” Âşk ve macera romanı — Nıkleden : (VB -İNİÖ) *STum, allahım korkuyo- D Canım.... Bütün ev hab “Gtracaksınız... w"(:: Sıkılma ifadesi hikse- tü b"" mrlkuıunu yenenek : Yİ » dedi- Eğer haki , Tica ede iz. Ya gidi- Nasıl & YA :::""'l Ya işte.. Arma gocuk- aa ge PU kadar ürküyarsun?... Göru ilerled Ve Ç Yranlara dokundü Hş lra v“"—ım...n B L *Ağız kendinin nerede ol- Ealöylemek iztemiyor, , ğîîmdu_ a gy tüvalet dalresine kaç- doğey Kördi. Hafif adımlarla, o- SN İlerledi Nerede oturuyor- Böyle N Neredesin? insan misa- Er..:' kabul eder?... - Gecenin fn b h. beklemen * Tabir g Stvap bile vermiyordu. o; .u:" Sözleri >hile — dinlemi- tadıma nail oldu. Tuvalet KN’* kapıyı kilitledi ;R_'""n kilit geşini işitince, öf- “h,ı,:; Toğru koştu.. a " Aç bakayım.. Bu yaptı- e- Ben genin kocarım.. Nkı;ııı kapıya sarsıyordu. *”ş Emrediyorum Vöt musun, Nermin?., F '.“'*Hakkım, hm“nu Sözünü dinletmeğe & N;fhkl Fakat kızcağız, ka- h n , ıh korku içinde - titri geleceğini *Ğİ akıl bile etmiyor- 'I"l:ı hayatın bi çok şeylerini bunları 1 almadığın © bakti karanlıklarda ita N bile gecmiyordu. dine, heyecan. öğrete- x Aöyleniyordu... *lek n 2 .. Ha lktrikler — işlemediği için Öög lti Nk *nu korkutmaktan — zevk n Hş_::wdn- du. ve kati bir ş_' h.ı'"mym:hı Üürgç* kere yalvarıp yakardı. Fakat sanra çarnaçar 6cbur oldu. N Üt ni AYak seslerinin uzaklaştı- | ha * biraz rahatladı. - Fakat e **Smeğe bir türlü cesaret havh, N_ *Vlusuna sarılarak, — ora- Üa Yi Ka (yaşında iken y "üı;::ı' Beçizebliir. Ni—_m,iı_'“"'n Nerminin de ak- be ""uı Ve nasıl — karşılaşacaktı. ı KÖ tece Uyordu *i geceyi d, YOtUm. Kapuyu aç! * de- Si Öğle w ğ )ı_,“' * Vemeğinde Onu pay Sitem edecekti N söylemek lâzım gel- Si İt ton derece — garip -. Terhiyeli bir erkek bir w Horkutmaz! o.g.“d"' bi Bi Bibi, _'f'd_ı yerleştiler. Her ** koca, karşılıklı otur- bir *N ufak bir stemde k kitabından başını *& Benç kadımı süzdü. n "Azarlarda merak — ve MRbatti kıpkırmızı ki- *k bir şe N Y söylemediği tikarmadan yemeği- R ;:;l*"lıaımılın mü, ha. laşmasından mu, ha. vaların bozulmasından mı, nedendir anlaşılamıyor boyuna elektriklerde arı- za oluyordu. Heman her akşam, Ner- min kalbi çarparak, karanlıklarda kalı- yordu. Genç kadın, İkbal kalfadan, lâmba, mum istedi. Fakat ihtiyar kadın, çiftlik- | te bunlarn kullanılmadığıı ve hiç biri- birini bulmanın imkânı olmadığını söy- ledi, Artık geçeleri Nerminin rahatı kaç- muştı. Odasına girer girmez, acele açe- le soyunuyor, elektrikler sönmeden ya- tağa yatmağa çalışıyordu. O geceden sonra Rüştü bey tekmar kızın odasma girmek teşebbüsünde bu lunmadı. Şimdi artık Nermin her çtır- dıdan ürkmüyor, anun tekrar gelme sinden korkmuyordu. Yatak otlasımım kapusında — da hiç anahtar yektu. Sürgü de yoktu. Kızca ğız bir iskemleyi kanadın arkasma da ayıp kendisini muhalaza etmeğe çalı | gıyardu. İşte bu akşam çok şükür elektrikler sönmeden yatağına yatmağa muvaffak olmuştu.Tatlı bir uykuya dalmıştı ki bir denbire odada bir şeyin yuvarlanması nın patırdısından uyandı. Derhal anladı: İşte, Rüştü bey tekrar gelmişti. Hemen yerinden fırladı. ktrik düğmesine hücum etti. | Fakat gene her yerler karanlıktı. | İlç gece gibi, gene o, gelen misafi | tin hayaletini zulmetler arısında göre iliyardu. Erkek, yavaş adımlarala ya tağa dogru ilerliyordu. Kızcağız yatağın öbür — tarafında, ayakta duruyordu. Erkek, gene yatağa 163 sene evvel bugün Meşbur seyyah Ceymis Kok Büyük Okyanustan Amerikanın| nihayetine kadar gitmek üzere | sefere çıklı ve Yeni Kaledonyayı keştelti Ceymiskok I7TA yalı 1 eyfül günü, 168 — sene evyel bugili yaşhur seyyah Ceymis Kok, — yeni Hebirid adasından büyük Okyanustan Ameri, kanın nihayetine kadar gitmek Üzere harc. ket etti. 163 Sene #vvel yapılan bu seyahat, dünya. nın sayılı seyyahlarından olan Ceymis Ko. Kun ikinci ve en mühim aeyahati —i0 Ü gün deniz yolundan sonra gayet geniş bir Arazi görmüştü. Bu arazi o vakte kadar hiç. bir Avrupulı tarafından görülmemişti. Bu. ramsı yeni Kaledenya idi. Karaya çıkmak için tam kırk sekiz SS4I rüzgüra karşı mücndele edildikten sonra aahile yanaşıldı. İlk bakışta mahaulştiz gibi görünen arazinin beyaz — ve Küru bir nebatla örtülü bulunduğu görüldü. Beyyahlar burada dolaşırlarken — yerlilerin | yirmi kadaz kayıklarlâ hücumlarına maruz elini uzattı. Boş bulunca : N—.i_" Bit Git... Cok - korkur | — Uyuyor musun, Nermin nerede sin? Kiye sordu. Ses asâbiydi. Gelin, kocasının şedasınr gene tanı yamadığı için korkmağa başladı. - Nermin! — Bana cevap ver... Neredesin?.. — Cevap ver,. Titreyerek; — Buradayım! dedi. — Nertede? — Şurada, Penceçenin önünde.. Fa kat ilerliyecek olursanız, emin — olun, açar kendimi aşağı atarı — Deli misin, çocukluğu bırak. — Korkuyorum, — Niçin? — Mevçudiyetiniz beni ürkütüyor, — Korkacak bir şey yok. — İsrar etmeyin, Hediğimi yaparım.. Bu kati karar, adımı olduğu yerde durdurdu. — Peki arnma niçin? —- Öyle işte.. — Evlendik mi, evlenmedik mi? Da ha kaç zaman bu garip oyunu benimle Oynyaca ksınız?., — Ben kooama ayun oynamıyorum | Nermin ağlamıya haşlamıştı. Hıçkırıklar arasında: — Ben sizi memnun - etmek istiyo Tum., Sözünüzü dinlemek — istiyorum.. Fakat bu karanlık beni korkutuyor, — Ne yepalım çareslz! , —- Bari bir mum.. Bir lâmba olsa.. Geldiğiniz zaman ışıkla gelseniz, Bu ka dar Ürkmem,, —« Hadi, bırak.. Yanma geleyim.. O zaman seni teselli ederim, Korkmazesın. — İsrarınız çok garip.. Niçin bu sa atte böyle geliyorsunuş? Günldüzleri yüzüme bile bakmıyorsunuz. — Tabii.. — Runun nesi tabil? (Devamı var) | kuldılar, Kok önlark işaretlar yapmağa baş. | İdı ve gemisine dâvet eiti.. Yerliler bu Işa. | retlerdan Ürkmiyerek yaklaştılar. Hattâ sey. yahla yemeğe bile oturdular, Yalnız — Hind yer elmasından başka bir gey yamadiler. Hayatlarımda keçi, domuz, köpek, kedi ve koyun gibi hayvasatı gürmiyen Kaldonyalı. ik Kuyvetll ve cukur İssanlardı. İkleel güNü #ahile çıkan Kak yerliler — tarafından büyük bir merasimle karşılandı. Ahali mrez. Tak, #apan ve topuzlarla ailAhlanmızlı. Muz ağacmın yaprakları İle âyıp yerlerini örtü. yorlardı. Kok yerlilerin yaşayışlarını tetkik eti Yertilerin arı kovanıma banıiyen ve içi. ne dört köşe bir delikten girllen toprak evle. zi vardı, Yiyecekleri yalız Nogi adı veriles bir nevi balıkla hir ağacın kabuğu idi. Ceymis Kok buradan ayrıldıktan Bözira yeni Kaledonyanın şimaline doğru — hareket etti. Rirkaç güşlük yolçuluktan soçıza büyük bir dağ görmlştü. Fakat gemiler yaklaştık. ça bu dağın bir ada olduğu Aalaşıldı. Btrafı Yalçın kayalık olduğundan çıkmak mümktin Olmayan adaya Pen adı verildikten sonra ge. BA Kokun Norfolk adı verdiği bir adaya ge. Nedi. Bu ada yirmi yedi kKilometre murabbar Wdi. İngiliz seyyahı hu keçiflerden aonra mem leketine döndü. Hükümet — müuvaffakiyetle. tindan dolayı rütbesini arttırdı ve mükülut. dandırdı. . .» * Caymis Kok Adt bir amelenin — oğtuydu. 1738 yılında dağmuş, nahiye Mekteplerinde lik tabatlini yaptıktan sorra Dabaar ile tarta. da çalışmağa başlamıştı. Ön dokuz yaşında Tagiltere Ne Irtanda sabilleri arasındı gemtlerde gemiciliğe başlayan Kok, 1758 yı. Hmda asker olmuş, Üç sane sönrü kaptanlığa terfi etmiş daha aanra bir cek Memleketlere myahat yaplıklan sonza 1768 yılında büyük Okyanuşa hareket cden bir YADUrun Kaptan. liğına tayin odümüşti. İşte büyük seyyah bu seforine bir çok veni adalar ve bu arada mez hur Taitit adasmı keşfederek burada beş ay Oturdu. Banra yeni Zelfindi Kaşfederek adım: ebedtleştindi. Viyazi Ahmet Tontomn amcanın çiftesi Fırtına apartımanlardan birimin süşlü bir odasında, Enise ile Memduh, sımsıkı sarılmış, büyük İdivanım üzerin> de oturuyorlardı. Açık, geniş pencere . den içeri, güzel bir deniz hayası giriyor- du. Genç kadın ; — Hayır, hayır Momduh! , dedi. - O- lamaz! Arkadaş kalmalıyırz. Benim dost huğumla iktifa etmelisin!. Delikanlı, sanki bir kadımın dostlu - ğunda ne vaatlar gizlendiğini bilmiyor - muş gibi, öfkeyle Eniseyi itti. Güzel yeni Dışarıda, hava bulutlanmıştı. Sıcak bir ledes esiyordu. Genç kadm, otuüz iki yaşınday Onun rzarafetinden anlamayıp kendi. sine ihanet eden ahmak kocasından beş senedenberi ayrılmış bulunuyordu. E - nise zenginldi. Tekrar evlenmekten kor kuyordu. Hürriyetini muhafaza etmek en büyük emeliydi. O sırralarda kendisini ven bir avukata rastlamış, tam iş ciddi. leşeceği sıralarda, avukatın ömrü vefa d kederini tınak için, İki Sene seyahate çıkmıştı. Bütün Avrupayı dolaştı. Hayatta her şey geçtiği gibi bu a i. Avdetinkle işte bu güzel, yepyeni apartımanı seçti ve yerleşti. Bir baloda Mergduhla tanıştı. Bu genç ancak yirmi iki yaşındaydı. Ken - di gibi ruhu tazeydi. Aralarında gayet iyi bir arkadaşlık başladı, Delikanlı, kadmı çıklırasıya şeviyor, fakat daha ileri bir adım atamvyordu. Aralarında en gfak bir macera bile olmadı. Enise, neden ona fazla yüz vermedi- ğini kendi de analmıyordu. Belki şimdi. ye kadar bütün intihaplarında aldandı- $çin korkuyordu. Maamafih, o, Mem duhu pek seviyor, pek beğeniyordu. Saatlerçe, başbaşa kalıyorlar, fakat bu halden Enisç müvazenesini kaybet- evkalâde se | miyordu. — Bu dostluğumuz ne iyi, Memduh.. 'Tertemiz.. Bunu çok kişi anlamaz. Fa- kat pekâlü oluyor işte. « Bazan da daha ileriye vararak — Uzat yanağını öpeyim! - derdi.- Öyle çocuk tenin vtr ki hoşuma gilli- yor. Bu ayun, delikanlıyı - çıldırtıyordu. Ve ileri varmak istediği zaman, Enise, ciddiyetle: — Çıldırdın mı? Düşünsene, senden ne kadar büyüğüm.. Haydi, bugün için kabildir diyelim. Fakat sonra, âtikle, benim vaziyetim ne olur? Sanki aşk ebedi imiş gibi, o, bu söz. leri ciddiyetle söylerdi . Fırtiına — yaklaşıyordu. — Gökyüzünü kaplıyan siyah bulutlar, kızgın homur- tularla, İstanbulun üstünde yuvarları- | yorlardı. — Pencereyi kapa, Memduh.. — Korkuyor musumuz? — Evet! Ben — çocukluğumdanbeşi fırtımadan korkarım. Minimini üken ab. lamın ğina girer, başımı — yastığı altına tokar, gözlerimi kapardım. Saat- lerce o vaziyette İdururdum. Ablam, hasihat ederdi: “Korkma! Korkacak bir şey yok!. Tam bu tözleri süylerken bir gökgürlemesi ve bir şimşeğin çak- ması Kaiseyi yerinden hoplattı. Genç kadın titriyordu. Hafif bir çığlık ko . pardı. Memdüh onu kollarının arasın- da akarak; | giddetli | — Korkma, güzelim, korkma. Fakat ince vücut, ona sarılmış, ağaç- ların yaprakları gibi sarsıİryor. ispaz - | mozlar geçiriyordu. Sivri tırankalrı de- Kkanlınım kollarına battı. Ürkek göz- lerel Momduhun — yüsüne bakarken, genç adam kendisini zaptedemiye: sevgilisini dudaklarından öpmeğe baş. ladı. Artık Enise, nefsini müdafaa cime- di. Bilâkis, gayri ihtiyari, o da mukabe- le etti. ...- Fırtına bitti.. Gece oldu. Enise. yorgun bir sesle: — Elektriği yak odi Bakıştılar, gülüştüler. Memduh, sevgilisini kolları arasına alarak: | — Senj seviyorum! —diye mırıldan- Wı. , Kadın; * Marifet değil mi bu yaptığımuz? Benim korkumdan al. çakça istifade ettin.. Fakat gülüyordu. Kalktı, pencereyi açtı. Tatlı bir tebossümle: — Susadım. Bir şey içelim mi? - di. Buz dolabından bir şişe şampanya çı- karttı. Karşılıklı keyifli keyifli içtiler, Genç erkek sahte bir oda ile: — Geç akdu. Artık gitmeliyim gali- ba.. » dedi Fakat Enise, sevgilisinin yanaklarını avuçları içine alarak, gözlerini gözleri içine dikti: — Senden ebediyete kadar devam e. decek bir aşk'için vaatlar beklemiyo - rumı. Yalnız ne kadar uzun müddet se- vebileceksen beni — Aptal! Senin için çıldırıyorum.; Ertesi sabah delikanlı, sevgilisin ayrılıp evine döndüğü zaman, pürneşe, ıslık çalıyor'du. Yüreğinde büyük bir hafiflik, bir memnuniyet vardı. Hayat ona çok kolay, çok rahat geilyordu. Neticede, Enise onun olmuştu.. Ve şimdi ilk glevi bafiflediği için, is. tikhalde muvüffak olablicceğ bütün ka- dınları düşünmeğe başladı.. Nakleden : Hatice Süreyya Mekteplerde Bazı dersler ihiye bölünüyor " ayet yeuz bir — fiyatla devleş tarafından tasılmaktadır. İlkmektep. lerde Ferbast olan besup vo hendese kitapla. v bu « — Utanmıyorsum ! de V « len ya biat ve basıtmaktadır. Ortamekteplere ; ta birinci ve (! devlet tarafından ye kadar or. akututma olan fen hilgisi kitapları ikiye ayrılarak fi. Fik ve kimya olarak — bastırılmaktadır. Bu suretfe artamekteplerde fen bilgla yerine fl- zik ve kimya okutulacaktır. Örtamektapi kutulan biyalaji kitahı da — nebatat vanat oldrak iki kitap halide bastı TOAK LA Byunlar da tamekteylerde ayrı ayrı okutulacaktır. Şimdiye kadar dökuzun. cu ta serbest bulunan fizik ve kimya kitapları da devlet Larafından ayılmak. tadır. Mareşal teşekkür ediyor Ankara 31 ÇA A,) — Gemelkurmay Başka, mr Müreşal Fevzi Çakmak, büyük — zaferin yıldönümü münaşebe muna almış olduğu resm! ve husust tebriklere ayrı ayrı cevap vermek mümkün olmadığından bilmü, kabele samimi tebrik ve teşekkürlerinin ih. lAğına Anadolu Ajansını tavsit buyurmuş. bardır. elince; şimn Kincİ sınıflarda &. ©r