uT mzü ZUdyg İZETE) U9 'ENSTO BELi YOS ISEYİNY Seraa >19p9 Ber) tü ilâe 90 n - urumyo unankna wajını Kumdel uod1e a) Urpurf friksiyoa T BULULUNUK 'yuy 0 kânunusanıl, boyaması: 30 Çünkü bunlar bahis üze. ek isterim, gelecek, u 9U0 99 OA NUNENK UTE SUA KELYAUY PETER — K G TUZ LUŞLOKFUTAPUŞ Keyg a O MROZ AĞAUI SUÇGAATONOP Ö SPETEL ANYO YçErEK 9P VOĞ sruLsepdesg — LTEfSES VİSAA ya ile bir Bör 15 frank. Bunlara hepsi sekiz frank, eleüla DERSLERİ i kesiniz “1s0x Ti öres daçlağ UIPEN YOZISNVUĞ p el haftaya tekrar ByISNUOY mevzuunu şmalarımızı Tesimden takip edeceğimiz için, soraAAS geyüz hesabını da 10 frank; bir saç W paedeza PAğIp Na ÇUNGER TULSS: vUztl eni resmimiz yes ErUoG bayan Castel (Kastel) n Kas vzuu bir arada görec ZrURANTUY z165vK kadar olan iki mevzudür. bize iki şey gösteri 25 franklık yepnp SAa gİ Y YUPLOKIPA #PYULAYA bir saç: resin p sLoyinu 1uglsuca FPRANSIZCA rtımin dünk iki kutu BAYİPD ORULDDA 8 UOPTİĞIMI TEN r vari — Üç, iki daha; beş Şunlar frank; bi — Bakalım: L - K “Doktor ve eczacı' *erıg rindeki çal biribirlerile anlamak (* OPUTSAADE HLUPDNA x B SAŞyıdı OPUZLANDE,, “eymun do va zt b k randr — kendine vermek pte: kont — hesap yan etmek "uap YAMLOA VYN UŞÖY döğüYP MNO ÇEYI HAĞLAL © KULÖZ 'X #UOCAUL xai SoYAr) mod ayprosne l I aspa suafiomuk O,, g1 Bo9 yOP 19 yupyed np enİury ey suruexa (Ç DERELERİ Tet Sipoydr çesva ururreyanz ) VYOZISN VU ton (cereyan eden), 491090 ŞEDONU geçmek, ot a etmek, verm dUDİSOY NT Çuvişsod pp Bupı VI Wpuvzbo TI) .-T PK RRR A MA a hesab.,, Bir fikir edinmek, yuoz np Ja2n( 8Ö randâr kont Olup bi — ihtiyaç yecrayıne gras a —« sayesindi vPn Ycabında, WeEN Resim üzerinde yuausuza FPRANBIZCA be z tilan 10, allona consulter le m&decin ou bien nous |e Nu som ih ikları (röntgen) sayesinde., Grâce â: grâce aux ray “zurmplığe) rugek “Zzur we Cru zalon konsülte 1ö medösen w biyon gu v Passer: pase —- geçmek, geçirmi 8e püse ©e gul se passe: sö Ki sö pas Bu dersimizde geçen tabirler: Be rendre compt “ne zaman biz iz has Hasta olduğumuz zan “kendine vermek “bu hi geçiyor., (gras o retyon Rendre: randr Be passer: au besoin: o be: KI Besoin: “de noug #nuo susyke (k nunpnonA upör 206 nua 4 ğ ğ ğ 3 ğ ğ kmıu JDAYANIN OĞLU S PARDAYANIN OGLU 406 İ "";" Sehresinde bir — sevinç r ve ay Szür kaç yni heyecanla sordu: n on buçuğu, bır ' sevinçle bağırdı: ARAL. biliyordum.. Biliyor- n d' yetişeceğim!.. Gelin! , arkadaşları Jan, yatı | 1 esnada Parfe Gulâ duğu kapıdan firladı 4 Peret, Grengay, Karkan ve | akarga ö | Jan1 Tp Arkasından atıllılar. ” "Okngına kadar koştu. Te l bir hayli açmış gibiydi. rını ver: , kendisinden İ- muammalı bir verdemki, saat henüz on buçuk- € koş “Uvra gidebilirim! UT rm. Yold tak Sen Deni sokağırıa doğru da, Yakıc birkaç kelimeyle, Pardaya- | Knh( 1 işkence | odasında, Galigayla | Ni arasınd | Anlatır y a duyduğu muhaveri ti kısaca İzah etti. UNN 4 de bun ote"" ]aı—ıu "'d; Yim'da tü düşünüyordum, dedi » atını bizzat eğerlerken, Pereti Nikol hatuna ema- tdiyor y ©* ona | f | %LYB'rlu Smı: kızı gibi bıkmaı | Yöyledi ve üç a Grengaya da bir | rkadaş yayların- dan fırlayan oklar gibi meçhül bir isti- kamete doğru koştular, Pardayanla oğlu da atlarına bindiler ve dört nala Luvra giderek, derhal kra- lın nezdine kabul edildiler. üA Rüyideki eski kral şatosu çoktanberi metrüktü. Ve bir nevi çiftlik halini ale mıştı. Burada biribirinden ayrı iki bina vardı. Bü binaların arkasında ve bahçe- lerin ortasında yuvarlak bir küle yükse- liyor ve bütün bunları çok yüksek du- varlar çerçeveliyordu. Cephedeki duvarlar, sokak cihetinde, küçük bir çıkmaz sokak şeklinde bitişi. yordu, Bu çıkmar sokakta, birçok adamlar, sokaktan görülmek tehlikesine maruz kalmadan saklanabilirdi. Bertiy kuleye kapatılmıştı. Orada, alelâcele bir yatak odası hazırlanmıştı. Odanm bir tek demir ve büyük kapıst vardı ve çok küçük bir pencereden sı- ziyayla aydınlanryordu. O, sabah, aşağı yükarı, Pardayanın hapishaneye doğru yollandığı — sırada, Bertiyin bulunduğu bücrenin kapısı a- çıldı ve bir kadın içeriye girdi. Bu ka- dın Leonoraydı. Genç kızın önünde durdu ve bir tek kelime söylemeden, uzun müddet ona baktı, ve ona baktıkça çehresi öy le soğuk, öyle sinsi bir ifade alıyordu ki, Bertiy bütün cesaretine Tağmen, bü. tün vücudiyle Üürperdiğini hissetti. Çünkü Leonoranın gözlerinde mahkü. miyetini okumuştu. Geriye doğru bir adım attı ve bağmı önüne eğerek dü. gündü. Sonra birdenbire başmı doğrul tarak ahenktar bir sesle: — Madam, dedi. Dün hayatımı kur. tarmıştınız ve ben size minnettar kal- — Şu taraftaki mösyö. Baştarafı pex de yüksek olmayanı, İkisi birden duvara doğru — iğildiler ve parmaklarının ucuyla, iyice yok. lamağa başladılar. Pardayan birdenbire: — Anladım! dedi Kapıya dönerek, açtı, Karkan, E>- kargas ve Örengayı içeriye aldı ve gar- diyana dönerek: — Kapıyı kapıyarak - çekilebilirsiniz döstüm, artık size ihtiyacım yok. — Ya mahpuse, monsenyör? Patdayan soğuk bir sesle! — Burada, benimle beraber kalacak! Gardiyan, manalı bir tebessüm! — Ahnladım! Diye mıtrldandı ve uzaklaştı. Bunun Üzerine Pardayan yatağın — başrucuna geldi Ve küçük bir düğmeye bastı: Giz ir kapı açıldı. Geçtiler Akuavivanın bulunduğu — odanın ö- nündeki sofaya gelmişlerdi. Pardayan, kendisine has seri bir nazarla, bulun- duğu Yeri tetkik etti. Kilitli duran, ma- kineli odanın kapısını Akuavivanın bu- | lunduğu odanın kapısını ve merdivele ri gördü * . : İ Yavaşça kapıya yaklaştı. Diğerleri de oldukları yerde kalarak gözlerini ona diktiler ve vereceği işareti - beklediler. | Pa n ayaklarıtın ucuna — basarak kaprya yaklaşınca, Parfe Gulârın sesi- ni tanıdı. Rahip şöyle — diyordu: “Her şeyden evvel, t Jandan intikam al- mak istiyor!,, Pardayan, diğerlerine kımıldamama- Jarını işaret etti. Eğildi ve mükâlemeyi sonuna kadar dinliyerek, oğlunun bu- Tunduğu tehlikeli vaziyeti öğrendi. Parle Gulâr kapıyı açtığı — zaman. onu karşısında buldu. Pardayatnın çeh- resinde, şiddetli heyecan anları esnasın daki sakin ve fakat korkunç bir ifade vardı. İlerledi ve rahip gerilemek mec- buriyetinde kal Akuaviva ağıt ağır dolaşıyordu. Bu meçhül adamrı gördü, Casusunun yüzün deki korku ve şaşkınlığın farkıma vardı. Ve bütün plânlarını altüst edebilecek bir hâdise cereyan etmek üzere olduğu- nu anladı. Buna rağmen soğuk - kanlı» lığını kaybetmedi we pencereye doğru iki seri adım attı, Fakat Pardayan bu açık görmüştü, Keskin nazarları kağı köşesindeki evin penceresinden, bu tarafa doğru bakaf garip bir rahibi de görmüştü. Akuavivadan daha çabuk hareket ederek pencereye gitti ve pere yi çekti. Parfe Gülâr kapının boş kaldığın: gö- rünce oraya atıldı. Fakat — karşısında, Grengay, Eskargas ve Karkanı buldu, Grengay alay etti: — AL, Parfe Gulârmış yahu! Bizim ayyaş Parfe Gulâr! Eskargas da nazik tavır rak: — Nasılsın? Göreceğimiz geldi. Karkan da, cidden merak etmiş gibi sordu: — Bugün kaç kadeh attın? Parfe Gulâr da isi şakaya döktü ve bir kahkaha attıktan sonra: — Haydi çocuklar, dedi bırakın be- ni, geçeyim, acele işim var. Grengay yerinden kımıldamadı vet Pekâlâ, dedi, senin acele işine ma. ni olacak değiliz ya!, Rahip yakalandığını anladı ve dehşet içinde onlara bakarak geriledi. Bu sırada, görünüşte gayet sakin o- lan Akuaviva şöyle diyordu: