a ee v * aettt eas ua AYU ..& * AW a aA ettti — , —AAmM ıqh Ordusu OPâm-enllı'n Şu u,;"'"mmıua AÇ * İ deniğdiğiy , iSilerine neden mil, —:ı.,_ *Ta İNi bir türlü anlıyamı- a aai lt dedler. Tavuğu ke- | “Nİ Yapan ada qk n'ımıu '.4 m manasına. —himım *yetçiliği bu kabil ola. Soktanklır meydana ko- B Si — pazara e:'"'aı:. topraklarıma göz Titan Peryalistlerle birleşmek çıkarıl " 5 NE '::aıı Afrikalrları âlet diye İyet 'endi milletlerini kırmak.. B Şikleri! Kerad, da n 'a bazı aklı V h bi mı Si :'M" i aşında tanın ’ b ğ muşurum, Bun- çt Mütekait paşalardır, zengin- hatlarğır » Yani 'da yüksek mevki sahibi h'î“mıı Yaziyetleri nok. 'takâr Vaziyette bulu. ) ..,a"?' Mesclesi mevzuu bah-, iyatları asiler cihetin ka Gen « —"l::;'"k” Şu müfritleri bir “Ah, eyİ hâlâ halledemedi (l—,,m küş t düşset derler. M———. Arasında bile bu tahassüs &4 Sanki Riüvaj ——'ü' *lunuyor ya, o da 'aşİst devletler, İspanya. Olarak Akdenizi hö: h& K Thhye " lenizi haraca eai için azi, !',q_.' gibilit) im menfaatler » m':_i ;:r Gostlarıma derim kit” inuz> ün zaferini dili- SI Ğ ": Milliyetçi, :lnı,, _.';':ı“ümeü. milletin ekseri- 4 "'““m;ı.ı o'::w. Öyleyse asiler na. îa..h Üü ee kendi ellerinde bu- eneğiy ııhîınuıı yardımiyle bile , eticeye varamıyorlar. “ndim... Ko m. ikoca bir İspan- düşü İspa, a) ,___n"' Milletine ihanet e. h;';f'%.,— ei vareyını” bermei hi t $ Mahdut b ae .me?k. ir — zümre, mişi " hei 'YTT Yaşamış, kendi iŞtir. kan olduğunu iddi bi ikeie Uğunu iddia et. di MAt sofrada aŞ halkr r, “zade sınıf, aslan — payını 'daya saymıştır. " Ordudaki bütün kendine hasretmiş- #ilelerin çocukları iy —Y.uıt ediniz; "“ı î"îcriıu halı Müa; o-ı_h”_ 'Orde ükir, © ktan a: âl rı_ır__ ı"'""?w'ulı,v xğ'tt milletten *'.muy * Dasıİ me; v zan — kaldir- ön mleketin 3 ” tıktan n Türk usuydu, â'dlfıu. halkın - Menafiini "'rde:in;ı'." Gdüşünmüş, daima K Hisah £ hamlelerin taraflı- Yatı te, Teti ĞTT Delirtmiştir: İ g, Stklay haçpgıtmlrcir: Meş. HN de de, cumhu- 0 için? Üğe S Elbar &i Yüt bi bette Frank R * halka he Ocuların bir bil- In!mE ğ İr senedi “Nlerce ç HD n enedir ecne. in ee ha Nin, ı'""yt'ılu :::;dlyorhr yüz & 'ar! » denme- E'x âhhiyu W'ıın% Tenin ":Hd": Halktan a B y yrr Kü tı:mn“'ho ağet Milletine ihanet M ?tüdlı a kesilmiş, Her | Rin ttin ordusu baş- | - 'dur p, (Va-Na .P.aız ln ) gilizce t Polonez köyde asayiş o kadar mükemmeldir ki, burada Kköpekler, kediler ve tavıklar bir. kaptan yemek yiyecek kadar biribirleriyle dostturlar.. Istanbul konuşuyor ! # (Polonez köy : 2) Polonez köyde yağmur duasına çıkan papaz ! Bu köy çok güzel bir yerdir ama, ah o fena yollarda gidiş geliş o Polonez köyde bir kilise, bir 3 sınıf- l1 mektep, bir köy odası ve bir de bak. kal vardı.Mektebin şimdilik 14 talebesi bulunuyormuş. Kilisenin yanında bü - yük Lehli şair Mikoviç namımna 933 se. nesinde küçük bir übide yapılmış, â- bidenin ortasında Mikoviçin tunçtan kabartma bir de resmi var, Kilisenin genç papası bahçede çi. çeklerle meşgul olurken arasıra da ba şını kaldırıp havaya bakıyor. Merak et tim, sordum, Gülerek cevab verdi: — Tarlalarda kuraklıktan mısırlar bavestdr As yağmıur İcin Allaha düâa ediyorum. Dedi. Bu sırada güzel bir bayan da elleri. ni kalçasına dayıyarak: — Ya! öyle. Biz Allahtan yağmur bekliyoruz, siz de dua ediniz diye söze karıştı. Bense tozu toprağı ile meş. hur olan ve naçar olarak ertesi günü ayni yoldan avdet edeceğimizi düşüne. rek çamura saplanmamak için: — İnşallah matmazel, Yalnız bir gartla dedim, Yarına kadar müsaade ediniz. Paşabahçeye varır varmaz bü- tün mevcudiyetimle Allahtan Size rahbmet (yanlış anlaşılmasın yağmur) temenni edeceğim. Gülüştük ve yanla, rından ayrıldım. Birkaç adım yürüdük ten sonra kilisenin tam karşısında kârgir ve temiz bir binanım üzerinde nazlı nazlı dalgalanan 'Türk bayrağı. nı görünce sordum. Jandarma kara. koluymuş. Oraya da uğradım. Bu karakolda gördüğüm temizliği, intizam, terbiye ve disiplinin darısı diğer karakollarımızın başma, İnsan bilhassa ecnebilerin çok gelip gittik. leri böyle bir yerde haklir olarak ifti- har hissediyor. Karakolun önünde gü- zel bahçe ve bakımlı bir asması var ki, köyde bile emsali yok. Kötü ve harab bir haldeyken bu binayı bu ha le getirmiş olan Beykoz jandarma ku. mandanının himmeti var olsun. Köye pan: nlar müşteriyle dolarmış. Fa. ö d€sleri Te EVinden; xt :::.:,_'J:Ueı. G n Te et raleşi l Radaz S halkeyi AĞ y Mi e eli ilere Müracaat. Pürasız — ingilizce K, Künleri aat İMiz sakınunda İngilizce hafta içinde yazıl. Kkâtipliğine müra, le, 37 n Âltıyol ağzında, Düt Ta, Dört oda, bir ye- | bir mutfak, büyük. VAS*, elektei ö "îlndehhnk-hl'lııu. su ve gece kalamıyacakları hakkındaki hük mü üzerine buranm müşterisi azal. mış. Maamafih yine az çok gelen olu. yormuş. Öyle zannediyorum ki bu gü zel köyden istifade etmek Istiyenler yol zahmetini göze alamıyorlar. Bü iş kendi başıma geldikten sonra daha iyi anladım. Maamafih yol zahmetine rağmen Polonez köyün öyle meziyet- keri var k Misafir kaldığım pansiyonda ye. meklerin bolluğu, nefaseti şayanı hay. retti. Sabah kahvaltısr hiletiz süt, kahvo, taze yumurta, reçel, tereyağ ve nefis köy ekmeği. Böyle hilesiz bir kahvaltı acaba kaç şehirliye kısmet olur. 2 kahvaltı. öğle ve akşam yemeği ve pansiyon Ücreti bir buçuk liradan ibarettir ki, buna da hiç pahalr deni. lemez. Fevkalâde güel bir 24 saat geçirdik. ten sonra ertesi sabah bazırlanan araba eskiden çok ziyaretçi gelir ve |ya tekrar bindik. Bu sefer Paşabahçe yo luyla gidiyoruz. Bu yol evvelkinden kat köy kanunun ecnebilerin köylerde — daha geniş ama, belki dünyanm en toz Polonez köyün törtemiz ve şirin jandarma karakolu |masa ! Polonez köylüler hayvanları: | ı da çok severler lu yolu, fakat birincisine nispetle da. ha az berbat. Günegin harareti altında Üstümüz. deki tenteye rağmen kavrula kavru. la kil buçuk saat süren bir yolculuk yaptık. Ve Üstümüz, başımız, yüzümüz tamamen rengini değişlirmiş bir hal. de Paşabahçeye vardık. Yarım saat'süren ve sopa ile açık havada halı silkmesini andıran uzun den ve yüz yıkama faslından sonra bi. tap bir halde vapura atladım. Lekele. ri temizletmek üzere elbiseyi lekeciye verirken lekeci acısını unutamıyaca. ğım bir para istedi. Ve gülerek ilâve etti: — Merak etme bayım güzelce temiz lerim, haftaya yine gidersiniz inşal. lah!... Alemdarda susuz bir mahalle eder. Hani bilirz , ilk bir üst, baş, ayakkabı temizlemesin . | CUMHURİYET'te; Büyük şu?ıltleı;de suyun mevkıl Poştede bulunan “Cumhuriyet,, başmuhar, riri bugünkü buymakalesini oradan gönder, miş... Büyük şehirlerde suyun bahseden bu yazısında diyor ki: mevklinden Büyük şehirlerde suyun; fakat bal suyun mevklinden Bahsetmek isliyoruz, ve bemen söyliyelim Ki bu mevki fik numlarayı işgal insan toplantıla. rı hep su başlarında olmuştur, işte insanlı, gi en saki zamanlardan başlıyan bu tabil ihtiyacr tarihin bütün yürüyüşünde hep ay. ni ehemmiyetle devam ederak — bügün dahi bilhassa büyük şehirlerin en büyük meziyet. leri mz veya çok suya malikiyetleri niabetile ölçülmesi, medeniyetin başlıca düstur ve şi. arı olup kalmıştır. Bu parçanın en dikkate değer tarafı, ll insan toplantılarının hep su başlarında ya. padığına İşaret edilmesidir.. Bugünkü top- lantıların da mühim bir kanr su — başında yapılmıyor mü? Herhangi çeşmenin başına baksanız, günün muayyon saatlerinde sabun kalıpları gibi dizilmiş bir sürü — tenekenin yanıbaşında, önünde, ardında iri bıyıklı ve Kalın enseli bir çok insanların hararetli mü. zakereler yaptığma rastlaramız. Ancuk, tifo hastalığı dolayısile — bazı su başları tenhalaştı.. İnsanlar şimdi, fenni su rette terşih edilmiş suların başında — ietima etmeği tercih ediyor. Ve bu gibi su merkez. leri de pek az olduğu için tabil 6 moktaları tahacüm artıyor. Lâkin bir mesele daha var, sular, İyi veya Kötü de olsa, cakisi kudar bol değilmiş. Yunus Nadi devam ediyor: tmparatorluk — zamanlarında - İstanbula gelen ve son yıllarda belediyeye devrolundu. gu malfmumuz bulunan bend ve pmar sula. yıns ge olmuştur da eekisine nisbetle yarı. dan fazlası kaybolmuş bulunuyor? Bu ytn bendlcrin! ve yollarını temiz tutmak ve onları cski mebhzuliyetlerile akıtmak imkânı yök mudur? Bize kalıran bu sa işinde bizim yegâne kusurumuz meseleyi cen hakiki mahi yetile ele almamaklığımızdan ibarettir. Yök sa İstanbulun da, Ankaranın da, İzmirin de ve diğer birçok büyük — kasabalarımızm dü su meselelerinin balli yeni 'TTürkitiğün hak. kmdan gelemiyeceği meselelerden değildir. Bu işi başarmak küme nasip olursa, hepi. mizden göreceği ilk Mtifak şadur — Su gibi aziz ol? 'TAN'da Kayğısız adamların faydası B. Felek; “ne rahat adamlar — var, diyor. Dünyayı kaymaklı dondurma gibi görürler.. Ve sonra şöyle bir muhavere örneği güste riyar: — Asyada da muharebe başladı. Allah ve. ve de bir Kartlumum! çıkmasa, — * — Aldırma! Kırk yül karaa — ölmüş, eceli gelon ölmüş. Ben Harbiumumide dörl ay pa. lamut yedim. İçimin kurdu kırıldı. Bak turp gibiyim, — Hayır! İşter bozulur diyo h Harp bu, kolay mı? Dünya büyük felâkete uğrar. — Aldırma! O işleri idare edenler, sen. den, benden akıllıdırlar. Senin nene gerek! — Doğrusun ama, ben Avrupanın gidişatı nı pelke beğenmiyorum. — KHoş gör, dedim ya' Belki &İtr Üstün. iyi çıkar. Şimdi sen benimle bir beğ kü. şat oynuyar m asun ? Yarablı! ne rahat adam! Ne gıpta edilecek mahlük! Lâkin gel e onun gibi ol! Mümkün mü? Fakât bir de bunun tersi vardır. Meselâ Boracak olursunuz? — Asyada muharebe başladı. Allah vere bir harbtumuml! çıkmasa: — Ya, birader. Bu elim bir şeydir. 1933 dü galiba.. Bir kere de — Mançuryada harp korku Alemdar nahiyesine bağlı Ticaret. hane sokağında oturanlardan dün din. lediğimiz bir şikâyette sokaklarının başında bulunan Terkos çeşmesinden 10.15 gündür bir damla su akmadığını | ve şehirde tifonun süratle çoğaldığı bu.anlarda susuzluktan ve yaagın teh- likesinden korkarak telâşlandıkları ve haklı olarak aağa sala başvurdukları halde kimsenin bu işle meşgul olmadı- ı söylenmektedir. Belediyenin nazarı dikkatini celbederiz. Suriye fevkalâde' komseri yarın geliyor Suriye fevkalâde komiseri kont dö Martel yarın gehrimize gelecektir. | Maamafih kont dö Martelin Ankarada tevakkufu da muhtemeldir. Kont dö Martel şehrimizden geçe- rek Parise gidecektir. başlamıntı. Japonlar Milleller — Cemiyetini falan hiçe sayarak yürüyüp gittiler, Habe. şistan harbi yapılırken de mütemadiyen © misal öne sürülmedi mi? Habeşistan — deyip geçmiyelim.. daponyo, - Almanya falan, © memleketin İtalyaya İhakını tanıdı. Tanydi ama bana öyle geliyor ki, mesele — Dununla bitmiyecek, İngiliz neye mütereddit duru. yor? Bu işin içinde iş var azizim.. Gelelim daponlara.. Japotları. Hülâsa muhatabiniz. bu minval üzert ala. | bildiğine süyler. Bir adamın,bunları söyleme Bi için, kendini, bu meseleler — Üzerinde iyi kötü yormuş Giması da Mammdır. Tasavvur | edelim... Her raştladığımız ahhab bizim sora cağımız bir saüle karşı, merhum Ahmet Mi. tat Hfendinin ramanları gibi bin dereden « getirip cevap vermeğe kalkıyor.Buna can mı dayanır, ©O kaygusuz adam kimse, B. Felek bana göndersin. Yahut kendixi için de gıpta odi. kecek bir galsiyetse, akşamları hep birlikte buluşup birkaç dakika onunla Japon mesa, Belerini görüşelim. Çünkü © focaatin verditt büzün, ancak öyle — kaygusuz bir adamım (Sayfayı çevirin) Hİ