k & AS a EŞ NA w Ma VELA EAA pi Mem  1 EYLUL — 1937 ONU goruşum: Ehliyetsiz memurların karılarına attıkları palavralar Kadiköy vapurunda > oturuş (Xx) girketi genel direktör Yana idik. Arkamızdaki sırada sırtı 28 dönük olarak birkaç kadın erkek o- taruyordu İçlerinden biri, yüksek ve İtü F sesle konuşuyord —Dairede bütün işler başımda “rt beş kişi birden vazifesini görü” Yorum... Çok © yoruluyorum... Vallahi en olmasam ne yapacaklar bilmem. *psi havyar kesiyor, bir didinen be- him... #ltimaslı bir takım adamları dol- Urmuşlar tin beyler. Topu,, çıtkırıldım, naze- Arkası olmıyan yalnız Ve bu minval üzere anlatıp duru Yordu, Db budu, bel etm, ayı diği inyada en sinirime dokunan da Yaptığı işi bir azap olarak ka- ek... Önüne gelene bundan do- Yanıp yakılmak... Cidden, sevme- bir mesleği intihap etmiş olmak fe- ettir: b, başıma e : itiraf ederim. Hayata ilk T..'öim seneler bankacı © olmuştum. Tu Sandığı defterinin başma © “İP da sabahtan akşama kadar darb #liyeleri yapmak, bankacılık tabiri “nombre,, çıkarmak, sonra bu teri, lk adetleri, muhasebedeki def- karşılaştırıp arada — cebinizden e niyetle ödiyeceğiniz — bir iki yaz fark olunca, bütün © hesapları Seki, Bözden geçirmek... Of, cidden ey değildi bu.... Sabahtan akşa- dar çatlar ,patlardım. Mümkün Kayi fırsat buldukça makbuz fişleri ik ön 4 şiir yazardım. (Muharrirliğe <e Şairlikten başlamıştım.) Bir de hattâ benim gürli | (işlerin bir senet dol- ir, İmza için umumt Ty, © KİRtİĞİ esnada bir gürültü çık. Wi, Evet, ben de kötü ve zevksiz *, anka memu pll Yapımyordum. Fakât sevme- * ün 3. İSİ yapmamakla berab iy İtibarı Milli bankasını ben “um! diye de iddiam yoktu. Mbit bu adam... aydaki genel direktöre anximız ms? - dedim. lümsedi ; Birime mıyım? < çnbire hiddetlendi: diy t Üzliyeyim mi şu kerata ç <y'de rezil kepaze edeyin İto ni yok! - diye kolunu tuttum. - İki, “Yüklük sizde kalsın, İşitmemez Ming, 59! daha iyi. Hatta yarım mües- tada Tşıhiza çıktığı zaman bile far- Ny amış gibi davran... Meney ga kat bu Atıp tutan adam, mü- Si $n âciz ,en pısrık memuru- R,,, * Daberiniz varmı?.. . Muz e ÇT, Evet, enim de bir kere » manasına salladım. e e bir tek pistonlu, iltimaslı iş tlarsa, odur... Çünkü bizim ii reisinin akrabasından bir ie Onun tavsiyesiyle girdi tül, ösen, kovsan kovamazsın... Hap Stidatlı gençelrin hakkını —z,, A dak, çenesi duruyor m hi Atan o hi Mae, böyle çeneye kuvvet ko- ia, da Mar, n belli? teki Olsa böyle söylenmezdi. ih, © Rrupta bir b te Pta bir fısıldaşma * bin Le direkti i om arkadaşına “haber Mizg, Sim geveze palavracı, dön. N tara e ia haline fa baktı. Tük hi. >N e la. m, lâzm?.; Ben hakikati söy. * * dedi - dedim. - Meziyetli oldu. örün burada olduğu miş, sonra sesini Fakat gene de homur Bütün işler benim NN Bet büsbütün kezde. Artık bu 5 Yay, Rg değil mi? Hayvanların şa- N serçeye emir yollamış! teiye Kuruluyor? demiş, Ser- ; i, YU cevabı vermiş: "Gt Viga iyeceği varsa kendi gelsin en Sayin, na böyle küstahça emirler e aklin kırarım. Elçi bü jemi, dince aslan biç de hayrete San N ei a Gişisi de var mıy- Padişahım!, » "Öyleyse İİ sel Bursa sokağı şimdi Istanbul konuşuyor ! Amca bana kırk paralık ekmek versene! Fırıncının karşısında mini mini bir çocuk böyle söylüyordu Yazan : Haberci Hiç yolunuz düşüp te, Bursa soka- ğından geçtiniz mi bilmem. Burası Beyoğlunun en işlek, en ka - labalık sokağıdır , İki tarafma dizilmiş, sra sıra kah - veler, lokanta, bakkal, elektrikçi, ma - » burası ci yeridir de nav, ekmekçi, dükkânlı var için âdeta bir paz Fakat bu işlek ve kalabi:k sokak, ol. itiberiyle cidden ». yer sayılahilirdi Kış günleri küçük bir göl halini alan çukurlarına batmamak, bozuk kaldı - rımlarına takılıp düşmemek için paça- lart sıvamadan yürünemiyeceğini söy. lesem, hiç te mübalâğa etmemiş olu- dukça dardır, bakım rum. rin “Temizliğe gelince, gerek dikkâ çokluğu, gerekse seyyar satıcıların hep Bursa buralarda dolaşması yüzünden, İ sokağı bu yandan da talihsizd »kaktnn ne vakit geçse! ka lerle, atılmış yemiş Bir kaç gün evvel yine yolum düşüş bu sokaktan geçtiğim zaman, etrafım- Haki temizlik, hiç te alışık olmadığım ı hayretle gör - bir manzara yarattı düm , İl rastgeldiğim dükkânden içeri gi. rip dükkân sahibiyle konuştum. — Evet, dedi, son günlerde burayı adamaktiir temizliy, ların da kısmen önü alındıktan alr. Seyyar satıcı» sonra sokağımız tertemiz oldu, Şu yolun bozuk yetlerini de bir yap- salar, o zaman keyfimize değme gitsin! — Peki etraftaki sokakların hepsi de böyle temizlendi mi? diye sordum , — Evet, cevabeni verdi O zaman ilerledim, Bursa Sağına soluna dizilen yollara birer göz attım. Hepsi de botuk, çarpık çur- puk kaldırımlarına rağmen hakikaten sokağı - tertemizdi. Dün İstanbul temizleniyor diye ya- zarken, yanılmamışım diye düşünüyor. | dum. Bu sıratlı bir ekmekçi dükkân: ö- e gelmiştim Yalınayak, başıkabak ona caka olsun diye söylemiştir. mazur- | dur.,, Müdür: — Karısı yanmda mı? du. — İşte şu esmer bayan... Kocasına hayran hayran bakan... Genel direktör güldü: — Eh öyleyse mazurdur..... — Filhakika.... - dedim. - Ehliyet siz memuriarın dairedeki yârarlıkları hakkında atıp tutmaları ekseriya karı» larının yanında olmaz mr? Hepsi de | mazurdur.... (vâ-Na) İİ biçare, o saatte karşısında böyle kahvealtı öden © akranlarından bir çocuğun, koşa koşa gelip, buradan içeri girmesi nazarı dikkatimi celbetti , Ben de dükkân soluldum. Bir tafaftan yan gözle içerisini seyrederken, | bir Andolu sokağı halkı kedilerini, kedi katllâmından kurtarmak boyunlarına böyle kordelâlar muşta, son için, bağla- tertemiz bir yer olmuşlur. Herkes dükkân önünde rahat bir yefes alarak oturabiliyordu. bütün serveti olan kırk para ile bir dilim ekmek almağa çalışan imrenmişti, taraftan da kulak kabartıp ne konu. şulduğunu duymıya çalıştım , Ufak çocuk avucunda sımsıkı tuttuğu | bir parayı tezgâhın üzerine koydu: — Amca bana bu kadar ekmek ver, dedi Ekmekçi paraya bıktı. Sonra güle - rek: — Bu kırk para yahu! diye Bununla ekmek alınmaz. ancak su içi - lir. Çotuk bir kere mahzun mahzun ek. mekçinin yüzüne baktı ve ilk defasın- | dan çok daha hafif bir sesle: İ — Bir dilim olsun veremez misiniz? ylendi diye, âdeta yalvardı. Fakat neden bilmem, ekmekçinin bi» raz gtçiken cevabını bekleşeden, tez- gâhm üzerindeki kırk parayı tekrar aldı ve dükkândan çıkmıya Tam bu sırada da ekmekçi: — Para kalsın. Al ben sana ekmek vereyim, dedi. Bembeyaz bir has ck . mekten yüz dirhem kesti, sonra, iğilip dolabından bir peynir parçası çıkardı, ekmeği parmaklariyle ortasından ikiye ayırıp peyniri yerleştirdi, çocuğa ver- di. Biçare yavrucuk şaşırmış, utanmış, garip bi aziyet almıştı. Sanki nutku tutulmuştu. Her halde teşekkür etmek için ağzını açtı, fakat bir şev söyleyemedi. Nihayet başımı sal layıp iyi kalbli ekmekçiyi selimlafdı ve HABERCİ KURUN" da Hitler ile Cavut Peygamber Nizamettin Nazifin bu sabahki “Kur tekerrürden 1, - *stkik yazımı. intişme eden rnkelei *“T. barettir,, esasına dır. Beciimle daya diyor ki: mit kis anti Fakat 9 e miliyetperverin yahu. ki bu seni en sekter şoven na ve Yuhüdi'e k ırklara birçok fena ve irk anlığının eseri olmadığına kaniim, etlerde, birçok (devirlerde n Yahudi smıfı daima bile, hâr ve dalma şorir olmuştur. (Güzel sesi Yakudi hükümdarı olan st o hilekir ve şerir olanları karşı payıtabtında ns hassas ve titiz hareket ettiğini yüz birinci mezmu, run sonunda yöyle izah ediyor: 'Hilekâr adam hanem içinde sakin olm. ak ve yalancı gözlerim öninde durmıya. inin şerirlerinin kâffesini sabah hvedeceğim ki rabbin şehrinde fısk #gileyenlerin cümlesini heltik etmiş olayım... R tahtı biliyordu. Eh... Hitler de “Bertin,dir kendi görüşüne göre hilekâr evinde oturtmıyor ve kendi görüşüne gerir addettiklerini temizleyiveriyor Buna bakarak “tarih Hr tekerrtirden rettir,, diyerlere inanalım mı? CUMHURIYET'de: Istanbullular ve Belediye Kendi kendimizi tenkit o sütununda şöyin bir yazı olunuyor: in gekiri... Bu şehri Davut kendi payı. sarıyor ve addettiklerini göre İstanbulda yürtinülecek yol yok, Belediye lara bakmıyor! Ne hitmez tükenmez şeydir bu kanalizas, yon? Belediye gayya kuyusuna daldı Belediye bir türlü şu zeyrümeferi düzelt. miyor! Belediye sokağa çivi çakarak halktan para cezas alıyor, tuzak mr bu? 4 bildiğini okuyor veya oynuyor aldırış ettiği yı Asa vur abalıya: Varsa Belediye, yok. Be, nin ne olduğunu üz kızarması bu k nin içinde oturan bizlere düşeceği! biran hi Ve hatırımıza gelirmiyoruz. Çoğumuz İstan. bul Belediyesini İstanbuldan ve İstanbullular dan başka bir gey, başlıbaşına bir hükümet di kendine bir devlet 1 İstanbul Bele İstanbullular demektir. Rir bakıma İstanbul biz yap aaniyoruz iyesi hak'katte bütün # ne O yapılmiyores yoruz demektir. Muhakkak bir kı. işler var ki Belediyenin mi yetmediği 1 F m » İstanbullular istesek fa, tanbulda yapılmadık bir tek yol katabilir mi? Belediye, telediye demekle İçinde bulun. duğumuz çukurdan çıka, a denir işi o belde halkanın u! Münsit olmak için bem umut rm Pekâlâ, pek güzel ama, gene İş belediyede bilmiyor mu?. Ortada maddi imkânsızlıklar, dan bahsedildiğine göre, bizim, — belediyeye karşı, hüsnü niyet beslemek gibi bir manevi müzaheret göstermemizden pek büyük bir vey çıkmıysenk. Hüsnü niyetimiz azami da, recede mevcut. Fakat maddi cihete gelince, yukurda dediğimiz gibi, iş, belediyeye çatar dayanır, belediyenin, “hazan lüzumlu işleri görmek için parası yok,, deniyor. Ne kadar parası yoktur, ne kadar pâra izm. Bunu, hemen cebinden çıkarıp verebilecek kudretta fanilerden değiliz ama, meselâ, şehri tifo gi, bi hastalıklardan kurtararak temiz #9 tesi. salanr hemen ortaya koymak içim, belediye, nin gösterdiği sarih ihtiyaç ve delâlet fire, riza toplanacak paraya, kudretimizin yettiği kadar herkes gihi bizde bir şey Oo katmağı çalışardık. Dersim şakileri , Yakında hesap vermeğe başlıyacaklar Seyit Rızanın yakalanması , y bir gün meselesi 31 (Husun) Beyit Ru müfrezelerinden kurtulmak için aralarında kan davaları olan eski düşmanlarına başvu. rsrak saklanmak çareleri araştırdığı haber alınmıştır. Bu aztl: sergerdenin bugün yarın denecek kadar yakın bir zamanda yakalan. rar ediliyor. masına İ Şakilerin muhakemesi başlıyor Elfziz 31 (Hususi) — Dersim ayaklanma, #rns İştirak eden şakflerin o duruşmalarına nit hazırlıklar ikmal edilmiştir. Haydaran relsi Kamer, Yusufan reisi di, ger Kamer, Demnan reina Cebeli ve Xi gan reisi Ost Seydonun muhnakemelerine kında başlanacaktır. Çok merakir olduğu te, min edilen muhalefet bareketinin içyüzünü (Devamı 11 öncide) aydıniatacak olan adli safhaya hususi bir ehemmiyet verilmektedir.