Yazan: Naciye - Her haklı atlam Hadiye'ye aittir. İzzet Kanser kurbanıt Halbuki işte kendisi ne yapmış- v? Kendi derdine düşmüş bunu ih- mal etmiş çocuğunun fikrinin tam inkişaf edeceği bir sırada çok şefkat- K olmakla beraber cahil bir kadının eline bırakmıştı. Süt anne sadece büyüttüğü ada- mam emirlerine itaat etmişti.. Sami- mi fakat mahdut ihtiyar sadakatiyle katiyen tereddüt etmemiş, va&n talimatın daha dolaşık, daha tered- dütlü yollarından yürümeğe lüzum görmemişti. Fakat hissiz, merhamet siz, şefkatsiz bir çocuk güneşsiz bir araziye benzer. Oradaki her şey ku- rumağa, akim kalmağa mahküm- dur. İşte şimdi mini mini güzel Dik, men, Neclânın tamamiyle bir örneği olan bu yavrusu kendi arzusu gibi kalbsiz, yüreksiz küçük bir canavar olmuştu. Bu düşünce ile Lem'inir. kalbi keskin bir acçı ile sızladı. Bu fikir tahammül edilemiyecek kadar ıstırap veriyordu. Fenalığın derecesini, ehemmiyetini anlamak istedi. Eğer mümkünse bunu tadil edecekti. — Hacer anneyi çağınttı. Konuşma Biraz şiddetli oldu. Okdukça sert bir sesle: — Veli ağanm - öldürdüğü kö- pek masal; ne demek pluyar? Kadmcağız: — Hat dedi. Bobi ihtiyarlamış- tı. Ve bekçiyi mazur göstermek için anlatmağa başladı: — Köpek sağırlaştı. Ondan son. ra bütün iyi huylarımnı bıraktı. Hiç kimseyi dinlemiyordu. Çok fena, çok aksi olmuştu.. Tarlaların altmı üstüne getirivor, her'seye zivan va. riyordu. Adata yabani bir hayvana döndü.. Veli ağa da onu öldürmek ten gayri bir çare bulamadı.. , Lem'i sabırsız bir tavırla: — Peki peki! anladık dedi. Veli ağa köpeği öldürdüğü için kızacak değilim, Fakat nasıl oluyor da çocu- ğun yanmmda köpeği öldürüyor? Üç yaşındaki bir çocuğa ölen, can çeki- şen bir köpeği göstermek doğru bir şey midir Hacer anne? Çocuğun kü- çücük beyni bunu olduğu gibi muha faza etmiş. — Ben başka türlü düşünmüş- tüm... Siz demiştiniz. kiotam bir erkek olsün.. Hassas olmassın. — Lem'inin gz bebekleri hiddetin derin alevleriyöle tutuştu. Süt anne- nin sözünü şiddetle kesetek: — Veli ağanın kabahati çok bü- yüktür: Bir çocuk çocuktur. Bu ada. ma hemen yol verilecektir: Hacer anne cevap vermedi. İhti. yar kafası genç efendisinin ani hid- detlerini ve asabiyetlerini kavraya. miyordu. Veli ağayı müdafaa etmek cür'etini artık gösteremedi. Çünkü şimdi kendisini düşünüyordu. Sıra kendisini müdafaa etmeğe gelmişti. — Hacer anne! İşin en feci ve fena bir tarafı daha var. O dâ oğlu- mun beynine şu fikrin yerleşdirilme- sidir: “Lem'i annemi öldürdü!,, böyle iğrenç, bukadar korkunç bir fikri o- nun zihnine kim söktu? men nasıl olup da böyle bir şey söy- ledi? — Söyledi işte! Bunu sizin ben- den daha iyi bilmeniz Tâzım gelir! Bunu ona kim söyledi? — Hiç bir kimse!,.. Bunun imkânı yoktür: — Sonra niçin annesinin öldüğü çocuğa söyleniyor?... Ben Neclânın hayatta olup olmadığını - bilmiyo- rurn!... Haydi söyle bakalm!.., Bana izahat ver!... Neclâ hakkımda ne bili: yorsan söyle? — Hiç ben bir şey bilmiyorum — Ondan bir haber mi aldınız? — Hayır katiyen! — Hakkında bir şey mi duydu- nuz? — Hayır! Hayır bir şey duyma- dık. — Peki öyle ise Dikmen niçin annesinin öldüğünü söyleyor? — Anlamiyorum. Ben de bu işe kalıyorum. . M ğl:ıyet “Annem öldü,, diyotr. Ve bu müthiş şeyi ezberlenmiş bir ders gibi tekrar ediyor. Zavallı kadıncağız taş gibi dan- müş kalmıştı. Kendini müdafaa et mek için ne söyleyeceğini şaşırmıştı: — Dikmep şöyle — göylüyor! *“Lem'i annemi öldürdü... Yere düş- tü... öldü!.. bir mektupla öldü.,, Lem'inin gözleri birdenbire sa- bit bir noktayadikildi. Küçüğün tak- Hd ettiği sahneyi, yere uzandığını, hareketsiz, gözler kapalı olarak dik- katle görüyordu... Oh! Korkunç ha yal! böyle zalimcesine bir iftiranın menbamı anlayabilmeği ne kadar is- tiyordu! Hacer annenin gözlerinden bir. denbire korkulu bir ışık geçti: — Bir mektup mu dediniz? Dik men mektuptan mı? bahsetti? — Şimdi meseleyi anlayormu- sun? —Evet... Biraztahmin ediyo. rum, — Peki söyle bakalım! — Bu galiba hanımefendinin çiftliğe geldiği gün olacak... Bizim İzmire gittiğimiz günü... Emine yak nızdı. Siz bir mektup birakmıştınız. — Peki! şu halde? — Hamımefendi mektubu oku- duktan sonra bayılmış... Bir ölü gibi yere düşmüş! Emine çok şaşırmış... © zaman daha küçüktü. Bu vaka 0- nun hayatında çok büyük bir hâdise idi. Anlayersunuz değil mi?... Bu kr zt ise çok müteesir etmişti. İşte o za- mandanberi hep bunu söyler durur... Bu yaşta bir kız büyükler gibi düşür mez ki!... Hantmefendiye büyük bir şefkatle bakmış... Bunu hiç unuta miyor... Bazı defalar... Bundan bah- sediyor. Lem'i şimdi geri kalanmı artık | keşfetmişti. İhtiyar kadmınm sözleri | çocuğunun sözlerinin aynı idi... E- mineyi bu kadar şiddetle . heyecana düşüren bu hikâyeyi Dikmen şüphe. siz ki çok defalar işitmiş olacaktı. Hacer anne ağlayor kızını ve ken. disini müdafaa etmeğe ugraşıyordu: — Dikmenin bu sözleri dinliye- ceği, aklında tutacağı kimin aklına gelirdi beyefendiciğim? Bu kadarcık bir çocuğun bunları aklında tutaca. ğanı siz de umarmısız? Lem'i musamahakâr bir tavurla: — Tabü diyordu. Tabii aklında tutar. Küçüklerin yanında böyle mü, münasebetsiz şeyler söylemekten çe kinmek daha doğru olurdu. Zavallı Hacer anne acınacak bir halde idi. Kendi bakıp büyüttüğü bu güzel delikanlıyı çok seviyordu. Şim di önün çocuğunu da aynı sadakatla ayni sevgi ve $efkatle bakıp büyü- tüyordu. Genç adamım bulutlanan sertleşen çehresi önünde Veli ağa gi bi aynı akibete - uğrayatağını düşü- nerek tir tir titriyordu. Fakat Lem'inin Riddeti bu cok sade izahat karşısında oldukça sükü- net bulmuştu: Kadımcağızın alat- ,tığı şey çok tabü çok basit bir şeydi: Çocuk konuşulan şeyleri hafızasın. da tutmuştu. Ve bütün bu izahat i- çerisinde bir nokta vardı ki Dikme- nin babasına büyük ve derin bir he- 'yecan veriyordu. Bu da: Emine Nec Tâya şefkatle bakmıştı. Ve onu unur tamiyordu... olmayan (Devamı var) Ö AADER — Aiğem gea İstanbul konuşuyor (Baş tarafı $ üncüde) Sağ taraftaki bahçesinde Meşhur Niyet kuyusunun bulunduğu — tarafa gük yavrudan başka hepsi ellerini aç. muaş, hızlı fakat anlaşılmaz kelimeler- le bir şeyler söyliyorlardı. , Manzara, reszimde de göreceğiniz gibi hakikaten garipti. Bu resmi kaçırmaması için Aliye işaret edip derhal yanlarına sokul. dum. Kadın ve küçük çocuklar aynr an. laşılmaz kelimelerle birkaç dakika da- ha dua ettiler. İşleri bitince sordum: — Bir derdiniz var galiba, sizin hemşire? Kalm çarşafmın altından — yalnız | yüzünün bir kısmı görülen genç kas dım, sanki böyle bir suali çoktan bek. Myormuğ gibi derhal cevap verdi: — Kucağımdaki yavrum hastada biraz, çabuk şifa bulsun diye Merkez efendi habaya dtaya geldim. Sonra bir de niyetim var, Niyet kuyusu ba. şından biraz toprak alacağım. Sonra işim yolunda gidecek inşallah.. Bundan fazla bir şey söylemedi. Ço- cuklarını yanıma aklı ve biraz evveiki guhm gittiği istikamete doğru yürü. Tekkenin pencereleri önlerine daha gelenler de vardı. Fakat artık onları bekelmedim. Arkadaşlarımla beraber, ben de Ni. yet kuyusunun bulunduğu tarafa git- tim, 'Türbede ilk rasigeldiğimiz irili ufaklı grup ve üç çocuklu çarşaflı ka. dınla beraber, koca bulmak için dua. ya çıkmış.dört genç kız, üç çeyrek asırlık yaştam dâla kim bülr kaç se- ne uzaması için yalvaran bir ihtiyar kadm, hep Merkez efendinin Niyet kuyusu başında toplanmışlardı. büyük elçisi Ponsot dün şehrimize dönmüştür. Fransız büyük elçisi bu- İÇERİDE: * Beşiklaş halkevi sosyal yardım kohi ae dina Bebek bahçesinde 9 temmuz 1997 cu martesi günü aaat 18 den ttibaren zabaha kadar devanı edecek alan kır balo ve deniz # Gümrükler umumt müdürü Mahmut Ne dim beynelmlei turizm kongresinda bulun- mak ve tetkikat yapmıak üzere — Ayrupaya gitmiştir. ** Resmi evrak ve defterlerin — tmhasımın doğru olup cimadığı tarih kurumunca tetkik #dilmektedir. Tetkikat bitinceye kadar bun lar muhafaza edilecektir. * Benebi ve ekalliyet mektepleri bundan sonra bir şekilde diplama vereceklerdir. * Yeni ithal refimi kararaamesinin 1 tem muzda ilân edilip 1 teşrinlevrelde — meriyet mevkitne konulacağı anlaşılmaktadır. * Vangöllinde seyrüsefer işleri için tetki kat yapan iktisat vekâleti Geniz — müsleşri * motörlü yolcu tayyarelerinden Ikâl tem muz ortasında memlaketimiza gelecektir . * Ankarada yeni inşa edilecek Moclia, Ri- yazeticumhur ve Başvekâlet tinalarıma 4.3 milyom Hna sarfedilecektir. Yapılacak yeri göcmek Üzere meşhur mimarlar — Ankaraya çağrılmıştır. * Görarlik mildürtüğünün Galataya taşın ması Üzerine boşalan binaya lera — dafreleri nakledilecektir. Bunun için hazırlıklara baş- fanmıştır. * Yani Rize valisi eski belediye rela muma vini Nurf yarım vezifesine hareket edecektir. 53 HAZİRAN — 1937 —— Fransız kabinesi ihayet kurulabildi Eski Başvekil Leon Blum Başvekil muavinliğine getirildi Paris, 22 (A.A.) — Chautempa- iş arkadaşlarının listesini matbuata ver- dikten gonra aşağıdaki boyanatta bu. Tunmuştur: “Bundan böyle milli ekonomi komi. tesine Finans nazırı riyaset edecektir. Bir hariciye müsteşarlığı ihdas ettim. Ve bazı müsteşarlıklarda da tadilât Kabine, milletin arzusuna sadık ka. lacak ve barış ve mesai dahilinde halk ceplhesi progranunı takip ödecektir. Müstacel vazife hiç şüphestiz mali kal- | kınmadır. Kaki kabinede mesai arkadaşlığı. | mr yapmış olan ve teknik vasıfları şüp he kabul etmiyen Bonnetyi çağır- makta tereddüt etmedim. Cumhur başkanmın bana tevdi ot. tiği ağır vazifeyi iki meelisin itimatlı teşriki mesaisiyle muvaffakıyetli bir surette ifa edeceğimi ümüyorum.., Chautempa, beyanatının sonunda, hükümetin galr günil meclise çıkaca, ğını, çünkü finana bakanmmm Fransa- ya müteveeciren yola çıklığını ve ha, zır bulunmasının elzem olduğunu hil. dirmiştir. Kabinenin şekli Paris, 22 (A.A.) — Chatitemps ka- | İ aşağıdeki tarzda tegekkiül et. miştir: Başvekil: Chautemps, Develt nazırları: Sarraut (Radikal sosyalist), Violet (Sosyalist), Jaul Fauro (Soayalist), Başvekil muavini: Leon Blum (Sos yalist), Barbiye nazırı: Daladier (Radikal sosyalist), Hariciye nazırı: Delboa (Radikal sosyalist), Adliye nazırı: Vincent Auriol (Sos yalist), Dahiliye (Sosyalist), Maâaliye nazırı: George Bonne (Ra- dikal sosyalist), Bahriye nazırı: Campinehi (Radi. kal sosyalist), Hava nazırı: Pierre Cot (Radikal nazırı: Max Dormay ** Adliye vekili Şükrü Saracağlı Ankaran ya dönmüştür. ** İbni Sina Ihtifali dolayıalle — gehrimiza Belmiş olan profesörlerden Tricat Rayer ve Gamain dün Üniversitade birer Varmişlerdir. * Şirketihayriye vapurlarına radyo koy. TAĞAR karar vermiş ve Ük radyoyu Ti numa Tâlı vapura koymuştur. * Ridvan kaptanm yelkenlisi Çanakkale boğazında Killdbahir açıklarında den'ze daya Namiyarak batmış kaptanıa tayfa saatlerce daniz Üzerinde kaldıktan sonra baygın bir hal bae *öZ 2201216 1617 1948 2148 208 Maverayı Brdün vellahdi Pilistin — tayanı taraftarı olduğu için babaşı tarafından hap- #ettiridi. konferans | Maarif nazırı: Jean Zay (Radikal sosyalist), Nafıa nazırı: - Güsille sogyalist), * Ekağomi nazırı: Chpsal -(Radikal sosyailst), Ziraat nazırı: Monnet (Sosyalist). Ticaret nazırı: Fevrier (Sosyalist). Müstemlekât nazırı: Mouter (So8- yalis!), 'Tekalit nazırı: Rivlere (Sosyalist). P. 'T. Telefon nazırı: Lepas (Sos- yallst), Sıhhat nazırı: sosyalist), Müsteşarlar: Dahiliye: Ayband (Rad. Sosyalist), Finana: Seral (Sfio), Bahriye: Blan. eho, Hava: Andrand - (Sfio), Beden terbiyesi, spor: Lagrange (Sfio), Tek nik tedrisat: Julien (Rad. sosyalist), Zirsat: Liantezy (Rad. Sosyalist), Müstemleke Monnerville (Sosyalist), Nafıa: Rammudier (Sfto), Deniz ticare, ti: Tasse (Sfio), Ticaret: Hymana (8fio), iş: Serre (Sosyalist birliği hiz bi olan genç cumburiyet grupundan ). (Radikal Rucard - (Radikal Ispanyadaki en kahraman unsu , z Bask'lar Bir Tugiliz gazetesine göre Türk ırkına mensuptur İspanya harbının en kahraman ve şayanı dikkat unsurunu teşkil eden, Basklar çok cesür bir kavimdir. Vo içlerinden çok müteşebhis ve azimli gemiciler çıkmıştır. (Taymisz) gazeter sinde görülen bir fıkradan anlaşıldı. ğina göre Baaklar 1372 senesinda Ter re Neuve denilen adayı keşfetmişler. dir. Bask kaviminin dilinin Türkçe leh- çelerinden birine mensup olduğu son | samanlarda yapılan tetkiklerden an. laşılmıştır. Bu gekilde Türk arkından olan Baskların Kristof Kolamlbdan çok ev. vel Amerikayı buldukları ve Kolom- bun oalardan böyle bir kara parcası l bulunduğunu öğrenerek bir açık göz. lük yaptığı zehabı hasıl olmaktadır. ! * Maliye vekâleti bu sene de — Avrupaya talede gönderecektir. * Süleymaniye — kütüphanesinde — büyük Türk Mluz: İbol Sinanm eserlerinden mürek Kep bir sergi açılmıştır.. Sergi biz hafta açık kalacaktır. * Dahitiye vekâlöti Şahzadebaşında yapır lacak kanservatıtvar ve cpera binası için me mAfik umumiyeye hâdim istimlâk kararı ver müş ve bu karar dün belediyeye bildirilmiştir. # Maliye vekili Fuat Ağralı gayrimübadil ler işita bizzat maşgul olmaktadır. Yakında bu hususta gayrimlibadilleri — sevindirecek bir kürar vereceği umulmaktadır. Vuat Ağe ralı önümüzdeki kafta Avrupaya islirnhate gidecektir. DIŞARIDA: ğ # İlalya şarki İtalyan Afrikasının İmarı için & sanelik bir plân tatbik edecek ve buna 1? milyar fraak sarfolunacaktır. * General Göring, İtalyan — ekonomisi li derlerinden mürekkep komteyon azalarını ka bul elmişlir. Ba komisyon, Musolininin emr' | Mmücibince, dört sonelik plâmıza müşabih bir siyasi ve ekonomik faaliyet piâ | B P. * DMeşlir bir İngilis eski — Başvekil M. Baldvine 230 bi İngiliz Ürası — teberrü ete miştir., * Habeş impâratörunun Londrada bir ak şam gazetesi mukarriri aleyhine açtığı dâ vaya dün bakılmış ve gazeteci yazıyı hakâ ret kaadile yazmadığını ddi ettiğinden im parator davadan feragat etmiştir. * Simaladan bildirildiğine göre bir — çıfa yakalannış olan Manaza Alman heyeti se* feriyekinden yegdme hayatta kalan zat, DT- Taaftür. Heyeti Heferiye relak De. Kari Viet ölmüştür. * İngilterede faşizm Çezahüratı — menedil miştir.