9 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

9 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——EALTEMMUZ — 1937 TBenlii ağeksüm M Kaç Ilra ?,, — “8O,, — * '2 Ilraya Olmaz mı ?,» Mrünün birçok senelerini mem- k timizde geçirmiş olan ve Tür d'")*ı muhakkak ki çok iyi bilen ı“'“,"“ Pol, bana, İstanbulun pazar Sisteminden şikâyet etti. Biîl kmız var, azizim! - dedim. .m' itaya verilebilecek bir mal için lu”"dl" dört lira istiyen insafsız- ha Plek çoktur. Fakat emin olun ki, » Astanbula has bir esnaf düzen” * liğidir. Anadoluda bu derece al- leke Yani şekli katiyen bulunmaz. "'fh'ı_ kmıi'zr:!'iıı'îı asıl özü, kaynağı “Öşl')l::-ı——dü anlattım, Her - fırsatla Zariy, | 5'N pazarlık hakkındaki na- Bî:ı ğd'" tekrarladım. Bir tüccar, termen 'ı'_g Yüzde on -on beş arasında TMak Vvüç edecek bir ücaretle * sat: 'çin kontişmağa girişmişse bu q.."l'.- eski telâkkiye göre sünnet, ökkiye göre, “piyasanın fiz y;;d?ahmuıdır. İstanbul usulü Tt yüz vurguna kalkmanım- Z:îğldm adı haramdı, şimdi ihti- ıi"""__m Pol, güldü: nu D Üzde dört yüz ha?.. Siz bu- da :h’* büluyorsunuz.. Fakat ben, bul 'azlasına da rastladım.. İstan” Sidi el vurguncu esnaflığı hangi- lkı ' h'h.Vor musunuz?.. Antikacı- M?' Ki kerg_ bir ecnebi grupunu çarr dih’î!ldııi_vordum. Bir âsa göster- “Şlangi devre ait bir papasındir he Üeıghyh baktığımızı görünce, Muşe ler beğenirsiniz? "Hazreti : “m"î:r!it..demeıinler mi?.. ÂAr- ietlarım, kahkâhayı köpardı. Her 'hnî.. 'inde bir komik vardı. “Eski irerek, . Armdan birine sopayı değ- * ““İşim içinde - bir yanlışlık a bi Musanın âsası taştan su .»i_i"tq akıtmıyor!,, dedi, Bunun *bu derece safdertin olmadı- M di anlayan satıcılar “seksen İiz h'"'nıye tutturdular, Ben, arkadaş- ti 'ı;' Yret veren bir rakamı an- TMaz "“;..':::leiîîn: “İki liraya o buçuğ, Mağı, tüt yukarı, âsayı yedi î““' aldık.. Düşünün: ğekyıen .%" Yedi buçük nerede!.. Hem, !'a"';:fk'eni de, bizim- Musanın Mişti, İ İnanmamamız üzerine söyle” cektil, hansaydık kim.bilir ne diye- Üye e Meclisimi; hak leci isimizde herkes, pazarlık Eı't'nn':iılıı hatıralarmı anlatıyordu. g_;mlmşıe hiç pazarlık yoktur. * ni Fıhl orada, Şarklılarm SeYyay çe sanı aldattıklarını bizim Eği çi Sergi Stokholmu ziyaret et- Ve Vî“n ir fıkra muharriri yazmış | ].&::urumuzdan alış veriş yapar” tiye “;ıl_dıxımnnfıhnm da halka tav | Tı_'!- C_ıe'mmiıi gezenler, en | Yörka, 38'k sigaralarına rağbet edi- %ı; Iyatını. sordukları vakit, * ()’lkn_ Usunu — söyliyorduk. | R% y“bunı inanmıyorlardı: “Pşt! Bözarlı tturamazsmız. Biz sizin ne ].rdı ğçı o!duğunuzu biliriz! diyor- tekte “:ı yıuzıien. ticaretimize hayli Yadan, .;un&ıiı olarak, Skandinav” a "“IIT Pol da şunu anlattı: *lıcqıb? larından zengin bir Rum fiyap , Ymış. Bir müşteri gelir de Men ÇTar, teklif edilen Parayı he- de hn"h'l;. Verirse, adam fena hal- Betçin, Weı,_Bî:îıe alış veriş mi olur?.. Re- “ln.k ©Mem efendim bu derece Yerinde ';'::ı*eridgn gelecek kâr da k.çı"yf"h:!“—m. "I“ıç:ıetin zevkini ki ğ "î îâı:l!e Ppazarlık eden — biri Sat edince Memnun olurmuş.. .. ş ü her tüccar, bu man” ' Enayi alış verişçiler H'“k'llne daha fazla elverir., €te bir dostum demişti N.m' k « Hiccar benden ehemmiyet. ğt Sultankamam meydanı İstanbul konuşuyor ! Sultanhamam meydanı Yeni postahanenin arkasındaki cadde Istanbu- lun en pis yollarından birisidir Yazan : Haberci Birim Ankara caddesinden aşâğı iner- ken, yeni Postanenin” arkasına - düyen sokağa sapınız, daha on adım yürü « meden mutlak burnunuzu tıkartımız. Türlü türlü koküular midenizi altüst €etmeye başlamıştır. N Bu yolda biraz daha ilerleyince, but. munuz gibi gözlerinizi de kapamadığınt- za müttessir olursunuz.. Gördükleriniz midenizi bulandırmağa başlamıştır. Bu geniş cadde ne türlü isterseniz © türlü pis, mülevves bir şeydir. 'Taksi otomobillerinin dutduğu kı - sımda bakımtır - bir aptestane — vardır. Buradan çıkan türlü kokular yetmiyor. muş gibi, yük arabalarına koşulu hay « vanların yol ortasında duran pisliği de ayrı bir koku çıikararak işi tamam e- der. Ekmek parasını kazanmak için, her gün bu tahammilisür yerdeki taksi du. rağında nöbet beklemek mecburlyetin - de bulunani bir tanıdık şoföre sordüum? — İlk günler tahammülün gayri ka- bil olduğu sanılır amma, insan yavaş alışryor, dedi ve sonra ilâve etti. “Doğrusunu istersenir buradaki ap. tesane çok Küzumludur. Ve kaldırılma- smu kat'iyyen istemeyir. Fakat islâh &- dilse, temiz bir şekle sokulsa şüphesiz ki çok memanun oluruz. Hayvan pisliklerine gelince . bu da çöpçülerin fazla çalışmasiyle başa çıkı. kılacak bir iştir.,, Şoför ahbabımdan ayrıldım, biras gdaha ilerledim. Yolun bu kısmma Aşit- efendi Kütüphane sokağı diyorlardı. İki tarafına sıra ile büyük manifatora ma- gazaları dizilmişti. Yerler - eskisinden daha pis, koku eskisinden daha fazla idi. Yaya kaldırımının diplerinde kâğıt parçaları, çürük yemişler, yemek artık. ları göze batryordu. Burası geniş ve iş- lek bir cadde değil, bir mezbelelikti. Bu kadar ihmal edilen, bu kadar pis bir yola İstanbulun Iâalettayin bir yerinde tesadüf etmiş olsaydım, belki de hiç şaşmazdım. Fakat iki tarafından , gsıra ile bankalar. büyük , mağazalar, hanlar bulunan bir yerde bu kadar ba- kımsızlık inanılır şey değildi doğrusu.. Önüme çıkan hanlardan birisinin ka. pısından içeri girdim. Kapınım ağzın - da birkaç kişi iskemle atmış oturuyor- laçdı. Kendimi tanıttiktan sonra: — Ne derdi var buralarm, diye sor. dum. j Grupta en yaşlı görünen adam cevap verdi: — Evveli pislik, sonra pislik, daha sonra yine pislik.. Çöpçülere ne oldu bilmem, son gün- lerde artık “hiç uğramıryorlar. İşin asıl kötü tarafı,bu pislik arasın . dâ, seyyar satıcıların mal satmalarıdır. 'Yerin haline, hayvan pisliğine filân bak madân, gelip küfelerini ortaya koyuve- riyorlar. Ucuz ucuz şeftaliler, kaysılar satıyorlar, hani birde İnsanız, göyle siz bir mal için on kuruş istedi. Nasıl olsa aldatacağını biliyordum. "Dur şuna bir ceza verevim,!, diye düsü- nerek: “Allah Allah! ne ucuz, bir Tira deseydiniz. bile memnuniyetle veritdim!, dedim. Herif kim bilir, kendi kendini nasıl yemiştir. (VA -Nü) Sultankamam meydanında haldırım. lar dalgaya tutulmuş deniz gibi dal. galıdır. Onun için burada ayağı kayıp düşenler hiç eksik olmaz #ıcak ta bastı mı hiç dayanamıyor, pis. liğe filân bakmadan bunları alıp yiyo- ruz, sonra hastalıktan korkmağa baş . lıyoruz. | Ne olur belediye şuraları sık sık sü - Pürtse ve ara sıra da yıkatsa., Bu dertleri dinleyip gördükten sonra biraz daha yürüyünce doğru Sultanha. mam meydanına çıktık.. Buraya ayak basar basmaz evvelâ kebapçının sesi du- yuluyordu: — Buyurun bayım. buyurun.. Köşede eşeklerle su satan iki garip adama bakarken kebapçının kalın sesi. Yenipostahanenin arkasındaki Âşir Efendi — kütüphanesi — Sultanhamam kebapçısının arkasındaki sokakta eşeklerin caddesinin pis hali ve otomobillerin yolortasına — bırakıldı . S ea Bultanhamamı çarşısı ne alıştık. Sonra, kulağıma daha cılız | ikinci bir ses de geliyor: — Biz de de var bayan, ne aradımız hemşire, bir kere bakmır.. Bunları küçük mağazasının kapısın- da duran genç bir gömlekçi söylüyordu. İlk bakışta zeki bir çocuğa benzediği için yanına sokuldum. — Hayrola, dedim, herkesi çağırıyor. sun-amma, gelen yok... Güldü: — Bizim iş böyledir, zaten, dedi., bin kişi, on bin kişi çağırırız. ancak biri içeriye girer, onun da alışveriş edeceği meçhuldür. ha! Dükkânda ne kadar a) varsa hepsini önüne indiririr. Bakat. sırtında su ve gasoz salışı yapılıyor vereçeraemecem — t £ kültğida bakar, sonra da hiç bir şey almadan eli- ni kolunu sallıyarak gider. Genç burada bir an sustu. Sonra de. rin derin içini çekerek deva etti: — Ah, nerede o eski zamanlar.. Müş- terilere mal yetiştiremezdik. Hem fazla fazla para da verirlerdi... Öyle zaman . lar olurdu ki, müşterinin çokluğundan bunalır, aman artık yeter, dediğimiz olurdu.. Halbuki şimdi sabahtan ak - şama kadar gırtlak patlatıyoruz. Sem. timize uğrayan bile olmuyor. Baktım, bizim gömlekçi başr hep ken di vaziyetinden bahsetmiye niyetli, mecburen sözünü kestim... — Sizin burada ,daha başka umumi bir derdiniz yok mu, yahut ta bize alâ, kadar olabileceğimiz başka bir şey gös. teremez misiniz?. Hiç istifini bormadı ve derhal ceva- br yetiştirdi: — Derdin tâ kendisi, bizim meydan işte, siz de bakınız! Rasgelen ortaya o. tomobilini bırakıp yolu kapryor, bu bi rinci şikâyet, meydanımız dalgaya tu tulmuş deniz gibi, baştan başa yamrı yumru, bu ikinci dert. Kaldırım taşları. nın çarpılmış olmas: yüründen, dük - kânlarımızın önünde her gün asgari 4—5 kişinin ayağı kayıp düşüyor.. Ve dört beş kaldırım taşının düzeltilmemesi yüzünden yüzlerce vatandayın cam ya. niyor, bu da üçüncü ve son dert.. HABERCİ Dikkat! — — bütün eksiklikleri, büüi_n şikâyet. ledalai üüü istediğini: şeyleri, canmızı sıkan - hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek Muharririmiz, — fotoğrafçıları - miz ayağımıza kadar gelip söy- lediklerinizi inceliyecek, şikâyet - lerinize veya temennilerinize ga- zetemiz tercüman olacaktır. Bir batında beş çocuk Havana, 9 (A.A.) — El Pucblo ga. #etesinin verdiği malümata göre Sora, köyünde Manyevega adında bir köylü kadını bir batında ve doktor müdahale- si olmaksızın dört erkek ve bir kız ço- cuk doğurmuştur. Hepsi hali sıhhatte. dir. . Garabette Amer:kayı geç.yor muyuz © geçtik mip beris. mva Amerikay T Pek bedi değ Garabat Geçiyor mu de ondan geri kalmadığımız mühakkuk, Bayoğlunda oturan bir bayan — kuptğlal n köpeği bir Çıngevu. iğını öğtenmiş, kem çın. ypeği alan #leyhine dava Aç. nin çalıp calar gene hem de miş. Eh! Köpek köpeğe benzer, değil mi ya? Köpeğin yeai sahibi bu kıymetli itin kendi. sine ait olduğunda ısrar etllği gibi onun di. ğger akraba ve taalltkatı da alduğunu bevu. ben söylemiş ve bütün bu biribirinin hammı olan köpeklerin kanlarının tahlilini talep et. miş. Adliye de bu talebi kabul ederek köpek. leri kan tahliltine sevkotmiş. Fen ilerledikçe bu gibi garatetlerin ço. galacağında şüphe yoktur ama köpeğin kanı taklli edilerek sahip tayin etmek te birinci defa görülmüş bir çeydir. Acaba bu usül ilertiyerek günün — birinde komşunun külmesine kaçmış olan bir tavuğun kime ait olduğunun ispalına esas olacak ka. dar ucuzlayacak mı? Şimdi ortaya bir mesele çıkıyor. Bir kıymetli köpek alacakaınız. İşine göre elli, altmış, belki yüz lira vereceksiniz. Gü. nün birinde birisi gelip: — Bu köpak benimdir, rasniz bendeki akrabalarının kanlarile bunun kanımı muka. yene edelim! diyecek ve sizden köpeğinizi ia. tiyecekk O zaman ne oladak? Bana kalırsa köpekler için kan tahliline Müstenit bir nevi nüfus kâğıdı tcat edip alrm salımda köpekin geçtiği ber cl orayı imzala. malt, böylece köpeklerin tasarruf — moselesi kökünden halledilmeli ? (B. Felek) CUMHURİYET"te: Istanbul Vali vekilinin sözleri “Para yok, tahaisat yok,, mazereti meşru olamaz, çünkü doğru değildir. Bu vyok,, , “az,, kelimesinin mubdlâgasıdır: Para fakat azdır, Bütün dava, mevçut para ile imkân arazın. daki muvazeaeyi kuran ameli tedbirlere baş. vurabilmektedir. Dün bizlerle konuşan vali vekili — Şükrü, yapılması bol paraya, hattâ paraya ba; mıyan yüzlerce ameli çare etrafındaki tasay, vurlarını ve kararlarmı anlatırken, — Üstüne elini koyduğu davanın özünü kavramış, Be. dafe gidan en kısa yolun başını tutmuş, tıki ve sakin, samim! ve kendinden emin, gör gülü, ve becerikli bir I9 adamının biltün mü. kemmel vazıflarile mücehhez görünüyordu. Bir hafta içinde şehrin bütün meselelarini e. tüd etmişti.. Her sorguya müsbet. vesikalı, hazırtıklı cevap veriyordu. Vali vekili, bire bu vasıflarile ümldden çok daha kuvvetii bir şey telkin etti: Emniyet. Aldanmıyacafız. var, (Peyami Safa) KURUN' da Istanbul kanalizasyonu İXi İstanbullu arasında geçen bir konuşma: — Yedi, sekiz senedenberi İstanbul beledi. yesi kanalizasyan işile meşguldür. — Şimdiye kadar yedi, gekiz milyon lira — aarfedilerek şehrin üçte birinin JAğımları fenni bir gekii. de yapılmıştır. Acaba 'daha on beş, < yirmi milyon lira sarfedilse de bir kere şu lâğım işleri bitirilse olmaz mı? — Olur. Fakat gene maksat hasıl olmaz. — Niçin? — Çünkü şimdi şehrin üçte bir kımmında yapılmış olan kanalizasyon yolları işe yara. mak için her evin halâları kulak Genilen ikin, «i derecede küçük mecralarla umumil kanali. zazyona bağlamak JAzımdır. Her bir ev ölli, yahut yüs, yüz elli lira gibi bir masrafı göze alarak bu tertibatı yaptırmadığı için şimdiki balde fenni şekilde yapılan-lâğımlar da sade yağmur sularını denize naklediyor. Halâla. rin mühteviyatı gene eski lâğımlara — kalı. yor. Bundan sotra on beş, yirmi milyon li. ra sarfederek şehrin her tarafındaki kanali. zaayon işleri tamamlanmış olsa netica gene aynt olacaktır. — Niçin netice gene ayni olmun? Madem. ki kanalizasyon yolları nekadar çok yağmır yağarsa yağsın, suları denize akıtacalımıs, Maazallah günün birinde tufan olacak olursa hiç olmazsa şehir halkı su içinde boğfulmak. tan kurtulur.! (Hasan Kumçayı) Musolininin oğlu rekor kırdı Roma, 9 (A.A.) — Musolininin uçuş muavini yarbay Attilio Biseo ve Muıo? lininin oğlu mülâzim Bruno Musolini dün iki bin kilo Tüzumlu hamule ile 1.000 kilometreye ait dünya sür'at re- korunu kırmışlardır. Elde ettikleri sür- ta gantte 423 kilometre 618 metredir, Uçuş mahdut bir daire dahilinde yapıl. mıştır. Eski rekor 380 kilometre 172 metre olup 1935 senesi eylülündenberi Biseo. ya ait bulunmakta idi,

Bu sayıdan diğer sayfalar: