gznunsaodrsı rar Y vk *(s E8yOK Tur IzTOLuO çur TuoAyeyi Züns(o ŞU İN (Ca0d$ aa ayy woyNUP pp *0) “ureğg ur yorar Veyonup “IP O “iypfişs myo may GÖLMLONYO) dyud1 ŞÖMDE,, DUE ağ er eşe eboğ 2 E $ z Ve “eş 2. 33 iğ EE EE ERİR Flas ii Ee BE SİdR:ş39 8 2g: a 23 BSBiş8B Ea? EŞ ğ ib iiar al öeişatik ipe gr ) EE e Meni iE3 ei Te PER 7 eilerağa bişi İt 3 İğ aeteş ie Balki E iş ii faks Ş5 Gezinpir Ez ij asaE a$ Aiac ie iy iz >» Re dierre â: iie) İS, Rİ r ES İ işe giz EE : | ir z z SE 2 3) EEE LE Bi Eğ > 57 Ss E > 3 i Şi - i z x ğ bi mi3 g ŞE Ni - n ke j z — ğ p ! ip a“İE. UR EE P EF Hizs Foor 2$RU E$BE dpi ipz $$ ? eğer pe ipi Sp3âSR iş BERu eğ 28, LE bi izi m HH ; Lil i; ie RESREİ Tr 3333 ek BL İZE ii iEeE 4 İ esp REE Dİ zi 3 Bele İğp ise MİR gişe De dberaş ik ezşidi BE Sek SE, EŞ ik e : ğ p iz e SAN Z : A 3 i ; 8 334 PARDAYANIN OĞLU Paxdayan ciddi bir sesle; — Evet şir, güzel kadın fakat tanr- mamış olmayız sizir. lehinizedir. Dedi ve lâkayt bir tavırla ilâve etti: — Güzel ve.,. son derece zengin bir sağın, Hanri ürperdi. Şimdi define düşünce si onu sarıyordu ve bunun, hiç de yü- günü ağartacak bir ig olmadığını kendi kendine söylüyordu. Pardayanla oğluna sırayla atfettiği nazarda endişe okunu- yordu. Pazdayan bu ani tahavvülün farkında değilmiş gibi Jâkaydile'devam etti: — O kâdar zengindir ki, hiç sıkıntı- ya girmeden ve gayet - ehtmmiyetsiz bir meblâğmış gibi, Paris civarmdı bir yere oğlunt on milyonluk bir (define bizaktı. Şövalye konuşurken, kralm © gözleri Içine bakıyordu. Krel düşünüyor ve bu düşünceler ona çok #cı geliyordu. Par- dayanın, Martir kilisesi yanma yapt- Tan araştırmalardan haberdar (olduğu muhakkaktı. Hiç şüphesiz şimdi, *“3) olmasına rağmen, bu milyonlar Üzerinde hiçbir hakki olmadığını ve bu araştır- malardan vazgeçmek icap ettiğini nâzi- kâne bir surette, kendisine hatırlatacak- ti. Milyonları cide edeceği zaman, bun- Jardan vazgeçmek, ağır, çok ağırdı. Fâ- kat bu, Pardayanla oğlunun haklıydı, 'Bu haklar: katiyyen inkâr edilemezdi. Hattâ hükümdarlığınn verdiği bir kuv vet ve falkiyetle bu müthiş serveti ko- aylıkla ele geçirebilse bile, mukabilinde “hiçbir menfaat beklemeden (kendisine yaptıkları bunca bizmetten sonra, bu mert adamların servetleri için onlarla mücadeleye girecek kdar (o düşebilir miydi? Bu, bir alçaklık olurdu! Hanri iyi bir oyuncuydu ve gözünü kırpmadan mağlüp olmayı bilirdi. Bu işi kaybedilmiş bir oyun olarak telâkki etti, Vakia hap ağırdı fakat bunu yüzü ekşitmeden yutmak lâzımdı. Buna karar verilince, izzeti nefsin kırılmasına mey» dan bırakmamak lâzımdr. Kral Pardayanın ağız açmasına vakit bırakmadan, hayret eder gibi bir tavır takımdır ve bağırdı: — Vay aksi şeytan vay! Biliyor mu- sunuz ki dostum, sizin malmızı ele ge“ çirmekle meşguldüm? Pardayanm hayretler içinde kalmış gibi bir tavır takınmasını, (gülmesini, işi alaya vurmasını bekledi. o Fakat bu olmadı, Pardayan kendi keniine : — Çok şükür! Nihayet mevzua gir- dik! Dedi ve yüksek sesle ilâve etti? — Evet biliyorum. Mösyö dö Sülli İtalyanca yazılmış olan ve sarih işaret ve maltmatı ihtiva eden bir evrak üze- rine Martir kilisesinde (araştırmalar yaptırıyor. Hanri hayretle bağırdı: — Bu teferrüatı nasıl taliyoiönesi Pardayan gülümsedi: — Bu evrak mösyö dö Sülliye verildi. ği zaman, ben de oradaydım. — Bana bir şey söylemedi! — Zaten söyliyemezdi.. Çünkü, ken- disine mevzuubahs evrakı veren adamla konuştuğu esnada benim orada bulun. duğumu bilmiyordu. Pardayan bu sözleri en tabi! şekilde #öylemişti, Hanri, hayretinden dona kal mış bir vaziyette biran ona (baktı ve gizli bir takdir ve hayranlıkla mırıldan- d: — Müthiş adam vesselâm! Ve yüksek sesle; — Nasıl oluyor da, daha ilk günden ni Ç b 2” Ki izollu) iğ ig: NI 5 SOR: ; ! izli pa, j 23 5 pl g“ yiyin ji e : ii i sali 3 İN T di N Hi i : 3 ni dişi gi : KEM eletekieişi Jeh will es Ihnen eben zelgen;... da, gerade gegenüber der Abtsilung für Stöcke und Schirme rechis neben Kase TL. — Eldiven dairesi öbür tarafta, ikinci katla, 5 2 — Bay ne emreder? Geçen dersin vazifeleri Çevrilecek olan almanca çümlelerin türkçeleri dm: — Bir çift glâse eldivea istiyorum, 3 — Kaç numara giyiyorsunuz? — Bermutat 10 1/2 giyiyorum. 4 — Bu eldiveri nasıl buluyorsunuz? 1 — Eldiven nereden alacağım, lütfen söyler misiniz. bayan? 444 pH Was für Sehuhe wünseht die gnidige Frau? Halbschuhe. Einen Augenbilek, bitte; teh will Tanen len... Diese Form ist besonders zu empfehlen; Welehe Farbe? Braun, rot oder schwarz? gant und sehr modem, Vielleicht versuchen 0, dle drlieken mleh am Spann, Sehr freupdlich. pe PARDAYANIN OĞLU 335 beri Süllinin, oğlunuzun servetini ele- — Buna lüzum görmedim. —Nizin canım? Pardayan ca sakin ve tabii sesile ce- vap verdiz — Çünkü bu milyonlar, arandığı yer de değildir... Çünkü itimat edilmiş olan malümat ve İşaretler yanlıştır... Muhak kak bulunacağı ümidiyle, kilisenin altı hümmalı bir faaliyetle sran:rken... ben de başka bir yerir aranmıyacağını bil diğim için rahattım. Kral hafif bir hiddetle homurdend: ve: — Bu araştırmalar için kasadaki son paraları feda ediyoruz... Doğrusu Sülli bana iyi para kazandırıyor! Pardayan hafif bir istihzayla; — Evet, dedi. Fakat merak etmeyin, bu milyoüları, arandıkları yerde bulun- saydı bile, hiçbir şey elde edemiyecekti- niz, , — Ne demek istediğinizi rum? ! — Demek istiyorum ki, başkaları, bu milyonları Stilinin gözüğnünde alıp gi- deçeklerdi. © — Olur şey değil... Nasıl olur? Pardayan sakin bir sesle izah etti: — Oğlum, Romada, Sentanj şatosu- nun bir hücresinde dünyaya geldi, Ora- dan sağ olarak (ogiktıysa,buda opapa Sikst - Kent'in bu definenin mevcudiye- tinden haberdar oluşundandır. Çocuğu, annesini istihlâf eden kadınla beraber serbest bırakırken, papa ayni zamanda Fransa ve İtalyada nekadar rahip varsa hepsini de peşlerine takmıştı... Bu ço- cuk veya kadının sayesinde, bu era ele geçirmeği düşünüyordu. anlamıyo. z> sini m ie. eee — —— — Şimdi anlamağa başlıyorum. — Aradan yirmi sene geçti ve kilis? düşürülmesi biraz da bunun için izteni” yor, — Evet, evet, şimdi — arıyorum. B4 rahip ve papazlar ele geçirilmez şeyler” (dir; her yere giriyor ve o maksatlarınâ varmak için hiçbir şeyden çekinmiyor lar. Kral bu sözleri düşünceli bir tavıl al murıldandı ve biiyük bir endişeyle, gizli; dehşetini itiraf ettiz — Beni öldürecekler, dostum. Besl bu adamlar öldüreceklerdir, £ bundan şüphe etmeyin, Benzi o kaklar sarı ve çehresi o kadaf büyük bir korku ifade ediyordu ki Paf dayan sc:dı. Ve düşüncelerinin e m ga, e b di 4 gi 4 | i dann, sac 4 aa vi ie a &3l “yl i i İ İl 5 4) ş Bi £ değiştirmek için kendini de hakikati? inanımadığı bir şeyi büyüle bir emniyet ve itimatla söyledi: — Hiç bir şey yapamazlar sir, Sizin birçok sadrk dostlarmız o yardır ki, hi$ belli etmeden gizliden gizliye sizi ww hafaza ediyorlar... Çünkü, katiller d* gizliden gizliye iş görüyorlar, Fakat i