Dış Siyasa: Arap memleketleri ve Türkiye... Yazan: Nizamettin Nazif AHRANDA imzalanan Garbi Asya paktının ne derece sağ- lam bir siyasi vesika olduğunu tekrarla mağa lüzum yok.Bu paktın çizdiği dost Iuk, sulh taraftarlığı ve kargılıklı em. niyet çerçevesi içine giren milletler sosyal, kültürel ve ekonomik plânları. nı artık rahat rahat başarmak imkânı. na ulaşmışlardır. Efgan, İrok, İran ve Türk milletlerinin giriştikleri büyük işlerde kısa zamanda azami muvaffa. kıyet elde etmemeleri için ortada tek sebep kalmamıştır. Pakt bu dört millete yagadıkları top- Traklar üzerinde tam ve ebedi bir hü. kimiyet garanti etmekte ve bir milli inkişaf için lâziımgelen bol sulhü çok sağlam esaslar üzerinde kurmuş bu- lunmaktadır. Saadabat paktının Himalaya etekle. rinden Akdeniz kıyılarına kadar uzi. yan toprakları bir saadabada çevirme, sini temenni etmek insan olmanın bor. cudur, Bununla beraber Garbi Asya paktınm Üzerine aldığı büyük sulh ve ümran vazifesini daha kuvvetle ba- şarması için değilse bile, daha geniş bir insan kütlesine faydalı olabilmesi için çalışmak lâzımdır, Yani Garbi As. yanm yanıbaşında hâlâ bir “Yakın- şark” zümresinin devamına imkân bı. rakılmamalıdır, Dünkü Yakmşarktan arta kalan bu. günkü Yakmşark Akdeniz ve Kızılde. niz boyunca Lâzıkiyeden Aden'e uza. nan kıyıdaki şu memleketlardan tarak. küb eder: 1 — Suriye. 2 — Lülbnan. 3 — Filistin, 4 — Maverayı Erdün. 5 — Hicaz ve Necid. 6 — Yemen, Acaba. bu memleketler Yaxzmşarsfı kalmakta ısrar edecekler midir? Bunu sanmak mümkün -değildir. Zira Arab milletinin kahir bir ekseriyet göster. diği bu ülkelerden biri olan Hicaz ve Necid Krallığı hiç de “Yakinşarklı” sayılmağa müstahak olmıyan bir dev- lettir, Tamamiyle müstakil olan ve yıpranmamış bir enerji ile Avrupai temayüller gösteren bu devletin başın. daki Şef klerikalizmi, taassub ve geri. liği Jânetle damgalamış bir içtihadm sahibidir, Memleketinin istiklâline, hâ. kim olduğu milleitn geref ve haysiye, tine son derece hassas bir dikkat gös- termektedir; idaresi altındaki insan. ların yaşama ve yetişme şartlarını dü- zeltmek, memleketteki refah seviyesi. ni yilkselimek âzmindedir. Bir müddet evvel hükümetimizin mi safiri olarak Ankara ve İstanbulda kalan ve burada azabı uzun sürmüş bir daüssılayı tedevi ettiği açıkça görül. müş ve anlaşılmış bulunan 8, A, Emir Abdullahın idare ettiği Maverayı Er. düne gelince, bu memleket de Yakın. şark halinde kalmamak temayülünü belli ediyor, Bu temayülü iyice anla- mak için Emir Abdullahm Amerikan gazetelerine verdiği uzun beyanattan şu parçayı okumak kâfidir: “Atatiirkle görüşürken o da bana dedi ki; “— Arablar ve Türkler Osmanlı idaresine karşı ayaklandılar. Demek ki biz Türkler ve Arablar düşman deği, liz, Bilâkis müşterek bir hedefe harb açtık ve istiklâl için çalıştık.,, Filhakika Türklerle Arablarım an- anevi dostluğu kalbidir. Biz şarki Er. dünde bunu anlatmağa çalıştık, Yakın. da hayırlı neticelerini göreceğiz. Halihazır beynelmilel vasiyet icabı olarak da Türk . Arab teavünü bir sa, rurettir, Kendi varlığımızı muhafaza için Türklerle yardımlaşmak lâzımdır. Türk ve Arab iki kardeş millet hu- susi ioabı olarak da biri. birlerine olmalıdırlar.,, Filistinin başımda bir müfti var ki, bütün hutbelerini ve mevizelerini, Fi- listin Arablarma Türklerle el ele ver. menin faziletlerini anlatmıya hasret. miş bulunmaktadır. Haklr bir davamı. zın tabif münakaşaları esnasmda hiç yoktan tahrik edilen hiasiyetm tesi, rinden henüz kurtulamamışsa bile mutlaka bir gün içini temizliyeceğin. den emin olduğumuz Suriyenin bu va, ziyetini ise bu memleketin başında bu- lunan Cemil Mürdümün bugünkü ga. zetelerde çıkan beyanatındaki şu cüm. le açıkça anlatmaktadır: “Biz Türkiye ile dost yaşamıya mahkümüz!” Suriyeliler inanmalıdırlar ki, siya. si hayatlarının ve tarihlerinin en bü. yük saadeti, nasibesi ve talii dalma Türklerle dost yaşamıya mahküm ol- malarından ibaret kalacaktır. İster Garbi Asya devleti olmayı kabul et. sinler; ister Yakımşarklı kalmak iste sinler, biz daima bize dost eli uzata. na yardımdan çekinmiyeceğiz. Yalniz yeni kurduğumuz Garbi Asyamızda Yakmşarkın milcadeleye girmesine de asla göz yummıyacağımızi iyice âile. malıdır. Görülüyor ki Garbi Asya bugünkü Yakınşarkı da içine almakta zorlük çekmiyecektir. Bilâkis bugünkü Ya. kınşark tıpış tıpış Garbi Asyanm kol. ları arâsına gelecektir, Yakınşark Garbi Asya paktının ya- nmda bir tifo mmtakası gibi duruyor. Bu mmtakanım $ıhhatini yerine getir. mek hem bu mıntaka içindeki parçalı Arab milletinin, hem de Garbi Asya paktı milletlerinin menfaatinedir. Arab milletleri . M. Gaziülevvel İrakınm verdiği güzel ve asil nümune- yi takip etmekte tereddild etmiyecek. lerdir, Son gelen telgraflar dostumuz, komşumuz ve müttefikimiz İrakın bü. yük Başvekili Hikmet Süleymanm Majeste hükümdarının iradesile. Me. celleyi “hükümden iskat” ederek me. deni kanunu İraklıya bahgettiğini bil- diriyor. Dömek oluyor ki 1 li tanzimatınm bir yadigârmı daha müzeye göndermiş kulunuyor. Bu bile tek başma bugünkü hilkümetin inkı- lâpçılığına, medeni meziyetlerine ve İrakla Garbi Asya paktınm ne büyük bir enerji, cehit ve kıymet kazandığı. na kâfi bir delildir. İrakta tam bir merkezi otorite te. Bis etmek vazifesini başarırken, İrakta kafa ve kol kadrolarma bugünkü me, deniyetin icab ettirdiği şartları ve şe. ni telkin eden bir kudret halini aldr. ğına şüphe edilemez. Ve yine hiç şip. he edilemez ki şu bizim Türkiyemiz pek ulu ve insan bir Türkiyedir, Nizamettin NAZİF Yolsuzluk Olduğu zannile Ankara iskân dairesinde tahkikata başlandı Tevkifler yapıldı ” Ankara iskân dairesi ve otapusunda bazı yolsuzlukların döndüğü zannı hasıl olmuş ve üç memurla bir o komisyoncu ve daha bazı kimseler tevkif edilmiştir. Vilâyet İskân müdürü Nazmi Sadık, Tapu Sicil Muhafızı Orhan, o zguavini Abmet ve Celâl Şakir isminde biri tev- kif edilenler arasındadırlar. Tapu daire sinin odaları mühürlenmiş, Maliye mü- fettişlerile İskân müfettişleri de bir ta- raftan tahkikata başlamışlardır. Keriman Halis Bir dahiliye doktorile - Yakında evleniyor 1933 senesi dünya güzellik kraliçesi Keriman Halis yakında evlenmektedir. Keriman Halisin müstakbel eşi dahiliye mütehassıslarından doktor Orhandır. Dünya güzellik kraliçesi midesinden rahatız olduğundan şimdi bir sayfiyede istirahat etmektedir. Düğün on beş gün kadar sonra ola - caktır , i Ke D ünkü ve bugü askeri merasim Dün öğleden sonra Sarıyerde Kara- deniz boğazındaki 16 ıncı piyade alayr- na merasimle yeni alay sancağı verilmiş ti, Bu sabah da Davutpaşadaki birinci topçu alayına büyük merasimle yeni a- Jay sancağı verilmiştir. Kahraman top- çu askerleri atları top arabalarına koşu- Tu bir halde kışlanın omeydannda yer almışlardı. > Saat on birde ordu kumandanı orge- neral Fahreddin Altay, korgeneral Ce- mil Cahit, Türmgeneral Osman Tufan merasim yerine gelmişler ve topçuları teftiş etmişlerdir. Bundan sonra alaya verilecek olan sancak kışladan çıkarıl muş, kışla kâpısı önünde bulunan aske- ri bando tarafından istiklâl marşı çalın mıştır... Sancak atl: bir topçu erine verilmiş önde bando müzika, onun peşinde san- cak, geride bir bölük asker olduğu hal- de merasim sahasına gidilmiştir. Burada örgeneral Fahreddin o Altay alay sâncağınt almiş, alay kümandanına hitaben? “— Birinci topçu alayı (kumandanı MüraHfet! Milletimizin timdal olan bu sancağı büylik Önderimiz namına Size vermekle baktiyarım, Şanlı alayınızın bu sancağın gölgesi altında çok büyük muzafferiyetler kazanacağına eminim. Yeter ki büyük Atatürk başımızdan ek- sik olmasın. » Milletin emanetini size teslim ediyo- tum,, diyerek sancağı albay Muzaffere vermiştir, Kumandan sancağı aldıktan sonra şu nutku söylemiştir: “— Bügün alayımızın unutulmıyacak şerefli ve şanlı bir günüdür. Bütün mil- letlerin gözünü kamaştıran Ulu Önderi- miz kahraman alayımıza büyük komu- tanımız eliyle bu sancağı bize tevdi edis yor. Bu sancağın alayımıza — verilişini tesbit eden bu dakikalar asırlarca sonra bile büyük bir kuvvet kaynağı olacak- tır. Nerede yurdumuza yan bakan bir çıkacak düşmana bırakmıyacağız. Birinci alay ordunun birinci alayı olduğunu geçmiş- te olduğu gibi gelecekte de gösterecek- tir.. Bilhassa Atasının verdiği sancağı hiç bir zaman bırakmıyacaktır.,, Bu söylevden sonra istiklâl marşt ça- lınmış, kahraman Mehmetçikler birinci alay marşın: söylemişlerdir. Geçit resmi yapıldıktan sonra mera- sim bitmiştir. Sarıyerdeki merasim Karadeniz boğazındaki piyade alayı- Hariciye ve Dah'liye Vekillerimiz Sovyet Rusyada merasimle karşılandılar Moskova, 12 (A.A) — Türkiye Ha - riciye Vekili doktor Tevfik Rüştü A - ras, yanında Hususi Kalem Direktörü ve sekretet olduğu halde, dün Pehlevi. den Baküya muvasalat etmiştir. Vekil vapurda büyük elçi Zekâi Ap - aydınla Hariciye Komiserliği Birinci Doğu şubesi direktör muavini Miller, Bakü Sovyet meclisi başkanı Olni, Ba - kü gamizon kumandanlığını temsile, den Ossipof, Türkiye konsolosu Fuat Ertok ve İran başkonsolosu Pirnazar tarafından karşılanmıştır. Türkiye Hariciye Vekili ve yanında ki zevat Moskovaya hareket etmişler - dir. Şükrü Kaya Moskovada Moskova 12 (A.A.) — Tas Ajansı bilidriyor: Türkiye Dahiliye Vekili ve C. H. Partisi genel sekreteri Şükrü Kaya ve yanımdaki zevat bugün Moskovaya var- mışlardır. Vekil, Türk ve Sovyet bay- raklariyle donanmış olan garda Litvi . nol,, Ejof, Stomoniakof ile dahiliye ve hariciye komiserlikleri erkânı ve Tür kiye büyük elçiliğinin bütün memurları Belçika Adliye Nazırı tarafından selâmlanmışlardır. Şükrü Kaya ve yanmdaki zevat öğ - İeden sonra Kızı Meydanda bir spor geçidinde hazır bulunmuşlardır. nâ alay Sancâğı verilmesi münasebetile dün akşam üzeri Sarıyerde büyük me- rasim yapılmıştır. Orgenersj Fahrettin Altay, Korgene- zal Cemil Cahit, Tümgeneral (oOOsman Tufan otomobille gelince, merasim baş- Jadı, Saat tam 16,30 du. Evvelâ İstiklâl marşı çalındı. Marş selâm vaziyetinde dinledikten sonra generaller askeri tef- tiş ettiler, Teftişten sonra Orgereral Fahrettin Altay, merasimde bulunan Sarıyer ve Beykoz kaymakamlarile belediye ve par ti erkânma merasimin manasını anlat- miş, bundan sonra sancak bölüğü, önde bando olduğu hâlde karakol binasında bulunan sancağı almaya gitmişler, biraz sonra önlerinde sancak olduğu (halde dönmüşlerdir. Sancak gelince İstiklâl marşı çalın- muş, iki dinç asker sanığı (o Örgenerai Fahreddin Altaya vermişlerdir. Orgeneral Fahreddin Altay şu söz- leri söyliyerek iki alay sancağını piyade alây kumandanı Kormay slbay Ömer İskendere vermiştir. “— Size milletimizin timsali ve hedi- yesi olan sancağı Ulu Başbuğ ve Başku mandanımız Atatürk namına vermekle bahtiyar ve müftehirim. Alâyınızın bu sancağa hakkını vereceğine (şüphemiz yoktur, Bu sancak altımda büyük mü- zafferiyetler kazanmanızı temenni cde- rim. Sandağınız mübarek olsun!,, Buna alay kumandanı mukabele et- miş ve &zcümle demiştir ki: — Bugünü alayımız her sene şeref günlerinde sureti mahsusada önemle a- nacaktır. Bugün alayımız için hakikaten şok büyük ve şereflidir. Çünkü bugün sancağımızı aldık. Bugün çok sevinç ve heyecan vericidir, Çünkü bu sevgili san cağı Cumhur Başkanımız, Atamız bu- gün bize emanet etti. Bugün saygı ile anacağımız bir gün- dür. Çünkü bugün muzaffer komutanla- rmuzdan büyük ve sevgili bir komutanı mız eliyle sancağımızı almış bulunüyo- TUZ... Nutuktan sonra geçit resmi başlamış Boğazın müdafii Mehmetçikler, sert a- dımlarla komutanların önlerinden geçe- rek yerlerine gitmişlerdir. Merasimilen sona komutanlarla davet lilere çay ve pasta ikram edilmiştir. aa eililmmnie mma Tuncelinde Bir şerir halk tarafından öldürüldü Tuncelindeki son muhalefetin mü - rettip, muhârrik ve âmillerinden olup senelerdenberi Tunceli halkmı devamlı surette mukavemete ve muhalefete teş « vik eden mürteci Koçkirli Alişerin ifsat- larından bıkan halk kendisine ; “İçimiz . den git!,, demiş. Bu söze halka ateş et. mekle mukabele eden mürteci bir kişiyi öldürdükten, diğer bir kişiyi de yarala- dıktan sonca gene halk tarafından öl - dürülmüştür. Çarpışan Akay vapurları Tahkikat için bir komisyon kuruldu Pazar günü Aakayın Burgaz ve Kadıköy vapurları çarpışmasiyle neticelenen vakayı keşfetmek ve ka. za mesulünü meydana çıkarmak ü- zere Deniz Ticaret müdürlüğü fen heyeti reisi Hayri, Akay enspektörü Aziz, Şirketi Hayriye enspektörü Sezaiden mürekkep bir tahkik heye- ti teşkil edilmiştir . Heyet dün vapurların süvarileri- ni ve hâdiseye şahit olanları dinle- miş, bir de keşif yapmıştır. Tahkikat raporu bugün (hazırlanarak Deniz Ticaret müdürlüğüne verilecektir. Çarpışan vapurlar muayene ve tamir edilmek üzere dün Halice alm. mıştır. Bugün muayene edilecekler- dir. istifa etti Brüksel, 13 (A.A) — Adliye nazırı Laveleye istifasmı vermiştir. | nkül Hayata dair EM ği & Oto, Lele, Fafrtu U hüfta gelen fransızca * B yat haberleri azetesii Tristan Derâme, siirler söyleYil ih, iümsiyerek, birtakım — kelimeleri | veya birkaç hecesini atıverci” şikâyet ediyordu. Meselâ “oto” yerine “oto” diyenler... Fransızcada bu hevi kısa ekseriya halkın, işçilerin yulur, sonra münevverler sun çer, Bizde ise halk çoğu zaman * leri - telâffuz şeklini borsa bile * Akiş mam olarak söyler; “eandarmâ he “candar” gibi kısaltmalar PeK'4 dirdir. Türkçede kısaltmalar dalma züppelerin işidir ve bunu j de, fransızcada olduğundan ve daha çekilmez bir geydir. d Zaten dikkat edin, türkçe < ken “tramyay” yerine “tram” mobil" yerine “oto” diyenler, “bi” yerine de “almak” derler. Bun "2s bazan “alafranga”, bazan da “* gen dediğimiz garib ve izansız © # adamlarıdır: Tramda tesadüf. © Bir ota alıp müzik dinlemeğe 9 Kendi nefsine hürmeti olan adan le konuşmak şöyle dursun, pöyle nuşanlarla selâmı sabahı esmeği kar. Bü damlar niçin öyle kefimeldi saltırlar? Fazla sözden kaçın için mi? Hayır; bir düzüye göy“t gi nasebetsiz ve manasız elfaz # v4 hiç çekinmezler, © kısaltmalar” “X' caka diye, acayiplik olsun diyeğ yi Elbette farketmişsinizdir: İSİ iy, rm çoğu, söyliyecek, anlatsö şip geyleri olmadığı zaman çok #Ös MA, lerler, Orta oyunundaki geve# p hatırlaramız: bütün o ağız Ki fh biç, ama hiç bir şey söylememek vi, dir, Bahsettiğim adamlarda o0$ zerler, Konuşmalarının birtek ç | “kibar” lıklarını, “alafranga” Ot ze rmı etraflarma da, kendilerine © bat etmektir. öğ Bu adamlar isişleri destunsi “li, kılıklara'sokuyorlar, Meselâ Bİ 8 yi “Leylâ” diye çağırmıyorlar," Şi) diye bağırıyorlar. Hele “F” ie wo yan erkek, kadın isimleri “Fifi,” 2 Fofo” oluyor. Bir kimse böyle PİE mı, siz ortaya ya bir tazı, ya vir ği dog çıkacağını sanıyorsunuğ; a san oğlunun geldiğini görünce o simizin haysiyeti namına W yerin dibine geçiyorsunuz... e Bunu da muhabbetlerini, san” eğit, lerini göstermek için yaparlı Vk anı, hayvanlara takılan adlarla Wi İ mak muhabbet, samimiyet olu” 48 * Ne hacet? kızlarını, oğullarım: (gi * pisi: Kuçu kuçu! Geh bi'bilir” dİÜÜ Zırsımlar! vi Yakinda o da olur: Frenkler* chat (kedim) ! mon chlen (köpğ Ni non loup (kurdum)!,, diyor!” “ile Bizim kibarlarımız da, elbetti # yp saati gelir, “Kuzum! Arslanı” eöğk meği (inceliklerine (yakıştı Fransız zevkine göre seçimi ” gl isimlerini, evlâdları ve dost” |. daha münasib bulurlar!... AÇ i s5 al 4 gi Nurullah AT İyak saçı 3 Fiyat düşmesi / Sokağın köşesindeki eve #nnki > çökmüştü, Her zatılışında, satrct e“ eyt olduğu değerin yüzde 20 sini Veda f Dördüncü sahibi de evi satti ve Kaybetti, İlk sahibi âvi kaça satın almıştı”. Mi) Bu bilmecemiz mükâfatimır. Y dg den iki kişiye hediye verilecektir. G9” yi” 20 temmuz tarihine kadar yoli — Iki kardeş 7 temmuz tarihli Arap saçını Kardeşlerden birisi 12 öteki de İİ” |! dır. İ Bu bümetemiz! hiçbir okuyucumU “je halledememiştir. v vu | b & b Kuponürru “3 TEMMUZ —1937