K Tos —isız göStad Ali v.::?me dair k'"—m Ekrem öldü, Allah rah. ':ıî %h:uıdıgım ve hürmet et- * taziyet ederim. Morhu. hhğxu"* hatıralarım var; on. S n kendimi alamıyorum, ; » Berutta bir şiir ezberle. ba ğrna diüşman dayadı han- Na çerini ** kurtaracak bahtı siyah ':*m_ maderini yi n!::'“t halinde her kıt'anın w:"'ür eden bu giiri evde ğ'“'n bi okuyordum ve Namık B am ” €ser ezberlediğim için ı“ımhld“)’“)'urdum. Akrabam. !&h N Bön sınıflarına gelmiş M 4 O da şiire meraklıydı: 't '& ati ı—_wî:’"'ün €lem efza emel efzud "'!UM_ Dali, eseli sayet memdud! * €bedle dolu bir sayci mem. t dud, "W,.%! Yibi, rahat “gibi mef- kud... DY İN hev'i vücudi ödem alüd! ka bir Şiir okumağa başla. kam, ” Bir şey anlamadım. Ix;ı":”'—-kl delikanlı akrabam: Ö'liı HL AN Ekremindir.. O, tü baamr bile geçecek olan S Mflkıt bu gşiirin manası . © çok derindir. Sen anlı. .;u_m' » dedi. Si Selânikte bizim evimize %ğ.m"m bey mi? ö * dedi. S Ü ç İN edebiyatıyla ilk tanış- Yük, Nk—q:“' anlattığım şekilde ol. 'ıqkı,!:k ise, 1908 senesinde, ttin Hânmda görüşmüş. 4 Sz - Üm.. ., diyorum. Lâkin %nmü!îdu bilmem, Zira, - O ise, şöhretinin şahi. KN“ iyetin heyecaniyle N L Enver, Talât “beyler” ıydılar, Bizim eve ? gün hazırlıklar yapıldı. âl zade Ekrem de gele. Atla alâyiş yapılmasını Bepç Adini belli etmeden bir y Dikte bulunacak!,, dedi. ÜŞT git keldi. O gün Beyazkule ı._w i“’niı Hakikaten de meç. p, Yt halinde dolaşmak ar. Üü - Fakat yanmdaki masa. '“ly,,. larmı duymuş. Üç dört Üi 4 ki: K TU pA hürriyet Namık Kema- h&." Bgelmiş. Ah onu bula. * iha karşı olan minnet Nçr&_ Bir kısmını - olsun ona y Âh, Ekrem! Onu nasıl Kak M? bir p k “q" tüta, an olan Ali Ekrem, h ç:ımuı_'m!o: heyecan içinde, e “Yaşasın!” avazeleri f;în gün eller üzerinde M Üstü, bizim eve de, a AAA b &, © tahtirevanı üzerinde & » *İlk e '4?'1: !.'“"Mluım SKUN muea * ü ;_&ht"“h. ây Bünü pek garib bir Bavayı l bir fevkattabil hâ. almıyor.., Tabif Ali Büm yoktu. Bir hikâ. Nm*rı::_.î Karıma seslendim: “m.,.' İsMi süyle. âh ü bip ” dedi. Haa A yazgilt aha lâzımdı: “Ces- wımu "g;:“. Üstadın intihar h.t*kq,ı'hlr'ıı Bu—m da, ben de Ali Ve teradüf net'cesi Ona daj h ir konuştuk. (Bal. h );::dl.:ım Titr Mmevzubahs elme. » Bikâye bitti. Mathaa. bir hâdise mi?.. (Vâ - Nü) | Mis gibi temiz tutulan Mis sokağından bir görünüşe, İstanbul konuşuyor ! Bir taraftan çocukların, bir taraftan kedilerin patırdısı Beyoğlunun en rahat, en güzel sokaklarından biri olan Mis sokağında rahat, huzur bırakmıyor Bu sütunlarda. hergün, şehrin bakkında yazılar yazı: leğine tercüman olmağa çalı; mühtelif r, balkın di. yeri yorum. — Bize bugün de, kendi oturduğum sokaktan bah. setsem Ümit ederim ki, beni sünüz, Ben Beyoğlunda Miz — soküğmda o. turuyorum. Bu sokak, Beyoğlu — caddesinin iki tarafına dizilen sokakların, en genişi, en ferahı ve en güzelidir. Boyoğlunun bültün sokakları güneşsizlik. ten gşikâyet edip dururken, bizim - sokakta sabab akşam güneş eksik olmaz. Fukat ne çare ki, bütün bunlara rağmen Mis sokağı. nın da derdi eksik değildir. Sabahları dahayıtıat 7 içlmadlan helthiş bir gürültüyle yatağınızdan fırtarsınız. Mahalle. nin çocukları, tamam peacereniz önlnde öy. ramağa başlamışlardır.. Evveli — diğlerinizi sıkar, bu münasebetsizliğin nihayet bulma. fakal iş berakis olur. Patır. dror grupun kadrosu giltikçe kabarır we sa. at 8 z0 doğru arlık küçüklerin — gürültüsü Mazur görür. Uyumaktan çoktan vazgeçmişsinizdir. a. ma, pencereniz sitında yükselen vaveyla Öy le bir hal almıştır ki, artık odanızda da otü. ramaz olursunuz. İsmine lâyık bir geki'de temiz tutulan, bu . güzel sokağın küçük çocukları ayni minval Üzerinde akşam hava kararıncaya kadar, Gurmadan dinlerimeden, güneş, yağmur de. meden tepinir dururlar. Ben sabah erken çıkıp, akşam geç vakit eve Göden bir adam alduğum — içir bu yu. murcaklardan gene n AZ rahalaz — olanlar Armında sayıtabilirim. Fakat bu — gokakta sabahtan akşama kadar oturanlara bir kere Boracak olaanız size nasıl dert yanacaklarını tahmin edemezsiniz. Sokağın — merkezinde bulunduğu için gürültünün tam — ortasında mevki almış olan Kardiya aparlımanmın Ba ron Nişan iaimli, kapıcıst göyle diyo — Bon semiz sadasız bir adamım, Haya. tamda kimsaye fena söz söylemeyi, kimsenin Kkalbini- kırmağı sevmem, Fakat gu — çocuk. ların her Allahın günü kafamda kazan kay- | natmalarına tahammlül edemiyorum. Kendi- mi tutuyorum, tutuyorum, nihayet — sabrim tükeniyor, yerimden frrliyor, çocukları kovü. yor, ağzıma geleni söylüyorum. Fakat ne fayda, beş dakika — sonra gene veki hamam eski tas.. Kuzum bayım, bunu yazınız da hiç olmazaa zabita mani olsun.. Ben kapıet ile konüşürken, siyah eibise gİyY miş yaşiı bir kaden da önümden geçiyordu. tardan şikâyet edildiğini duyunca, ya. Çok sessiz ve kendi halinde bir adam olduğu halde çocukların gürü Mis sokağında durmadan oynuyan çocukların patırtısı Yazan : !labe_r;:ı BSEN bütün rahat ve huzuru küçirir nımıza sokuldu. Damdan düşer gibi lâfa ka, rışarak: — Ne olurmuş sanki dedi. yaparsa yavrıcuklar, lar.. Çocüklar ! yer yok Biraz gürültü kulaklarınız mı pat. n babçe yök, parklar, ge. Elbette sokakta oynıyacak. lar. İhtiyar kadın baş on kellme tle daha bizi aAdamakılir azarladı ve yürüdü gilti Ben âdeta şaşırmıştım. Ö zaman kapres . Zah etti.: — Gürültü yapan çocuklardan Iklat de bu kadınım torunudur da, telâşi ondan., Mis sokağında ikinci bir dert de kedilerdir. Burada bar evde bir ild kedi beslenir. Bun da bir fevkalâdelik yoktur âma, bazı kom. Şüla, gabahleyin erkenden kedi i bal. kondan dışarı çıkarımca hemen — hemen ga. fakla beraber müthiş bir miyavlama başlar. Ondan sonra haddiniz varsa öturun. — Soka. #in ön tarafında çocukların, arkada kedilerin patırdısı, güzel Mis sokağında bütün rahat ve huzürü kaçırmaktadır. HABERCİ Teşvikiyelilerin haklı bir şikâyeti daha Sayın Haber gazetesine! 12 temmuz tarihli gazetenizin — (İstanbul komuşuyor) sütununda İntişar eden bir mek. süne artık tahammül edemiyen kapıcı Baron Nişan tubumda Teşvikiye mahallesinin boş arsala. rındaki çirkin kulübelerden ve pisliklerinden şikâyet etmiştim. Mahallinde tetkikat yapan gazceteniz de haklı olduğumu görerek 0 gün alâkadarların dikkat nazarını — celbetmişti. Bu yerinde neşriyatmızdan müsbet bir tesir beklerken menfi tosirine şahit olduk. O gün. denberi, sanki bize Inat yapıyorlarmış gibi, sabahları kalktığımız zaman — karşımızdaki boş arsalara bir yöni baraka daha Nâve edil miş olduğumu hayret ve teessürle görüyoruz. Neşriyatmızdan bugüne kadar meveuda tç | baraka daha iİlüve edilmiş oldu. Bu — gidişle orası çabucak muazzam bir teneke mahalle. xi halini alacaktır. 29 Temmuz 987 trihli gazetenirde -Kum, kapıda neşriyatınız üzerine belediyenin yap. tığı temizleme işlerinden memnuniyetie bah. sediyorsunuz. Bu habere her İstanbullu gibi bittabi ben do sevinmiş olmakla beraber bu himmetin bizim sonte de yapdması için tek. rar gazetenizin tavassut ve delâletimi İsti. yorum. Boş artalara — gizli — gizli — geceleri kuruları bu kulübelerin abdesthaneleri açıkta birer çukurdan ibarettir. Tifo ç — mücadele ettiğimiz şu narzik zamanda koskoca bir sem H böyle bir pisliğe ve bu pislikten hasıl olan | gineklerin Istilâsına maruz berakınak kabili af olmayan bir hatadır. Eğer — belediye bu baraka sahiplerini himaye etmek — İstiyorsa şehrin dışarısında kendilerine beş — arsalar Kgösterebilir.Yoksa şehrin en — rağbelto olan semtinin göbeğinde böyle gözleri inciten çir. kin bir manzaraya müsaade etmek medenl dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş garibe. lerdendir. O arsalarm sahipleri — İşlttiğime göre bu füzuli işgallere başa çıkamıyorlar. meş. Bu iş belediyenin işidir; şehırin güzelli. Şinden falan vazgeçtik halkm arhhati birkaç kişimin keyfine kurban edilmemelidir. Abdülkadir TU — Dörtyolda kuduz bir cakal Dörtyol, 28 (Hususi): Ocaklı köyünde kuduz b'r çakal dün bir kız çocuğu ile iki inek, altt manda ve üç buzayı ısırmıştır. Gerek çocuk ve gerekse hayvanlar doktor ve baytar tanafından tedavi al- tına almmıştır. w Büyük ve kuvvetli sulh;ü Başkumandan — mubharebdesinin — azametini anlatan Niyazi Ahmet, Büyük Harp Kuman, o Buman bir cenebi muhabirime, sull nakledi. danımın yolunda verdiği veciz beyanatı da yöort : Düşmanın Dumlupinara gitmektan mena. Gilez beş fırkası, Kütahya — istikametinde gitmekten de menedilmiş bulunuyordu. Türk topraklarını kün elinden almak ve 'Türk mülletini Türk yurdunda esir gibi kullanmak istiyenler en büyük dersi aldılar, Büyük ve kanlı harbi kazanan Başkuman, dan, Türk tapraklarını düşman nakerinden değli, an kokusundan bile temizlemiş. sirde kendisini — ziyaret — eden Deyli Meyi gazelesi mühabirine şöyle diyordu: “— Ben mülh taraftarıyım. Taarruz etmek iatemiyordum. FPakat düşmanı Anadoludan vâzgeçirmek için taarruzdan başka çare cl. madığını anladım. Türkiye için Istediğimiz hudut, 'Türk ahalis! le meskün olan arazinin Türk | wi altında kalmasından İbarettir... 'TAN' da Hazmedile1 ve edilemeyen servetler B. Felek anlatıyor: Açık denizlerden birinde bir balina avla. maylar, Zaten balina denilen hayvanın cesa. metina bakıp ta onu İşe yarar r maltah sanmayınız. Koca lendürbadır da modası geçmiş ta! tetbahirler gibi fazla u üstünde — kalamı Balılkdar yumurtlarken, o doğurur, gerip bir mahlüktür. Garip Olduğu kadar ahmak me yediğini bilir, na yuttuğunu! Gerçi bir zeki Yakudi oğluna nasihat ve. rirken ağzını gösterip: — Buradan girene bukma, çıkana bak? Demiş. Lâkin bir balinanın ağzından bir tuyacağına göre ağzından — girenle meşgul olmak bir mantık zaruretidir. tmıyalım. Açık denizlerden biri: kalanan bu balinayı yardıkları zaman kar. nından bir deml: kmış. Biraz bay. gra olan hayvanın bu halini de yuttuğu ve Yazmedemediği çekmeceye — hamlediyorlar. Çek ışlar. Kfendim içinde ne gi " , albınlar, pırlantalar, dolar. olduğurdan Bey de ya eceyi sünler? İnc lar, Müyonluk bir servet. Nasreddin Hotaya helva yapsana! demiş. ler, — Yağla bal yok demiş. — Canım stzin evde hiç yağla bal bir ara. da olduğu yok u? cevabını vermişler — Yağla bal olduğu zaman da ben ola. mam, detiş. Balina dosturmuz da Upkr: — Bu kadar servet bende olsa — yerdim. Diyenlerin öedikleri gibi serveti yemiş mnma mecaz manasiyle değil. nakikot — mannmsiyle yediği için bazmedememiş. Ondan döleyr ev. velâ baygın düşmüş, sonra da fasanların eli, na. Halbuki dünyada büyle nice servetler yut. Tmuş ta hazmetmiş olanlar var Ki ne baygıne lık göztermiş, ne de ağa düşmlştür. Yalnız böyleleri balina balığı değildirler. Bunların içinde meşhur aviski gibi tallt yılclanlar oisa dâ ayakta ve hayatta duran. Jarı ax değildir. Zatem tütün mesele servet! balinanın yediği gibi yutmamaktır. CUMHURIİYET'te: Kan emen hocayı Ispanyaya göndermeli Berver Bedi "Pazardan pazara,, başlığı a. tımda haftada bir yazdığı fıkralarından bi. rindo diyor ki: Dünkü Cumhuriyette okudunuzsa tüyleri. niz diken diken olmuştur: Kiâzizde — birkaç defa hacca gidip gelmiş, Hoşlu hoca isminde bir canavar, çoculkları dağa kaldırıyor, jilet b âyle boyun damarlarını keslyor kanla. rmı emiyormuş. Nihayet yakayı ele vermiş n birkaç tahtası eksik olduğu ania. ve aklı şılmış. Bu canavarı tımarhaneye göndermek de olmaz; orada öteki delilerin kanlarını em. meğe başlar. n iyisi onu ya — mezbahaya, yahut İspanyaya göndermeltir. Madrit cep. hezinde Hoşlu Hocaya doya doya insan kanı emdiği kanlar bir saniyede bur. Yedek subaylar * kıt'aya çağırılıyor Fatih Askorlik gubezinden: 1 — Şubemize mensüp — olanlar ve hariç | şubede olup da işi itibarile Fatih bölgesinde bulunan yaya sınıfına mehnsup yarsubaylar. Gan 918 HA 326 doğumlu dahil otmak Üzere 5/9/937 Ce kıtaya sevkedileceklerdir. Munmeleleri için hemen gubeye müracaat. tarı. Sevke tabi olan bu subaylardan elyp Ga birinci maddede yazılı olanlardan, güm. rYük muhafaza kıtalarında Uniformalı olarak çalışanlarla memuriyet veya tahsfi ve tica. vet maksadile yabanet memlekellerde bu. banan serbest meslek — aahipleri ve sitağmı bitirip de terhis edilmiş ölanlardan İki sena, yi geçmemiş olanlar bu davete gelmiyeceli, lerdir. a ee