20 Haziran 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NU 20 HAZİRRAN — 173" Cari, felâketini ilkönce bana ha- | B ber verdi. Karısı bir tüccarla kaçmış. “hri benim arkadaşımdı ve karısile | *Yvelce seviştiğimden de haberdar de. di. Üzülmemin şiddetini, kendisine lâyık olan muhabbetime atfetti. — Şimdi ne yâpacaksın? « diye sor. d“.m, — Ne yapayım? - dedi, +_ — Bu öküz herifin karınla rahat ra- t yaşamasına göz yumacak değilsin — Musallat olmamdan ne çıkacak ? Ârtık o beni'sevmiyor ki... Gözyaşını sildi. Tekrarladı: — Sevmiyor ki: — Karısıyla benim aramda böyle bir hâdise olsaydı, eski dostumun yi. he böyle ağlıyacağını düşünmüyor. lm, Benim de İffet üzerinde ayni de. Tecede hakkım olduğu kanaatindey- dim. Hattâ bir gün, kadıma: — — Kocanı terket. Benimle kaç! de- Miştim, O, bu teklifi kabul etmemişti. — Deli misin! Ben kocamdan mem. Tunum.., _ Sonra, garib bir tebessümle, ilâve #&tmişti: — — Muharrir mi?... Biktim.., Birin. den >yrrlıp ötekine varmak için mi? Yine kocamı tercih edefim... Hiç ol- Mazsa senin kadar müstebid değil. Bahri, keder içinde söyleniyordu: — Çok acı şey, dostum. Ona o ka- dar itimat ederdim ki... Beni sevdiğine €mindim. Sana izahat veremem. Fa - kat bazı ufaktefek hareketler vardır ça k ki, insanı aldatmaz. Evet, beni sevi. Yordu. ” İçimde isyan uyandı. S - 7 v bağfırmak istedi: —DAKmak nerin. MdümlRI Selü be. “VYor,Löyleyse ne demeye seni benim. aldatıyordu? - Herhalde o, zevkini seven bir kadın- ©. Olağan işlerdir bunlar. Frkekler, daima böyle hislere aldanırlar. 'Terkedilmiş koca yine inliyordu: - — Ne feci şey... Birlikte-az sıkıntı ?kaemiştik. Evlendiğimiz ilk günler, Sok parasızdık, Günlerce aç kaldık. Şimdi tam işlerim düzelmek üzereydi; Tahat etmiye başlamıştık; işte bu felâ kete uğradık. _ | — O tüccarı nereden tanıyoz? — Matbuat balosundan. Arkadaşlar Prezanta ettiler. Çok cakacı bir adam- dr, Hepimizi davet etti. Sabaha kadar &ezdirdi. Herhalde cebi epey dolu. Dünya kadar para sarfetti, Hem de güezl adam. Nereden bilirdim? Zaten bilseydim de elden bir şey gelmez ki... Arkadaşımın mütevekkil hali beni büsbütün sinirlendirmişti. Ertesi gün İffetin annesinin evine gittim. Kadın kızının sıkmtı çekmekten, bir kuruşu hesaplamaktan bıktığını, rahat etmek iğini söyledi. Kasşlarını kaldıra kaldıra: , — Damadım fena adam değildir. Fakat doğrusu kızıma lâyık — değil. Yavrucak he ıstirap çekmiş ölarak ki, böyle bir maceraya atıldı. Onu seven ÂArkadaşımın karıSiI... HABER — Akşam postası genç ve zenğin adama raslayınca, eh, bü kadar sıkmtıdan sonra biraz rahat etmek onün hakkı... Hınzır kocakarıyı pataklımak ar. " Zusü içimde uyandı. — Sehin kizım orospunun biri! Be. + nimle de fingirfişi vardı! - diyı_a b_nğır mak dilimin ucuna geldi? Kendimi zor tuttum, Bahrinin beni İffeti bulmak için yolladığını söyledim. “Bir iş var.,, de- Yyip adresini istedim. Kadın, lâkayt bir tavırla: — Çok uğraşırsın oğlum onları bul- mak için... Onlar Mısıra gittiler... Tabif oralara kadar kovalıyamaz. dim yaw. Günler, aylar geçti. Kendi kendime kudurdum. Kendimi yedim, Bahri, mahkemeye müracaat etme. mişti, Birkaç zaman sonra ilfoya ya. kalanarak öldü. O sıralarda İffet tek- rar İstanbulda göründü. Kocasımın ve fatını gazetelerde okumuş. Bir gün e- vime geldi. — Zavallı Bahriciğimin ölümü hak. kında sizden havadis istiyorum! . de. di. Benimle gayet resmi konuşuyordu. Kalbim atmıya, kanım kaynamıya baş ladı. Öfkeyle: * — Amma yüzsüz kaltakmışsın ha... Bu marifetleri yaptıktan sonra, üste. lik utanmadan gelip havadis stiyor. sSun. Gitmek üzere geriledi. Elinden ya- | kaladım, — Kocan nasıl ölmüş, sana ne”... Sağken pek alâkadar mıydın sanki?... Niçin adamcağızı terkettin?... O ka- dar sevseydin bırakıp kaçmazdın. iki. "—miz de üzüntüden geberseydik, tekrar dönecek değildin. — Rica ederim! . dedi. . Kendinize onun yanında tasnif etmeyin. — Vay! Demek ben hiçe sayılırım ha?... Lâkayt gözleriyle yüzüme bakarak: — Evet! . dedi. Ve sonra ilâve etti: — Hem de işin esasını anlamak is. terseniz işte doğrusu: asıl sizin yüzü- nüzden kaçtım. Siz olmasaydınız za- vallı Bahriciğime bu acıyı hissettir. mezdim, Belki ayrılırdım. Fakat ya. Vaş yavaş, tatlılıkla, onu alıştırarak.., Siz varken bunu yapamazdım. Çünkü işin farkına varınca her seyi kocama söylemeniz ihtimal dahilindeydi, ' & Peki ama, benden sikâyetiniz neydi? — Sizi artiık sevmiyordum. Zaten sizi hiçbir zaman Sevmemiştim. İlk n'ünasebetimizden itibaren hisasiyatırm da aldanmış olduğumu anlamıştım. Sonra gözleri yaşla dolarak — ilâve' etti: — İşte ,sizin yüzünüzden zavallı Bahriciğim ne acılar cekti.., “ Nakleden: Hatice Süreyya | (a nni 21 — Genç adam yaptığı İşi bir defa daha Bösterdi: ' Çok basit, dedil Genç adam, kendisine karşı böyle şiddetli hareket edan birine Inciyi nasıl çaldığını an- latmaktan başka care olmadığını görüyordu: | Sonra bu, bekçilerin gözüönünde, açıktan üe CIğa yapılmış bir şeydi. “Evvelâ makvatla Lord Valmöndün, iylce K Tenton amcanın ruhu habisi Yazan : Niyazi Anmet 67 Fransa - sene evvel bu gün İtalya ve Prusya anlaştılar Müfrit bir suihün propagandasını yapan Fransa bir hafta içinde harp ilân etmisti Prusya ile Fransanın arası son derece gergindi. Bunun sebebini bir harp tarihi mukaddemesinde şöyle anlatılıyor: , “Biribirlerine son derece husu- meti olan iki millet arasındaki itti- fak, barutla — ateşin birleşmesi gibi küçük Prusya ile başlıyabilir. Her iki taraf muharebeden kaçmarzak — sulh içinde geçinmek istiyorsa da Fransa Prusyanın üstünlüğünü çekemiyor, Her hareketinden bir muharebe kor- kusu çıkarıyordu. Sulh, küçük bir vukuatla mahvolabilir bir halde idi.,, Bu husustaki deliller - arasında, mühendis Moni'nin plâni göstemek_ tedir. İhtiyar mühendis Golard demir yolü hakkında heyeti vekileye bunu sualle sormak , üzere hükümetten müsaade istemişti. "İsviçre devletinin şimal sahrasın- dân doğrudan doğruya İtalya dîVlC' tinin sahrasiyle birleşen Alp dağları aralarından İtalya sahralarma bü- yük bir demiryolu açmak İvsiçre hü, kümeti tarafından da düşünülmüş- tü. Fakat bunu temin edebilmek hadsiz, hesapsız paraya mütevakkıf- tı. Sonra yolun hangi taraftan açı- lacağı hakkında ehli vukuf arasında ihtilâf çıkmış, münakaşalar almış, yürümüştü. Birçok mühendisler da- gın delinmesini, bazıları bunun im- kânsızlığını ileri sürüyorlardı. © Çok uzun münakaşalardan son- ra Alp dağlarını üç dört taraftan del: mektense Sen Gotar dağınm delin- mesine muvafık görülmüş ve bu mı- retle karar verilmişti. Fakat bu da çok masrafla olacak bir işti. İsviçre hükümeti yalnız başma bu işi başa- ramıyacağını — biliyordu. Bir şirket teşkili de olamazdı. Yapılacak bir iş vardı. Prusya — Fransa ve İtal- ya arasında anlaşmak. 1870 yılr 20 haziran günü 67 sene | evvel bugün üç devlet Varen mua- hedesini imzaladılar. M ö Vp Tağ Muahede umumi bir memnüni: | yet uyandırmıştı. Sezilen harp ko- kusunun bu suretle yök - edildiği w muluyordu. FPFransa başvekili" Oli: ver, rakiplerine galebe ederek sulh taraftarlığını yaymış ve hayli adam toplamıştı. Fakat gizliden gizliye Prusya aleyhtarı Fransızlar hareket: teydiler. Bu'en büyük düşmanı Mahvetmenin lüzümünü telkin için | hiç bir şeyden geri durmüyorlardı. Fakat Fransa, harp'edemiyecek hal- deydi. Asker mevcudünu azaltıyor ve bu metliste kabul ediliyordu. Başve- kil Oliver bu hususu meclisin tasdik etmesini * müteakip sulh fikirlerini yapmakla kalmadı. İlân etti. Sulhçü Başvekil Oliver — Fransa sulhçudur. Beşeriye- tin sulh ve sükün içinde yaşaması için sarfettiği mesai ortadadır. Deniyaordu. Bununla- beraber komşu - ye Fransaya düşman devletler vaziye- tin mahiyetine nüfuz edemiyorlar- Bu misale tarihte nadir rastlanır. Çünkü Fransa müfrit bir sulhçuluk propagandası yaparken tam bir haf- ta içinde harp ilân edilmişti. Buna kimse inanamıyordu. — Fransa ilânı harp etmiş.. Sözü âdeta bir lâtife telâkki edi- liyardu. Harbe sebep İspanya meselesiy- di. İspanya kralice ve Burbon hane- danımndan yedinci Ferdinandonun / kızı İzabella, tahtından indirilmişti. İşte bu işe müdahale eden Fransa, İspanya tahtma Prusya hanedanın- dan ve — Hohenzellern'den prens Fredrik'in getirilmek istenmesi har- yol açmıştı. rî—lABERâ AKSAM POSTASI İDARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İsta Telgraf adresi: lsıanb:ıı’tşggıâq Yazi işleri telofonu ; 2RAT2 idare ve ilân 124370 ABÖNE ŞARTLARI Türkiye Eenebi Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. 6 aylık 730 « 1450 » 3 aylık 400 » 800 * aylık sö , 300 . Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us L&m!dığı yer (VAKIT) matbaası A, | elektrik koyduğu bataryasına — bağliı bir çelik telle büyük Salonun şöminesinin bacasından küçük bir bomba sarkıtmıştı. ““Bütün bünları yaptıktan sonra tahribat yapmadan yalnız gürültü çıkaracak — olan bombayı patlatmıştı., 23 — “Sonra a kapıyı çalmış, — Stafford gelip açmış, patlayan bomba yüzü suyu hür metine inclyi aşırmıştı. Z ,_ ia hırsı — Siyah 'Telefon telinin öbür ucundan teshir edilmi 4 gibi hissolunan canlı bir ses; — Çok ustaca, çok mahirane, dedi ve İlâvu etti: — Bu, bana sizden bir maharet daha gös termenizi istemeve cesaret veriyor... — Ne yapmalıyım? 24 — Gene bu gece, inciyi aldığımız Loördün kasasına brrakmak., | *& d4k — 1...'—'vîıı-mı; İsanamaandlı Klrmeam semaamİz Siyah centimen, — koltuğuna — dilşer giti oturdu. BÜU ee eli e aa dema A G W a l centiımen — Nasıl, alay mi ediyorsunuz ? Süylediklerini tekzip etmeyen tatlı bir ses' — Alay değil, dedi. Bir emir. Diyelim ki üç saat zarfında inci yerine konmadığı tak- dirde Scotland Yard muharrir Velbert Vale lingle siyah centilmenin ayni adam olduğunu öğrenecektir. Geceniz hayrolsun! 25 giştirmeyi düşündü. — Sonra bir hileye başvurmayı tasarladı: Kol_ı-e_vi işim bildirme den iade etmek. Bu hal şekli ona dürüst bir yol görünmedi. Ateşle oynamaya devüm etmeyi tercih et ti. Mücadele yolunü seçti, Kendisine bir ka dınm meydan okuyordu. Pekâlâ, Esrarengiz çalışmalarında kullandığı alet ae FG

Bu sayıdan diğer sayfalar: