RDARİ Yöğesiğ epmuu “LTWÇESUY TETANOWUYT TEJPADJO YAYAY NULN — “ISVABUNNU ÇEYPUDY STUTRNDEYAN OPO) Çapımazrodıp güdİYfIP. GD ZLEYE PWa UNMNAZIZI #YIYIP NAIRIADA SİZDE dİYEN VD İRMAAYO DA IŞVİŞO,, pus Nöndayor 30 IPDAPRDI HUĞ NYG AŞ İSIMU AŞPİ gXLDUYO DU LaLTUYfUSUE — : L i: tt I aa BE F P MHi R 5ğ;sğğâs F3 ğğşğğ;aâ DE DEDİRE 1 Dölez; MK HL B ğ ğğğğ: 5 g FEABLE D 4 FİĞLE K usrin “Gppek Zy Lopalp “YEJ Liğüs PP ipAAYeY3 UoNA9PO YOLUZTU DULONIIĞAN KEDMOŞRDL PALOR Asp opuy pin suobod 9p Çupufimuyn dioy Şupmay fin pus) “Sa9ozsnd AyOYı POALAS AD gprya yaşmA gömöryed öi Buşaçtapır Üyot 1 0pino) | Pur “AMPYOZ TULTETKANPIO AIZLA YO ULTEŞANMDMU # yEDM YOĞ ASAIDE ADTANNDDE YAK AY Man, seyHsrüyredap PUALIYYIP JO SaA3008 Put UAMOMSILES Put UONSAŞE İ J0 SP3APUNY SUOS USSG SAEN TSNUNI ALILI, #ayıağiyüe KLLDÇMO YPADALOMEPO FOYAZYY ADYUO Ö PY S1) LIÇDA BüŞI HPYO) YOWŞA WAPAD WAPDUYO HPOJYNU Ho SA,, 304 PARDAYANIN OĞLU — hal.. Pakat iblis rahip ve katil dük, be- ni henüz ele geçirmediniz!.. Dük Depernon, rahibin sözlerine kat' iyyen itiraz etmedi. Ve sinsi bir lâkay- dile sudece şöyle dediz — Nasıl arzu ederseniz. Bu — gencin Yakalanması için emir vereceğim. Jan hiddetle kılıcını yarıya kadar çek- ti ve elini kapının tokmağına — doğru götürerek içinden söylendi: — Hele bir yerinden kımılda da, içe- Tİye gitip üçünüzü de cehennemin dibi- ne göndereyim, Filhakika dük ayağa kalkmak Üzece bir bareket yaptı. Fakat Akuaviva hep ayni sakin tavrile: — Biraz sonra gidersiniz mösyö de- Jan kılkıcını kmma sokarak düşündü: — Ha göyle! Galiba herif bit şeyler düsündü. Sonunu bekliyelim. Rahip devam ediyordu: — Mademki bu genç. — sizden bir iş istiyor, demin işaret ettiğiniz veçkile, sizl görmeden geçemiyecektir. Hele ko- nuşmamızı bitirelim de, sonra yakalatır; sıntz. X Leonora endişeyle müdahale etti: — Hemen şimdi harekete geçmek da- ha iyi olur muhterem, — peder; Bu'deli- kanlı cidden mütemâdiyen talüin yardı- Tuna mazhar oltyor. Biraz — sonra geç #lmıyacağını kim temin edebilir? — Akuaviva tatlı bir tavırla: — Hayır madam, dedi. Emin olunuz ki, vaadediler görüşmeyi bekliyecektir. Esasen N—hıw gçok mü- —Mw etmediği besbelliydi. — Şiğeriş ona kalsaydı Janz hiç vakit kay- >. Kendisini Ki Yakalatırdı. De oL4k9 ManyJONY “AMPIOKANLOR AKTP HUŞLSEÇEN UPERLY “(ofdu yığa AM zyünisıce 1P 191 AD) Fo İ Ka îşğığğğğîâ%ğg H lergtirlil 3 ZB şaîğşğa İğ 2 P HİREDE : İ ğağğğ“ğ a , Eöli : S eei S K iR3 * £ tt BİRGEİR Ber li e ELER ARL P OĞEEE Higü : %ğ:îââîâiğ : DiRçiMDi; 5 SS j â% ğî Bt iş ğ z pobdr hei Dti ti DA y < Ök eir gl G yen bu meseleyi biran evvel halletmele- yini sabrısızlıkla — bekliyordu. Jan da kendi kenidine şöyle diyordu: — Şimdiye kadar dinlediğim şeyler başlangıçtan başka bir şey değil galiba. Şu üç alçağın yumurtlayacağı ehemmi- yetli şeyleri dikkatle dinlemeli. Akuaviva, küçük 1htlâf İendi kara- rile halledilmiş gibi, âmirane ve yüksek bir tavırla: — Dük, dedi, — şimdi size —majeste Fransa ve Navar kraliçesi namrna hitap ediyorum ve soruyorum: Kraliçe, bilâ kaydü şart size güvenebilir mi? — Majeste, bütün mevcudiyetimle- kendisine sadık olduğumu bilir. Depernon bunu heyecansız bir gekil- de söyledi. Jan bunun sebebini anladı ve ve alaycı bir tebessümle mırıldandı: — Sadakati kemireceği kemikle mü- tenasip olacaktır! Akuavivanın çehresinde hafif bir is- tihfaf ifadesi belirdi. Vakla pazarlık ya- pılacağını biliyordu. Fakat — bunun bu kadar açık bir şekilde izhar edileceğini hiç de beklemiyordu. Mutat tatlı tavrile derhal mevzua girdi: — Büyük oğlunuza dük Ünvanı... Ot- ta oğlunuza bir kumandanlık.. En kü- şük oğlunuza da büyük bir ünvan ve rüt be. Diğer taraftan bunların hepsine it- tediğiniz yüksek memuriyetleri verebi- kit olarak bir milyon tira, Bugünkü me- başka Normandi'nin ida- resi.. Ve başnezaret, bundan başka teğ kil edilecek olan gizli niyabet meclisin- de azalık. Bu size kâfi geliyor mu? Jan ayai müstehzi tebessümle düşün- ei $ b tti GSi .& ğ B DİYE Ti İ Bdt %ğ *"3.9S Bufk 3 c ğ âğg.ğğğ # Dd şlliş di Ş âğsğğ ğeğ ââ Silk iHi 3 MP 5.6 8 37 5l5 . D3 i İ $e Wus e e Gi DEÜ G İİHİE AenR L üç içek İdde “ B3ti gguî E ASaN BO RE M 2 iH £ ERE L AİHİRMİ q;<w,_ymamnggqmw — Bugünlerde çok seyahat ediyor musunuz? — Eskisi kadar değil. Karaya çıktığımız zaman taahhütlü bagajları muaye. ne ederler mi? Hu ü Hdi 22 çe E bi Eğiâğ t i 5 Hdi ç İt ğ;âiâ ög £ ği HBi S0 &4 ğ! 'ıcğ Ğ AELERİRE HUHT LH zwğgöğâfğğğğögş Illğl%llğlâlâl İ went ilto öne of the big London storrs to-day. (ay vent intu van av de biy landın störz tude), “Ben gittim içinde biri büyük Lomdra mağazalarının bugün,,, Bugün Londradaki büyük mağazalardan birine git tim (girdim). “ve eğlenceli vakit geçirdim çok çak,.,, and enjoyed myself very much, Ç(end encoyd mayself vöri maç.) ve çok eğlenceli bir vakit geçirdim. T'd never been to one before, (ayd növ'er bin tu van Diför.)J — PARDAYANIN OĞLU 301 —— atfettikten sönra gizli bir istihzayla de- vam etti: — Bu din adamı, görünüşe — tağmen, çok mühim bir şahsiyettir. ğ Ve azametli bir tavırla ilâve etti: — Bu zat kraliçenin büyük itimadına nai) olmuştur. Bulunduğu gizli yerden bizi idare eden bu zattır. Şimdi bulun- duğu gizli yerden çıkmak zamanı geldi- ği fikrindedir. Buntn için size sadece şunu söyliyeceğim ve bu size kâfidir: “Bu rahibin adı Klod Akuavivadır.. Bun dan gönra onunla iş görmek ve görlş- mek (âzımdır.,, Dük Depernonun, kendisinden aşağı İnsanlara karşı takındığı küstahça tavır birdenbire zail oldu, Büyük bir şahsiyet olmasına rağmen, derhal yerinden fırla- d ve Jantın hayretli nazarları — altında, rahibin önünde hürmetle eğilerek keke- Tedi: » — Affınızı istirham ederim, monsen- yör, kim olduğunuzu anlamama, cid- den imkân yoktu! - Jan düşündü: Dük Depernon gibi mühim bir şah- siyetin, önünde böyle hürmetle eğildiği bu rahip kimdi, acaba?.. Aman! Dikkat- te dinliyelim! Akuaviya, bu hürmetkâr — tarziyeyi, ayni değişmiyen çehreyle karşıladı. Son ra, sanki artık kumanda kendi eline tev- di edilmiş gibi, kendisine has tatlı — bir tavızla: — Oturun oğlum, dedi. Ve bana sa- dece peder diye hitap edin. Depernon bir defa daha eğildi ve ita- at etti, Sonra endişeyle murıklandı: — Demek Parise geldiniz, — muhtes rem peder?, Ne todbirsizlik!.. Yoksa.. K _M:M — Bunu| S ———— Depernon başiyle evet işareti yaptı. Ve hiçbir şey anlamayan Jan, onun be- yaz kesildiğini ve heyecana düştüğünü gördü. ; Leonora Galigayla Akuayiva da bu- nun farkına vardılar ve gizlice biribirle. rine bakt.lar. Rahip devam etti: — Mösyö, Angulem'den getirtiğiniz ve kendisinden son derece emin bulun- duğucuz bu Ravayak pek — mütereddit örünü — Doğru muhterem peder. Bir müd- dettenberi, bilmem nasıl ve niçin, mü. temadiyen benden kaçınıyor, korkarım ki vaz geçti. Bu defa Jan, mevruubabs edilen mee seleyi anladı ve tiksintiyle ürperdi. — İyi ki dinledim, diye — düşündü. Yoksa belki de onun hizmetine gireceke tim! Herifin Könçiniden hiç farkı yok. Ve müstehzi bir tebessümle: a — Ben meseleden daha iyi haberda- nn.ılşıkvehıhdük.hny*ııııı— den niçin kaçındığını bana sor, Leonora müdahale etti: — Fakat bu deli harekete geçsin di- ye, mütemadiyen bekliyemeyiz yal — Ben de ayni fikirdeydim, madam, mademki Ravayak, şimdi bundan vaz- geçti. Ben de başka birisini — buldum. Hem de yaman birisini. Bu adamı bana nına sokmayı ne kadar İsterdim!.. Evet —ıoupınbudohıhdhw : NLi 5— ğ 0 LN Ö ON — Hayır, Londraya kadar etmezler. S gti güüü el 5 l S tra GÜ (” SÜ Si Va Ai ye Pa P ĞtE A A AĞ He O Ç