23 Haziran 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

23 Haziran 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

) İ £ apuör yonma sıypous) iznroAmnySeg tArmusıyes apurrozı NzadUr İpğ TUDA Tpunığ — Hay3zyi uplas UOLDA YAŞNEEI. TuLSUŞ ULEEŞAĞE 9A Ye — IETÜNLTeyetASiyeS — TAOPULEAZA NZADIT NŞ ““GOLLAYZ TEKTET,; TOpNpye) B3 çaa *g3 seyeasy (esAnNpıodroa weAaap 9)HOUuNı3 Çozn3 taLU) " z " Ç2y0a 199 aaş una “toyepimu DA GD NORKUYTADA nu) *osır39 oylsa Sarj sun oupyaPEM vT 9p suorarpred snou " yordu. Esasen çok eski ve bozuktu. Al- İ şeydi. Karkan, Kollinm Kolün evinde bir an bunu unutmuş olduğunu, kendi ken- dine bir türlü affedemiyordu. Kenldilerini maalmemnuniye — ve se- vinçle besliyebilecek olan Peretin de e- / vine gidebilirlerdi. Fakat Grengay ora- ya sığınmaktansa, kılıcını karnına sokup ölmeği tercih ederdi. — Nihayet, Jana da müracaat edebilir- lerdi. O, nasılsa onları — hiç olmazsa muvakkaten — sıkımtıdan kurtarabilir- di?.. Fakat şefe bu vaziyette nasıl gö- rünebilirlerdi?. Ölmek idaha iyiydi! Nereye gittiklerini pekde — bilmeden şehrin haricine çıkmışlardı. — Ümitsiz, sessiz bir vaziyette yürüyorlardı. Mon- martrın yukarısına giden yolu güçlükle tırmanıyorlardı. Manastırın kapısı önün | den geçen, sağdaki yolu İdeğil, kümesin önünden geçen Büt çeşmesine — varan soldaki yolu takip ediyorlardı. Niçin bu yolu tercih etmişlerdi? Sırf tesadüf eseri olarak. - Bahsettiğimiz küçük meydana geldi- ler ve âbideyi gördüler. Tereddütle dur dular. Endişe ve şaşkınlıkla biribirlerine baktılar. | Bu âbide, darağacıydı. Bu nevi şeyle- re karşı ne büyük bir nefret besledikleri malümdür. Bu darağacı çoktanberi işe yaramı- çak bir kapr, geldikleri yola doğru açı- İryordu. Karkan, Eskargas ve — Grengay bu meşum âbideyi görünce, birdenbire dur 'Tam bu esnada, bir tavuk çitin arka- sından çıkarak, dar ağacına doğru yü- rüdü ve orada kaybollu. Eskargas bunu görünce sevinçle ba- TT TTT ı%EığğığE%'ı ı%ıı ğonğğwğ p * gâsğğğqîğğğgğsğgg Eğğâğğgğ j âğn. *'"ğğ aowağaFa. Z:ı ğggğ â.ğ'ğ' " BR ğ ç gg_%%ğ%g SEL GRE Hllyi, # Töşi Dbpldiyelme” Pör gBğçEE 3 GeE) GEzebb L a el0 Brl : ç z —K : İ BÜS. sgllllde. Tönee! Pat £ $“SE uf RERE ğgggââ Eğğ a solş GEDDlEeEi ü cir ODi S BE âğğâ*a Li BAERS EPs<i , D gf İgaBişibr S yi bi * © * İ : L $ z ö Epiflsrde £ MA Hİ -Ş B Ş g'o.—"'gg-_r..jm z S& ğgâ% a  ğ eziYeirE - Hi g İ a A YEA F PEİ İ L © Üa zi e .. LE î”âğ“”âşâ ğ p E ŞY RR a < EE 3ğâıî'?-.ğ.ğ on “E a BĞE Ş B 55 dEb5ero £ $ D 5 SEr5 $ ALIRIR. A DA G SörEşbEFDEİ DEŞEi Pt TEŞerlise. z ğgğağlamîğâân%âğğ S B BoĞLE iYSBaEeSErlaştirde GSERE Ci ; &ggğ"“:“ğîâgâa—ğğğj z ğşâ îag'î * 3 Bî“ğğğâoğ.ğg,_-' ğ SRsRSişet K ğ:ğg.:g—._şğığggsîğ'g'âğğ Ş :ğgguî w >$a degry l 3e, Edü e İa33ğa & EÖleRSARS SRişit PFf £ çöşidE 3 gsâğâwîws?ğğşag S0 g ŞESERS > İzet3tsSle SYa BĞ ÖCRELE & .*...şuw'g u » 3Ş izie 5 Ğ * Bgı l z =sg3ğ S g gA ge Hİ c : İA S3ESildek e 9 F e î' g© “'N"—;:ğân_â.î;,_ % M ğ z t; ç S S8yİSEL a $ * f ğ MA x OK - &£ ğ—âgg—% â. ğ t B Ü nge 3 G PE B :ç : Fo& âiş Wi ÇAK A b 256 - PARDAYANIN OĞLU söz vermişlerdi. Söz, — mukaddes bir —A L Tavuğa bakın! Tavukl — Bir daha!, — Bir üçüncüsü daha!... — Bu yenir de, ayni zamanda !.. Fazla bir tek kelime söylemediler, Biribirlerini derhal anlamışlardı. Dar- ağacının tevlit ettiği korku biran içinde dağılıdı. Bir hamlede üçü birden kapıya atıldılar. Kıplh İ sırınhr: Sığlımdl L Nereden girmeli?. A!, Merdiven var!, İki sıçrama.. Ülhlnhğı ç:kuu!l.rdl. Zafer!.. S_ıhmhğm yarısı çökmüg.. Oradan geçilebilir. / geciyorlar,» — Aşa- ığıdı]ar... Artık hiçbir, şey düşünmüyor- ır'ı * Üç çığlık.. Üç zafer nidası. Çılgın ko- ıı';ımılır. kanat çırpmaları, Yeni zafer nidaları, tavukların darağacı — haricine çılgın kaçış!an.._ Fakat netice — hiç de fena değil, üç tavuk boğulmuştur, Yeni sevinç ve hayret nidaları, hayır dualar,.. Ne oluyor? Mesele gayet basit: Dört tarafa da- gılmiş ön beş kadar yüva ve bu yuüvala- rın herbiri içinde takriben yirmişer yu- cek bir erzak, Z.ıvıllı sefilletin ilk hareketleri, lüt- fu ilâhi neticesinde keşfedilen bu erzak üzerine saldırmak oldu, Biran içinde en aşağı ön beşer yumur ta içdiler. Eskargas: — ÖL... Teskin ediyor! Karkan: — Hem de ne taze! Grengay: — Doğrusu buna ihtiyacımız vardı., Kaç zaman oldu! diye sevinçle bağırdı- lar ve kahkahalarla güldüler.,, Eh, ma- demki artık, hiç olmazsa bir müddet için i ölmemeği temin ettiler, gene eski neşe S BT ER Dra SA ÜŞER MA & 3 KP Ş, ; S <mMçz İ A ağğ ["ğ _q-ğ.n 2 ğı 4 ğğ "â,! A OW Y KŞ Ğ Sit € K âğğ ”'î:qğ_g .B £ 5 aaâ € z 'âo'â'a .â"_? K ü— 'â 3 .S_ğv E u © MA Og Xo I ğ— E 32“ Ku & A 8 o mıu"“:ğ“—— : Üş,,_ı_., ğ t B Ö n " gVe Da4e404554? ! | & zağ v S ESECSE Si ydeeia © 3 ç2 Bti | * v .Mg. ; _.â t “ EZİ â &'5: zi < a d SSESEO | & &5 | a7 8 € “8ââax;5=”ğğğâ"uh Böşsite * D LAG OJE Ğ ga =.ggğ AMU P z Bi0ı SüsülgeSlüLü İşğilEi * ” İYHE TAşd ee d ü e DEĞİTR . e 85 SP3Ğ1a 5 80u0Lü OğkLösEz $ b S2 80 suğüg dt .4 33936 € Ha -3 9ül Süâ. 'd a & KO c 'E b S 5 b Ü a 8 K ğx.._.E Lölş 8 S ! iRöz d SE4 v Ü HG — ğ » 'U--ğ-m G B Bo <. o E İ ü v B 2 üi o Pu 184 e EÖSERSEKASAİLİR n e aKi SEL4E 52 5z & u KEPT AA bi ğ & doi FE PEL ö & G gddd e İ Tekk z FELE R | ÜŞKT %ğâğğâğ”g ğ ğ #4 ğğ F ö 0 ABdYaDUĞE Ü g 5 lf A 4 sözEmi 8 £ Dti DĞ-E; 'ğ aâ mdâgou -ğ A âağâğ%ğ Yt G aA S3RENE 3 $ ğ 5 & kağ ĞHŞN y “Ensğggâğ '3 £ Egâğââ: GA b çe Fuon Öğgüğle Pt el Hd A, Macük gi gednlre n DA m ” ETENE! _ğâ—ğ 8 ğ.a Ğ'.ğ â&.vf <rEoı l3 YAA OAYA & 5y SizpidE SÖSEElşutla Camaut &öt irsde.i ESASSSERLR0e. Gülcite (0Ğ056 GSPÖştS0E 05 ge çii Dilşil saşââğğğ SEğ3 ÇAsARMİ SeSStR âhq;—, &a fm 'ğ'â'ıâ ânğ»g:—;-#ğ.a'—:— îğşâ Sğaf e$ AĞ Hai ülğer eti PARDAYANIN OĞLU - 253 teheyyiç öluyor. Eğer size bir faydam dokunabilirse, bundan istifade edin. Em rinize amadeyim. ; Peret, ağzına kadar açık düran kapı yı görecek bir şekilde yer almıştı. Böy- lelikle, rahibetin geldiğini görebilecek- ti. Konuşurken, getirmiş olduğu çama: şırları da itinayla masanın üzerine yer- leştiriyordu. ' Bertiy tereddüt ediyordu. Gayriihti- yari, işçi kızın zarif hareketlerini: takip ediyordu. Birdenbire gözleri, hayretle onun parmaklarına dikildi. —,Onun sustuğunu görünce, Peret tatlı sesiyle devam etti: — Beni tanımıyorsunuz madam... Ve şüphesiz benden çekinmekte haklısınız, Sizi temin ederim ki bana itimat ede . bilirsiniz. Kararınızı verin, madam bi - raz sonra rahibe ve işçim gelecekler - dir. Çok geç olacaktır.Rahibeyi her za man, bugün olduğu gibi, buradan uzak. laştıracak bir sebep bulamıyacağım. Bertiy cevap vereceği yerde, Peretin elini tuttu ve dikkatle onun gözleri içi- ne bakarak ani bir heyecanla sordu: < — Bu yüzük! Bu yüzüğü buldunuz? . i Bu, Karkanın, Kallin Kol'dan çaldığı yüzüktü. Grengay arkadaşının ricası ü- zerine, bu yüzüğü kızkardeşinin par . mağına geçirmiş, o dâa hiç ses çıkarma. dan bunu kabul etmişti. Peret bu sual üzerine hayrette kaldı. Bilhassa, Bertiy'in sesindeki hal — onu Lüisbütün hayrete düşürdü. Ona öyle geldi ki, genç kız boşuboşü- na böyle suallerle vakit geçiremezdi. Demek ki bu sualinde mühim bir se- bep vardı. Maamafih, vicdanından emin olduğu için, gözünü kırpmadan Berti- nereden yin nazarına mukabele etti ve en tabii bir sesle cevap verdi: — Bunu bana kardeşim verdi, Bertiy, onun doğru söylediğini anla- di ve tatlı bir şekilde: — İsrar ettiğim için affınızı rica'ede- rim, dedi. Bunun benim nazarımda çok büyük bir ehemmiyeti vardır. Karde - şinizin, bu yüzüğü nereden aldığını bi. liyor musunuz?, Peret, gitgide, artan bir hayretle ce. vap verdi: ' — Bunu bana söylemedi. — Kargeşiniz ne iş yapar? ÂAdı ne- dir? . , — Grengay, madam 3 Bertiy ürperdi. Bir an hafızasmı yök-« ladı. ISonra birdenbire gözleri parladı, güzel yüzünden sevinç dolu bir tebes . süm belirdi ve hemen: | — Anladım!.. dedi. Kardeşiniz, genç ir erkeğin maiyetinde çalışıyor, Ani bir şüpheyle nefesi daralan Pe. ret: — Evet, dedi, —mösyö yiğit — Janın maiyetinde.. — Önu tanıyor musunuz? | Peret biraz sarardı. Onu görmemiş veya fena görmüş gibi, ateşli gözlerini Bertiye dikti Maamafih tereddüt etmz- di ve emin bir tavırla cevap verdi: — Biribirimizi çocukluğumuzdan be- ri tanıyoruz., Bana küçük kardeşi diye hitap ediyor ben de onu ağabeyim gibi seviyorum.. Ya siz madam? Siz de onu tanıyorsunuz demek? Bertiy zarif ve güzel bir hareketle kollarını Peretin boynuna doladı, onu şefkatle öptü ve saadetinden kıpkırmı . zı bir halde onun kulağına fisıldadı: — Demek ki ben de kardeşiniz olaca. | ğıml.. Çünkü onun zevtesi olacağım!. connais, mak (nu desandriyon dan zön tre bon otel kö jö kone). “biz inecektik tçinde birçok iyi öotel ki omu ben tanmo, boulevard: bulövar — geniş cadde Madeleine: madölen — (Pariste hir kilişenin adı); eglise (1): egliz — kilise ı TUM..

Bu sayıdan diğer sayfalar: