TAPA gazet Phıbe tT okudum. "Ril.i aki f!:h'. erkek kılıklarının yek- AA b'k""!lar ,Demişler elerinde gayet ente- Vd . ı "u:;ne n * gi k—?nla' böyle çeşit çeşit, el- ü î:’"');:ıkma ulaşmış: içinde dolaşıyorlar. cğıî Zavallılar, asırlardanbe- dl yelek, pantalon öğren ü tuq *8neğini beller gibi b ’an '—'ııl. Bidiyoruz. Nedir b gİ p “"Ylde;ovle bulmuşlar: eıi Sehri nasıl kadın şıklığmın Yılımsa, Londra da erkek Payitahtı olduğu — için, L"" 'dralı terzi arasında bir mü- Şq Tt Şi duı Sıhki olmal 3 Omhhi, pratik ve gü- lı' h)dıyh-_ erkek için yeni Seşit modeller yapacak. Glunıcuk Mucidlerine *Yetleri mükâfatlar vere- kde. artık yeknasaklık- îu,'uğîklhm neticesi Londrada i olacak ve tabil resimler tkl"h!ı ile birkaç güne ka- D öi n““blln kendi hesabıma Ğ !::u e oluyorum. Zira, yaz j Ni %e" köprü ortasında ce- b')' akşam üstü sayfiyede 'az Bnmlek giymek man- y' ML kaç kere yanıp yakıl- dranın erişeceği netice- nen günkü günde en man- Ruslardır. Yazın, bir Hin şalvarımsı bir panta- n palto, —kalpak... üyle alâyişsiz, mahalli öre b" kn ıfc( K ah Bi I'"I.t; atki "nıhıllı kıyalelue ge- 'lıt n tamamiylı ki t '"klın.ı Tmaalâsef bu sonar, fnıkethm Halbuki Ka- t pek âlâ idi. bu"u I"Shnl kıyaftl.. diye 'dı.ı_, DS yaşı ilerleyin göb ’"n bn k"'“l'uııu Örtmek için ir Biyiniş tarzıdır. Bir içinde cılız görünür gü k"ınf:tıe sakil olan ik, cübbeyle, haş. âmı Szetli Ve Süzel olur! . de- rlü türlü kılıkla; Ü vaziyetlere T Mevcuttur. İfşey ama, kırk Y'”!k kıyafet. line getir- alılar da, Av Cübbe ile kavuk bilir?.. a yç;;dlm"“z bu kılı! d' T a n hhmlrvının k kıyalet in. İ t:ı;ideiild"_ ch" nazariye ha- i,'h:ııh T, plâj kryafet a giyme- inkılâp- londm şık. işi hem Nazariye- teşmil ediyor de- aN K ""*“"dbu"':'( bir hile sezmek de laıâmd'y kıd_:m"”'hf Ve terzi. "'"ln.. büyük müşteri ı buluyor- ky"'mtlı-rım birkaç MVvetiyle değiştir. o: Çekler hıkk?:ıda e ma ı"lfhlım var. lnıımkun de- 'ni bulmağa ça- > bu k.lem"n gibi, renk. '3l sokacaklar cekler.. (Vâ-Nü) fakat bütün dünya erkek | Bir zamanlar İstanbulun on güzel me Nişantaşınınm aşağı kısımlarına ini. yordum, iki genç beni önlediler: — Aman, dediler, Şurada bir sokak vardır, onu gi mcdın geçmeyiniz. Ve önüme düşüp beni zemini toprak, yokuşlu bir yola saptırdılar, — İşte, buraya Fırım sokak derler, biraz aşağısı da Göknar sokaktır. Sem tin en dertli yeri hiç şüphesiz bura- sıdır. Zaten yolun haline bir kere ba. karsanız, burada oturanların ne çek. tiğini anlarsınız. Biraz daha ilerliye- lim, asıl vaziye"i göreceksiuiz. Küçük bir yokuştan aşağı indik. Kö. şeyi kıvrıldık. Yolun sağ tarafımda bir duvar, sol tarafında da derince bir u. çurum vardı, Burası karşı tepe ile, gimdi üzerinde bulunduğum tepenili vadisi idi. 100 metre kadar uzak olazı kargı tepeye baktım, yeni yeni evler vardı. Bir tane de henüz yapılıyordu. Bu evlerin biraz âşağısında ise, sefi! teneke barakalar, küçücük - kulübeler vardı. Dünkü neşrettiğim mektupta bahse, dilen çirkin manzaralı kulübeler b lardı herhalde, Benim sormama vakit kalmadan yanımızdakilerden birisi izah etti: ya hep birer gecede kurulmuştur. Bomboş bahçeleri bulan bazı fakir ai. leler, bir gece gelip başlarını sokacak evleri gizlice yerleştirivermişlerdir. Fakat şimdi iş çatallaştı. Bu arazi A ğaoğlu Ahmedinmiş, karşıda yeni yapı lan ev de onun... Kendi arsalarıma ev kuranlarla, Ağaoğlu mahkemelik ol. müş diyorlar.. Doğrusunu isterseniz, buralarda © turanlar, fâkir, zavallı insanlardır, hep onlara acıyoruz ama, biz de kendilc- rinden müştekiyiz. Evvelâ manzarayı bözuyorlar, sonra da evlerinin lâğımları yok, helâları n. deta açıkta, bu yüzden koku ve sinek oluyor. Nişantaşlı genç bunları söylerken bir taraftan da yürüyorduk. Nihayet top. rak sokağın öyle bir yerine geldik ki, önümüzde derin hendekler - vardı, O zaman genç sözünü değiştirdi: — Şimdi dedi, bunları bırakalım du, nsıl derdimizden bahsedelim. ayım, gu sokağın hali pürmelâline bakmız. Her yağmurda sular — yolün ortasında böyle koca koca hendekler açar, maballeli kendi cebinden para harcar, yaptırır, iki gün sonra, yine bozulur, ve bu işle tabil başa çıkıl maz, Teşvikiyenin her tarafı kaldırım dır, Buraya da taş döşena'n diye kaç defalar başvurmadık yer bırakmadık, bepsi boş çıktı. O, hâlâ anlatıyordu. Ben bu mkığu fotoğrafımı almakla mesşguldüm, Ya. nımızda birkaç kişi daha belirdi. B larım içinde tertemiz beyaz bir önlük oynasalar her taraf böyle toa buli İstanbul konuşuyor ! Teşvikiyede Belediyenin yarım asırdır uğramadığı bir sokak var! Burada yolu, lâğımı ve her şeyi halk kendi kendine yaplırmaktadır — Şu gördüğünüz barakalar, bura. | » yeri olan İhlamurun tocu görülmemüğ bir şeirdir. kaplanır. (Yazısı yarın çıkacak ) üriylı Burada gocuklar biruz (Teşvikiye: 2 Yazan : Haberci Teşvikiyede belediyi dan bir kısını, (* işaretli maliye m ) | | ıin yarım asırdanbderi uğramadığı sokakla oturanlar. ebaidi Salik Cemit, ** işarctli da mahallenin bakkalı Mustafadır.) giymiş mahalle bakkaliı Mustafa da vardı. — Ka kereler bu çukurları yaplır- dık, fakat fayda vermedi. Ne olur, be. led ye bura r kaldırım - dö: de bizi kışın gırtlağımıza kadar balç çamura batmaktan, yazın.da toza bo, gulmaktan kurtarsa... Ben bakkalla konuşürken, beyaz el- bise giymiş, yaslıca bir zat nefes nefe. e[ıl' — Benim de söyliyeceklerim a da;, “mütekait Mmaliye an Sal'h Cemil,.,, diye ken dini takdim etti. Ve kimbilir, ne va, ş bir heyecanla an- var, latmıya heuş'ıadı. — Ben, diyordu, 46 senedir burada otururum. Bu müddet zarfında beledi. yenin bir kere bile semtimize uğradı. ğmu görtmedim, dersem, gü Gördüğünüz gu toprak yolu bile ben önayak oldum, kendi kendimize yap - tık. Burada lâğım diye bir $ey yoktu, onu da kendimiz yaptık. Belediye ya. pa yapa buraya iki elektrik feneri tak tı. O da Fırin agkağının başma da bir lâmba konmadığı için tam yapılmış bir is sayılmaz. Dikkat ! ama eee ea a Mahallelerinizde gördüğünüz bütün eksiklikleri, bütün şikâyet lerinizi, yapılmasını istediğiniz şeyleri, canmızı sıkan - hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek bize bildiriniz. Müuharririmiz, — fotoğrafçıları mız ayağınıza kadar gelip söy leliklerinizi inceliyecek, şikâyet - lerinize veya temennilerinize ga- zetemiz tercüman olacaktır. mayınız. İ Ben bütün taşı gezmiş, bir ada. | mım, hiçbir yerde böyle bakımsız bir yer görmedi sem kat'iyyen müba- lâğa etmemiş olurum. O kadar istida verdik, halimizi yu. na yakıla anlattık, aldırış bile etmcı ler. Onun için evlât, yaz, istediğin ka- dar şiddetli yaz da, belki biraz fayda, sını görürüz. Mütekait memur hen latıyor, hem de hiddetinden adeta titriyordu. Bu sokağın halini gördükten sonra, doğrusu kendisine hak vermetmek ka. bi dv"llıh Devlete, belediyeye karşı bütün vazifelerini yapan, ve sonra da 46 senedir oturduğu sokağa belediye. nin bir kazma olsun vurmadığını gö. ren münevver bir vatandaş, elbette ki kızardı. Kendisine, vaziyeti olduğu gi. bi yazacağımı söyliyerek, hiddetini bir &x yatısştırdım. Sonra, o sırada etrafı- mıizda bulunanları bir uraya tnxılı).ı rak resmini aldım. böylece bitirdikten sonra, mektup wl. lryan oku; Bay Abdülkadirin evinde bizi, yaş- hca, nazi'c bir bayan karşıladı. Bahçe kapısını açarak yanımdaki iki gençle beraber beni evin küçük bahçesine al. dı. Bir dakika sonra genç bir bayan daha yanımıza geldi. Bay Abdüllküdi. rin geleceğimizi bilmediği ıçin evde bu lunmadığını, fakat istediğimiz izaha- tr kendisinden almamız kab!l olduğunu söyledi. Ben de mektupta yazılanların bir ke, re de gösterilmesini istedim. O zaman önüme düşerek beni bahçenin kenarı. na götürdü, Buradan yazımın başında tarif ettiğim teneke kulübeleri göster di, Sonra da parmağını karşıdaki te- peye doğru uzatıp: — Burası da, dedi, Abdülkadirin bahsettiği gübre yığımlarının saklan. unun evine giltim. KURL'N'ıl_u Aşı vesikası göstermeyen esnaf çalışamamalı : 'Tifoya karşı iyi suların fıçı tte değii, çişe ile sutılması, yiyecek aslan sanafın da aşı lanması için verilen Belediye kararı ne oldu? Bir çok yerlerde BAA fıçı ile evler yor. Bi sun, bi müyor. Şüphe yok Ki bu türlü kararların tatbil için zamana ihtiyaç — vardır. Fakat tat müddetinin azami haddi evvelden tayin edil mez ve bundan senra emir hilâfı bureketler bir teyit kuvveti ile karşılanmazsa kararinr ebedi sürette ksir kalabilir. Kaç gün sonra sucuların eski fıcıları kel lanınadarı bir belediye suçu olacaktır. Kac Kgün sonra aşılandıklarını vesika ile — isbut edelyen eenaf dâ işten menolunacaktır.? Bir kore &alk bunu açıkça bilmelidir. etin ve belediyenin biltün kon trol vasıtaları muayyen müddet — gectikrten sonra harekete geçmelidir. Herhalde devlet yasağı yirmi dört saat sürer zihmiyeti kafa Kararların kıymeti tat bikleri ile mütenasiptir. (Hasan Kurçayı) TAN'da Denize giremiyoruz İstanbulda denize giremiyorus, — demek, biraz da ayıp olma gerektir. Fakat İstanbu lun bütün sahillerini gazetemiz namma do laşan heyet, maalesef, İstanbul sahillerinin deniz banyosu yapmıya müsait olm ği ne ticesine varmıştır. Her tarafta Jiğımlar denize akıyor. Lâğtm olmıyan yerlerde çöp ve pislik denizi içine girllemez hala sakuyor. Binaenaleyh, beledi yenin müsandesine tağmen, açıkta girmek caiz değildir. Deniz hamsamlarına gelince: Bunlar içinde gıhbi aşrtları cami olan pek azdır. Bir kıs manın suları pistir. Bir kasmınm vesaili kir Hdir, Bir kımının suyu derindedir. Her ma nastle temiz ve deniz hamamı denmiya lâyık ikt banyo yeri var: Biri Flaryada, — ötekisi Büyükndada Yürükalide yeni açılan banvo dar, Fakat bunlarda da halkın yıkanmasma fmkân yoktur. Çünkü birisinde soyunma için kabine başına 75, ötekinde Gö'kuruş istiyor lar. Bu parayı verebilecek kimaeler mahdut olduğunu gibi. kabinalerin miktarı da birkae e Su verili esnaf da aşmlanmak şöyle Gur iyle bir karardan haberdar bile görün denize yüzü geçmiyor. ©O hakle İstanbulun yüzbinlerce yazm nerede ve nasıl denize girsin* (Günün meseleleri sütunundan) CUMHURİYET'te: Şark misakı Şarkın yakın ve uzak — tarihlerindeki ib retamiz hâdise ve sahneler — gözününe geli Üürlldiği zaman Tahranda imzalanan misakıı bu Sit kısmının nekadar fevkalâde kıymet ehemmiyeti olduğu birkat daha göze nki bu misak yalnız âkidlerin K aralarındaki emniyet ve itimadın muhafaza inde durmamış ve dört devletin cilian politikasında beraberce yürümelari için de kuvvetli bir cihaz kurmuş ve ilir pratik adı nüfumu Milletler wuımu g de — gimdi mu vakkat aza bulunan Türkiyenin yerine ea nn intihap edilmesi için dört devlet birlikta çalışacaklardır. Milletler cemiyetinde yakcı şarkın en ceki azası bulunan İran, mecliste ki yerini, bu müÜessesaye dahil olduğu zamatı bir cemlle olarak Türkiyeye bırakmıştı. Ye ni intihabalta Tranın r meoline girme #ine ve dört devleti temsli eylemesine çatışı) mast da yimdiden deruhte editmiştir. Türldye garbi Asyanın en mühim bir dev Teti olduğu gibi Avrupadaki — arazisi ve bi yük menfaatleri ve Boğuzlara — hakimiyeti itibarile de cenubu şarki Avrupanın en mü him devletlerinden biri bulunuyor. Bu suret lletler cemiyeti meclisinde Le histan gibi yarı dalmi aza olmağa tamamile iatihkak kesbetmiştir. Tahranda imzalinın muahede İle dört devlet Türkiyenin baklır o lan hu mevirlin kendisine temini hususunda etbirliğile çalışmağı kabul etmişlerdir. Tef rika vüzünden zanfa uğrayan şark. ittihmd nde şüphesiz ki kuvvetini gösterecek âmiy la 'Türkiye göxve (Muharrem Feyzi Togaty) dığı yerdir, Pislikten çıkan koku yet. miyormuş gibi, bir de sineklerden çek- imizi bir Allah bilir, bir de biz. Şehir içinde gübre anbarı olur mu? Buna belediye nasıl müsaade eder, bir türlü aklımız ermiyor. Etrafıma baktım, hakikaten sinek bolluğu vardı. Güneş biçimsiz geld ği için gübrelere anbarlık eden karşı te. pelerin resmini bin bir müşkülâtla al. dım, sonra bayanlardan müsaade iste- yip evden çıktım. Teşvikiyeden gok da. ha bakımstz, toz töprak ve susuzluk içinde tam manasiyle biçare bir vazi, yette bulunduğunu bildiğim 10 - 15 dakika ötemizdeki! Ihlamur mahallesi. nin yolunu tuttum. Yarına: Ihlamur.