x:"’*" bundn , halkın bu yenl vesalti ktedir. Yuka: içla teklif edilebilir). Saalte 32 Süratle giden tren? VYelki Rün, Sen :“*mw, k ba Vit etm kârı ümümiye — üzerinde ktafını hafırlamakta. n hareket ettiği kargıaında — balund aman, | HAĞ Ş. Hattâ meşbur baş. | I brenin “pazar lerinin 'Nınp b günleri | krrlara ı olduğunu kollarında İT ayuncak .ı. " Yolcu olarak trene ] -ı,.. b So utubda yaz nasıl geçiyor ? sı Vyet ilim heyeti don mev- ln sabırsızlıkla bekliyor a Çikar Pravda gazetesi, n g a Sabili b inde Soövyetler Birüği ile Şimal Kutbu | ar üz. ânin Yonu M aşağıa y YÜİYO — operatörü | Bidaki rad diogramı almış tfinda, Üzerinde bu - * buz parçasında hava » en v'ak bir rüzgüâr SU estada bir antisik - Yorduk e müşati') ka radyo neticesinde, kat Banri basdi ası! ktedir dit — göller koyduğumuz de- T Ort asında buzdan DiT ton esva | (cl'pper €ettik. Filomuz ÜNU isbat etti. tan mammul 'P:r__h. '”duğ " yüz gene evyel Fransada İk tren hareket edince, Fraasız karika, nakliye bukkındaki düşüncelerine nasıl . kazalara karşı teklif edilen olhiseler (bagün dahi bazı A ga ğıda tereüman ol. Uzun mesafeler için inşa edilecek bir kilometre vağonlardan — biri , hayranlıkla karşılanmıştır. Lokomotif, düdük öttürerek ve müthiş bir gürültü yaparak harekat — etmiş ve bu ilk mrellik bir sürz' yret sürat!.. bir seyahütinde, aaatte A2 kül &t elde etmiş, "bu gayanı bi hayli münakaşalara yol açmış.. — Thlera bu terakkinin son ve Kkat'i neticesi el & büyük bir sürat elde fleri gürerek şunu da kısa moanfeler süratir, inu ve bundan d nlh inkünzaz Jâve etmiş: “Trenler ancak çin kullanddabilir!., üNi Şu şekilde izhar et imseler anatte yetmiş ve hat, hetre katedilehileceğini kddir Ak'i selimin kabul edemi, ediyorlar.. Bunl: yecefi gülünç saçmalardır. Irmağın yatağını da tetkik ettik, bazı yerlerde kürekler, ırmağın dibini bul- muyor. Su pek soğuk olduğundan, ma- alesef irmakta banyo yapamıyoruz. Tatlı su bi rmeği kolaylaştırıyor ve ayni zamanda, yakıcı | a da mühim surette ta çufu mümkün kılıyor. . Kışın - su ve- kar eritiyorduk. Maamafi oe ol luğu artık canımızı sıkmağa | başladı, don bekliyoruz.. mevsimini — sabırsızlıkla (Tass) ları davet Istanbul Aveılar Kurumundan Anbarli ve Avcdlar köyü av meraları çak mak tarta dahi dahil olmak Üzere heyeti u. mumiyosinde avlanmak istiyen üyelerin biâr | huzun Bminbal Hüseyine. | osuna mürncaatia | ve otoblüs safar. | an evvel kurum fevdi banında merkez bi kartlarımı a'maları lerine de 29 atustaa pazar güntünden İtibaren baslanac mera t ilân olumar, T TİYATROLAR: ERTUĞRUL SADİ TEK “u gece (Büyükada) “arın gece (Beylerbeyi) zartesi (Bebek). Salı (Svadiye plâjı). Çarşamba (Heybeliada) ti. Yyatrasunda temsil verir, HABER — Akşam Postas, | Hiç merak etliniz mi? Tayyareyi ve paraşütü kim icat etti, kim muvaffak oldu ? Ilk tayyareci, ilk paraşütçü ve ilk UÇAN KADIN Vazan- Hüseyin Rüştü Tupan Dünya başdöndürücü bir hızla ta- rakkiye dogru gidiyor. Efsane ve ha- yal kabilinden sayıdan ve sanılan şey- ler bugün birer hak'kat olmuştur. Bun ların arasında ve birinci plânda tayya- te ve paraşütü sa Bugün tayyaredilik o kadar tarakki etmiştir ki, hiç şüphesiz havada gez- mek, yer yüzünde caddelerde gezmek ten daha az tehlikelidir. Yer yüzünde tramvaya, otobüse binmek- ünde tay- abiliriz. etomobile, te korku var. Fakat gök yü yareye aslâ.. Bu derece — tehlikesiz vasıtası olan (makinalr uçuş ale- ti) ni yapan ve ilk Mefa bununla uçan Ü kim icat etmiştir? Tayyarecil'gin ve — paraşütı akıllara dürğünlük veren tarr ri karşısında, adları unutulan ve belkide bilinmiyen bu adamlardan ve icadlarından bahşetmeyi faydalı bu- luyorum. Öyle tahmin « satırları okürken sıkılmıyacak, bilâkis seyahat — ve tekâmül ve yorum ki, bu memnun olacak bilğiniz artacak ve hem de güleceksiniz. Havada gezen, denizde yüzen bir makine ! Papas dö Forj, on beşinci Luf zama nında Dekampta piskopostu. Hem ha- vada hem denizde gezen bir icad etmeyi kafasına koymuştu. Yıllar- ca çvalştı, uğraştı nihayet yedi kadem boyunda, dört kadem eninde büyük ve müteharrik kanadlı bir makine yaptı. Forj bu makine ile saatte 30 kilomet | re yol alabileceğini söylüyordu. Papas diyordu ki: (En şiddetli fırtmalar en | sert ruzgârlar, makinanın yoluna mâ- i olamiyacaktır. Makine o şekilde y lmuştır ki, havalla giderken denize i- necek dalğalara temas ederetmez bir gondola, kanadları da bir yelkene ta- havvül edecek ve istenildiği zaman tek rar havalanmak mümkün olacaktır.) Forjun bu iddiasına kimse inatıma- dı.Hatta onunla alây bile ettiler, 177 de gazetelerde Forjun imzasiyle bir i- Tân çıktı. Papas tecrübelerine halkı da vet ediyorllu. O gün ilim ve fen adamla riyle, papasın nasıl . uçacağını merak eden birçok ahali Dekampta toplandı. Zavallı papas, pırpır eder uçamaz Papas makinesiyle beraber, büyük zamanında yapıları binaların en bü Yyüklerinden Ginet kulesine çıkmış bu- Tunuyordu Forj kulenin tepesine ka- dar çıkanlara (makineli uçuş âleti) hak. kında izahat veriyor, makineyi, kanad. ları gösteriyordu. İzahat faslı bitince, cesur papas, ma- | kinesine yerleşti, kanatları açarak çır- pısmıya başladı, fakat makine uçmadı, Bir türlü yerinden kımılda Halkın sabrı, tahammı daha fazla beklemiye lüzum görm'ye. rek islık çala çala gel döndü. Ginet kulesi muvaffakiyetsizlikle bi. ten bu ilk tecrübenin yegâne şahidi ©- & yerinde dürüyor. Papasın makinesine gelince ondan bir eser kal değmmr hiç zannetmiyorum. Eğer kalsay- dı her halde tayyare - sergilerinde gös- 'di, İk tayyareyi yapan papas dö Forj- dur. Fakat bugün onun adı unudulmuş tur. nadı, llk parasütçü Droe br askerdir. 14üncü Lül ile ai- lesini, Aragon ormanları arasında hu- duda dogru kaçarken — yakaladığı için şöhret kazanmıştır. Sonradan konvan- siyonun en nufuzlu ve en mül rı Sırasına geçti. Memuriyetle şimal ordugâhma gi- Merken, Avusturyaldlar tarafından ya- âzadla tükendi, | kalandı. Morveydeki Brum kalesine ka- dar elleri ve ayakları zincirle bağlı ola rak gönderildi ve hapsolundu. Hapsettikleri odanın penceresinden | gşehrin mahallelelri, yılankavi bir nehi makine | rin aktığı görülüyordu. Bir gün neh bakarken dudaklarından şu sözler dö- küldü: —- Ah! şu nehiri geçebilsemi, kurtul- dum gitti.... Fakat nasıl? Ve bu fikirle bir paraşüt — yaparak kaçmayı düşündü. Büu, son derece teh- likeli bir olmakla beraber, korkmadı, tereddüt göstermeden hare kete geçti. Karyolasının tal lamalarını teşebbüs iyle duvar kap- kopardı, y çarşaflarını i, elbise ve çamaşırlarını yırttı, bi ne ekledi ve şemsiyeye benzer bir nevi paraşüt yapmağa muvaffak oldu. Ve karanlık bir gecede, kalenin üst katmdaki odasının penceresinden para- şütünü çıkardı, asıldı, kendisini kaptı koyuverdi, Fakat yavaş yavaş yere in- medi, müthiş bir sukutla düştli Sabahleyin, onu bayğın ve bir ayağı kırılmış bir halde buldular, Drue 1796 yılının ikinci kânununda hapisten eyk. mış, Parise döndüğü zaman, firar teşeb büsündeki muvaflakiyetsizi anlatmıştır. İlk uçan kadın Dmed:-ı sonra paraşütle inmek tec- 7de Pariste Monso bahçe- sinde Ganerin yaptı. Muvaffak da oldu, Parisliler onu fevkalâde alkışladılar. Onun da, Droe gibi bir sergüzeşti var- | dir? Ganerini konvansiyon polis hafiye- Lğ'nde kullanılıyordu. Soreadan Marş yende yakalandı. Bad hapishanelerine gönderildi. Hapishaneden kaçmak için çareler düşünürken, aklmma gelen ilk şey paraşüt oldu. Hemen hazırlıklara başladı. Fakat hazırladığı bezler, alet- ler, tahtalar zindancılar tarafından gö- rüldü, elinden alındı, bu tehlikeli tecrü beyi yapmıya muvaffak olamadı. Hapisten çıktıktan sonra Monso par- kında yaptığı tecrübede — muvaffak o- lunca, durmadı, bu sefer balon yapmı- ya teşebbüs etti. Bu sahada çalışırken bir taraftan da dürmüyor, halkın alâka- sın çekmek için reklâm yapıyor, bulun duğu mecliste, kahvede, şurada burada paraşlitü ve balonu hakkında izahat ve tiyordu. Direktuvar zamannda Ganerinin pa- raşütll ve balonu son derece alâka uy- yandırdı. Her tecrübesinde şenlikler a- yinler yapılıyordu. erin halkın gösterdiği bu slâka- yı fırsat sayarak, bir yenilik göstermek istedi, ve b'r gün ilân etti: — Yartın bir kadınla birlikte uçaca- iem Bu havadis, bütün Paris halkını hay retler içinde biraktı. Büyük bir dedikö Filhakika Direktu muhafazasına o duya meydan vei var devrinde ahlâkın kadar chemmiyet verilmiyordu. Fakat her nedense, bir kadının balona binme- si, erkekle yalnız başına bir sepettâ bü. lunması efkârı umumiyeyi g.leyana ge tirmiş, bu hareket ümümi itdaba muga Polis müdürü P'kmar dedikodunun önünü İ eğe mecbur oldu ve halka ilân etti Hü'lmet bu rezilane teşebbüse müsaade etmiyecektir. beyanname neş- Ganerinle taraftarları durur mu yal! lar da bu karary protesto ettiler, İşe Ter karıştı, şiddetli bir münakaşa bir kısmı polis müdürü- nün fikrini kabul ediyor, bir kısmı da Ganerini müdafaa ediyorlardı. Bilhas- sa zamanın en büyükgazetelerinden un dostu )meseleye son derecede Erkekler genç kızlarta, kadınlarla her gün; her yerde hemmiyet veriyor ve:“ beraber bulunuyorlar, arabada, büste, vapurda, seyahat ediyorlar, vehü omMnİ- kümet bu mahremiyet ve dosluğa karış mıyor da, havada uçacak bir çifte ne sebeple müdahale ediyor, bu s&on hare- ketin manasını ve pek garip ve taaccü- ibe şayan görüyoruz. " diyordu. Polis müdürü gazeteye şöyle cevap verdi: — Araba ile balon arasında pek bü.- yük farklar vardr. Bunları birbiriyle ölçmek dogtu olamaz, Bu gibi rezila- ne (!) teşebbüslere meydan vermiye. ceğim, Münakaşa büyüdü. her taraftan hücuma müdürü Nihayet Polis uğradı. halkın heyecanımı teskin etmek için şöy- le bir ilân neşretmeğe mecbur oldu: “Ahlâkı muhafaza etmek kaygusiyle bu teşebbüsü menetmek — istedim ve sonu bell'siz bir tecrübede bir kadının da teh. likeye maruz kalmasıma vicdanım razı olmadığı için böyle —bir karar verdim. maamafih bu kararımda duracağım..., En sonra vükelâ meclisi de meseleye karışmıya mecbur oldu. Ve bir erkekle bir kaklının uçmalarında rezaleti mucip bir hal olmadığını, rüşdünü ispat etmiş bir kadını bu gib! teşebbüslerden mene- dedek bir kanun bulunmadığını söyliye rek, polis müdürünün verdiği kararı ge- ri aldırttı. Hanriyet uçuyor Bu münakaşaların devam ettiği gün- lerde havalar bozulmuştü. — 20 nisan 1797 de yapılacak olan tecrübe anzak 18 temmuzda yap'labildi. O gün, bütün Paris hatkı, balonun velanacağı “Monso,. parkına ton'an- Ar, Ganerin kolunda bir kadınla görün- Parisliler'n “genç ve güzel hıva perisi, adını verdikleri Hanr'yet. balkn sonsuz alkışları arasında birkaç kere behçeyi dolaştı. Sonra balonun yanma geldi, büyük fizik âlimi “Laland., elin. den tuttu, sepete atlamasına yardım 'etti. Balon, gokaklara biriken, bahçeye toplanan halkın alkışları arasında yük. seld', seyahat fevkalâde muvaffakıyetle yapıldı ve güzel geçti. Balon (3.000) metre kadar yükseklikten sonra (Gosen vil) koyuna indi. Hüseyin Rü I.A.rm: