL Bi. 3 p | PE 5 i 8 PE ME PRE gi E sai gis öp m dji Eşik # Şaki “ı.E PEŞE dr 26 prag BE PELE als dei e Bi bin a: Epik öp Gali 5 api işei b Beri BE Ekip: De 8 sip ep İEİrk e ğşle EE aş in ; ii He R o mi lez pg Pişir eri , zi İSİ Ee ŞE SE di z R Z s abi eğ ; de a Eğ 5 iş ğ R LR ” bee ipek Kk ğ İ ER pa - 2 3 SE ke a e ER ŞE, ak : J » 3 w . 3 ç 110 PARDAYANİN KIZI — Canım, ne diye bu kadar düşü. rüyorum. Kendimi yormıya lüzum var mı ya! Şu çıkmaz sokağa girer, küçük kapıyı üç defa vurur ve Lagorel pa. rolasmı veririm, bakalım açarlar mı? Okuyucularımıza şunu hatırlatmak lâzımdır ki, romanımızın başlarında Legorel, arabada saklı olan Fausta le konuştuğu zaman bu parola karar. Taştırılmıştı. Kadın aldığı talimatı zihninde yerleştirmek için hızlı hizli; tekrar ederken, o sırada Pardayanla oğlu Jan da oradan geçiyorlardı. Hiç bir şeyi kaçırmamak âdeti olan Pan dayan, Lagorelin huzlı seda ile tekrar ettiği sözleri duymuş ve aklmda tut. muştu. O sırada duyduğu bu sözleri Sokağa saptığı zaman düşündü: — Bu parolayı işiteli bir hayli za. man oldu. Madım Favs'a şimdi İs. panya kralının fevkalâde murahh”sı düşes dö Ssriyentes cenaplarıdır. Bİ. nacaaleyh parolanın değişmiş olmüsi akla gelebilir. Bu haklı düsi'nce Pardayanı, kend. ne başka bir girecek yer aramiyı sev. ketti, — Vay canıma, bu ne yüksek du. varlar. Bu kadın, kale gibi keralı bir yerde niçin oturuyor? Hükümet böy- le şeyleri yasak etmelidir. Yirmi sene evvel olsa bu duvarlar bana bu kadar yük»ek ge'mezii ya. Ama şimdi, bu yasımdayken bunları amak bana bir az güç gibi görünüyor. Öte tarafta bir nöbetçi bulmıyscağımı bilsem tesriibe edeceğim. Ya nöbetçi görür. $e. o Onu' öldürmeden sustuarmanın çaresini bulamaz değilim, değilim a. ma, gürültü olacak, herkes üşüşecek, ben de Fausta cenaplarının Şarl Dan. 2.— pi SM ş)izi Beda i ti MM igü ; e gilioiler : a 0 Bp? u $ ii dji 5 ul 0: 3 3 . 2 İ EE i gOje'jir Gö gişilşes vE ŞlEEŞ eee ayği; O; ş)a33 ŞE: alis4 yg ti 3416 de GE iiğekgii yz möuPeEze Z AE ii m Badi > : İişiçcis iie m BİL SE çaişE3 5 âgiai” 32 eip e aguğeğ çi9Ee w eağişortaszE 5 İatesağyözu” EE HİTİREEL e E gaçim. 2185 degilde sez Miriğieeii irriririr yaptıktan ve konuştuktan sonra, şimdiye kadar parça 25) to twelve) in a similar way we say: Twepty.five ( al gi pug © : EE ibi j4 z r ö aliy when (1), ten trains, If we want to say the date, we say (20) to one (12) ten (10) to eleven (41)7, and so on. ulally one often says merely ten & cond (22 nd) of June or June the 22 nd; the thirty.first (31 st) of January ör January the 31 st, and s0 on. If we want to mention the year, we say, for example, the year hineteen hundreğ (1900) or eighteen.ninety.seven (1 phone numbers nought (0) is called O. So we say: Lon. or ninetesn.tweniy.nine (1229). ete. When seying tele, don Well oneDihreesix (1038); or eleven forty-five (11.45), especi: the first (İ st) of Mayor May theist,the twent (12); twenty > Collogi PARDAYANIN KIZI yi Time iiylemek elediği önleri du | Parlayan da bu adamı tedi yamıyacağım.. Halbuki bunu mutlakâ duymalıyım. Hayır, duvarı aşmak 8- kıl kârı değil, yine gidip küçük kapı. Yı çalayım, - Pardayan küçük kapıyı üç defa vurdu ve parolayı söyledi. Kapı hemen açıldı. Pardayan mantosuna sarılmış olduğu halde bir kandil ile aydınlatı. miş bir nevi karakola gidi. Oradaki adamlardan birisi hiç söz söyleme. den bir işaretle Pardayanm kendisi. ni takib etmesini bildirdi. O da, sükü- netle adamı takibe başladı. Rehberi bir hayli yürüdükten sonra onu kü. çilk bir odaya soktu ve beklemesini söyliyerek dışarı çıktı. Şövalye oda. da yalnız kalınca herifin kendisini ge. tirdiği kapının karşısına rasliyan bir kapıyı açtı. Burası loşça bir koridora çıkıyordu. Pardayan bu koridora gi- rerek ilerledi. Fakat nerede bulundu. ğunu ve nereye gideceğini bilmiyordu. Böyle olmasına rağmen büyük bir emniyetle ilerliyordu. Eski çevikliği İamamen gelmişti. Faustanın dük Dangolem ile görüştüğü odayı bul. mak için taliine güvenerek yürüyor, yürüyordu. Böylece birçok sflonları geçti, bir sürü kapıları açtı, kapadı. İstediğini hâlâ bulamamıştı. Yollarda hiçbir canlı mahlüka raslamamıştı. Senki bütün konak boşaltılmış gibiy- di Nihayet küçük bir odaya geldi, ka- piyı açmıya hazırlandığı sırada kapı birdenbire açıldı ve bir adam gözük- tü. Pardayan bu adamın yüzünü gö- remiyordu. Herifi boğazıtlan yaka. Jadı, ses çıkarmaması için kollarımı Heri doğru uzattı, O vakit adam ha. fif bir sesle: | * ' Mösyö dö Pardayan - diye &es. te Hayretle şu cevabi verdi! — Vay Valver, sensin ha... Valver odaya girdikten sonr8 ig? piy: kapadı. Gözlerine inanamadığ anlaşılacak bir tarzda: kre? — Mösyö dö Pardayan, diye (6 etti... — Senin burada işin ne?. > Bu sözleri asabiyetle söylemi Valver daima sakin bir insan Ol#”e., tanıdığı Pardayanın sinirlilik göst gen mesine ve âdeti olmadığı höld© döl diye hitab etmesine şaştı. oldur tun pek mühim bir iş üzerinde toe Hunu anlamıştı, Hemen kendini ladı: — Ben vazifemi yapıyorun8» değ — Vazifen mi? Ne vazifesi-. — Düses dö Soriyentes cenabi maiyetinde çalışıyorum. — Düşes dö Soriyentes mi? Derek. sen düşes dö Soriyentesin hizmeti” desin ha... $ — Evet, efendim. — Ne zamandanberi, hem yesil — du da sen bu hizmete girdin? > Şurası garipti ki, Pardaya dik leri gittikçe daha fazla bozulUl. yar Binaenaleyh del'kanlı kıss gir vermekten başka çare olmadığın! | tadı, his — On gündenberidir düşesir fee metindeyim. Bana yapmış ol kalâde teklifleri kabul eti ist sizi görmek ve reyinizi dim, fakat maalesef sizi ulama Sojiye gitmiş bulunuyordunu? beplen dolayı size haber tl buraya yerleştim. Bunda aba yok değil mi? Bu sabah bile “ yere Janı alâkadar eden bir ig İSİN “yo m Mi iliş Bayi gi iğ ! Ni 2. 2 larisi İ işi beer idin iski BE gr 1işii g3 diy O llağ, ertir Bü,tvi cödeii dö, OE rl e double two (1122), but Gerard 'Two-one-one.cight (2118) e 1 — Do you know what time Yaş ship evet — Yaz, ui wee Koriy five, Çevrilecek olan türkçe cümlelerin de ingilizerleri Aardırı Muraya Üre are the same, (Bundan sonraki kısmı ev. emer v We only zay “double” when cither the first two, or he st, two figures & <A Anrslerden. ve wi dsraken tercüme ediy w 2