İ ——— " 5 TEMMUZ Benim aörüsüm : — — A Sövyet sanayil Ve Kolheozcular Evvelki gün, “Bolşevik düşman tın hakiki sebebi” diye bir yazı im. Dostum Pol isimli bir Yazmış frenk burjua ahbabım olduğu gibi Tavarış 1 Zr Van isimli de bir sovyetli iğim vardır. İvan beni yolda Yyakaladı; dedi ki: — "O eski yırtıcı kızıl kuş son anlarda beyaz bir sulh güvercini Ve geldi. Tatlı etiyle komşuları celbediyor!” — diye Yazmışsınız. Ama da yaptınız ha.. “ürkiyenin belli başlı dostu — olan bir letin pek — kuüvvetli musunuz? halir nn sını Kızıl le dünyanın en yılıyor. Beyaz İsasını unutuyor ordu, bugünkü g Müuazzam ordusü & Büvercin çelik -dikenlerle dür. mahfuz B — Aksini söyliyen yok, azizim.- Vîk—”l ne olursa olsun, son — dahili askeri tezebzüb üzerine, rakiple :Lr;'ı'_ı.ha[nrı kabardı. Saldırıp sal amak hususunda tereddütler Beçirdiklerini hâdiseler İsbat ediyor. e Ş ©. Yazımda bunu tebarüz ettir Mi MA Ayni zamanda da saldır Maktan ne - istifadı el e tıfadı B yıni Yaztlım. istifade — bekledikle! Avariş İvan: Tahlilinizin son noktası doğru! —bd"lır— _:::lll l»ıw itün d '_vnda müş tak buhranı vardır ki se Şi teri bi DA ü _M.fcı_ıîkPhdir: Mallar - istihsal miy..:" iİcap ettiği derecede satıla ha şçıı Halbuki bu, halkın daha faz: BÜ ihtiyacı olmamasından de- dand”_ kabili_vı-ım:!z olamamasın- : y dir p:_'vy"lt!dc ise, manzara aksi- te, ku;;:"?n ne kadar mal arzedil. Ge AO kumun üstüne su dökül | Mi ğ İye e vi bolup gidiyor. “Niç , “Ak icap eder. Sovyet sana- | ,ı;,l,fff”mdıf' midir bu? Hayır! lere bakacak olursanız, —bi- S9mayiin, birçok şubelerde dün- Zım Yü Tekorl, TAĞMı arı kırdığı görülür. Buna asadaki iştihanın tatmin müstehlikin seviyece z k'çnk şeyler istemeğe ““n_'—lan ileri geliyor. Eskiden Nün ihtiyaçları Basitti. Karnını “wp Yatıp kalkınca kendini bah- Syardı. Halbuki sizin Anka- ni yejş, OOauldağın, Turhalın ve ye lerin — nizin ,nn—;_ln k doyu, Üyar Tanm, el attığı birçok merkez ak'li a zaman içinde tanmmı ğ nle DK Gti diye taskeila , Seldikleri gibi, Kolhoz "ş.k'!a“"n-ın “kollektif köyler.. ©, âYni şay, a leiğ #ayanı hayret inkişafı 8 ir, termişt; artik, | » Vüustaj Yorlar, E aj Biyâno bile "“"ndiı"_ Endilerini ei erini b *T arıyorlar h““zın halk; unların genç unsurları, _bir hayata razı olamı- Tılennıe değil radyo, hatta _ı'x:iyorlar. Okumasını -âkin zabıta romanları atmin etmiyor. Klâsik- . Tabii bu seviyeye lit d.?“k_—*el'“'erc-n milyonlarca | ir. Bi Ber ihtiyaçları da ona göre- | tehlik Mensleyh “sanayilmizin müs ıe icabr derecedi .. dox iL.,: d"ş_mı:luı' Lâkin bunun se- halkımış Ayümizin zaafından değil, leri Rcıim:,'v*y"“ yükselmesinden | İr pi T- Varsım civardakiler böy- | iyas, KON Ü v “Snp a kargı iştiha hissetsin- rc!'k"ndir güvercininin” — tüyleri * * » İşt a Bd 3 Böyle iıaîoı)“lcı kendi Masl © Memle a kendilerini yorlar. Vekillerimizin Eh 41iy.ıreş esnasında — dost a “mcxın nefsini mürakabesini ef ümiyemize k adan hali dzğilu'î:. Si nBulşııviklcr 1917 de iktidarı el. Bi € aldıklarma Bgöre bu sene 20 in- Ş iktidar yıl dönümlerini fevkalâde İT sürette k: İyeden de bu do; n i Vük bir heyet gidaea Tamına bü. leri ğ ç ğ a Yuazılarına ebbette ih Satırlar, SÜcük bir Ni htiyaç vardır. © İüzumlu tablonun kü- ğt olsun. müda de mal yetiştire- | utluliyacaklarmış. Tür- | © Hasköy harabeler arasında boğul. muş bakamsız; berbat bir semttir. Şirketi Hayriyenin, Hasköyde inçı ettirdiği yeni vapurun da suya indiril mesi merasiminden iştifade ederek adasköyü gezmiye başladığımız zaman, gerek ben gerekse arkadaşım Foto Ali, her adım başında yeni bir dert, her köşede aytı bir bakımsızlık manzarasi - le karşılaştık. . Şirketi Hayriye tezghlarınm arka ka. pısııdan dışarı çıktığımız zaman kendis mizi geniş bir toprak meydanda bul. muştuk. ö Karşımızda bostanlar, bahçeler, solu. muzda hamama veya minaresiz bir ca - mie benziyen iri bir eski bina, sağımız. da ise minaresi kırmızı tuğladan yapıl. mıiş garip bir cami vardı. Meydanın bir köşesinde 4 — $ ada yanyana duruyor bir şeyler konuşuyor- lardı. Biraz bu grupun yanma yanaştık. Çabucak tanıştık. Hepsinin de anla « “tacak çok şeyleri vardı. — Burayı zaman zaman çıkan bü » yük yangınlar harap etmiştir, diye an- latmağa başledılar: “Şu meydanm - solunda gördüğünüz hamama benzer büyük bina ve yanın . daki harabe, Harbı umümide torpil de. posu idi. Birgün müthiş bir infilâkla torpiller ateş aldı, Tâü Şişliye kadar ne kadar ev varsa hepsinin camları kırıl - dı. Gördüğünüz hale geldi. Hasköyün üst tarafını mahveden de Balkan harbindeki büyük bir yangın oldu. Daha sonra mütarekede üçüncü yangın da köyümüzün büyük biz kıs . mımnı kül yaptı. Şimdi Allah bizi dördüncü bir afet . ten saklasın. Hani bir kere daha tutu. şursak, köyümüzden arta kalan bir a. vuç yer de taş, toprak olacak, artık hartada Hasköy diye bir şey görünmi . cek diye korkuyoruz. Sığımızda gördüğünüz kırmızı tuğ . (Vâ-Na ) bir | Hasköyün denizden umumi bir görünüşü Istanbul konuşuyor ! — —a TER N SO Hasköy, harabeler içinde boğul- muş çok bakımsız bir semtt Buralı bir genç soruyor: Biz medeni bir şehirde yaşı;or sayılır mıyız ?!... (Hasköy:1) ir Yazan : Haberâl la minaerek camie gelince, buraya' Kı . zıilminare derler. Hattâ şimdi bulünduğumuz meyda - nın ismi,de Kızılminare meydanı Fakat buraya kül meydanı denilse daha doğru yapılmış olür « Yağmurlarda bir gelseniz de görse . niz buranın halini. Haddi ise insan, meydanı bir baştan öbür başına geçmi. ye kalksın. Gırtlağına kadar şuya ve ça mura batar. Yukardan, Okmeydanından ne kadar su akarsa hepsi £g€lip bu meydanda toplanır 've büyük bir göl yapar, bu göl- den ancak sırtta geçmek kabildir. İn . sanı adamına göre. Yüz paraya, bir çey. reğe, hattâ sizin gibİ çok şişman olur- sa bazan da 10—İ5$ uruşa taşıyanlar o- lur.. Beş Hasköylü yukarki sözleri biribi. ri sıra sıralayıp ta dertlerini biraz dök- tükten sonra, grupun içinde şişman bir Musevi söze başladı: bulunan — Benim de derdim, bu yolların kö. | tülüğünden, diyordu. Geliniz de — size hem göstereyim, hem d- anlatayım. Hep beraber, semtin çarşısına doğru Hasköylülerden bir grup HABER'ciye dert yanıyorlar, | sıhhi otomobili, | mutlak yürümeğe ba,ladık. Biraz - ilerleyince, yapıldı yapılalı tamir görmediği daha *bakışta belli olan, tasavvurun fev , kinde bozuk arnavut kaldırımlı bir yola girmiştik. Musevi bakkal: ' — Işte, dedi, bizim semtin sözüm o na çaddesi.. Burası öyle bir caddedir otomobil, araba geçmesi şöyle dursun, insan bile zor yürür üstünde... İstanbuldan bir mal aldık mu, deniz yoliyle getirebilirsek getiririz. Yoksa halimiz dumandır. Meşelâ Eminönün - den buraya bir araba ve otomobilin ka- radan gelmesi ancak, Şişli ve Okmey . danı yolunu dolaşdrak kablidri. Bunun da ne masraflı bir şey olduğunu siz dü. şünün artık. | dere inanmak demek Geceleri İstanbula bir gezmiye gitme- | mizde imkânsızdır. Çünkü 21,30 dan sonra köyümüze vapur işlemez. Ah, o- tomobille dönmiye gelince, yol çok do. | laştığı için bu da 3—4 liranın kapısı . dır; bizim kesemize elvermez. . Yani İstanbul şehri içinde olduğumuz halde, | buraya hapsolmuş sayılabiliriz. Sözün burasında yanımızdaki genç - lerden bizisi det — Ya hasta meselesi, diye lâfa karış. tr. Ani bir hastamız olsa, buraya imdadı hasta arabası - filân uğrayamaz, hem uğrasa bile, biçare has ta bu yollarda hastaneyi boylamadan şür dünyayı boylar.. Şimdi size sorsak: *— Bizim gibi medeni vasıtalardan bu kadar ayrı yaşatılan insanlar, mede . ni bir şehir olan! İstanbulda yaşıyor sayılır mı sayılmaz mı? diye acaba ne cevap verirsiniz , Hasköylü genç bunları söyledikten sonra dikkatli dikkatli yüzüme baktı... Çok haklı ve yerinde sualinin cevabmı bekliyordu. Ben ne söyliyeceğimi şaşırmış gibi idim. Bereket AH imdada yetişti. — Elbette İstanbulda oturuyor, sa - KURUN'da: Ücre'li ev kadını Fransada feminist harçketine baş. kanlık eden kadın avukat Maria Ve rone, Fransız ev kadınlarını birleşme- ğe davet eden bir beyannöme neşret. miştir. Bu beyannameye g teşkil edilecek birliğin faaliyet hedefi şun. lardır: 1 — Her evy kadınının kocasından «v işleri için bir Ücret almıya hakkı var. dir. 2 — Bir ev kadımı haftada kırk sa, Atten fazla evde çalışamaz. 8 — Bir ev kadını haftada bi gün tatil yapar ve tatil günü içib gene muayyoen ücretini alır. 4 — Ev kadmı için ihtıyarlığında devlet tarafından tediye edilecek bır tekaüd hakkı olmalıdır. Hatırlardadır ki ev kadınları ko calarından işleri için bir ücret alma, sı lâzımgeldiği fikrini geçenlerde A. merika Cümhurreisinin karısı Bayan Ruzvejt ileriye sürmüştü. O vakitten- beri bu fikrin Avrupada akislerini beklemiştik, Görülüyor ki nihayet bu beklenen akisler başlamıştır. Fransız femi: ri Bayan Ruzveitin fikrini Fransada tahakkuk ettirmek için fil. len harekete geçmiştir. Fakat acaba Fransız erkekleri buna ne diyecekler? Clement Vautel ilk de- fa olarak Fransız erkekleri namına göyle diyor: — Kadınlar böyle bir taleh ileri sü. rebilirler. Ancak iyi bilmelidir ki böy. le bir usulün tecasüs etmesi Fransız kadımlarının mevklini — yükseltmez. Belki alçaltır. Herhangi bir erkek, müessesesinde çalıştırdığı bir dakti. loya canı isted ği zaman yol verdiği gibi, ücretle çalışan ev kadınını da, hizmetinden memnun olmadığı gün boşamağa hak kazanmış olur! (Hasan Kumçayı) CUMHURİYET'te: Belediyeye biz de yardım edelim ! Şehri temiz tutmak da yalnız Bele. diyenin vazifesi değildir. İstanbul halkı, teker teker, hepimiz bu nezafet. sizlikten biraz mes'ulüz. Pencereden sokağa çöp ve bulaşık suyu dökenler, yerlere tükürenler, - duvar — diblerini kirletenler ilâh.,. bizim aramızdadır. Belediye bunların herbirinin arka. sından birer memur koşturamaz. Fa- kat bu münasebetsizlikleri yapanları görünce belediye memurlarına haber verirseniz, nezafetsizliğin önü epey a. lmır, b Belediyenin vazifesi gehri temizle. mektir ama bizim vazifemiz de had. dinden fazla kirletmemektir! (Peyami Safa) TAN'da Olüm Hakkın emri 2ma.. Gerçi ölüm Allahin emri. Herkes sa. atinde ölecek amma göz göre göre ö- lümü davet etmiye mahal yoktur. Ka. insanın kendi müukadderatına müeasir olduğunu unut turamaz. Bir adam nekadar kani bu- lunursa bulunsun: — Daha ecelim gelmemiştir. Diye kendini pencereden aşağı atamaz. O. nun için hele tifonun karakol gezdiği şu günlerde herkesin her ne pahasına olursa olsun pisilkten kaçınmaması, sokakta eline geçen yemişi soymadan veya temizlemeden yemesi. nereden nasıl geldiği belli olmıyan suları, ger. betleri içmesi, Üstünü, beşimi, elini yüzünü, vücuduhu, hele oturduğu yeri ve civarmı pis tutması kader, kismet, le alâkası olmıyan — tedbirsizliklerdir ki; yapanın hayatını tehlikeye koyar, Onun için tedbiri yapmalı da — sonra takdire suç bulmamalı?! (B. Felek) ——— ——— . yalırsınız, cevabını yetiştirdi ve sözüne devâm ederek: — Fakat bu, medeni bir şehirde otu. ruyorsunuz demek değildir. İşte a) , dandığınız nokta da asıl budur. Semtiniz gibi bakımsız bir yere İs. tanbuldan başka bir yerde Tastlayamaz- sınır ki zaten, dedi.. HABERCI Yarına: Hasköyün harabeleri.