“uLKaa 1KvKUĞ UDUAH —— “eyauasa Dand PDYJaP WEMLOJEŞ Ud0 — “UNÂtYUĞ VENUNUDA SI FYDULİIĞ YAŞYYİLOŞ DY MLAS DUYOP EPAUYİ URLLOĞAŞEY UAA,, K M Hİ n CUSPEP YADIĞ OPUDU YY) —— â “UILTEPYOUUYUN WEPELD ARIR “ASOYJOUUŞUL MH9 9298 YESULOÂYPI SRAYAĞIZ UD “PEYIRIPUNGASA USUYL ORUP YAT —— Ca glj aa sçunm y) —— « “zewyey zUyk9Ğ )9 pi “UyL9P9 Uyuzöğ “ygodatı MOMDULOŞ MOLYIŞ PPUYMLAŞ ÜPMAJIU 248 UNŞ —— Spafı aN3 deşig Tusyuyb Soyuz Spurda,, — Çsoguman. sşund Japya Pyena0l sayım e paşz) —— “dayuNUI zUE3 dopoLa OYUNTED) JaYUN OŞ PU — a9o4nyo “MESİ KOĞ ZEUNIP AYH groye ep Tezo9 “TOKLIŞI TANANA AAIBIY VYĞEG VUPUNL (usd AYUPANIR USdI YoK UĞ3 YA YA) TOSBOUL KALAPINIAL ATIY YOOU 09 TIT YO “azevd HzanArky Sap PAP MIZ3e AD Cpzpoa Y10)8 385 9ÖnmEz suş Fufüou ) “BOpan YAEYE 397 ARUMZ AY UON “MEULO PUĞİ UPPULİYULİYE YÜĞOR JH9 TIW AYT #adyınSo Yn506 aşa zTuyok PilO9 NP,> ÇOPNYAYLA SUU AU FYf 124 sa) “ARNYEKIŞI SUYS DNU YHIRONTALA 351 ST — Bunu unutmamalı mösyö. Bizi kovalıyacak olan kudurmuş kurda kar. ıııncıkbuııhldekondımmıındıfu miz bir şekilde omuzlarmı silkerek: — Aldırma canım, dedi, bu serseri. ye gok kıymet veriyoruz. İtiraz kabul etmez bir tavırla da j. lâve etti: — Haydi, evimizi gezmeye devam edelim. Burasını iyice tanımaklığın lâzımdır. Mutfağa geçtiler. Ode tekrar müs- tehzi tavrımı takınarak anlatmıya başladı: — Bir küçük tahta masa, iki tahta lekemle, ocakta yemek kabları ve gu dolapta da birkaç tabak ve kadeh var. Bunlarla mutfak işini yapmak lâzım. Okıdırım;inoımıdığmımu saman lokantada yemek yiyemeyiz. — Üzülmeyin mösyö. Ben çok gü. zel yemek pişiririm, — Ha şöyle canım. Artık gu İtalyan serserisinden sana yatağını göstereyim. Küçük bir odaya girdiler. Landri artık bir şey söylemiyor, sadece tas- dik ediyordu. Burada büyük bir tahta sandık, dar bir yatak vardı od.ı N « Her nekadar, dedi, hurası Luvr sarayı kadar muhteşem değilse de.., — Tabii mösyö... Fakat dün geceyi küçük köprünün kemeri altında geçir. diğimi düşündükçe kendimi cennette , mennediyorum. Burası hiç olmazsa ka ç palr, Şu iki gilte üzerindek! temiz çar. gaf.,. İyi bir yatağın kıymetini an.- lcıkhıiııımlı'mhr,.uhhnlık. » d Ky b çti NN ; İği *4D03 od wO w4 za9SUJ, Tevd UD UŞ —— ü SpuUnlaz)) dJajaslıya y lUBA Projsa YL0J5 iYİDDA YTEYE — ZASÇUNUZ SA ADLAI) MEV9 TU İNİ APELLARMAP UEL — 'YEvd XOĞ “iyend ğonaANa,, — ej * Szog — 02 * Srendiprnyas 30 'deypouuyun ua — nproKLayöayayane ayirmdıyosaa - Juünlsusda YONvMÜV tutaap ssr İR ?ğîgâîîf& Hiğa AT Df Un Bup l ;%ş ği 1 44 BARDAYANIN KIZI —LA<— — ——— ama, kral gihi mükemmel bir odam ol mamakla beraber, onun kadar rahat söylemeliyim. “gekti. Acaba ne derdi var? En büyük derdi, kalbini yakan aşkı gimdiye ka- dar kimseye söylememiş olmasıydı. Şimdi, hoşuna giden ve her hareke. tinden kendisine karşı sadık va feda- kâr olduğu anlaşılan birisini bulmuş. tu. Kalbindeki sırrı ona söylemek için büyük bir arzu hissediyordu. Landrinin zeki bir adam olduğu ev. WMY&WM& lışmıştı. Efendisi ahlar, oflar çeke. rek aşağı yukarı dolaşırken o, durma- dan ortalığı süpürüyor, etrafı yerleşti. riyordu. Landri, sahanları temizlerken Öde. nİn İç çekişlerini düymuştu. Hemen, çekinmeğe lüzum görmeden: ğ ı ALWANCA DWRECERİ ALMANCA DERSİ"Rİ Bo iks 'b ğ 2 | &. sBla: ğğâ - bi âıag öâ il ŞOiKİ |it ŞZâlılr %"Bğ e< di|ili 2— li a Çi E COİRÇ İ B aR ö / 3 Rt y 3 y .A 'n Ğ ğ G Si o h aa ı 8 İğişiş,i 5 & â?xğğğ AM T At â:ââiâiâ Di D Ğ — Aman möayö, dedi. Niçin içinizi gekiyorsunuz. Güzel çiçekçinin size kargı olan tavrı hiç de fena değilken ortalığı böyle velveleye vermeye lü- züm yok... Öde zehirli bir yılana basmış gibi hemen sıçradı. Landriye büyük bir hayretle baktıktan sonra: — Çiçekçi kızı sevdiğimi sana kim söyledi?... — Kim söyliyecek?... Beni kör mü Banryorsunuz. Önü ııevdlğlıılıi ilk ba. kışta anladım. — Demek halim yüzlümden belli o- luyor? — Tabil mösyö, Burnunuz nasıl gü. rünüyorsa âşık olduğunuz da öylece Böze çarpıyor. Öde heyecanlanmıştı. — Tuh... Deme canım... Hay şeytan Çarpam, - diye , söylenerek tekrar ge- | zinmeye basladı. Sonra birdenbire dü- | rarak bir nevi korku He mırıldandı: — Fakat, eğer yüzlüimden belli olu. yorsa farkına varmış demektir. — Bu muhtemeldir. Şunu unutma. yin ki, en saf kadmlar bile hu husüs- ta aldanmazlar. İnci çiçeği herhalde kendisini gevdiğinizi çoktan anlamış. * n Valvar utanemdan inledi: Allahım... Landri alaycı bir tavırla: — Aman mösyö, dedi, Neredeyse | Bbayılacakamız. Nekadar tuhafsınız. Valver bunları duymuyordu bile. — Aman yarabbi.. Biliyar, Demek biliyor ha? — Bunda üzülecek bir şey yok ki. < Evet, sovdiğinizi biliyor ve bunun i- | Çİn sevinmeniz lâzım. Ayrılırken sizi MuMdığım görmediniz. mi? lild!;imgünlılç de küskün | azifele türkçeden almancaya çevrilmek ilzere tercüme 5 — Ja, Ficber hat sie such, soğar über 38 C. — Hat sie âuch Fieber? PARDAYANIN KIZI g, | Yek lükayt gösltermeye '_" fiî' ğ At İi MN DELEDN ARR H | | 5ç 3şdmbli Bikd ğâ %ğf ; Ht c 5%? Dü UF BU Pi SD Almancaya çeviriniz — Güt, sie soll Diât halten, nachmittags um 3 Uht 1 — Hasta nerede? weorde ich sie besuchen, — Midem ve başım şiddetli ağrıyor. — Buyurun, içeriye giriniz! 8 — Dilinizi çıkarın! 2 — Neniz var? Nereniz ağrıyor? durmuyordu. Artık neticeyi keşfetmelisiniz. ' v * Ode gevinçle hağırdı: —— — — y) — — Doğru, çok doğru x*'â;»e Bana tebessüm etti. Demek ki a tebilirim, Landri, uıh.ohb-" ü viyor mu? — Kat'iyyen zannediyorum M Belki henliz kendisi âe bunun fT da değildir. Muhakkak Ki ? yer bulmuşsunuzdur. Elır 'p he olması için fazla zamana ihtiyâ' Y Ona kargı öyle bir hizmette MM * nuz ki, bunu ömrü oldukça unattlk —— yacaktır. Minnettarlıktan aşkf ' 'gj yol pek kısadır, çabük geçilir. - y Öde bir çocuk gibi memnun & P —Ohbınlmlyllındrlmw min bağmı çözdün, beni ihya J'_ | Şüpheden kuduruyordum. Artık sayende her geyi görebiliyorumu .. - — Beni utandırıyorsunuz. F0 Kendisine henüz aşkınızı : mi? , ı" Landri bunu sorarken M cuyla efendisini tetkik ediyordu: " — — Hiçhir ıımııı!_ B Landrinin dudakiarında WL tebessüm belirdi. Zeki gııud niyetle parladı. MMM l' sesle: -owae.ıımauıuıık '?h_!-'g. yerde müteessair etti: — Hayır, Landri, Haıhı ""' rasi gelmemiştir. — Neden mözyö? D ia B