Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
$ İ / l İ İ Ş Yarn Şaka - 1 J—. rn FPERİ d A NW T W ç Istanbulda kavrulan semtlere deva ! Yazan: Osman Cemal Kaygılı Mevsimin en sıcak günlerine girdik. Bugün, yarın da sam yelleriyle birlikte bohur günleri başlıyacak! Bu yaz uzun süren kuraklıktan kavrulmuş olan yer. ler, eğer bugünlerde sıkıca bir yağmur yağmazsa, şu bir kaç gün içinde büsbü- tün kavrulup kebap olacak! Ne diyelim, böyle günlerde şehrin Tahtakele, Uzun- çarşı, Unkapanı, Balat, Cibali, Tophane, Kasımpaşa, Hasköy, Galatadaki Per- şembe pazarı, Azapkapısı, Tavukpazarı gibi yerlerinde oturanların tanrı yar- dımcıları olsun! İstanbulun en basık, en kapanık, en çukur, en havasız yerlerinden olan bu yerlerdeki köhne, loş ve hatta kokmuş hanlarıtn haşerat yuvası bölmelerinide es- ki ve yer yer srvaları dökülen ahşap ev- lerin basık tavanlı odalarında şimdi gün lemek ve gecelemek sanırım ki her ba- bayiğitin işi değildir. Şimdi bu saydığım yerlerdeki bu çe. şit hanlarda, dükkânlarda, evlerde gün- ;arasız kalınca Karısını satan adam Şimdi geri almak istiyor ama... “Ben aşağıda imzası olan Emanuel Perri karım Luiz Üzerindeki bütün hukuktumu 18 İngiliz lirası bedeli mukabilinde — Marsel Jakoya sattığımı ve mezkür meblağı tama., men aldığımı beyan ederim.. Bu senet Paris te sıhhat ve şuurum mükemmel bir halde 1. ken, kendi rızamla imza edilmiştir..., 1 Kânunusani 1930 tarihli olan bu dikkate şayan senet Fransada mukim İngiliz tebaa. sından Emanucl! Berri tarafından geçen haf ta Paris hukuk mahkemesinde açılan bo. şanma davası üzerine mahkeme heyetlne verilmiştir. Umumi! harpten sonra Ingillz ordusundan |. terhis edilen Berri Pariste yerleşmiş ve harp te tanıdığı bir kadınla evlenmişti. Bu alle. nin taksi otomobili çalıştıran Marsel Jako adir bir de dostu vardır. Yukarıdaki senet imzalandığı zaman Ber. ri işsiz güçsüz kalmış ve ev kirasımı vere. | miyecek bir hale gelmişti. İşta böyle bir sı. kımtılı zamanda arkadasından para isteyin. ce: — Vereceğim paraya mukabil — satacak nen var? sorgusile karşılaşmış ve: — Karımdan başka bir şeyim yok! Cevabını vermiş, bunun üzerine de iki ah. bap çavuş arasında çekişe çekişe bir pazar. lik olmuştur. Fiyat üzerinde uyuşulunca se. | net yazılmış, iki şahit huzurunda İmzalan. mitş ve kadım Marsele devredilmiştir. Kadin tam yedi senedir satılmış — olduğu erkekle yaşamaktaydı. Son zamanlarda İş Ve para bulan Berri karısile barışıp — gene birleşmek için biricik çarenin boşanma da. vası açmakta olduğunu düşünmüş ve isti. dayı dayamıştır. Fakat ikinci — kocasmdan çok daha memnun kalan kadın mahkemeye yedi sene evvelki senedi vermiştir. Berri şahitler huzurunda imzalanmış olan bu vesikayı inkâr edememiş, hâkim de karı ile kocayı barıştırmak teşebbüsünde bulun. mamıştır. Diğer taraftan da kadına, — eski kocasından boşanmak talehinde- bulunduğu takdirde davanın kendi tehine ballolunacağı söylenmiştir. Şimdi mahkemeler yaz tatiline girmiş ol. makla beraber Berri davanın sonuna kadar karısıma nafaka vermeğe mahküm edilmiş. tir. leyip gecelemek mecburiyetinde olanla- ra yapılacak en büyük ve en hayırlı iyi- lik, şehirdeki itfaiyeleri her gün ve her gece nöbetle birer, ikişer defa bu semt- lere koşturarak buralardaki bütün han- ları, dükkânları, evleri, içlerindeki insan larla birlikte kanasrya suya boğmak... Hortumlardan fışkıracak gayet gür ve gümrah sularla, bugünlerde iki kav- rulmuşa dönecek olan bütün bu sokak- lara, bütün bu yapılara ve bütün bu in- sanlara biraz serinlik ve yeniden biraz can vermek! Öğle ile ikindi arası, sıcağın — hizin- dan buraların o pek bol, pek meşhür sinekleri bile kanat krmıldatıp uçamaz hale gelirler. Geceleri, eğer haşeratı gebertecek ilâçlar kullanılmıyorsa bu- ralarda tavanlardan tahta kurusu, pen- cerelerden sivrisinek, İdöşeme aralıkla- rından pireler yağar, hem de ne yağış, ne yağış....., Sürüler, ordular halinde! Salt buraları mı ya? Dün akşam geç vakit Mahmutpaşa camiinin karşı tara- fına gelen dar bir sokaktan geçmek lâ- zım geldi. Ötedenberi, arasıra mecbur kalıp da buradan geçtikçe insanın içine kasvetlerin çeşitli ve sunturlusu basan bu sokakta daha döne kadar yollarda işportalarla, tablalarla, camlr idolaplar- la satılanrı pasta! Kurabiye! Yağlı çö- tek! kaletaların envart yapılırdı. Dür ak- şam pejmürdelikten, harabatilikten ren- gi pek solmuş olan bu daracık sokaktan geçerken oradaki — odacıklarda otürup yatan ailelerin bu sıcak gün ve geceler- de nasıl bunalmadıklarını ve buralarda nasıl hayat geçirdiklerini düşünüyor ve kendimi bu eciş bücüş yollardan kur- tararak bir an önce ferah Bayazıt mey- danımna fırlatmak için can atryorldum, Bugünlerde rasathane direktörü Bay Fatin ne âlemde, nelerle uğraşıyor? bil- miyorum! Güneşlerin, ayların, yıldız- ların, rüzgârların, denizlerin, bulutların dillerinden anlasa anlasa en çok o an- lar! Acaba bunlarla şimdi sık sık görü- şüp konuşuyor mu, İstanbul havasının bugünlerde alacağı yeni durumu onlara soruyor mu, uzunca bir zamandır orta- lığı kasıp kavuran bu kupkuru gün doğ- rusu daha bir müddet böyle devam ede- cek mi? Önümüzde ve yakın günlerde İstanbulu biraz olsun — silip süpürecek bir yağmur ihtimali vöâr mı; yoksa bu gidişle yağmur yüzü görmek için incir zamanının sonlarını, yahut kasımr mı bekliyeceğiz? Eğer öyleyse, yukarıda da dediğim gibi İstanbul itfaiyeleri başta bu dedi- ğim semtler olmak üzere — sira ve nö- betle bütün İstanbulu günde birkaç de. fa duşa boğmalıdır. Ama İdiyeceksiniz ki; — İtfaiyeler bu kadar suyu nereden bulacak? Nereden bulacak, denizden! Madem- ki İstanbulluların birçokları hâlâ bu- runlarının diplerindeki denizlere gi- dip serinliyemiyorlar, bari biz denizleri alıp hortumlarla onların başlarından a- şağı boşaltalım! O. Cemal KAYGILI Haber, okuyucuları #arasında bir fıkra müsabakası açmıştır. Gönderi, lecek fıkraların kısa ve hiç ölmazsa az işitilmiş olması lâzımdır. Fıkralar, gönderenlerin imzaları yahut müstear adlarile negredilecek ve her ay o ay içinde çıkacakların en İyilerinden beşine mühtelif ve kıy, metli hediyeler verilecektir . Vakitsiz çocuk İzdivacınıdan beş ay sonra — çocuğu dünyaya gelen bir bakkal telâşlanır ve hemen bir doktora giderek bunun se- bebini sorar: Doktor sâf adamcağıza şu cevabı ve- rir: — Zarar yok oğlum, bu kaza ekseri- ya ilk çocukta vaki olur. Ondan sonra kilerin kaçar aylık doğduklarını sende farkedersin, Tevfik Tezcan Giıcıklanırım Yahudinin birini asmağa götürmüş. ler, tamam asılacağı sırada yanında bulunan memurlara demiş ki: — Aman, rica ederim, ipi belimden bağlaymız, zira boğazımdan pek gicık lanırım, İbrahim KORA Papas Osman Tefrikamızı dercedemedik özür dileriz. Bize Jforunuz.,lize Cevap Verelim ... Göz doktoruna gidiniz (F. H. S.) imzasile aldığımız bir mektupta soruluyor: “20 gündür gözlerimin altı çürüyor ve kirpiklerim uzuyor. Acaba büunun sebebi nedir? Bir gazete okürken göz. lerim kararıyor, başım dönüyor. Ek. seriya gazete okuyamıyorum. Cevabı. nızı beklerim.., CEVABIMIZ: Bahsettiğimiz ârâz üzerinde muhte. lif tavsiyelerde bulunulabilirse de mu- ayene etmeden söz söylemek doğru değildir. Bu sebeple mütehassıs bir göz doktoruna acele müracaat etmeli. siniz. Cağaloğlunda Nuruosmaniyede 30 numarada göz hastalıkları müte - hassısı doktor Şükrü Ertana müraca. at edip Haber okuyucusu olduğunuzu söylerseniz size kolaylık gösterir. 'HABERİ AKŞAM POSTASI İDARE EVİ; İstanbul Ankara Caddesi Posta kulusu : İstanbul 214 Telgraf adresi: Istanbul HABER Yazı işleri telefonu: 23872 idare, ilân " :1 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi Senelik — 1400 Kr. — 2.700Kr. 6 aylık 780 |4 1450 , 3 aylık 400 » 800 , t aylık 150 » 300 , Sahibi ve Neşriyat"Müdürü: Yazan: Morls Löblan Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) Maltbaası Bu adam evvelce ona malik olmuştll- Şdu bütün vücudu ona karşı isyan etm Yh_gd' Dominik birdenbire ayağa kalkmış, titriyerek, kendinden geçerek, asabi el. lerle bir ipek şalı alarak omuzlarını ve göğsünü örtmek istemişti. Delikanlı ise, şal işiddetle çekerek dedi ki: — Bırak bunu Dominik! Mademki bir gece vücutlarımızın arasında hiç bir mânia olmadı. Artık ipek bir şalın beyhude mâniasını aramıza koyamazsı- nız. O dakikada biribirimiz için ne olduğumuzu düşünün !Bizi biribirimi- Ze imhası gayri kabil bağlarla bağlıyan derin, sonsuz aşk bağını düşünün! Bü- tün bunların bir rüya gibi kaybolması - nı ,sanki vaki olmamış gibi olmasını is- ter misiniz? Zavallı Aramızda bir aşk var ve hiçbir şey onu mahvedemez. Bu, bir aynanın üzerind- kaybolan bu. ğu değildir. Bu, okşayıp geçen bir el nüvazişi değildir Bu, ilâhi tamlığı ile bir aşk muanikasıdır. Bir tek vücut haline gelen iki vücudumuzun imtisa - sıdır. Bu, bir titreyiş içinde buluşan şehvetlerimizin inkişafıdır ve bunu ne siz, ne de ben asla unutamayız.. Büyük bir hararetle, delikanİr, kuv- vetli kolları arasına genç <kadını çek - mişti. Ateşli nefesi omuzlarının üzerin- de dolaşryördü, yaklaşıyordu ... Ağzı yarı açık Dominik, teşhir edilmiş bir vaziyette, korkarak bu adamın - te- ması ile titrediğini hissediyordu, onun sözleri ile, benliğinin en derinlerine ka. dar sarsılıyordu. Ona karşı, meçhul bir adama olduğu gibi mukavemet için kendinde kuvvet bulamıyordu. Bu a - dam, evvelce ona malik olmuştu. Muti eti, ona karşı isyan etmiyordu, bilâkis ona, onun kollarında tatmış olduğu mestiye rtamoluyordu. Bununla beraber, delikanlının ağzı, ağzını almak istediği zaman, ve odanın yarı aydınlığında ©- nun behimi bir ateşle parlıryan gözleri. ni, arzu ile bozulmuş yüzünü görünce, isyan etti, kendinde mücadeleye kuv - vet buldu. Onunla ilk muanikaları, ka - ranlıkta cereyan etmişti. Tesadüflin te. siri ile olmuştu. Bugün ise Dominik hücumu görüyordu, hücum bir sekil, bir vÜcut alryordu, ve bu vücudu gözlerile görüyordu. Şimdi karşısındaki, bütün kadınlığı ve ismetinin isyan ettiği bir erkek, bir düşmandı. Her ikisi de, hayatları için mücadele eden iki mahlük gibi, bütün imkânları, kabiliyetlerile çarpışıyorlar- dı, " Rişar, sevdiği kadını fethetmeğe mü - vaffak olamazsa er veya geç bundan öle ceğini biliyordu. Doöminik ise mağlüp olduğu takdirde hayatın kendisi için bir | mânası olmıyacağını biliyordu ve muh- teşem ,ateşli, meyus bir halde, omuz « ları çıplak, dudakları yarı aralık, saç « ları dağılmış, üzerinden hafif gece el « bisesi kaymış, ayni zamanda şehvi ve masuni mücadeleye girişmişti. Bu ihtişam ve servet karşısında er - keğin arzusu, azami noktasına fırlamış. | tı. Bu kendini arzeden, fakat memnu güzellikleri gözleriyle yiyecek gibi ba- kıyor, titriyen parmaklariyle dokunu - yor, okşıyordu. Rişar onun vücudunu kolllariyle sar- mıştı. Dominik zayıfladığını hissetti... Bayılmaktan, kendini tamamiyle teslim edecek olan bir baygınlıktan korkuyor. du. Son ve meyus bir hamle ile kendini mi? 'Tekrar ediyorum, sen f ni bir an için silkti, kurtardı V€ — Alçak.. Alçak... ill” d Rişar onu tekrar kollar! buç kısaca cevap verdi: — Seni isştiyorum. . ıoi w Tam bu anda tehditkâr VE yle ses duyuldu: . kgblf — Rişar, bırak ve çekil nini delerim. diği lfd Bu Patriş idi, Rişarm İ:ıu& 'f': yoldan gelmiş, balkondan ı;* ,n,af bancasını, titremeyen bir &l dü. Rişar derhal Domini WN' adım geri çekilmişti. Genlç .grt nü başını toplarken, Patris dü" le: selh, yır,, da bu işi yaptınsa, m;dı ”_ — Eğer, dedi, hakikateü en sefil adamısın, zira, I:)ı.u'llıı saplıyarak, istiyerek ve bira? züne haykırdığı - gibi, | li al yaptın... Senin doıtun. yı’ benden en kıymetli çaldın.. Ve bu kadından da p&’ J na asla vermiyeceği şeyi çaldın” denberi sizi - balkondan buna kanaat getirdim.. Bir de mücrim olduğunu zınn bir guphe idi. Pariste pegl yor, garip hareketler yapı giz tavırlarla, şaşkın bir ne yapmak niyetimde olduğum man döneceğimi oğrenmek ğiü Bundan şüphelenmiş, döne€* manı saklam.ş, birdenbire und' çit Hem seyahate çıkmak niyt ğunu söylediğin vakit, artık $ gb”ı' le kalmamış, kanaat etmıştu“ d”’# ce apansızın, bir gün "vel ğ np Şimdi artık biliyorum. Ve “Yeşil çayırda,, işlemiş oıaui““ j %u%% îî düfi hiyanet, bu akşam yBP'”' büs ettiğin, teasmim edilmşi Hi den bin defa dâha hafiftir. A Yalancı, Alçak! Utanmak IGSP hatırayı bir şantaj vesilesi yen alçak!.. ; Sevdiği kadının huzurunda n:r:ld dığı bu hakaretlerle iki misli olan Rişar başını kaldırdı * sl"d' — Kâfi! dedi, ne zaman i$? rine âmadeyim... Patris güldü: — Sahi mi? dedi, fakat be“ rine âmade değilim.. Düello © di efendim! Bir hırsızla d:îr % Kendimi senin tarafından öld fıd'f' ihtimaline maruz bırakmik u’ug , yavrum, aldanıyorsun.. Hem d - talcasına ve eski bir âdet. BU gür mantıki neticesi senin ölümü” Patris, indirmiş olduğu kaldırdı. Nişan aldı.. Fakat 9” silkerek silâhını tekrar indirdi” — Hayır, dedi, bu da © başka bir fikirle gelmiştim: cW'Ğ Rişar, ve doğru söyle. Ferzed çe" Dominikten ayrıldım, onur misin? Rişar büyül bir heyecanla bAğ — Elbet! IW' — Yavaş. Bir şart var. .o,dl Dominik o zamana kadar #" y,ç Kocasınım bu sözü üzerine 5* ğuk bir tavırla müdahale etti” ı,_. — Benim kabul etmem !"'far) (Devamı ZZ ge 221 Kibar hırsız — Sıvah centılmen 221 — €& Mahkeme huzuruna celbedil dim ve servetin yarısımmıı geri vermeğe mah küm edildim. Mahkeme salonunu terketti ğim zaman bütün gözler nefret ve hakaret le bana bakıyordu. Bütün bunlar sizin yi zünüzden başıma geldi. Kara gölge. 222 — Ertesi günü, bütün gazeteler, bu mahkeme tafsilâtiyla dolu idi. Müvezziler, bütün Londrada bü heyecanamiz haberi ba gırıyorlardı.. Bunlar: hatırlıyorsunuz, tabil haydut herif |.. 223 — Lavrens Şarlton, bu hatıraların tesşirile tekrar kudurmuşa — dönerek, Kara gölgenin üzerine yürüdü ve müthiş bir tek. me indirdi. Kara gölge bu tekmenin tesiri le büsbütün yere yuvarlandı, dişlerini sıktı fakat ağzmdan hiçbir şikâyet nidaaı çıkma. di. 224 - n SD BU N 224 — Şarlton devam etti: “Dostlarım olan insanlariın evine gidince, kapılar yüzü. me kapanmağa başladı. Hademeler beni na, zik sözlerle savıyorlardı. Çünkü — benl eve almamak hususunda kat'l emirler verilmişt!, 225 — “O zaman, sizin kim olduğunuzu meydana çıkarmağa azmettim. Kara gölge. nin, iki nevi hayat yaşıyan KIbâr olduğu sık sık söyleniyordu. İİF egit y “Sanat klübü,,ndeki mükâlemeyi w”" W la ele geçirmiş oldum. Kara gölE meşhur elektrik tablosunu Kkur” b 4 böyle çarçabuk nasıl — öğrendi merak ettim « — SArRAAA TENWEY UA ZIDIİNYUUY PMFOSE — —.rr..m Taryrı weara erini a Ha z